Hukuki Makaleler

Nefret ve Ayrımcılık Suçu (5237 sayılı TCK. madde 122): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Nefret ve ayırımcılık[1]

Madde 122- (Değişik: 2/3/2014-6529/15 md.)

(1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;

a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini,

b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını,

c) Bir kişinin işe alınmasını,

d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını,

engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

6529 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİĞİN GEREKÇESİ:

Madde 15- Madde ile, Türk Ceza Kanununun 122 nci maddesi, başlığı ile birlikte değiştirilmektedir.

Madde başlığında yapılan değişiklikle, ayırımcılık ibaresinin yanında nefret ibaresine yer verilmiştir. Böylece söz konusu suçun nefrete dayalı ayırımcılık olduğuna vurgu yapılmıştır.

Ayırımcılık suçunun tanımlandığı maddede değişiklik yapılarak ayırımcılık sebepleri ile Kanunun özellikle 3 üncü maddesinde yer verilen sebepler arasında ahengin sağlanması amaçlanmıştır. Keza bu değişiklikle, ayırımcılığın dayandığı sebepler tadadî ve tahdidî olarak belirlenmiştir. Çeşitli kanunlardaki suç tanımlarında yer verilen “gibi” ibaresi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin ceza hukukunun güvence fonksiyonlarından birini oluşturan belirlilik ilkesine vurgu yaparak verdiği iptal kararları ve bu kararlardaki gerekçeler gözönünde bulundurularak madde metninde ayırımcılık nedenleri bağlamında yer verilen “ve benzeri sebeplerle” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

Bu suretle söz konusu suç, ancak doğrudan kastla ve nefret saikiyle işlenebilen bir suç olarak tanımlanmıştır.

Yapılan bu değişiklikle, söz konusu suçu oluşturan seçimlik hareketler, tekrarlara yer vermeyecek, birbirleriyle uyumlu olabilecek ve kıyasa yol açmayacak şekilde, yeniden sayılmıştır.

Maddede yapılan değişiklikle, ayrıca suçun cezası artırılmıştır.

AÇIKLAMALAR

Türk Ceza Kanunu m. 122 Kapsamında Nefret ve Ayrımcılık Suçu: Hukuki İnceleme ve Uygulama Sorunları

Özet

Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesi, bireylerin dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep gibi farklılıklara dayalı olarak ayrımcılığa uğramalarını suç haline getirmiştir. Bu makalede, ayrımcılık ve nefret suçunun maddi ve manevi unsurları, korunan hukuki değerler, Anayasa ve uluslararası hukuk ile bağlantısı, suçun özel görünüm biçimleri ile uygulamadaki sorunlar ayrıntılı şekilde ele alınmıştır. Aynı zamanda Yargıtay kararları ve doktrinel görüşler ışığında suçun yorumlanmasında dikkat edilmesi gereken noktalar vurgulanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Ayrımcılık suçu, nefret saiki, eşitlik ilkesi, TCK m.122, insan hakları, ceza hukuku.


Giriş

Nefret söylemi ve ayrımcılığa dayalı eylemler, hem bireysel hak ve özgürlüklerin ihlali hem de toplumsal barışı tehdit eden davranışlardır. Türkiye’de bu tür fiillerin cezai yaptırımı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesiyle düzenlenmiştir. Bu hüküm, dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik gibi nedenlerle ayrımcılığı suç haline getirmektedir. Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesiyle de uyumlu olan bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14. maddesiyle de paralellik göstermektedir.


1. Korunan Hukuki Yarar

Ayrımcılık suçu ile korunan hukuki değer, eşitlik ilkesidir. Anayasa m.10 ve AİHS m.14 kapsamında tanımlanan bu ilkeye göre herkes yasa önünde eşittir ve keyfi ayrımcılığa uğramadan temel hak ve özgürlüklerden faydalanma hakkına sahiptir. Bu suç tipiyle, bireylerin sadece sahip oldukları bazı özellikler nedeniyle temel hak ve özgürlüklerden dışlanmalarının önüne geçilmesi amaçlanır.


2. Suçun Unsurları

2.1. Maddi Unsur

a) Fail ve Mağdur

Bu suçun faili herkes olabilir. Kamu görevlileri de bu suçu işleyebilir. Mağdur ise; ayrımcılığa uğrayan gerçek kişidir. Türk vatandaşı olabileceği gibi yabancı da olabilir. Tüzel kişiler mağdur olamaz; ancak suçtan zarar görebilir.

b) Suçun Konusu

TCK m.122 dört farklı hareket biçimi öngörmektedir:

  • a) Taşınır/taşınmaz malların satımının, devrinin veya kiralanmasının engellenmesi,
  • b) Kamuya arz edilmiş hizmetten yararlandırmama,
  • c) Kişinin işe alınmasının engellenmesi,
  • d) Olağan ekonomik etkinlikte bulunmasının engellenmesi.

c) Fiil (Hareket)

Yukarıda sayılan eylemler, nefret saikiyle gerçekleştirilirse suç oluşur. Örneğin; ten renginden dolayı işe almama, belli bir mezhebe mensup kişiye kiralık ev vermeme gibi davranışlar bu suçu oluşturur. Kanun koyucu “ve benzeri sebeplerle” ibaresini 6529 sayılı Kanun ile kaldırmış ve sayılan sebepleri sınırlayıcı hale getirmiştir.

2.2. Manevi Unsur

Bu suç, doğrudan kastla işlenebilir. Failin, ayrımcılık ve nefret saikiyle hareket etmesi gerekir. Sadece ekonomik gerekçelerle yapılan tercihler kastın varlığını ortadan kaldırabilir (örn. müşteri kitlesi nedeniyle zenci olmayan kişiyi işe almama). Failin kastı dışında başka amaçla hareket etmesi hâlinde suç oluşmaz.


3. Hukuka Aykırılık

Suçun özel bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamaktadır. Ancak genel hükümler uyarınca mağdurun rıza göstermesi, örneğin sözleşme yapmama iradesine katılması halinde suç oluşmayabilir. Zira ekonomik faaliyete dayalı işlemlerde sözleşme serbestisi ilkesi geçerlidir.


4. Suçun Özel Görünüm Biçimleri

4.1. Teşebbüs

Suç, teşebbüse elverişlidir. Örneğin, bir kişiye satış yapılmayacağı açıkça söylendikten sonra araya giren kişilerin müdahalesiyle satış gerçekleşirse, teşebbüs hükümleri uygulanır.

4.2. İştirak

Bu suça iştirak mümkündür. Azmettiren, yardım eden veya birlikte hareket eden herkes ceza alır. TCK m.37-38 hükümleri uygulanacaktır.

4.3. İçtima

Birden fazla mağdura yönelik olarak tek bir eylemle suç işlenirse zincirleme suç hükümleri uygulanır (TCK m.43). Eğer suç işlenirken cebir veya tehdit kullanılmışsa, TCK m.106 (tehdit) veya m.108 (iş ve çalışma hürriyetinin ihlali) hükümleriyle birlikte gerçek içtima hükümleri devreye girer.


5. Yaptırım

6529 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası, TCK m.122’ye göre suçun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Daha önce bu ceza 6 ay ile 1 yıl arasında hapis veya adlî para cezası idi. Suçun işlenme tarihi bu açıdan önem taşır.

Hükümde adli para cezasına çevrilme imkânı, TCK m.50/2 uyarınca ortadan kaldırılmıştır. TCK m.53 gereği bazı haklardan yoksun bırakma yaptırımı da gündeme gelebilir. Suç kamu görevlisi tarafından görev sırasında işlenirse, cezanın artırımı ve görevden men gibi sonuçlar doğabilir.


6. Kovuşturma Usulü ve Yetkili Mahkeme

TCK m.122 kapsamındaki suçlar şikâyete tabi değildir, resen soruşturulur. Kamu görevlisinin görev sırasında bu suçu işlemesi halinde 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Yargılama yeri Asliye Ceza Mahkemesidir (5235 sayılı Kanun m.11).


Sonuç

Nefret ve ayrımcılığa dayalı eylemlerin cezalandırılması, toplumda eşitlik ve hoşgörünün sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak bu suç tipinin uygulamada geniş yorumlanması, masum davranışların da cezalandırılması sonucunu doğurabilir. Bu nedenle ceza kanunlarının yorumunda belirlilik ve ölçülülük ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle ayrımcılık ile serbest ekonomik tercihler arasındaki farkı ayırt etmek, temel hakların korunması kadar adaletin sağlanması bakımından da kritik öneme sahiptir.


[1]2/3/2014 tarihli ve 6529 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle bu madde başlığı “Ayırımcılık” iken, metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir