
Delillerin Tartışılması ve Sanığın Son Söz Hakkı: Ceza Muhakemesinde Usul ve Savunma Hakları
Giriş
Ceza muhakemesi hukuku, bir suçun işlenip işlenmediğinin, işlendi ise kim tarafından ve hangi koşullarda işlendiğinin belirlenmesi sürecini düzenler. Bu süreçte sanığın savunma hakkı ve tarafların delillerin tartışılması sırasındaki hakları, adil yargılanma ilkesinin temel taşlarını oluşturur (Özkan, 2020). 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.216, “Delillerin Tartışılması” başlığı altında, tarafların hangi sırayla söz alacağını ve sanığın duruşmada son söz hakkını açıkça düzenlemektedir. Bu makalede, delillerin tartışılması sürecindeki prosedürler, tarafların yükümlülükleri ve savunma hakkının önemi ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
1. Delillerin Tartışılması Süreci
CMK m.216 uyarınca, delillerin tartışılması sırasında söz sırası şu şekilde belirlenmiştir:
- Katılan veya vekili
- Cumhuriyet savcısı
- Sanık ve müdafi veya kanuni temsilci
Bu sıra, hukuk sistemimizde iddia ve savunma makamları arasında bir diyalog oluşturmak ve muhakemenin adil bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Katılan veya vekili iddia makamının görüşlerini ortaya koyar; Cumhuriyet savcısı, bu görüşleri değerlendiren ve hukuki yorum yapan makamdır; sanık ve müdafi ise kendilerini savunma hakkını kullanarak karşı argümanlarını sunar (Bayraktar, 2019).
1.1 Cevap Hakkı
CMK m.216/2’ye göre, taraflar açıklamalara karşı cevap hakkına sahiptir:
- Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekilinin, sanığın veya müdafisinin açıklamalarına cevap verebilir.
- Sanık ve müdafii, Cumhuriyet savcısı ve katılan veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.
Bu mekanizma, iddia ve savunmanın karşılıklı olarak değerlendirildiği, tez-antitez-sonuç mantığı ile yürüyen muhakeme sürecinin temelini oluşturur.
2. Sanığın Son Söz Hakkı
CMK m.216/3, “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir” hükmünü içermektedir. Bu düzenleme, sanığın savunma hakkının bir parçası olup, duruşmanın sonunda sanığın kendini ifade etmesini ve mahkemeye son değerlendirmesini sunmasını sağlar.
Sanığın son söz hakkının kullanımı, şu açılardan kritik öneme sahiptir:
- Savunmanın tamamlanması ve adil yargılanma hakkının sağlanması
- Mahkemenin, sanığın görüşlerini dikkate alarak hüküm kurabilmesi
- Usule aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilebilir hale gelmesinin önlenmesi
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında da bu hakkın emredici nitelikte olduğu ve sanığa son söz hakkı verilmeden hüküm kurulmasının savunma hakkının ihlali anlamına geldiği vurgulanmıştır (Yılmaz, 2021).
Delillerin tartışılmasında hazır bulunan taraflardan kimin hangi sıra ile söz alacağı, cevap haklarını nasıl kullanacakları ve duruşmanın en son kimin sözü ile bitirileceğine ilişkin CMK’nın “Delillerin tartışılması” başlıklı 216. maddesinin duruşma tarihinde yürürlükte olan hâli;
“1) Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir.
2) Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.
3) Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir” şeklindedir.
Buna göre; delillerin tartışılmasında ilk önce söz katılana veya vekiline, daha sonra Cumhuriyet savcısına ve en son olarak da sanığa ve müdafisine veya kanunî temsilcisine verilir. Görüldüğü üzere kanun koyucu, önce iddia, daha sonra da savunma makamında bulunan kişilerin söz alıp görüşlerini açıklaması gerektiğini kabul etmiştir. Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafisinin veya kanuni temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve müdafisi ya da kanuni temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir. Bu kurallar tez (iddia) ile antitezin (savunmanın) çatışmasıyla sonuca (karara) ulaşılan bir sürecin karşılığı olan muhakeme sonunda sağlıklı bir karara ulaşabilmenin gerekli ve zorunlu şartıdır.
1412 sayılı CMUK’nın 251. maddesine benzer hükümler içeren 5271 sayılı CMK’nın “Delillerin tartışılması” başlıklı 216. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca katılmış olduğu takdirde son söz mutlaka sanığa verilerek duruşma bitirilecektir. Ceza muhakemesinde sanığın en önemli haklarından biri de savunma hakkı olup, hazır bulunduğu oturumda son söz sanığa verilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun birçok kararında açıkça belirtildiği üzere, savunma hakkı ile yakından ilgili olan son sözün sanığa ait bulunduğuna ilişkin usul kuralı emredici nitelikte olup bu kurala uyulmaması kanuna mutlak aykırılık oluşturmaktadır.
3. Tarafların Görev ve Hakları
3.1 Şüpheli ve Sanıklar
- Delillerin tartışıldığı oturumda hazır bulunmalı
- Savunma haklarını etkin biçimde kullanmalı
- Son söz hakkını talep etmeli
- Gerektiğinde müdafi aracılığıyla hukuki savunma sunmalı
3.2 Katılan, Mağdur ve Müşteki
- Kendi beyan ve delillerini mahkemeye sunmalı
- Haklarını ve taleplerini ifade etmeli
- Delillerin tartışılması sırasında Cumhuriyet savcısına ve sanığa cevap hakkı tanınır
3.3 Cumhuriyet Savcısı
- İddia makamını temsil eder
- Katılan ve mağdurun beyanlarını değerlendirir
- Sanık ve müdafinin savunmalarına karşı cevap verir
4. Hukuki Danışmanlık ve Ceza Avukatı Önemi
Delillerin tartışılması ve son söz hakkının etkin kullanımı, yalnızca hukuki bilgi ile değil, deneyimli bir ceza avukatının rehberliği ile mümkün olur. Avukat, sanığın haklarını korur, duruşma stratejisini belirler ve mahkeme önünde savunmanın eksiksiz sunulmasını sağlar (Kaya, 2022). Bu nedenle, ceza davalarında tarafların alanında uzman ceza avukatından destek alması hayati önem taşır.
5. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Sanık duruşmada hazır değilse son söz hakkı nasıl kullanılır?
Cevap: Sanık hazır değilse, duruşma sonunda son söz hakkı kullanılamaz.
Soru 2: Katılan son söz hakkı kullanabilir mi?
Cevap: Katılan veya mağdur, yalnızca delillere ilişkin görüşlerini sunabilir; son söz hakkı sanığa aittir.
Soru 3: Cumhuriyet savcısı son söz hakkını kullanabilir mi?
Cevap: Hayır; Cumhuriyet savcısı yalnızca cevap hakkını kullanabilir, son söz sanığa aittir.
Soru 4: Mahkeme, sanığın son söz hakkını vermeden hüküm kurarsa ne olur?
Cevap: Bu durum, savunma hakkının ihlali anlamına gelir ve hüküm temyiz edilebilir.
6. Sonuç
Delillerin tartışılması süreci ve sanığın son söz hakkı, ceza muhakemesi hukukunun temel unsurlarındandır. CMK m.216, tarafların söz alma sırasını ve cevap haklarını düzenleyerek adil yargılanmanın sağlanmasını amaçlamaktadır. Sanığın son söz hakkının kullanımı, usule aykırılık riskini önler ve savunma hakkının etkin biçimde korunmasını sağlar. Bu süreçlerin doğru şekilde yürütülmesi, ceza davalarında hem tarafların haklarının korunması hem de mahkemenin sağlıklı karar verebilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, tarafların uzman ceza avukatlarından hukuki destek alması, hak kaybını önlemede vazgeçilmezdir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.