
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Zaman Bakımından Uygulama
MADDE 7 – (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
(3) (29.06.2005, 5377 s.k. ile değişik fıkra) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
GEREKÇE:
Madde, kanunun zaman bakımından uygulanmasına ilişkindir. Lehe olan kanunun uygulanacağı kuralı muhafaza edilmiştir. Yürürlükteki usul hükümleri, kesinleşmiş hükümler hakkında lehe olan yeni kanunun nasıl uygulanacağını göstermek bakımından yeterli görülmüştür.
İkiden çok kanunun değişmesi hâlinde bunlardan hangisi daha lehte ise onun uygulanacağını belirtmek maksadıyla maddenin ikinci fıkrası kaleme alınmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasında güvenlik tedbirleri hakkında, infaz usul ve uygulamaları yönünden hüküm zamanında yürürlükte olan hükümlerin geçerli olacağı belirtilmiş ve böylece, tedbirlerin “iyileştirme” işlevi vurgulanmıştır.
Süreli ve geçici kanunların bu madde kapsamı içinde olmamasının, adalet, sosyal yarar ve kanunun etkinliği gereği bulunduğu kabul edildiğinden, son fıkraya metinde yer verilmiş ve böylece süreli ve geçici kanunların etkinliğinin ve adaletin sağlanması istenilmiştir.
Bilindiği gibi bir kısım ceza kanunları, olağanüstü hâlleri ve geçici durumları karşılamak amacıyla ve dolayısıyla nitelikleri yönünden geçici olarak veya kanun metninde açıkça belirtilen süre kadar yürürlükte kalmak üzere meydana getirilirler. Bu tür kanunların, nitelikleri gereği, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş bütün suçlar hakkında uygulanmaları zorunludur. Aksi takdirde söz konusu kanunların caydırıcı etkileri kalmaz veya azalır. Oysa, çeşitli nedenlerle suçların failleri ele geçirilememekte ve örneğin iştirak hâlinde işlenen bir suçta kaçan fail, kanunun uygulama süresi geçtiğinde hiçbir yaptırım ile karşılaşmamaktadır. Bu nedenle maddenin son fıkrasıyla, bu maddenin geçici ve süreli kanunlar hakkında uygulanmayacağı hükmü getirilmiştir. Zamanaşımı hükümleri ise, elbette ki, bu suçlar bakımından da geçerlidir.
5377 s.k. ile değişikliğin gerekçesi
Yeni Türk Ceza Kanununun benimsediği yaptırım sisteminde amaç hükümlüyü ıslah ederek yeniden topluma kazandırmak, hükümlünün toplum açısından oluşturduğu tehlikeyi azaltmak olduğuna göre, aralarında bir ayırım yapmaksızın, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı bakımından derhal uygulama kuralı benimsenmiştir. Bu kuralı açık bir şekilde ifade edebilmek için, Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılması gereği hasıl olmuştur. Ancak, bu düzenlemede hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrüre ilişkin hükümler bakımından, bu kuraldan ayrılınmıştır. Kanunun sisteminde bir ceza infaz rejimi olarak kabul edilen hapis cezasının ertelenmesi ile koşullu salıverilme ve mükerrirlere özgü infaz rejimi bakımından, birinci ve ikinci fıkralardaki zaman bakımından uygulama kuralları uygulanacaktır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 2 –İşlendiği zamanın kanununa göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm veya kabahat sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hüküm olunmuşsa icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşir olunan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise failin lehinde olan kanun tatbik ve infaz olunur.
AÇIKLAMALAR
Özet:
Bu çalışma, Türk Ceza Hukuku’nda “kanunların zaman bakımından uygulanması” ilkesini, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı yürürlükteki Türk Ceza Kanunu açısından karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Yeni TCK’nın 7. maddesi ile getirilen düzenlemeler ve bu maddenin güvenlik tedbirleri, lehe kanun uygulaması, süreli-geçici kanunlar ve suçun işlenme zamanına ilişkin özel suç türleri üzerindeki etkisi ele alınmaktadır. Ayrıca, somut olay ölçütüyle lehe kanunun belirlenmesi meselesi de doktrinsel ve yargısal içtihatlar ışığında tartışılmaktadır.
GİRİŞ
2005 yılı itibariyle yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, ceza hukukumuzda yapısal ve sistematik değişiklikler içermekte olup, 765 sayılı mülga TCK’ya kıyasla pek çok yeni düzenleme getirmiştir. Bu değişikliklerden biri de kanunların zaman bakımından uygulanması ilkesidir. 5237 sayılı Kanunun 7. maddesi, bu hususu detaylı biçimde düzenleyerek, suçun işlenme zamanı, lehe kanun uygulaması ve geçici kanunlara dair yenilikler getirmiştir. Bu çalışmada, eski ve yeni düzenlemelerin karşılaştırılması yapılacak, lehe kanunun belirlenmesine ilişkin ölçütler analiz edilecektir.
I. KANUNLARIN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASINA İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE
A. Kanunilik İlkesi ve 7. Maddenin Temel Mantığı
5237 sayılı TCK’nın 7. maddesi, 765 sayılı TCK’nın 2. maddesiyle büyük oranda paralellik arz eder. Temel ilke, suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanunun uygulanmasıdır. Ancak suç işlendikten sonra yürürlüğe giren kanun failin lehine ise, yeni kanun uygulanacaktır. Bu durum kanunilik ilkesinin (TCK m.2) ve hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.
B. 765 Sayılı TCK ile 5237 Sayılı TCK’nın 7. Maddesinin Karşılaştırılması
Yeni Kanun ile cürüm ve kabahat ayrımı kaldırılmış, yerine “suç” kavramı getirilmiştir. Ayrıca 7. maddede, lehe kanun belirlenmesi ile ilgili önemli bir yenilik, “aradaki kanun” ifadesinin vurgulanmasıdır. Bu kapsamda bir suçun işlendiği zaman yürürlükte olan kanun ile hüküm zamanında yürürlükte olan kanun arasında başka bir kanun yürürlüğe girmişse, failin lehine olan hüküm uygulanacaktır.
II. SUÇUN İŞLENME ZAMANI
A. Ani Suçlar
Sonucun hemen meydana geldiği suçlardır. Suçun işlenme zamanı, icrai hareketin yapıldığı andır.
B. Mütemadi Suçlar
Sonucun süreklilik arz ettiği suçlarda suçun işlendiği zaman, temadinin sona erdiği zamandır.
C. Teşebbüs Suçları
Teşebbüs aşamasında kalan suçlarda, son icrai hareketin yapıldığı zaman suçun işlendiği zaman kabul edilir.
D. Müteselsil (Zincirleme) Suçlar
Aynı suçun değişik zamanlarda aynı mağdura karşı işlenmesi hâlinde suç işlenme zamanı, zincirlemenin sona erdiği andır.
E. İtiyadi Suçlar
Süreklilik arz eden fiillerden oluşan suçlarda suçun işlenme zamanı, son fiilin işlendiği tarihtir.
III. LEHE KANUNUN UYGULANMASI
A. Kural ve İstisnalar
TCK m.7/2’ye göre suçun işlendiği zaman ile hüküm zamanında yürürlükte olan kanunlar arasında fark varsa, failin lehine olan uygulanır. Ancak geçici veya süreli kanunlar yönünden bu kuralın istisnaları m.7/4’te düzenlenmiştir.
B. Geçici ve Süreli Kanunlar
Bu tür kanunlar, yalnızca yürürlükte oldukları süre içinde işlenen suçlara uygulanır. Bu da 7. maddenin 4. fıkrasında düzenlenmiştir ve lehe kanun ilkesinin istisnasını oluşturur.
C. Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanması
TCK m.7/3’e göre, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümler de lehe kanun ilkesi kapsamında değerlendirilir. Ancak bu değerlendirme infaz rejimi yönünden farklılıklar içerir.
IV. LEHE KANUNUN BELİRLENMESİ
A. Suçun Unsurlarında Değişiklik
Yeni kanunun suçun oluşması için daha az unsur araması, onun fail lehine olduğunu gösterir.
B. Cezaların Niteliği ve Süresi
- Cezaların aynı türde olması hâlinde daha az süre öngören kanun lehedir.
- Cezaların türü farklıysa (örneğin hapis/para cezası), 5237 sayılı Kanun’un 45. ve 46. maddeleri esas alınır.
- Bir kanunun alt sınırı yüksek, diğerinin üst sınırı düşükse, yukarı sınırı düşük olan daha lehe kabul edilir.
C. Somut Olay Ölçütü
Yargıtay ve doktrin, lehe kanunun soyut unsurlarının değil, somut olay bağlamında doğurduğu sonuçların kıyaslanması gerektiğini savunur. Uygulayıcı her iki kanunu da somut olaya uygulayarak çıkan sonucu karşılaştırmalı ve lehe olanı uygulamalıdır. 5252 sayılı Kanun m.9/3 buna açıkça engel oluşturur.
V. SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILAN FİİLLER
TCK m.7/2’ye göre işlendikten sonra suç olmaktan çıkarılan fiiller hakkında ceza verilemez. Kesinleşmiş mahkûmiyet varsa infaz durur ve mahkûmiyetin tüm sonuçları ortadan kalkar. Bu fiiller arasında örneğin:
- 765 s.K. m.526/1: Emir ve yasaklara uymama
- 765 s.K. m.568: Kumar oynama
vb. düzenlemeler, 1 Haziran 2005 sonrası suç olmaktan çıkartılmıştır.
🔹 I. Zamanaşımı ve Lehe Kanun
- Zamanaşımının niteliği: Maddi ceza hukuku müessesesi sayılırsa lehe kanun uygulanır. Usul hukuku müessesesi sayılırsa derhal uygulanır.
- Zamanaşımının amacı: Aradan geçen zaman cezalandırmanın amaçlarını ortadan kaldırıyorsa, devletin ceza verme yetkisi de düşer.
- 5252 sayılı Kanun’un 9. maddesi: Olayla ilgili tüm kanun hükümleri birlikte değerlendirilerek lehe olan yasa uygulanır.
- Somut olay ölçütü: Hangi düzenlemenin daha lehe olduğuna karar vermede olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılır.
🔹 II. Ceza Muhakemesi Yasalarında Derhal Uygulanırlık
- Genel ilke: CMK’da kural olarak “derhal uygulanırlık” geçerlidir.
- Eski işlemler geçerlidir: Yeni kanun geçmişe yürümez; ancak işlemler yeni kanuna göre yapılmaya devam eder.
- İstisnai durum: Derhal uygulanırlık haksızlık doğuracaksa “eski kanunun ileriye yürümesi” ilkesi uygulanır.
- Örnek:
- İddianamenin iadesi: 1 Haziran 2005 sonrası gelen iddianameye uygulanır.
- CMK 234/son: 1 Haziran öncesi dinlenen mağdur tekrar dinlenmez, sonrası için yeni usul uygulanır.
🔹 III. İnfaz Hukukunda Lehe Kanun ve Derhal Uygulanırlık
- Genel ilke: İnfaz hükümleri derhal uygulanır.
- İstisnalar (TCK m. 7/3):
- Hapis cezasının ertelenmesi
- Koşullu salıverme
- Tekerrür hükümleri → bunlar lehe kanun ilkesi gereği uygulanır.
- TCK ve İnfaz Kanunu birlikte değerlendirme:
- TCK’lar kendi içinde,
- İnfaz kanunları (5275 – 647) kendi içinde lehe olan tespit edilir.
- Tekerrür halinde birlikte değerlendirme gerekir.
- Yargıtay’ın görüşü: Lehe olan yasa tespit edilirken tekerrür uygulaması da değerlendirmeye katılmalı.
🔹 IV. Mahkemelerin Görev ve Yetkileri
- Görev değişikliği derhal uygulanır: Yeni kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren alt görevli mahkemeler görevsizlik kararı verir.
- 5235 sayılı Kanun Geçici 1. Madde: Üst görevli mahkemeler yargılamaya devam eder.
- Örnek: Ağır Ceza → devam, Sulh Ceza → görevsizlik.
🔹 V. Uyarlama Yargılaması (Kesinleşmiş Hükümlerde Lehe Kanun Uygulaması)
- Yargılamanın kapsamı:
- Sabit kabul edilen olaya yeni yasa hükümleri uygulanarak karar verilir.
- Olayın yeniden değerlendirilmesi yapılmaz.
- Duruşmasız yapılır: Eğer sadece ceza indirimi gibi takdir gerektirmeyen değişiklikler varsa.
- Duruşmalı yapılır:
- Suç unsurları değişmişse
- Yeni cezalandırma kişiselleştirme/takdir gerektiriyorsa
- Seçenek yaptırımlar varsa (para cezası, hapis vb.)
- Uyarlama yargılamasında:
- Delil değerlendirilmez,
- Tanık dinlenmez,
- Eski hüküm dışına çıkılamaz.
- CMK m. 231 (HAGB) uygulanabilir: Suç tarihi 1 Haziran 2005 öncesi olsa dahi, koşulları varsa HAGB kararı verilebilir.
🔹 Lehe Yasanın Belirlenmesi
- İki yasa birbiriyle karıştırılmaz: Her yasa ayrı ayrı olaya uygulanır.
- Sonuçlar karşılaştırılır: Hangisi daha lehe ise o uygulanır.
- İnfaz kanunları ayrı değerlendirilir: TCK ve infaz kanunları birlikte değerlendirilmez (istisna: tekerrür).
- Ceza alt sınırından verilmişse uyarlamada da alt sınır uygulanır.
- Uyarlama yargılaması sonunda mahkeme yeniden hüküm kurar.
🔸 SONUÇ:
Ceza hukukunda kanunların zaman bakımından uygulanması, hukuk güvenliği ve adalet ilkeleriyle doğrudan ilişkilidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile bu alanda önemli değişiklikler yapılmıştır. Lehe kanunun uygulanmasına dair sistematik yaklaşım, somut olay ölçütü ve geçici kanunlar istisnası gibi kurallar, uygulayıcının her somut olayı dikkatle analiz etmesini gerektirir. Bu durum, yargı kararlarında yeknesaklığın sağlanması açısından da büyük önem taşımaktadır.
- Zamanaşımı: Maddi ceza hukuku kurumu olarak kabul edildiğinde lehe kanun uygulanır.
- CMK ve İnfaz Hukuku: Genel kural “derhal uygulanma”dır, ancak lehe uygulama gerektiren istisnalar vardır.
- Lehe yasa tespiti: Her bir düzenleme kendi sistematiği içinde değerlendirilir. TCK kendi içinde, infaz kendi içinde.
- Uyarlama yargılaması: Belirli sınırlar içinde ve kesinleşmiş kararın dışına çıkmadan yapılır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.