Hukuki Makaleler

Zincirleme suç (müteselsil suç) (5237 sayılı TCK. madde 43): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Zincirleme suç

Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.[1]

[1] 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle bu fıkrada geçen “cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

GEREKÇE:

“Müteselsil suç” yerine zincirleme suç kavramı benimsenmiştir. Zincirleme suç hâlinde aynı suçun birden fazla işlenmiş olması söz konusudur. Ancak, bu suçlar, aynı suç işleme kararı kapsamında işlenmektedirler, yani, bu suçlar arasında sübjektif bir bağ bulunmaktadır. Bu nedenle, kişiye bu suçların her birinden dolayı ayrı ayrı değil, bir ceza verilmekte ve fakat cezanın miktarı artırılmaktadır. Ancak, bu durumda cezanın artırım oranları Tasarıya göre yükseltilmiştir.

Bir suçun aynı suç işleme kararı kapsamında olsa da değişik kişilere karşı birden fazla işlenmesi hâlinde, zincirleme suç hükümleri uygulanamaz. Buna göre, örneğin, bir otoparkta bulunan otomobillerin camları kırılarak radyo teyplerin çalınması durumunda, her bir kişiye ait otomobildeki hırsızlık, bağımsız bir suç olma özelliğini korur ve olayda cezaların içtimaı hükümleri uygulanır.

Maddenin ikinci fıkrasında, bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenen suçlardan dolayı sorumlulukla ilgili bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümle, uygulamamızda karşılaşılan tereddütlerin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Örneğin bir sözle birden fazla kişiye sövülmüş olması durumunda, her bir mağdur bakımından ayrı sövme suçları değil, bir sövme suçu oluşur. Ancak, bu durumda suçun cezası birinci fıkrada belirtilen oranlarda artırılır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.

5377 s.k. ile değişikliğin gerekçesi

Zincirleme suç hâlinde, aynı suçun birden fazla işlenmiş olması söz konusudur. Ancak, bu suçlar, bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmektedirler, yani, bu suçlar arasında sübjektif bir bağ bulunmaktadır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Zincirleme suç halinde, ortada bir suç değil, birden fazla suç mevcuttur. Zincirleme suçtan söz edebilmek için, aynı suçun müteaddit defa aynı kişiye karşı işlenmesi gerekir. İşlenen suçların mağdurunun aynı kişi olması gerekir. Suçun mağdurunun farklı kişiler olması halinde, zincirleme suç hükümleri uygulanamaz. Rüşvet ve çevrenin kirletilmesi gibi, toplumu oluşturan herkesin mağdur olduğu suçlarda, muayyen bir kişi mağdur olmadığına göre, zincirleme suç hükümlerini öncelikle uygulamak gerekir. Ancak, bu son durumla ilgili olarak hukuk uygulayıcılarında oluşan tereddüdü gidermek amacıyla, 43 üncü maddenin birinci fıkrasına “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” Şeklinde bir cümle eklenmiştir.

Zincirleme suç halinde, kişiye bu suçların her birinden dolayı ayrı ayrı değil, bir ceza verilmekte ve fakat ceza artırılmaktadır. Ancak, cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarının aynı kişiye karşı müteaddit defa işlenmesi halinde gerçek içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki düzenleme, başta Yargıtay olmak üzere hakim ve savcılarda ispat sorunu ve ölçüsüz ceza miktarlarının ortaya çıkması bakımından ciddi endişelere neden olmuştur. Bu endişeleri gidermek amacıyla, maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı” ibaresi metinden çıkarılmıştır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 80 –  (Değişik: 2/6/1941 – 4055/1 md.)

Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır.

AÇIKLAMALAR

ZİNCİRLEME SUÇ (MÜTEADDİT FİİLLERLE TEK SUÇ)


Giriş

Ceza hukukunda suçun temel unsurlarından biri fiildir. Ancak bir fiil ile birden fazla suç işlenebileceği gibi, bir suçun birden fazla fiille işlenmesi de mümkündür. Bu durum, suça katılımın şekilleri, suçların iç içe geçmesi, birleşmesi veya zincirleme şekilde işlenmesi gibi kavramlarla açıklanır. Zincirleme suç, aynı suçun aynı mağdura karşı ve belirli koşullar altında birden çok kez işlenmesi hâlinde failin tek bir suçtan cezalandırılmasını öngören istisnai bir düzenlemedir. Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç kurumu, ceza adalet sisteminde hem failin aleyhine hem de lehine sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Bu çalışmada, zincirleme suç kavramı, unsurları, diğer suç ilişkileriyle farkları ve uygulamada doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

I. Zincirleme Suç Kavramı

Zincirleme suç, TCK m. 43’te “… aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi…” ya da “… aynı suçun, değişik zamanlarda bir kişiye karşı birden fazla icra hareketiyle işlenmesi…” hâlinde söz konusu olur. Burada fail, hukuken birden fazla suç işlemiş olmakla birlikte, bunlar tek bir suç gibi değerlendirilir ve bu çerçevede tek bir ceza verilir; ancak bu ceza artırılarak uygulanır.

Zincirleme suçun temel gerekçesi, failin belirli bir irade bütünlüğüyle hareket etmesi ve her bir fiilin ayrı ayrı cezalandırılmasının adaletsiz sonuçlara yol açabileceği düşüncesidir. Yargıtay kararlarında da zincirleme suçun, failin süregelen bir kastla hareket etmesi ve aynı suçun birbirini takip eden fiillerle işlenmesi hâlinde söz konusu olduğu vurgulanmaktadır.1

II. Zincirleme Suçun Unsurları

Zincirleme suçun oluşabilmesi için şu unsurların birlikte bulunması gerekir:

A. Aynı Suçun İşlenmesi

Zincirleme suç ancak aynı suçun birden çok defa işlenmesi hâlinde mümkündür. Farklı suç tiplerine ilişkin fiiller zincirleme suç oluşturmaz. Örneğin, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının aynı kişiye karşı işlenmesi durumunda zincirleme suçtan değil, fikri içtima veya gerçek içtima kurallarından söz edilir.

B. Aynı Mağdura Karşı İşlenme (Zamana Yayılmışlık)

Zincirleme suçun ikinci koşulu, suçun aynı mağdura karşı değişik zamanlarda birden fazla kez işlenmiş olmasıdır. Birden fazla mağdura karşı işlenen fiiller ise zincirleme suç değil, gerçek içtima hükümleri çerçevesinde değerlendirilir.

C. Belirli Bir Kast ve İrade Bütünlüğü

Failin her bir fiil sırasında aynı suç tipine ilişkin kastla hareket etmesi gerekir. Kastta bir bütünlük bulunmalı, her bir fiil belirli bir genel kastın tezahürü olmalıdır. Failin her defasında yeni bir suç işleme kararı alması hâlinde zincirleme suçtan söz edilemez.

D. Farklı Zamanlarda Gerçekleşen Fiiller

Suç fiillerinin birbirinden ayrılabilir zaman dilimlerinde gerçekleşmesi gerekir. Aralarındaki süre çok kısa ve fiiller tek bir kesintisiz eylem gibi görünüyorsa zincirleme suç değil, tek bir suçtan bahsedilir.

III. Zincirleme Suç ile Benzer Kurumların Karşılaştırılması

Zincirleme suç, uygulamada sıkça karıştırıldığı bazı kavramlardan şu yönleriyle ayrılır:

A. Fikri İçtima

Fikri içtima, tek bir fiil ile birden fazla suçun işlenmesi hâlinde söz konusu olur. Zincirleme suçta ise birden fazla fiil vardır. Örneğin, aynı anda hem hakaret hem de tehdit suçu işlenirse fikri içtimadan bahsedilir.

B. Gerçek İçtima

Gerçek içtima, birden çok farklı suçun işlenmesi hâlinde her birinin ayrı ayrı cezalandırılmasını ifade eder. Mağdurların farklı olması veya suç türlerinin farklılığı bu sonucu doğurur.

C. Kesintisiz Suç

Kesintisiz suç, suçun icrasının zamana yayılarak tek bir hukuka aykırılık durumunun devam ettirilmesidir. Örneğin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bu kapsama girer. Zincirleme suçta ise her biri ayrı hukuka aykırılık teşkil eden ve birbirinden bağımsız fiiller söz konusudur.

IV. Zincirleme Suçun Sonuçları

Zincirleme suçun en önemli sonucu, faile tek ceza verilmesidir. Ancak bu ceza, TCK m. 43/1 uyarınca dörtte birden dörtte üçe kadar artırılır. Bu durum hem faile lehine bir sonuç doğurur (tek ceza) hem de aleyhine sonuçlar doğurabilir (cezada artırım). Ayrıca zincirleme suç, etkin pişmanlık, zaman aşımı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi müesseseler açısından da farklı değerlendirmelere sebep olabilir.

  • Zincirleme suç (müteselsil suç), özünde bir suç çokluğu hâli olmakla birlikte, yalnızca cezanın belirlenmesi, zamanaşımının başlangıcı ve yetkili mahkemenin belirlenmesi bakımından farazi bir birlik kabul edilir. Bu üç alan dışında, her bir suç hukuken varlığını sürdürmeye devam eder. Bu nedenle zincirleme suçun sonuçları, kanunda açıkça gösterilen bu üç hususla sınırlıdır.
  • 1. Zincirleme Suçta Cezanın Belirlenmesi
  • Zincirleme şekilde işlenen bir suç durumunda, fail hakkında her bir suç için ayrı ayrı ceza tayin edilmez; bunun yerine, temel ceza belirlenerek bu ceza üzerinden artırım yapılır (TCK m. 43/1). Hakim, sanığın suçları işlediği konusunda tereddüt duymamakla birlikte, bu suçları aynı suç işleme kararıyla mı işlediği konusunda şüpheye düşerse, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna varır.
  • Zincirleme suçta ceza belirlenirken öncelikle işlenen suçların niteliği önemlidir. Suçların tamamı basit veya tamamı nitelikli hâlde ise, bu durumda ceza buna göre belirlenir. Ancak suçların bir kısmı basit, bir kısmı nitelikli hâlde işlenmişse, nitelikli hâl ağırlaştırıcı nitelikteyse, ceza buna göre belirlenir; hafifletici nitelikteyse, basit hâl esas alınır. Suçların bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı ise teşebbüs aşamasında kalmışsa, kural olarak ceza tamamlanmış suç üzerinden belirlenir. Ancak tamamlanmış suç basit, teşebbüs aşamasında kalan suç nitelikli ise, hangisi daha ağır sonuç veriyorsa ona göre ceza tayini yapılır.
  • Failin suçların bir kısmını çocuk yaşta, bir kısmını ise yetişkin olarak işlemesi durumunda, son suçun işlendiği yaştaki hukuki statü esas alınır.
  • Belirlenen temel ceza üzerinden, suçun niteliği, sayısı, ağırlığı, failin kişiliği ve suçu sürdürme konusundaki ısrarlı tutumu dikkate alınarak 1/4 ile 3/4 oranında artırıma gidilir. Bu artırım, TCK m. 61 uyarınca; teşebbüs ve iştirak hükümlerinden sonra, ancak haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, etkin pişmanlık ve takdiri indirim nedenlerinden önce uygulanmalıdır.
  • Cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı gibi bazı suçlarda zincirleme suç nedeniyle yapılacak artırımlar, mağdurun ruh ve beden sağlığına ilişkin artırım yapılmadan önceki ceza üzerinden hesaplanmalı, bu oran daha sonra toplam cezaya eklenmelidir. Bu özel uygulama biçimi, Yargıtay kararları ile de desteklenmektedir.
  • Zincirleme suçun teselsül ettiği durumlarda ise farklı bir değerlendirme yapılmaktadır. Örneğin bir kişi, bir hafta boyunca farklı kişilere yönelik hakaret içeren yazılar yayımlarsa, ilk eylem TCK m. 43/2’ye göre artırılır, sonrasında da TCK m. 43/1 uyarınca ikinci bir artırım yapılır. Yargıtay da bu görüşü benimsemektedir.
  • Zincirleme suç hükümleri, müebbet ağır hapis ve müebbet hapis cezası verilen hallerde uygulanmaz. Ayrıca artırılarak verilecek ceza, gerçek içtima kuralları uygulanarak elde edilecek toplam cezadan fazla, zinciri oluşturan fiillerden herhangi birine verilecek ceza miktarından az olmamalıdır. Örneğin, teselsül oluşturan suçlar için ayrı ayrı 3 ve 1 yıl ceza öngörülüyorsa, zincirleme suç hükümleri uygulandığında ceza 3 yıldan az, 4 yıldan fazla olmamalıdır. Aksi durum, kanun koyucunun amacına aykırı olacaktır.
  • İştirak halinde işlenen zincirleme suçlarda, her fail yalnızca katıldığı fiil nedeniyle sorumlu tutulur. Diğer faillerin işlediği fiiller zincirleme suç oluştursa dahi, iştirak etmeyen fail hakkında bu hükümler uygulanmaz.
  • Bazı durumlarda, sanık hakkında verilen hüküm kesinleştikten sonra, daha önceki eylemlerle zincirleme suç oluşturabilecek yeni eylemler ortaya çıkabilir. Bu durumda, yeni yargılama yapılarak önceki davanın belgeleri dosyaya eklenir. Önceki davada zincirleme suç hükümleri uygulanmamışsa, yeni davada uygulanabilir ve önceki ceza düşülür. Önceki davada zincirleme suç hükümleri uygulanmışsa, artırımlar yeniden değerlendirilir, artırılmış yeni ceza hesaplanır ve önceki ceza düşülerek sonuç ceza belirlenir. Yargıtay içtihatlarında da bu uygulama benimsenmektedir.
  • 2. Zincirleme Suçta Zamanaşımı ve Yetkili Mahkeme
  • Zincirleme suçlarda zamanaşımı, TCK m. 66/6’ya göre son suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. Örneğin, bir fail ruhsatsız akaryakıt istasyonunda mühür bozma fiilini 1.1.2006–1.7.2006 tarihleri arasında her gün işlemişse ve dava 1.8.2006 tarihinde açılmışsa, Yargıtay bu davayı 2018’de incelerken zamanaşımı süresi her bir suç için ayrı ayrı başlatılsaydı, ilk fiiller zamanaşımına uğrayacaktı. Ancak TCK m. 66/6 uyarınca son fiil dikkate alındığında, tüm fiiller için zamanaşımı süresi henüz dolmamıştır. Ancak Yargıtay’ın aksi yönde bazı kararları da mevcuttur.
  • Eğer son suç teşebbüs aşamasında kalmışsa, zamanaşımı son icra hareketinin yapıldığı tarihten başlar. Zincirleme suç, nitelikli hal sayılmadığından, zamanaşımının hesaplanmasında bu durum ayrıca dikkate alınmaz.
  • Yetkili mahkeme belirlenirken, CMK m. 12/2’ye göre son fiilin işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. Diğer suçlar farklı yerlerde işlenmiş olsa bile, zincirleme suçun görüleceği mahkeme, son suçun işlendiği yer mahkemesidir. Eğer son fiil teşebbüs aşamasında kalmışsa, son icra hareketinin yapıldığı yer mahkemesi yetkili olur.
  • Görevli mahkeme belirlenirken ise zincirleme suç dikkate alınmaz. Yani birden fazla tehdit suçu bir araya gelse dahi, bu suçların tamamı TCK m. 106/2’ye göre Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına giriyorsa, yargılama bu mahkemede yapılır.

Sonuç

Zincirleme suç kurumu, ceza hukukunun hem maddi ceza hukuku hem de ceza yargılaması açısından önemli sonuçlar doğuran, dikkatli uygulanması gereken istisnai bir içtima hükmüdür. Özellikle uygulamada suçların birbirinden ayrılıp ayrılamayacağı, fiillerin kast bütünlüğü taşıyıp taşımadığı gibi hususların doğru değerlendirilmesi gerekir. Aksi hâlde, failin ya lehine ya da aleyhine ciddi adaletsizliklere yol açılabilir. Bu nedenle zincirleme suç kurumu, hem teorik hem de uygulamalı düzeyde titizlikle ele alınmalıdır.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir