Hukuki Makaleler

Anayasayı İhlal Suçunun Özel Görünüş Şekilleri (teşebbüs, iştirak, içtima) (5237 sayılı TCK. madde 309): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Anayasayı ihlal

Madde 309- (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

GEREKÇE:

Anayasanın Başlangıç Kısmında aynen “Millet iradesinin mutlak üstünlüğü; egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiç bir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk dışına çıkamayacağı; Hiç bir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevî değerlerini, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;” şeklindeki ifade ile siyasal iktidarın kuruluş ve işleyişine egemen olması gereken ilkeler gösterilmiş bulunmaktadır.

Siyasal iktidarın kuruluşu ve işleyişine egemen olan bu ilkeleri içeren kuralların bütünü, Anayasal düzeni teşkil etmektedir. Bu madde ile korunmak istenen hukukî yarar, Anayasa düzenine egemen olan ilkelerdir.

Madde ile korunmak istenen hukukî yararın niteliği dikkate alınarak, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzen” ibaresi kullanılmış, böylece korunmak istenen hukukî yarara açıklık getirilmiştir.

Maddede tanımlanan suçun oluşabilmesi için, cebir veya tehdit kullanarak Anayasal düzenin değiştirilmesine teşebbüs edilmesi gerekir. Bu nedenle, cebir ve tehdit bu suçun unsurunu oluşturmaktadır. Cebir ve tehdit kavramlarının hukukî anlam ve içeriği, bilinen bir husustur. Bu nedenle, Anayasal düzenin değiştirilmesine yönelik teşebbüsün ancak cebir veya tehdit kullanılarak, yani bireylerin iradeleri zorlanmak suretiyle ifsat edilerek gerçekleştirilmesi gerekir. 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 146 ncı maddesinin kaynağını oluşturan 1889 İtalyan Ceza Kanununun 118 inci maddesi, 146 ncı maddede olduğu gibi, cebir (“Violentemente”) unsurunu taşımaktaydı. Ancak, 1930 faşist İtalyan Ceza Kanununun aynı konuyu düzenleyen 283 üncü maddesinde, suç tanımından cebir unsuru çıkarılmıştı. Faşizmin etkisiyle kaleme alınan bu 283 üncü madde, bilahare 11.11.1947 tarihinde yeniden değiştirilerek; suç tanımında tekrar cebir unsuruna yer verilmiştir.

Maddede, maddî unsur olarak “teşebbüs edenler” ibaresi kullanılmış olduğundan, Anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen üzerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edilmesi, cezalandırma için yeterlidir. Suç hem idare edenler hem de idare edilenler tarafından işlenebileceğinden teşebbüste aranılacak elverişlilik, suçun işleniş biçimi ve özellikle suçun bir tehlike suçu olduğu dikkate alınarak, kullanılan cebir veya tehdidin neticeyi elde etmeye elverişli olup olmadığının hâkim tarafından takdir edilmesi gerekir.

DEĞİŞİKLİK GEREKÇESİ

Anayasamızda güvence altına alınmış olan ifade ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında kullanılan hakların Anayasayı ihlal suçu kapsamında değerlendirilemeyeceğinin daha açık biçimde vurgulanması ve bu bakımdan ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilebilmesi için böyle bir değişikliğin yapılması gerekli görülmüştür.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 146 – Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men’e cebren teşebbüs edenler, (Değişik İbare: 14/7/2004 – 5218/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahküm olur.

65 inci maddede gösterilen şekil ve suretlerle gerek yalnızca gerek bir kaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın toplandığı mahallerde nutuk irat veyahut yafta talik veya neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi (Değişik İbare: 14/7/2004 – 5218/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur.

(Ek: 6/7/1960 – 15/1 md.) Birinci fıkrada yazılı suça ikinci fıkrada gösterilenden gayri surette iştirak eden fer’i şerikler hakkında beş seneden onbeş seneye kadar ağır hapis ve amme hizmetlerinden müebbeden memnuiyet cezası hükmolunur.

AÇIKLAMALAR

Anayasayı İhlal Suçu: Hukuki Analiz ve Uygulama Rehberi

Özet
Anayasayı ihlal suçu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının temel düzenini korumaya yönelik en ağır yaptırımlardan birini öngören, ceza hukuku bakımından kritik bir suç tipidir. Bu makalede, TCK m.309 kapsamında düzenlenen anayasayı ihlal suçu detaylı biçimde incelenmiş; suçun teşebbüs, içtima, iştirak ve kovuşturma boyutları açıklanmış, ayrıca mağdurların ve suç isnat edilen kişilerin izlemesi gereken hukuki yollar ele alınmıştır. Makale, güncel Yargıtay uygulamaları ve akademik kaynaklar ışığında hazırlanmıştır.


1. Suçun Tanımı ve Hukuki Niteliği

Türk Ceza Kanunu Madde 309’a göre:

“Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” (TCK, 2004, m.309/1)

Suçun tanımı, fiilin cebir ve şiddet yoluyla anayasal düzeni hedef alması esasına dayanmaktadır. Bu suç teşebbüs suçu niteliğinde olup, fiilin icrasına başlanması ile tamamlanmış sayılır.


2. Suçun Değişik Görünüm Biçimleri

2.1 Teşebbüs

Anayasayı ihlal suçunda, fiilin hazırlık aşaması cezalandırılmaz; suçun oluşması için fiile başlamış olmak yeterlidir. Hazırlık hareketleri yalnızca başka bir suçu oluşturduğunda cezalandırılabilir.

2.2 İçtima

Suç, icra hareketlerinin başlaması ile tamamlanır. Ancak, aynı amaca yönelik farklı zamanlarda işlenen araç suçlar varsa, gerçek içtima kuralı gereği her araç suç ayrı suç oluşturur ve ayrı ceza verilir (TCK, 2004, m.309/2). Örneğin:

  • Özgürlüğü kısıtlama (m.109)
  • Kasten öldürme (m.81)
  • İzinsiz silah taşıma

Ancak, cebir ve şiddet suçunun unsurları ile örtüşen fiiller (yaralama, tehdit) için ayrı cezai sorumluluk doğmayabilir.

2.3 İştirak

  1. maddede özel bir iştirak düzenlemesi bulunmamaktadır; bu nedenle TCK’nın genel iştirak hükümleri (m.37-40) uygulanır.

3. Kovuşturma ve Yetkili Merciler

Anayasayı ihlal suçu, şikayete tabi olmayan bir suçtur. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturulur ve iddianame düzenlenir.

Suç, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında terör suçu niteliğinde olup:

  • Soruşturma merci, koruma tedbirleri ve kovuşturma usulleri 3713 sayılı Kanuna tabidir.
  • Görevli mahkeme, özel yetkili ağır ceza mahkemeleridir.
  • Tutuklama süresi, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen sürenin iki katı uygulanır.

4. Suçtan Zarar Görenler ve Mağdurların Hakları

  • Suçun doğrudan mağduru olarak gerçek kişiler bulunmasa bile, anayasayı ihlal amacıyla işlenen araç suçlardan zarar görenler, kamu davasına müdahil olabilir.
  • Mağdurlar, zarar tespiti ve hukuki haklarını korumak için uzman ceza avukatıyla iletişime geçmelidir.

5. Suç İsnat Edilen Kişilerin Hukuki Yol Haritası

Suç isnadıyla karşılaşan kişiler için temel öneriler şunlardır:

  1. Avukat Temsilciliği: Hemen alanında uzman ceza avukatıyla çalışılmalıdır.
  2. Soruşturma ve Delil İncelemesi: Tüm delil ve iddiaların dikkatle incelenmesi gerekir.
  3. Hakların Kullanımı: Tutuklama, adli kontrol ve savunma hakları avukat rehberliğinde kullanılmalıdır.

6. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

S1: Anayasayı ihlal suçu teşebbüs aşamasında cezalandırılır mı?
Evet, fiile başlanması suçun tamamlanması için yeterlidir; hazırlık hareketleri cezalandırılmaz.

S2: Suç işlenirken başka suçlar da oluşursa ne olur?
309/2 uyarınca, işlenen diğer suçlardan dolayı da ayrı ceza verilir; gerçek içtima kuralı uygulanır.

S3: Mağdurların dava sürecine katılma hakkı var mıdır?
Evet, araç suçlardan zarar gören kişiler kamu davasına müdahil olabilir.

S4: Suç isnat edilen kişi hangi haklara sahiptir?
Savunma hakkı, avukatla görüşme hakkı ve tutuklamaya itiraz hakkı başta olmak üzere Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında tüm haklar geçerlidir.


7. Sonuç ve Değerlendirme

Anayasayı ihlal suçu, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel anayasal düzenini korumaya yönelik en ağır suç tiplerinden biridir. Suçun teşebbüs niteliği, içtima kuralları, iştirak ve kovuşturma usulleri ile mağdur ve fail hakları dikkatle incelenmelidir. Suç isnadı veya mağduriyet durumunda alanında uzman ceza avukatı desteği alınması kritik öneme sahiptir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir