
Öldürme Suçunda Objektif Unsurlar ve Kastın Belirlenmesi
Giriş
Türk Ceza Hukuku’nda kasten öldürme suçu (TCK m.81), insan yaşamını korumaya yönelik en ağır yaptırımlarla düzenlenen suç tiplerinden biridir. Suçun oluşumu için failin kastının niteliği, hareketin icra ediliş şekli ve ölüm neticesinin meydana gelip gelmediği büyük önem arz etmektedir. Bu makalede, öldürme suçunun objektif unsurları ve özellikle kastın belirlenmesi sorunu detaylı olarak incelenecektir.
I. Objektif Unsurlar
1. Hareket
Öldürme suçu, serbest hareketli suç niteliğindedir. Failin fiili, ölüm sonucunu doğurabilecek herhangi bir davranış olabilir. Örneğin; ateş etme, bıçaklama, boğma veya zehirleme gibi fiiller öldürme suçunun hareket unsurunu oluşturabilir.
2. Netice
Öldürme suçunun tamamlanabilmesi için ölüm neticesinin gerçekleşmesi gerekir. Bu netice, biyolojik anlamda kişinin hayatının sona ermesi demektir. Neticenin gerçekleşmediği, ancak ölümün gerçekleşmesi yönünde icra hareketlerine başlanıldığı durumlarda ise teşebbüs hükümleri gündeme gelir.
3. Nedensellik Bağı
Failin hareketi ile ölüm sonucu arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Öğretide günümüzde ağırlıklı olarak şart teorisi (conditio sine qua non) benimsenmektedir. Buna göre, neticenin gerçekleşmesinde “onsuz olmaz” nitelikteki her şart hukuken illiyet bağını kurar.
Modern ceza hukuku yaklaşımı, yalnızca nedenselliği değil, aynı zamanda objektif isnadiyet ilkesiyle neticenin faile yüklenip yüklenemeyeceğini de tartışmaktadır.
II. Öldürme Kastının Belirlenmesi
Failin kastının belirlenmesi, onun iç dünyasına dair bir husus olduğundan doğrudan gözlemlenemez. Bu nedenle kast, failin dışa yansıyan davranışlarından çıkarılmaktadır. Yargısal ve doktrinsel ölçütler çerçevesinde şu kriterler dikkate alınır:
- Fail ile mağdur arasında olay öncesinde ciddi bir husumetin bulunup bulunmadığı,
- Kullanılan aracın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
- Mağdura yöneltilen darbe sayısı ve şiddeti,
- Darbelerin hayati öneme sahip organlara isabet edip etmediği,
- Failin davranışlarını kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenin etkisiyle mi sonlandırdığı,
- Suç aletinin kullanılış biçimi,
- Failin olay öncesi, sırası ve sonrası mağdura yönelik davranışları ve sözleri.
Eğer failin eylemi, kullanılan vasıta, seçilen hedef organ ve saldırının yoğunluğu itibariyle ölüm sonucunu beklenir bir netice haline getirmişse, failin öldürme kastıyla hareket ettiği kabul edilmelidir.
I- OBJEKTİF UNSURLAR
Hareket ( öldürme suçu serbest hareketli suçtur)
Netice (doğal anlamda ölümün gerçekleşmesi gerekir, teşebbüse müseattir. )
Nedensellik bağı (hareketle netice arasında illiyet bağının bulunması gerekir) bu gün öğretide şart teorisi savunulmaktadır. Buda klasik suç teorisi ve modern ceza hukuku öğretisi şeklinde iki ayrı değerlendirme şekli mevcuttur. Neticenin oluşması açısından onsuz olmayan her şart ceza hukuku manasında illidir.
A. Öldürme Kastının Belirlenmesi
Esasen failin iç dünyasını ilgilendiren kastının niteliğinin belirlenebilmesi için dış dünyaya yansıyan davranışlarından hareketle sonuç çıkarmak olanaklıdır. Başka deyişle, failin olay öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışları kastının belirlenmesinde ölçü olarak alınmalıdır.
Bu durumda;
a) Fail ile ölen arasında olay öncesine dayalı, ciddi bir husumet bulunup bulunmadığı,
b) Failin olayda kullandığı aracın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
c) Ölendeki darbe sayısı ve şiddeti,
d) Darbelerin vurulduğu bölgelerin hayati bakımdan önemi,
e) Failin davranışlarına kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenin etkisiyle mi son verdiği,
f) Failin suç aletini kullanış biçimi,
g) Olay öncesi, esnası ve sonrasında failin ölene (veya mağdura) yönelik davranışları ve sarfettiği sözleri gözetilmeli, tüm bu kıstaslar birlikte değerlendirilerek sanığın saklıda kalan “derunî” nitelikteki kastı ortaya çıkarılmalıdır.
Bir eylemin nedeni, sanığın olay yerine hazırlıklı gelmesi, fiilin iradiliği, nitelik ve şiddeti, suçta kullanılan vasıtanın cinsi, yaranın meydana geldiği yer, eyleme maruz kalan organların hayati önemi haiz olması, olayın seyri ölümü “beklenir sonuç” haline getirmişse failin öldürme kastıyla hareket ettiğini kabullenmek gerekir (CGK, 06.02.1996, 1-380/4; CGK, 09.06.1998, 1-126/218).
Suç aletleri ikiye ayrılmaktadır. Öldürmek için kullanılan aletler (tabanca gibi) ve esasen öldürmek için hazırlanmamış aletler (taş veya sopa gibi). Ancak kast sadece suç aletine göre belirlenemez. Bir tabanca yaralama için kullanılabileceği gibi, bir taş da öldürmek için kullanılabilir.
Suç aletinin objektif olarak elverişli olup olmadığı da ayrıca göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin şeker öldürme için elverişli bir araç değilken, şeker hastasına glikoz enjekte edilmesi öldürücü olabilir (Özkaya/Özkaya, 75). Keza silahın etkisi ile etki mesafesi de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yakın mesafeden av tüfeklerinin insan vücudunda oluşturacağı tahribat, tabancaya göre daha fazladır. Kullanılan saçmanın sayısı ve türü önemlidir. Şevrotin denilen iri saçma atar nitelikte ise tabanca gibi etki doğurabilir.
“Olayda kullanılan silahın türü itibarıyla, tek bir atışla çeşitli büyüklüklerde ve çok sayıda saçma tanesi isabet ettirebilme olanağı sağlaması nedeniyle av tüfekleri, vücut bütünlüğüne zarar verme ve ölüm sonucunun elde edilmesinde son derece etkili bir silahtır. Sanık tarafından etkili mesafe olan 3 metreden yapılan atış ile çok sayıda isabet sağlandığı, bu suretle beden bütünlüğü üzerinde önemli tahribat oluşturulduğu, bacak bölgesinden geçen büyük atar ve toplardamarlara çok sayıda saçma tanesi isabetinin yarattığı iç ve dış kanama sonucu hastanede yapılan tedaviye rağmen ölüme neden olduğu dikkate alındığında, suç aleti ve tüfeğinin ölüm sonucunu elde etmeye elverişli ve etkin biçimde kullanıldığı açıktır” (CGK, 26.3.2002, 1-55/220). “Suçta kullanılan orağın niteliği, olayda etkin biçimde kullanılmış olması, darbenin sağ uylukta 8 cm derinliğe ulaşıp femoral arter kesişine neden olacak ve derhal ölüm sonucunu doğuracak şiddette yöneltilmiş olması karşısında sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu” anlaşılmaktadır (CGK, 27.11.2001, 1-264/277).
Atış veya darbe sayısı da kastın belirlenmesinde önemlidir. Baş, göğüs ve karın bölgesi yaşamsal öneme sahip bölgelerdir. Bu bölgelere yönelik saldırılar öldürme kastına işaret edebilir (CGK, 11.1972, 1-160/367). Bu bakımdan mağdura ilk müdahaleyi yapan hekimin raporu büyük önem arz etmektedir, zira bu rapora göre yaraların doğası, durumu, sayısı ve derinliği beklenebilecektir.
Hayati tehlike ile kast edilen, fiilden sonraki kısa bir zaman süresi içinde ölüm tehlikesinin bulunduğudur. Adli tıp bakımından bu yönde bir rapor verilebilmesi için bu tehlikenin bir kez dahi olsa varlığı yeterlidir.
Gerek silahlı gerekse silahsız atışlarda (taş vb.) fail ile mağdur arasındaki mesafe ve olay yerinin özellikleri önemli bir rol oynamaktadır. Failin mağdurun yakınında olmasına rağmen hayati bölgelere ateş etmemesi öldürme kastının olmadığını gösterebilir (1. CD, 25.3.1970, 2445/1308). Buna karşılık yakın mesafeden çok sayıda atış öldürme kastına işaret eder (1. CD, 30.3.1982, 768/1215).
Olay yeri, olayın zamanı ve hava durumu da önemli rol oynayabilir (Özkaya/Özkaya, 76).
Bir tartışma sonrasında failin iyi nişan alamayıp hayati bölgelere isabet ettirmiş olması mümkündür. Bu nedenle benzer olaylarda hemen de öldürme kastının bulunduğu kararı verilmemeli (1. CD, 9.5.1988, 1396/2033) ve failin hedef seçme olanağının bulunup bulunmadığı da göz önünde tutulmalıdır (CGK, 13.05.2003, 1-124/153). Dolayısıyla kavga ortamında meydana gelen olayda sadece isabet bölgesi değil, darbenin sayısı ile şiddeti; vücudu ne şekilde etkilediği ve hayati tehlike olup olmadığı da araştırılmalıdır (CGK, 14.12.1999, 1-278/308). “Kavganın hareketli ortamında her iki katılana da sadece birer bıçak darbesi vurmakla yetinmiş ve engel neden bulunmadığı halde bıçaklı saldırısını sürdürmemiş… Bu itibarla olayda yaralama kastı ile hareket edildiği anlaşılmaktadır” (CGK, 24.06.2003, 1-149/196). “Mağdurun silahlı saldırısına maruz kaldıktan sonra sanığın gizlendiği ve kendisini emniyete aldığı direğin arkasından korunma içgüdüsü ile bu amaca matufen gece karanlığında rasgele yaptığı tabanca atışlarında öldürme kastı olamayacağı…” (1. CD, 4.4.1988, 1166/1370).
Failin fiil Sırasında Söyledikleri, Sanıkların ateş ettikten sonra küfrederek “biz adam öldürürüz” diye bağırarak uzaklaştıkları olayda, Yargıtay olayın gelişim biçimini de göz nünde bulundurarak öldürme kastının bulunduğuna karar vermiştir (1. CD, /.04.2002, 4744/1363).
Olayın nasıl geliştiği ve sona erdiği de, kastın tespitinde önem arz eder (CGK, 19.1.1970, 596/19). Failin imkânı olmasına rağmen ateşe devam etmemesi, yaralama kastı olarak değerlendirilebilir (CGK, 3.4.1990, 418/872).
Engel Sebepler, Failin hareketlerini yarıda bıraktığı hallerde, bunun sebebi de kastın tespitinde rol oynayabilir. Failin elinde imkân olmasına rağmen, hareketlerini sonlandırmayıp, yarıda bırakması yaralama kastına işaret edebilir (CGK, 19.1.1980, 596/19; CGK, 7.12.1987, 328/573).
Failin Suçun İşlenmesinden Önceki ve Sonraki Davranışları
Failin suç işlenmeden önceki hazırlıkları, örneğin mezar kazması gibi, öldürme kastına işaret edebilir. Olaydan sonra kaçma veya polise teslim olma da kastın belirlenmesinde belirleyici olabilir
Fail ile mağdur arasında bir düşmanlığın bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. (CGK, 19.1.1970, 596/19). Failin düşmanca hareket etmesini gerektiren bir sebebin bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir (Özkaya/Özkaya, 76).
3. Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Failin kastının hiçbir şüpheye yer vermeyecek derecede belirlenememesi durumunda, şüpheden sanık yararlanır evrensel kuralını uygulamak gerekir.
“Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi, ceza yargılaması hukukunda geçerli olan ve mevzuatımızda yazılı olarak hükme bağlanmamış bulunan bir ispat kuralıdır. Şüpheden sanık yararlanır kuralı sadece beraat karan verilmesi gereken hallere münhasır değildir. Öldürme kastı ile yaralama kastı arasında şüphe bulunan hallerde de bu kuralın uygulanması gerekir
Kast insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olup kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir.
İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 31.03.1986/8-153; 21.05.1984/388-178; 12.12.2000/245-250; 28.03.2000/42-56; 22.05.2001/100-108; 24.06.2003/149-196; 08.07.2003 196-212; 30.09.2003/226-229 ve 31.03.2009/248-82 gün ve sayılı kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; suç nedeni, kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, isabet alınan bölge, darbe adedi ve şiddeti, failin suçtan önceki ve sonraki davranışları, aradaki husumet, hedef seçme olanağının bulunup bulunmadığı, mağdurdaki yaraların yerleri ve nitelikleri, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütlere başvurulmaktadır.
Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
KASTIN ÖLDÜRME OLDUĞUNU KABUL EDEN KARAR ÖRNEKLERİ
ESAS NO : 2008/10328
KARAR NO : 2009/160
Katılanla evli iken boşanan sanığın, ev nedeniyle açtığı davayı kaybettiğinden aralarında husumet başlayan katılanı önce tehdit ettiği, olay günü de silahla etkili mesafeden görerek ısrarla çok sayıda atış yapıp üç isabet sağladığı, atıştan sonra mağdurun kaçarak sonucu önlediği anlaşılmakla, sanığın ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, öldürmeye teşebbüs yerine yaralama suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
• suçta kullanılan aletin öldürmeye elverişle olması, atış sayısı, mağdurun kaçarak engel halin oluşması
ESAS NO : 2007/8625
KARAR NO : 2009/512
Sanığın bıçakla hedef gözetmek suretiyle mağdur-katılanın kalça ve göğüs bölgelerine şiddetli bir şekilde vurarak hemopnömotoraks nedeniyle tüp torakostomi uygulanmasına ve hayati tehlike geçirmesine neden olduğu, mağdurun yere düşmesi ve sanığın arkadaşları Şenyurt ve Cemil’in sanığa müdahale ederek elindeki bıçağı almaları üzerine eylemini tamamlayamadığı ve olay yerinden uzaklaştığı olayda;
aa-) Hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin özelliği, yaraların sayısı ve niteliği, engel durumun varlığı hususları dikkate alındığında, sanığın ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, öldürmeye Teşebbüs suçu yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde silahla kasten yaralama suçundan karar verilmesi,
• suçta kullanılan aletin öldürmeye elverişli olması, darbelerin şiddeti, yerleri ve doğurduğu zarar, engel halin varlığı
ESAS NO : 2008/5082
KARAR NO : 2009/516
Olay günü Gül çay bahçesinde oturmakta olan mağdurun yanına gelen sanığın, bilinmeyen bir sebepten dolayı mağdurla tartıştığı ve hamili olduğu tabanca ile ateş ederek mağdurun sol omuzdan giren kurşunun skapula mediaiden çıktığı, atışın hayati bölgelere yöneltilerek yapılması dikkate alındığında öldürme kastı ile hareket ettiğinin kabulü ile öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde suç vasfının belirlenmesinde hata edilmesi,
• suçta kullanılan silahın öldürmeye elverişli olması ve atışın hayati bölgeyi hedef alması
ESAS NO : 2008/10496
KARAR NO : 2009/694
Sanığın, mağdur Hacı İsmail’i sol omuzda bir, sol skapula altında üç adet olmak üzere toplam 4 yerinden bıçakladığı, skapula altında tanımlanan bıçaklardan en az birinin göğüs boşluğuna girerek hemopnömotoraksa neden olarak mağdurun hayati tehlike geçirilmesine sebebiyet verdiği, darbelerin mağdurun hayati bölgelerine yöneltilerek yapılması dikkate alındığında öldürme kastı ile hareket ettiğinin kabulü ile öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde suç vasfının belirlenmesinde hata edilmesi,
• öldürmeye elverişli bıçakla hayati bölgelerin hedef alınarak birden fazla kez şiddetlice vurulması ve meydana gelen zarar
ESAS NO : 2008/3033
KARAR NO : 2009/910
Oluşa, dosya kapsamındaki delillere, Tepecik Eğitim Hastanesi’nin 01.09.2006 tarihli raporuna ve Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi’nin 16.05.2007 tarihli rapor içeriğine göre, olay günü mağdurun, maktul Ali Osman ile birlikte sanığın evine geldiği, sanık ile maktülün özel meselelerini konuşmak üzere evin içine girdiklerinde mağdurun evin bahçesinde beklediği, içerde sanığın maktülden kaynaklanan haksız tahrik altında tabancayla Ali Osman’ı vurmasından sonra, dışarıda bekleyen ve sanığa yönelik hiçbir haksız hareketi bulunmayan mağdura, tabanca ile çok sayıda ateş ederek, göğüs sol orta aksiler hatta kurşun sıyrığı, sırt yan 7. kot hizasında ateşli silah yarası, sağ uyluk proksimalinde kurşun giriş çıkışı yaparak ve sol dirsekte sıyrık oluşturarak vurduğu anlaşılmakla, kullanılan aletin elverişliliği, atış mesafesi, atış sayısı ve isabet yerlerinin hayati önem taşıması karşısında, sanığın eylemindeki kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulü ile kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar vermek gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması;
• kullanılan aletin elverişliliği, atış mesafesi, atış sayısı ve isabet yerlerinin hayati önem taşıması karşısında,
ESAS NO : 2007/9335
KARAR NO : 2009/997
Alaettin’e ait portakal bahçesine sanıklar Savaş ve Rifat’ın izin almaksızın hint keneviri ektiği, kenevirlerin sulamasını, bakımını sanık Rifat’ın yaptığı ve aynı zamanda elinde tüfekle burayı koruduğu, olay günü maktül ve yanındaki tanıklar Müslüm, Mehmet B, Mehmet K ve Mehmet M’nin , sanık Rifat’ın koruduğu bahçeden hint keneviri çalmak istediği, tanık Mehmet Maruf’un yolun kenarında beklediği, maktül ve diğer tanıkların bahçe içine girip kenevir çalmak isterken sanık Rifat’ın, eşi Fikriye’nin uyarısı üzerine sanığın, av tüfeği ile maktül ve arkadaşlarını kovaladığı, arkada kalan ve hızlı koşamayan maktüle tüfekle ateş ederek oksipital ortadan giren iri saçma tanesi ile vurduğu olayda ; sanığın maktülü kovalayarak hedef gözetip ateş etmesi sonucu gerçekleşen olayda doğrudan kastla hareket ettiği, kasten insan öldürme suçunu işlediği düşünülmeden yazılı şekilde olası kastla öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
• kullanılan aletin elverişliliği, hedef alınan bölge
ESAS NO : 2009/1973
KARAR NO : 2009/1060
Sanığın, daha önce kendisine küfreden mağduru olay günü işyerinde sırtı kapıya dönük vaziyette çalışırken gördüğü, elindeki balta ile mağdurun ensesine bir kez vurduğu, mağdurun yere düşmesi üzerine olay yerinden ayrıldığı, mağdurun işyerinden dışarı çıktığında da etraftakilere mağdura yardım etmemeleri konusunda sinkaflı küfürler ettiği, Adli Tıp Kurumu raporundan , kafa ve ensede geniş yumuşak doku yaralanması, boyun omurlarının C 6-7 düzeyinde omurilik kontüzyonu, zedelenme ve çevre yumuşak dokularda hematoma neden olan yaralanması nedeniyle hayati tehlike geçirdiği, 25 gün iş ve güçten kalmasına neden olduğu, sağ alt ekstremitede monoparezi bulunduğu, hafif aksayarak yürüdüğünün belirlendiği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan kasten insan öldürmeye teşebbüsten cezalandırılması gerektiğinin düşünülmemesi,
• kullanılan aletin elverişliliği, darbe sayısı tek ise de doğurduğu zarar itibariyle şiddetli bir şekilde vurulduğunun anlaşılması, sonucu aldığını düşünen sanığın oradan uzaklaşması,
ESAS NO : 2008/10390
KARAR NO : 2009/1081
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanığın tabancayla yakın uzaklıktan 4 el ateş ederek mağduru sağ uyluk,sol uyluk ve sol kururisten yaraladığı,sağ uyluktaki femoral arterde lezyona neden olup hayati tehlike geçirmesine neden olduğu olayda;
Eylemde kullanılan silahın özelikleri, atış mesafesi, atış sayısı, hedef alınan vücut bölgesi ve meydana gelen yaralanmaların niteliği dikkate alındığında,ortaya çıkan kastın öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde yaralama suçundan hüküm kurulması,
• kullanılan silahın özelikleri, atış mesafesi, atış sayısı, hedef alınan vücut bölgesi ve meydana gelen yaralanmaların niteliği
ESAS NO : 2007/9710
KARAR NO : 2009/1319
Olaydan önce, mağdur Erdal’ın, sanık Mevlüt’ün oğlu olan tanık Yusuf’tan otuza yakın güvercin satın aldığı, birlikte zaman zaman güvercin uçurdukları, olaydan iki gün önce mağdur Erdal’ın evde olmadığı bir zamanda güvercinlerinin çalındığı, mağdurun, Yusuf’tan şüphelendiği, olay günü yanında tanıklar Orhan ve Esat olduğu halde Yusuf’un yaşadığı köye giderek kahveden çağırdığı Yusuf’u arabaya alarak köy dışına götürüp kuşlarını çalıp çalmadığını sorduğu, Yusuf’un iddiaları kabul etmediği, mağdur ve yanındakilerin Yusuf’u dövdükleri, getirip köyüne bıraktıkları, aynı gün akşam, mağdur Erdal’ın, yanına diğer sanıklar Şeref, Eyüp ve tanık Mehmet’i alarak, Yusuf’un köyüne gelerek, mezarlığın yanında buluştukları, Yusuf’la konuşmaya başladıkları, burada mağdurun güvercinlerinin iadesini istediği, uluorta bağırarak küfürlü konuştuğu, olay yerine yakın alanda top oynayan aynı köyden tanık gençlerin, küfürlü konuşmadan rahatsız olduğu, mağdura ve yanındakilere tepki gösterdikleri, arabanın arkasında oturan sanık Eyüp’ün, av tüfeği ile havaya ve top oynayan tanık gençlerin üzerine doğru ateş ettiği, tanık gençlerin mağdurun arabasını taşladığı, mağdur ve yanındakilerin araba ile kaçmak isterken sanık Mevlüt’ün, mahallinde yapılan keşifte saptandığı üzere, mağdur Erdal’ı hedef alarak sekiz buçuk metre mesafeden, saklandığı ağaçların arkasından tüfekle en az iki defa olmak üzere birden fazla ateş ettiği, arabayı süren mağdurun saçma taneleri isabeti neticesinde sol kaşı üzerinden, frontalden, sol mandibuladan, sol oksipitalden, burnundan ve gözünden yaralandığı, sağ gözündeki yaralanmanın uzuv kaybı niteliğinde olduğu, mağdurun kullandığı araba üzerinde, şoför mahallinde yoğunlaşacak şekilde çok sayıda saçma izi meydana geldiği olayda ; Atış sayısı, atış mesafesi, isabet yerleri, mağdurun arabayı hızla olay yerinden uzaklaştırması neticesinde sanığın eylemini tamamlayamaması gözetildiğinde açığa çıkan kastın öldürmeye yönelik olduğu, sanığın kasten insan öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
• Atış sayısı, atış mesafesi, isabet yerleri, mağdurun arabayı hızla olay yerinden uzaklaştırması neticesinde sanığın eylemini tamamlayamaması
ESAS NO : 2009/334
KARAR NO : 2009/1363
Oluşa, dosya ve rapor içeriğine göre; sanığın tabanca ile mağdur-katılanı hedef alarak ateş etmesi sonucu, saçlı deride occipital solunda, sağ ve sol uyluklarda mermi çekirdeği yarası, sol uyluk üst dış bölümünde ise mermi çekirdeği sıyrığı oluşturacak şekilde yaralanmasına neden olduğu ve ölüm sonucunu aldığını düşünen sanığın diğer sanık Bayram ile birlikte oradan uzaklaştığı olayda;
Hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin özelliği, yaraların yeri ve sayısı hususları dikkate alındığında, sanığın ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, Kasten İnsan Öldürmeye Teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek Silahla Kasten Yaralama suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
• Hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin özelliği, yaraların yeri ve sayısı
ESAS NO : 2008/102
KARAR NO : 2009/1426
Sanığın, maktulden sigara istediği, maktulün sigaram yok diyerek vermediği, bu duruma kızan sanığın yakında bulunan evine giderek, bıçak alarak tekrar maktulün yanına geldiği, bıçakla maktulün sırt, göğüs ve kol bölgesine toplam beş bıçak darbesi vurduğu, maktulün yanında bulanan tanıklar Önder ve Mehmet’in müdahalesi üzerine sanığın olay yerinden kaçtığı, maktulün, diyafragma yırtılması, batın içi organların göğüs boşluğuna fıtıklaşması ve boğulmasıyla gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü olayda; hayati bölgeler hedef alınarak şiddetle vurulması, meydana gelen yaraların niteliği, engel nedeniyle eylemin sürdürülememesi alındığında, eyleme bağlı olarak açığa çıkan kastın öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, kasten öldürme suçundan hüküm kurulması gerekirken suç vasfının kastın aşılması suretiyle öldürme olarak nitelendirimesi suretiyle eksik ceza tayini,
• hayati bölgeler hedef alınarak şiddetle vurulması, meydana gelen yaraların niteliği, engel nedeniyle eylemin sürdürülememesi
ESAS NO : 2008/6569
KARAR NO : 2009/1451
Sanık Veysi’nin, kız arkadaşıyla görüştüğünü düşündüğü mağdur Fırat’a karşı husumet beslediği ve bu husumete bağlı olarak olay günü yanına yeğeni olan diğer sanık Devrim’i de alarak Fırat’ın evinin bulunduğu sokağa gittikleri, burada Fırat’ın içinde bulunduğu araca hedef alarak birden çok ateş etmeleri sonucunda, aracın sağ ön cam ve sağ arka kapısına mermi isabet ettiği ancak aracı kullanan mağdur Vedat’ın araçla manevra yaparak uzaklaşması nedeniyle kendilerine isabet almadan kurtuldukları olayda, sanıkların eyleminin adam öldürmeye teşebbüs niteliğinde olup haklarında bu suçtan hüküm kurulması gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması;
• husumet, aletin elverişliliği, atış sayısı, aracın mobil halde bulunması, araçta birden çok mermi izi bulunması
ESAS NO : 2008/6478
KARAR NO : 2009/1491
Sanığın, hayati bölgeleri hedef gözeterek, mağdurun batın, göğüs ve uyluk gibi hayati bölgelerine üç bıçak darbesi vurduğu, darbelerden birisinin göğüs boşluğuna, birisinin de batına nafiz olup, bu yaralanmaların ayrı ayrı ve birlikte yaşamsal tehlikeye neden olduğu olayda, sanığın eylemi ile açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden suç vasfının bıçakla etkili eylem olarak nitelendirilmesi,
• aletin elverişliliği, darbe yerleri ve sayısı, meydana gelen zararın ağırlığı
ESAS NO : 2008/6625
KARAR NO : 2009/1523
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanığın, ruhsatsız tabancası ile mağdur Abdullah’ı hedef alarak ateş etmesi sonucu, mağdurun batın ön duvarında göbeğin 3 cm. alt sol bölümünden isabetle batına nafiz olup ince barsakta perforasyon oluşmasına ve hayati tehlike geçirmesine neden olduğu olayda, hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin özelliği, yaranın yeri ve niteliği hususları dikkate alındığında sanığın ortaya çıkan kastı öldürmeye yönelik olup, mahkemenin suç niteliğinin tayininde isabetsizlik görülmediğinden, sanığın eyleminin silahla kasten yaralama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.
• hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin özelliği, yaranın yeri ve niteliği
ESAS NO : 2008/8846
KARAR NO : 2009/1554
Sanığın bıçakla mağduru sol kosto lomber, sol latarel duvar orta hat, sol alt kadran, soldiz altı ve sağ üst kadran bölgesinden yaraladığı, bunlardan batın üst kadranda bulunan yaranın batın içine nafiz olup, karaciğer üst yüzde kesi, ince barsak omentumda üç ayrı yerde ayrılmalar, ileoçekal solda 25cm distalde 10-12cm.lik dolaşımı bozuk olan ileum arızasını oluşturduğu, hayati tehlike yarattığı anlaşılmakla; kullanılan vasıtanın niteliği, hayatı bölgelerin hedef alınması, yaraların yerleri ve nitelikleri, tanık Tayfun’un engellemesi nedeniyle eylemin sürdürülememesi dikkate alındığında eylemin adam öldürmeye teşebbüs niteliğinde olduğu anlaşıldığı halde, yaralama suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
• kullanılan vasıtanın niteliği, hayatı bölgelerin hedef alınması, yaraların yerleri ve nitelikleri, tanık Tayfun’un engellemesi nedeniyle eylemin sürdürülememesi
ESAS NO : 2008/10385
KARAR NO : 2009/1712
Dosya kapsamına göre; sanığın, oğlu ile mağdur Mustafa’nın kardeşi arasında olaydan beş gün önce çıkan kavga nedeni ile tarafların husumetli oldukları, olay günü mağdurlar Mustafa ve Mehmet Reşit’in, sanık ve dosyada mağdur sanık olarak yargılanıp beraat eden Nevaf’a sopalarla saldırdıkları, sanık ve Nevaf’ın da aynı şekilde karşılık verdikleri, çıkan kavgada önce kimin ateş ettiği anlaşılamamakla birlikte mağdur Mehmet Reşit’in ateş ederek Nevaf’ı yaraladığı, sanığın da mağdurlar Mustafa ve Mehmet Reşit’in üzerine en az on el ateş ettiği, atışlar sonucunda mağdur Mustafa’nın sol kol, sağ kol, sol arka aksiler ve sol kalçasından, mağdur Mehmet Reşit’in ise sağ kolundan yaralandıkları olayda; Atış sayısı, atış mesafesi, hayati bölgelerin hedef alınması ve olayda kullanılan silahın niteliği dikkate alındığında, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu, eylemin kasten insan öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu düşünülmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, kastın da bölünmesi suretiyle yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
• Atış sayısı, atış mesafesi, hayati bölgelerin hedef alınması ve olayda kullanılan silahın niteliği
KASTIN YARALAMAYA YÖNELİK OLDUĞUNU KABUL EDEN KARAR ÖRNEKLERİ
ESAS NO : 2009/4229
KARAR NO : 2009/4824
Sanığın taksi şoförü olan mağdurdan kendisini önce Düzce’ye götürmesini istediği, Düzce’ye gittiklerinde bu kez annesini bulabilmek için Eskişehir’e gitmek istediği, sanığın maddi durumunun zayıf olduğunu bilen mağdurun, sanığın yol parasını veremeyeceğini düşünerek götürmek istememesi üzerine, aracın arka koltuğunda oturan sanığın, mağduru sağ omuz başı, kol ve göğüste yumuşak doku seyirli, hayatını tehlikeye düşürmeksizin 7 gün iş ve gücüne engel olacak, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte çok sayıda bıçak yarası ile yaraladığı, bu yaralardan sağ göğüs bölgesinde bir tanesinin toraksa nafiz olup pnömotoraksa neden olduğu, bu yaralanma nedeniyle hayati tehlike geçirdiği, 25 gün iş ve gücüne engel olacak, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan kasten silahla yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğinin düşünülmemesi,
• suçta kullanılan alet elverişli, ancak çok sayıda bıçak darbesinden sadece biri nafiz, diğerleri basit yüzeysel nitelikte, imkanı olduğu halde birden fazla öldürücü darbe vurmadığı
ESAS NO : 2008/1752
KARAR NO : 2009/6031
Sanık ile amcası olan mağdur arasında olaydan bir gün önce tartışma olduğu, mağdurun, sanığa ayaklarımı öpüp özür dileyeceksin dediği, ancak sanığın kaçarak uzaklaştığı, olay günü karşılaştıklarında mağdurun, sanığı yanına çağırıp kendisine vurmaya başladığı, sanığın da yanında bulunan çakı bıçağını çıkartıp, hedef gözetmeksizin rasgele salladığı, mağduru biri toraksa nafiz, ancak iç organ yaralanması olmayacak, diğerleri yüzeysel ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde toplam yedi bıçak darbesi ile yaraladığı, engel neden bulunmamasına rağmen sanığın mağdurun yaralandığını görünce bıçakla eylemine devam etmeyip, tekme ve yumrukla vurup olay yerinden kaçtığı olayda, özellikle hayati bölgelerin hedef alınmaması, yaraların niteliği ve sanığın eylemine engel neden bulunmamasına rağmen kendiliğinden son vermesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşıldığı halde, kasten yaralama suçundan ancak meydana gelen zararın ağırlığı nedeniyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
• özellikle hayati bölgelerin hedef alınmaması, yaraların niteliği ve sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi
ESAS NO : 2009/7841
KARAR NO : 2009/6193
Sanık Metin’i müşteki Serkan’ı kasten yaralama suçunda, tek bıçak darbesinin batına nafiz ve hayati tehlike oluşturması nedeniyle yaraların niteliği, engel durum bulunmaması, hareketli ortamda hedef seçme olanığının kısıtlı olması, taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmaması ve mahkemenin gösterdiği gerekçeye göre eylemin yaralama olarak vasıflandırılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, suç vasfının adam öldürmeye teşebbüs olduğundan bahisle bozma isteyen tebliğnamedeki görüş benimsenmemiştir.
• yaraların niteliği, engel durum bulunmaması, hareketli ortamda hedef seçme olanığının kısıtlı olması, taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmaması
ESAS NO : 2008/5333
KARAR NO : 2009/6195
Oluş ve dosya içeriğine göre, sanığın boşandığı eşi Nilgün ile mağdure Yüksel arasında sigorta ve alacak meselesinden doğan ihtilaf nedeni ile mağdureyi sağ uyluk dış yan ve sol uyluk arka yüzde 1 cm sol arka dış yan ve sol gluteal bölgede ve karın bölgesinden olmak üzere toplam beş bıçak darbesiyle yaraladığı, sadece karın sağ bölgedeki yaranın batına nafiz olup herhangi bir iç organ, büyük damar ve sinir yaralanması oluşturmadığı, sanığın engel bir durum olmamasına rağmen kendiliğinden eylemine son verdiği dikkate alındığında, ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu olayda; Olayın oluşu ve yara sayısı gözetilerek, kasten bıçakla yaralama suçundan alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek, öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
• öldürmeyi gerektirir husumet yok, beş bıçak darbesinden sadece karındaki yara batına nafiz ancak iç organ yaralanması yok, eyleme kendiliğinden son vermesi
ESAS NO : 2008/1053
KARAR NO : 2009/6558
Dosya kapsamına göre, olaydan kısa bir süre önce alkollü olan maktulün, sanığa yanındaki arkadaşı tanık Ersin ile birlikte küfür ederek sataşması nedeniyle yanlarından uzaklaşıp annesinin evine gitmek üzere yolda yürümekte olan sanığı görünce, tanık Ersin’in kullandığı seyir halindeki traktörden atlayarak sanığın üzerine koşup itekleyerek yere yıktığı, küfür edip tehdit ederek tekme ve yumruk attığı sırada sanığın geceleyin ve kavga ortamında üzerinde taşıdığı ve suçta kullandığı bıçakla maktule bir kez vurup engel olmadığı halde eylemini sürdürmeyip kaçıp gittiği, bıçak darbesinin maktulün sol uyluk ön yüz orta bölümüne isabet ettiği ve otopsi raporunda belirtildiği şekilde kesici delici alet yaralanmasına bağlı sol arteria ve enafemorolis yaralanması ile dış kanama sonucu maktulün ölümüne neden olduğu, sanığın kastının yaralama olarak vasıflandırılarak 5237 sayılı TCK.nun 87/4 maddesi uyarınca cezalandırılması, ancak temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak gerekip gerekmediğinin de tartışılması gerekirken yazılı şekilde kasten öldürmek suçundan cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayini,
• gece koşullarında kavga ortamında, bir kez sol uyluk bölgesine vurması, eylemine kendiliğinden son vermesi
ESAS NO : 2008/1224
KARAR NO : 2009/7686
Sanık ve mağdurların aynı tarlada pancar söküm işinde çalışan mevsimlik işçi oldukları, sanığın mağdur Adem’in eşi Hatice’ye sövmesiyle başlayan tartışma ve ardından çıkan kavganın aralanmasından sonra olay yerinden uzaklaşan sanığın, oğlu İsmail aracılığıyla tartıştığı Hatice’nin kardeşi olan mağdurlar Ali ve Fadime’yi yanına çağırdığı, gelmemelerine sinirlendiği, av tüfeğini alarak olayın olduğu tarlaya giderek mağdurlar Adem ve Fadime’ye iki kez ateş ettiği, mağdurların alın, göğüs, batın ve diz bölgelerine isabet eden ve cilt altında kalan saçma taneleri ile yaşamsal tehlike oluşturmayacak ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralandıkları olayda; suçta kullanılan av tüfeği fişeklerinin atış uzaklığına göre öldürmeye elverişli olmadığı anlaşıldığı halde, yaralama suçundan hüküm kurulması gerekirken öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
ESAS NO : 2009/4020
KARAR NO : 2009/4940
Oluşa ve dosya içeriğine göre; olay günü sanığın çalıştığı barda maktul ile sanık ve bar çalışanları arasında çıkan kavga sırasında, bıçakla maktulün sol uyluk orta ön bölümüne bir kez vuran sanığın engel neden bulunmadığı halde eylemine devam etmediği, hastaneye kaldırılan maktulün büyük damar kesilmesine bağlı dış kanama sonucu öldüğü olayda; Yaranın yeri ve sayısı, sanıkla maktul arasında öldürmeyi gerektirecek husumetin bulunmaması, engel durum olmadığı halde sanığın eylemine devam etmemesi hususları dikkate alındığında, sanığın ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu…
ESAS NO : 2009/301
KARAR NO : 2009/6860
Dosya içeriğine ve özellikle beyanı hükme esas alınan tanık Aynur’un anlatımlarına göre; sanığın ağaç sopayla, maktulün de sustalı bıçakla karşılıklı kavgaları sırasında maktulün düşürdüğü bıçağı alan sanığın bir isabetle, maktulü sağ inguinal bölgesinden yaraladığı, sanığın elinde bıçak olmasına rağmen onunla eylemine devam etmeyip ahşap sopayla birkaç kez daha vurduktan sonra eylemini sürdürmediği, maktulün yaralı halde yaklaşık 100 m. Mesafedeki petrol istasyonuna giderek düşüp öldüğü, ölümün vena ve arteria femoralisin üst kısımdan kesilmesi sonucu gelişen dış kanamadan kaynaklandığı, eylemin 5237 sayılı TCK.nun 87/4.maddesi kapsamında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde suç vasfında yanılgıya düşülerek kasten öldürme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
• kavga ortamında hedef seçme olanağı bulunmadığı, sanıkta sopa var, maktulün düşürdüğü bıçağı alarak bir kez sağ inguinal bölgesine vuruyor, eylemine son veriyor
ESAS NO : 2008/394
KARAR NO : 2009/6639
Oluşa, toplanan kanıtlara ve dosya içeriğine göre; olay günü sabahın erken saatlerinde 4 ayrı at arabası ile gelerek sanığa ait fabrikanın bahçesinden hurda demir parçalarını alan ve olay yerinden uzaklaşmaya çalışırlarken yolda aracıyla işyerine gelmekte olan sanıkla karşılaşan maktul ve yanındakileri durdurmak maksadıyla sanığın, havaya, yere ve at arabasının tekerine doğru birden fazla tabancası ile ateş ettiği, yapılan bu atışlarla yerde asfalt zemin üzerinde birbirine 2 metre mesafede iki adet mermi izi oluştuğu, maktulün üzerinde bulunduğu at arabasının sol ön tekerinin patlamış olduğu, sanığın yaptığı atışlar sonucu at arabasının üzerinde bulunan maktulün sağ meme 1 cm. medialinden isabet alarak öldüğü, cesetten forme 2×1,5cm. ebadında şekilsiz levha haline gelmiş kurşun nüve parçası elde edildiği, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun 31.05.2006 tarih ve 1537 sayılı raporunda; cesetten çıkartılan kurşunun fiziksel özellikleri, otopside tarif edilen atipik giriş deliği, vücutta oluşturduğu kaburga kırığı ile izlediği yol ve elbiselerdeki delikler birlikte dikkate alındığında, kişinin ölümüne neden olan ateşli silah kurşununda tespit edilen deformasyonun sert bir zemine, asfalt veya demire çarpma sırasında meydana gelebileceğinin belirtildiği olayda;
Sanığın at arabasıyla uzaklaşmaya çalışan maktul ve yanındakileri durdurmak maksadıyla havaya, asfalt zemine ve at arabasının tekerlerine doğru ateş ederken, seken mermi çekirdeklerinden birinin maktule isabet ederek onun ölümüne yol açtığı anlaşılmakla; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 87/4 maddesi kapsamında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek olası kastla öldürme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
ESAS NO : 2009/2063
KARAR NO : 2009/4128
Oluşa ve dosya içeriğine göre; gayrı resmi birlikte yaşadığı tanık Sezgin’le arabada oturan maktule doğru bakmakta olan sanığa, maktulün, neden baktığını sorması üzerine aralarında tartışma çıktığı ve birbirlerine küfür ettikleri, tanık Sezgin’in maktulü alarak arabaya getirmesine rağmen maktulün, araçtan sopa alarak vurması üzerine sanığın, üzerindeki bıçakla maktulün sağ uyluk kısmına bir kez vurduğu, kronik kalp hastalığı bulunan maktulün olayın travması, eforu ve stresinin mevcut kalp hastalığını akut hale geçirmesiyle gelişen solunum ve dolaşım durmasından öldüğü olay arasında illiyet bağı bulunduğu, alınan raporda mevcut bıçak yarasının basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyeceği ve kişinin yaşamını tehlikeye sokmayacağının bildirildiği olayda;
Maktuldeki bıçak yaralanmasının 5237 sayılı Yasanın 86/1. Maddesi kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 86/1-3e yollamasıyla, 87/4, 29, 62. maddeleriyle 765 Sayılı Yasanın 452/2, 51/1 ve 59. maddelerinin yargı denetimine olanak verecek biçimde uygulanması, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması gerektiği halde yazılı gerekçeyle taksirle ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması,
ESAS NO : 2008/771
KARAR NO : 2009/5872
Sanık Mustafa’nın, miras yüzünden ihtilaflı olduğu kız kardeşi Fatma’nın eşi maktul Mehmet’e olaydan bir gün önceki gece alkollü olarak sataşıp sövdüğü, olay günü de sanıklar Mustafa, Emine, Halil ve Aytaç’ın, kalp hastası olduğunu bildikleri, maktule sopa ve demir çubuklarla saldırarak vurdukları, maktulün maruz kaldığı travmanın efor ve stresi ile kendinde mevcut kronik kalp damar hastalığının aktif hale geçmesi sonucu gelişen solunum-dolaşım yetmezliğinden öldüğü olayda, sanıkların eylemleri sonucu maktuldeki otopsi raporunda belirlenen travmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olup olmadığı hususunda rapor alınarak sonucuna göre lehe yasanın tespit ve uygulanması gerektiği halde bu yapılmadan yazılı şekilde bilinçli taksirle öldürme suçundan hüküm kurulması,
III. Fail ve Mağdur Açısından Hukuki Yol Haritası
A. Şüpheli veya Sanıklar İçin
- Savunma stratejisinin doğru kurulabilmesi için ceza hukuku alanında uzman bir avukattan yardım alınmalıdır.
- Olayın oluş biçimi, kullanılan araç, kastın derecesi gibi unsurların doğru aktarılması büyük önem taşır.
- Şüpheli/sanık, susma hakkı ve lehine delil sunma hakkı konusunda bilinçli olmalıdır.
B. Suçtan Zarar Gören / Mağdur / Müştekiler İçin
- Mağdur yakınları, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde katılma talebinde bulunarak davaya müdahil olmalıdır.
- Hukuki süreçte hak kaybına uğramamak için uzman bir ceza avukatından destek alınmalıdır.
- Maddi ve manevi tazminat talepleri, ceza yargılamasından bağımsız olarak hukuk mahkemelerinde ileri sürülebilir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Öldürme suçunda kast ile olası kast nasıl ayırt edilir?
Kast, neticenin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesini ifade ederken; olası kastta fail neticenin gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili icra eder.
2. Öldürme suçunda teşebbüs hangi hallerde söz konusu olur?
Failin icra hareketlerine başlamasına rağmen ölüm neticesinin gerçekleşmemesi halinde teşebbüs hükümleri uygulanır.
3. Mağdur yakınları hangi aşamada davaya katılabilir?
Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında mağdur veya yakınları katılma talebinde bulunarak davaya taraf olabilir.
4. Şüpheli, sorgu aşamasında ne yapmalıdır?
Susma hakkını kullanabilir ve beyanlarını mutlaka bir avukat nezaretinde vermelidir.
Sonuç
Öldürme suçunun objektif unsurlarının ve kastın doğru belirlenmesi, hem failin ceza sorumluluğunun tayini hem de mağdurların adalet arayışının gerçekleşmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu süreçte gerek şüpheli/sanık gerekse mağdurlar, ceza hukuku uzmanı bir avukattan hukuki destek alarak haklarını etkin biçimde koruyabilirler.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.