
HUKUKİ İLİŞKİYE DAYANAN ALACAĞI TAHSİL
AMACIYLA DOLANDIRICILIK
Daha az cezayı gerektiren hal
Madde 159- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
GEREKÇE:
Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla hileye başvurmuş olması hâlinde de, dolandırıcılık suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Ancak, madde metninde, kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacı, dolandırıcılık suçunun temel şekline göre daha az cezayı gerektiren bir neden olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, bu nedenle soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikâyetine bağlanmıştır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 308 – Bir kimse Hükümete müracaata muktedir olduğu ahvalde iddia eylediği bir hakkı istihsal maksadiyle eşya üzerinde kuvvet sarfiyle kendiliğinden hakkını ihkak ederse otuz liradan elli liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahkûm olur.
Eğer fail eşya üzerine değil de şahıslara karşı tehdit veya şiddet istimal etmiş olursa bir aydan bir seneye kadar hapis ve elli liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahkûm olur.
Şiddet silah ile veya dövmek veyahut yaralamak ile vuuka gelirse işbu dövmek veya yaralamaktan dolayı 456 ncı maddenin birinci fıkrasında beyan olunan ahvalden daha ağır bir netice husule gelmediği takdirde hapis iki aydan ve ağır cezayı nakdi kırk liradan aşağı olamaz.
Cürmün faili hakkını ispat ederse göreceği cezanın dörtte üçü kadarı indirilebilir.
Resen takibi iktiza eden diğer bir cürüm dahi birlikte irtikâp olunmamış olmak şartiyle bu maddede beyan olunan cürümden dolayı takibat icrası şahsi dava ikamesine bağlıdır.
AÇIKLAMALAR
Dolandırıcılık Suçunda Hukuki İlişkiye Dayanan Alacak Kavramı ve TCK 159. Maddenin Uygulanması
Özet
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 159. maddesi, dolandırıcılık suçunun hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde failin daha az ceza almasını öngören özel bir düzenlemedir. Bu makalede, hukuki ilişkiye dayanan alacak kavramı detaylı olarak incelenmiş, madde kapsamındaki şartlar ve uygulama koşulları açıklanmış, ilgili Yargıtay kararları ışığında değerlendirilmiştir. Ayrıca madde uygulamasının sınırları, borçlu-alacaklı ilişkisi ve iştirak halinde işlenen suçlarda nitelikli halin kapsamı tartışılmıştır. Makalede hukuki ilişkiye dayanan alacak kavramının kapsamı, suçun unsurları ve karşılaşılan yorum farklılıkları ele alınmakta, uygulamaya yönelik somut öneriler sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Dolandırıcılık, hukuki ilişki, alacak tahsili, Türk Ceza Kanunu, Yargıtay, nitelikli hal, suç unsurları
I. Giriş
Dolandırıcılık suçu, ceza hukukunda hileli davranışlarla başkalarını aldatıp maddi menfaat sağlama amacıyla işlenen önemli bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu (TCK) 159. maddesi, dolandırıcılığın hukuki ilişkiye dayanan alacakların tahsili amacıyla işlenmesi durumunda uygulanacak ceza miktarında indirim öngörmektedir. Bu düzenleme, daha önce 765 sayılı TCK’da bağımsız bir suç olarak yer alan “kendiliğinden hak alma (ihkak-ı hak)” kavramının yerini almış ve suçun nitelikli hali olarak kodlanmıştır. Makalede, bu maddenin kapsamı, şartları ve uygulama esasları ayrıntılı biçimde incelenecektir.
II. Hukuki İlişkiye Dayanan Alacak Kavramı
2.1. Hukuki İlişkinin Tanımı
Hukuki ilişki, hukuk düzeni tarafından tanınan, geçerli ve korunmaya değer ilişkidir. Bu ilişki, taraflara belirli hak ve borçlar yükler. Alacak ise, borçlunun belirli bir edimi yerine getirmesi için borçlandığı kişiye karşı ileri sürülebilen haklardır (Özdemir, 2017). Dolayısıyla, hukuki ilişkiye dayanan alacak, borçlu ve alacaklı arasında geçerli bir borç ilişkisinden kaynaklanan, hukuki koruma altında olan haklardır.
2.2. Alacağın Niteliği ve Kapsamı
Alacak mutlaka parasal değer taşımayabilir; ekonomik değeri olmayan haklar da hukuki ilişkiye dayanan alacak kapsamına girer. Örneğin, şehit bir babadan kalan mektup gibi manevi değer taşıyan haklar da dolandırıcılık suçu kapsamında korunur (Kara, 2020). Ayrıca, alacağın konusu ile dolandırıcılık konusu arasında değer veya eşdeğerlik zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak bazı görüşlere göre, alınan mal alacak değerinden çok daha fazla ise indirimli ceza hükümleri uygulanmaz (Yıldırım, 2019).
2.3. Borçlu-Alacaklı İlişkisinin Gerçekliği
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında gerçek bir borç ilişkisi olmalıdır. Borç ilişkisine taraf olmayan veya alacak hakkı bulunmayan kişiler, bu indirimden faydalanamaz (Erdoğan, 2018). Borcun temliki veya nakli durumunda ise alacak hakkı yeni hak sahibi tarafından da ileri sürülebilir.
III. TCK 159. Maddenin Uygulanma Koşulları
3.1. Alacağın Hukuki İlişkiye Dayanması
Madde hükmünün uygulanması için söz konusu alacağın hukuk düzeni tarafından korunması gerekir. Haksız fiilden doğan alacaklar bu kapsamda değerlendirilmez (Demir, 2021). Ancak failin, hukuki ilişki varlığı konusunda hataya düşmesi halinde TCK 30. madde kapsamında hata hükümleri uygulanabilir.
3.2. Dolandırıcılık Fiilinin Alacak Tahsil Amacıyla Gerçekleştirilmesi
Failin amacı, hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil etmek olmalıdır. Başka amaçlarla, örneğin mağduru ödeme yapmaya zorlamak için yapılan eylemler bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilmez (Aksoy, 2022). Dolandırıcılığa konu mal malikinin, failin alacaklı olduğu kişiden olması gerekir.
3.3. İştirak Halinde Suç
Suç iştirak halinde işlenmişse, nitelikli halden yalnızca alacak hakkına dayalı eylemi gerçekleştiren fail yararlanabilir. Diğer iştirakçiler ise genel dolandırıcılık hükümlerine göre cezalandırılır.
IV. Tartışma ve Sonuç
TCK 159. maddesi, dolandırıcılık suçlarında failin mağdura karşı gerçek bir hukuki ilişkiye dayalı alacak hakkının bulunması ve eylemin bu alacağı tahsil amacıyla gerçekleştirilmesini cezada indirim sebebi olarak düzenlemiştir. Bu hüküm, suçun failinin mağdurla arasında hukuka uygun bir borç ilişkisi olduğunu varsayar ve bu ilişkinin kötüye kullanılması halini kapsar. Ancak hukuki ilişkinin varlığı ve dolandırıcılık fiilinin amaç unsuru konusunda tartışmalar devam etmekte, mahkeme ve Yargıtay kararlarında olay bazında inceleme ön plana çıkmaktadır. Failin alacak hakkı konusunda yanılması halinde TCK 30. madde çerçevesinde hata hükümleri dikkate alınmalıdır.
Bu düzenleme, dolandırıcılık suçlarının değerlendirilmesinde failin hukuki konumunun ve eylemin amacının göz önünde bulundurulması bakımından önemli bir örnek teşkil etmektedir.
V. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
S1: TCK 159. madde hangi durumlarda uygulanır?
A: Failin mağdura karşı gerçek bir borç ilişkisi (hukuki ilişki) bulunması ve dolandırıcılık eyleminin bu alacağını tahsil etmek amacıyla yapılması halinde uygulanır.
S2: Hukuki ilişkiye dayanmayan alacaklarda bu madde uygulanır mı?
A: Hayır, hukuki ilişkiye dayanmayan, örneğin haksız fiilden kaynaklanan alacaklarda bu indirim hükümleri uygulanmaz.
S3: Dolandırıcılıkta alınan malın değeri ile alacak değerinin eşit olması gerekir mi?
A: Hayır, değerlerin eşit olması zorunlu değildir ancak bazı görüşler alacak değerini aşan durumlarda maddenin uygulanmaması gerektiğini savunur.
S4: Fail, alacak hakkı olmadığını düşünerek hareket etmişse ne olur?
A: Failin hukuki ilişkiye dayanan alacak olduğu konusunda hataya düşmesi halinde TCK 30. madde kapsamında hata hükümleri uygulanabilir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.