
Zimmet ve Kullanma Zimmeti
Giriş
Kamu görevlilerinin görevleri gereği devredilen veya gözetim ve koruma yükümlülüğü altındaki malları kendilerine veya başkalarına mal etmesi, kamu güveni ve idarenin işleyişi açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Türk Ceza Kanunu (TCK) 5237 sayılı Kanun’un 247. maddesi ve devamında düzenlenen zimmet ve kullanma zimmeti suçları, bu tür davranışları cezalandırmayı hedeflemektedir. Bu makalede, zimmet suçunun hukuki nitelikleri, nitelikli halleri, etkin pişmanlık ve ceza indirimi koşulları ayrıntılı biçimde ele alınacak; şüpheli/sanık ve mağdurların hak ve yükümlülüklerine dair öneriler sunulacaktır.
1. Zimmet Suçunun Hukuki Niteliği
1.1 Suçun Tanımı
TCK m.247 uyarınca:
“Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu tanım, zimmet suçunun temel unsurunu, failin görevinden kaynaklı bir güveni kötüye kullanması ve malı hukuka aykırı biçimde kendi veya başkasının tasarrufuna geçirmesi oluşturmaktadır.
1.2 Kullanma Zimmeti
TCK m.247/3’te düzenlenen kullanma zimmeti, suçun daha hafif bir şeklidir ve şu özellikleri taşır:
- Fail, malı geçici olarak kullanmakta ve iade etmeyi amaçlamaktadır.
- Suç konusu, malın kendisi değil, malın kullanılmasıyla elde edilen yarardır.
- Ceza, basit zimmet suçuna göre indirimli uygulanır.
Kullanma zimmetinde failin kastı belirleyici olup, malı mal edinmeye mi yoksa geçici olarak kullanıp iade etmeye mi yönelik olduğu somut olayın koşullarına göre değerlendirilmelidir.
2. Suçun Nitelikli Halleri ve Cezai Sonuçları
2.1 Hileli Davranışlarla Zimmet
TCK m.247/2’ye göre:
“Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Bu nitelikli hal, failin suçun gizlenmesi amacıyla sahte belgeler düzenlemesi, kayıtları değiştirmesi veya tahrif etmesi gibi davranışlarını kapsar.
2.2 Ceza İndirimleri
- Geçici kullanım sonrası iade (kullanma zimmeti): Cezanın yarısına kadar indirim uygulanır.
- Zimmete geçirilen malın değerinin azlığı: Cezanın üçte birden yarıya kadar indirilebileceği öngörülmüştür (TCK m.249).
2.3 Etkin Pişmanlık
TCK m.248, etkin pişmanlık durumlarını düzenler:
Zaman | Koşul | Ceza İndirimi |
---|---|---|
Soruşturma başlamadan önce | Malın aynen iade edilmesi veya zararın tazmini | 2/3 indirim |
Kovuşturma başlamadan önce | Gönüllü iade veya tazminat | 1/2 indirim |
Hükümden önce | Gönüllü iade veya tazminat | 1/3 indirim |
Etkin pişmanlık, failin sorumluluğunu hafifletirken, kamu idaresinin zararının giderilmesini de teşvik etmektedir.
Zimmet suçu 5237 sayılı TCK’nun 247. maddesinde; “(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir” şeklinde düzenlenmiş, maddenin gerekçesinde de; “Maddenin son fıkrasında, kullanma zimmetine ilişkin hükme yer verilmiştir. Bu hükümde, zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür.
Suç konusu mal üzerinde malikin bulunabileceği tasarruflarla zimmet olgusu ortaya çıktığına göre; kullanmanın malikin bulunabileceği tasarruf niteliğinde olup olmadığına bakmak gerekir. Bu nedenle, her bir kullanmanın, ilgili somut olayın koşulları göz önünde bulundurularak yapılacak bir değerlendirmeyle, zimmeti oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerekir. Bu bakımdan, kullanmanın salt belli bir süreyle sınırlı olması, zimmetin oluşumuna engel değildir” açıklaması yapılmıştır.
Buna göre maddenin ilk fıkrasında suçun basit şekli, ikinci fıkrasında suçun açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hal, üçüncü fıkrasında ise “kullanma zimmeti” olarak da isimlendirilen, suçun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesini suçun basit şekline göre daha az ceza verilmesini gerektiren hal olarak düzenlenmiştir.
Zimmet, bir kamu görevlisinin görevi dolayısıyla kendisine devredilmiş olan veya koruma ya da gözetimi ile yükümlü olduğu şeyi mal edinmesidir. Kullanma zimmeti ise, failin malı geçici bir süre kullanıldıktan sonra, iade etme düşüncesi ile uhdesinde tutması halidir. Kullanma zimmetinde, suçun konusunu oluşturan mal, kullanılan şey ya da paranın kendisi olmayıp, kullanımdan elde edilen yarardan ibarettir. Bu nedenle kullanma zimmetinde esas alınması gereken değer, malın kullanılması ile elde edilen yarardır.
765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükte olduğu dönemde, bazı olaylarda kamu görevlilerinin kamu adına tahsil ettikleri parayı zamanında yatırmadan faiz gibi gelir getirici işlemlerde kullanarak sonrasında ilgili birime yatırdığı, bu tür olaylarda failin asıl amacının uhdesinde tutulan paranın kendisi olmayıp nemasından yaralanılması olduğu, başka bir anlatımla faildeki amacın parayı mal edinmek olmayıp, kullanıp iade etmek ve bu arada da nemasından istifade etmek olduğu göz önüne alınarak kanunda açıkça bu isimle yer almamasına karşın Özel Daire ve Ceza Genel Kurulu uygulamaları ile kullanma zimmeti kabul edilmiştir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.05.1991 gün ve 135-170 sayılı kararında; “… sanık idarenin hiçbir resmi yazısı, tespiti ve ihtarı olmadan eylem idarece tespit edilmeden önce aldığı paraları yatırmıştır. Sanığın amacı idareye ait parayı temellük etmek olmayıp bu parayı kullanmak ve bu yolla kendisine çıkar sağlamaktır. Paranın 10 ve 23 gün gibi kısa sürelerle kullanılarak nemasından yaralanıldıktan sonra hiçbir uyarı olmadan iade edilmesi biçiminde oluşan eylem kullanma zimmeti suçunu oluşturmaktadır” sonucuna ulaşılmıştır. Yargısal kararlarla istikrarlı biçimde sürdürülen bu uygulama kanun koyucu tarafından da benimsenmek suretiyle, 5237 sayılı TCK’nun 247/3. maddesinde kullanma zimmetine yer verilmiştir.
Eylemin kullanma zimmeti olup olmadığı failin kastının tespitine yöneliktir. Failin dış dünyaya yansıyan davranışları ve suçun işleniş şekli göz önüne alınarak her somut olayda kastının suç konusu eşya üzerinde mal edinmeye mi, yoksa geçici bir süre kullandıktan sonra iade etmeye, yani kullanmaya mı yönelik olduğu belirlenmelidir. Bu belirleme yapılırken Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairece uygulanageldiği üzere failin herhangi bir uyarı, ihbar ya da şikayet veya soruşturma olmaksızın suça konu malı kendiliğinden ilgili kuruma iade edip etmediği önemli bir kıstas olarak ele alınmalıdır.
3. Şüpheli/Sanık ve Mağdur Hakları
3.1 Şüpheli/Sanık Açısından
- Profesyonel avukat desteği: Zimmet ve kullanma zimmeti davalarında, failin kastının doğru değerlendirilmesi kritik olduğundan ceza avukatı desteği şarttır.
- Etkin pişmanlık ve iade hakları: Malın iadesi veya zararın tazmini, ceza indiriminde önemli rol oynar.
- Savunma hakkı: Suçun işleniş biçimi ve hileli davranış olup olmadığı somut delillerle ortaya konmalıdır.
3.2 Mağdur / Kamu İdaresi Açısından
- Zimmetin tespiti ve kayıt: Malın devri, zimmete geçme süreci ve kullanma durumları ayrıntılı olarak belgelenmelidir.
- İhbar ve şikayet hakkı: Kamu idaresi, zimmeti fark ettiği anda soruşturma başlatabilir.
- Tazminat ve iade takibi: Fail tarafından mal veya zarar iadesi sağlanmalıdır.
Her iki tarafın hak ve yükümlülükleri, suçun niteliğine ve işleniş biçimine göre değişiklik gösterebilir.
4. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
S: Kullanma zimmeti, zimmetten nasıl ayrılır?
C: Zimmette fail malı kendi malı gibi edinir; kullanma zimmetinde ise mal geçici olarak kullanılır ve iade edilmeye niyetlidir.
S: Etkin pişmanlık her zaman ceza indirimine yol açar mı?
C: Evet, ancak iade veya tazminatın zamanlamasına bağlı olarak indirimin oranı değişir (TCK m.248).
S: Malın değeri azsa ceza otomatik düşer mi?
C: Kanun, düşük değerli mal durumunda cezada üçte birden yarıya kadar indirim öngörür, ancak mahkeme takdir yetkisini kullanır (TCK m.249).
S: Hileli davranış cezanın artırılmasına neden olur mu?
C: Evet, suçun açığa çıkmaması için yapılan hileler cezanın yarı oranında artırılmasını gerektirir (TCK m.247/2).
5. Hukuki Değerlendirme ve Öneriler
- Zimmet ve kullanma zimmeti suçları kamu güvenini ve idarenin işleyişini doğrudan etkiler, dolayısıyla ciddi cezai yaptırımlar içerir.
- Faillerin, kastın tespiti ve etkin pişmanlık imkanlarından doğru yararlanması için uzman ceza avukatı desteği almaları gereklidir.
- Mağdur veya kamu idaresi açısından, suçun tespiti, delillerin korunması ve zarar iadesi için hukuki süreçlerin eksiksiz yürütülmesi kritik önem taşır.
- Google arama motoru optimizasyonu açısından, makale başlıklarında ve alt başlıklarda “zimmet, kullanma zimmeti, TCK 247, kamu görevlisi suçu” gibi anahtar kelimeler vurgulanmalıdır.
6. Sonuç
5237 sayılı TCK m.247 ve devamı, kamu görevlilerinin görevlerinden kaynaklı güveni kötüye kullanmasını cezalandırarak, kamu idaresinin güvenilirliğini korumayı hedefler. Zimmet ve kullanma zimmeti ayrımı, ceza miktarı ve kastın tespiti açısından belirleyicidir. Failin etkin pişmanlık göstermesi, cezanın indirilmesine olanak tanırken, mağdurun haklarını koruma sorumluluğu da hukuki süreçlerde önem arz eder. Bu bağlamda, her iki tarafın da alanında uzman bir ceza avukatı ile hareket etmesi önerilir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.