Hukuki Makaleler

Kullanma Hırsızlığı ve Nitelikli Hırsızlık Suçu (TCK.146,142): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Hırsızlık

Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.)

Nitelikli hırsızlık[1]

Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun;

a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,

b) (Mülga: 18/6/2014-6545/62 md.)

c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,

d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,

e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,

f) (Mülga: 2/7/2012-6352/82 md.)

İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,

b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,

c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,

d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,

e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,

f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,

g) (…)63 büyük veya küçük baş hayvan hakkında,

h) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,

İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.[2]

(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.[3]

(4) (Ek: 6/12/2006 – 5560/6 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.

(5) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.


[1] 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 62 nci maddesiyle bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “iki yıldan beş” ibaresi “üç yıldan yedi” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasının (d) bendine “kilit açmak” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya kilitlenmesini engellemek” ibaresi eklenmiş, (g) bendinde yer alan “Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

[2] 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 62 nci maddesiyle bu fıkrada yer alan “üç yıldan yedi” ibaresi “beş yıldan on” şeklinde değiştirilmiştir.

[3] 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ikinci fıkraya göre cezaya” ibaresi “beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına”, “onbeş yıla kadar hapis” ibaresi ise “ceza yarı oranında artırılır” şeklinde değiştirilmiştir.

Kullanma hırsızlığı

Madde 146- (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.

Kullanma Hırsızlığı ve Nitelikli Hırsızlık Suçu: TCK 141, 142 ve 146 Maddeleri Kapsamında Hukuki Değerlendirme

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) hırsızlık suçları, suçun işleniş şekline, kullanılan araçlara ve failin kastına göre farklı şekillerde düzenlenmiştir. Özellikle basit hırsızlık (TCK 141), nitelikli hırsızlık (TCK 142) ve kullanma hırsızlığı (TCK 146) uygulamada en çok karşılaşılan uyuşmazlıklar arasında yer almaktadır.

Bu makalede, Ceza Genel Kurulu kararı ışığında kullanma hırsızlığı ile nitelikli hırsızlık arasındaki farklar, şüpheli/sanık ve mağdur/müşteki açısından yapılması gerekenler, uzman ceza avukatının rolü ve sık sorulan sorulara cevaplar ele alınacaktır.


Hırsızlık Suçunun Basit ve Nitelikli Hâlleri (TCK 141-142)

  • TCK 141. maddeye göre basit hırsızlık: Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır malın, fayda sağlama amacıyla alınmasıdır. Cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olarak öngörülmüştür.
  • TCK 142. maddeye göre nitelikli hırsızlık: Hırsızlık suçunun daha ağır koşullarla işlenmesi hâlidir. Cezası ağırlaştırılmıştır.

Kullanma Hırsızlığı (TCK 146)

Kullanma hırsızlığı, failin malı sahiplenme kastıyla değil, geçici bir süre kullanıp iade etme amacıyla alması hâlinde söz konusu olur.

  • Ceza, şikâyet üzerine verilir ve yarı oranına kadar indirilir.
  • Mal suç işlemek için alınmışsa bu hüküm uygulanmaz.
  • Failde iade kastı bulunmalıdır. Aksi hâlde kısa süreli kullanım bile olsa kullanma hırsızlığı oluşmaz.

Şüpheli / Sanık Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Savunma Stratejisi: Suçun “iade amacıyla” işlendiği iddia ediliyorsa, bu kastın davranışlarla desteklenmesi gerekir.
  • Ceza Avukatı Desteği: Hırsızlık suçları ağır yaptırımlar içerdiğinden, sürecin en başından itibaren uzman bir ceza avukatı ile hareket edilmelidir.
  • İfade Aşaması: Kollukta veya savcılıkta verilen ifadeler ileride hükme esas alınabilir. Yanlış veya eksik beyanlardan kaçınılmalıdır.
  • Delillerin Toplanması: Kamera kayıtları, tanık beyanları, olay sonrası davranışlar “kullanma amacı” iddiasını destekleyebilir.

Mağdur / Müşteki Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Şikâyet Hakkı: Kullanma hırsızlığı suçunda şikâyet şartı aranır. Bu nedenle mağdurun zamanında şikâyetçi olması önemlidir.
  • Maddi Zararın Giderilmesi: Araç veya malın kullanımı sırasında meydana gelen zararların tespiti ve tazmini talep edilmelidir.
  • Avukat Desteği: Özellikle nitelikli hırsızlık vakalarında, davaya katılma ve hakların korunması açısından ceza avukatı desteği büyük önem taşır.
  • Delillerin Sunulması: Mağdur, malın kendisine ait olduğunu ve haksız yere alındığını ispatlayacak belgeleri (ruhsat, fatura vb.) dosyaya sunmalıdır.

Uzman Ceza Avukatının Önemi

Hırsızlık suçları; özgürlüğü bağlayıcı cezalar, sabıka kaydına etkiler ve mağdurun zararlarının giderilmesi açısından ciddi sonuçlar doğurur.

  • Ceza avukatı, sanık açısından suç vasfının doğru belirlenmesi ve daha az ceza alınması için,
  • Mağdur açısından ise zararların tazmini ve adaletin sağlanması için kritik bir rol üstlenir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

1. Kullanma hırsızlığı ile nitelikli hırsızlık arasındaki fark nedir?
➡ Kullanma hırsızlığında malı iade etme kastı vardır. Nitelikli hırsızlıkta ise sahiplenme kastı ve ağırlaştırıcı koşullar bulunur.

2. Kullanma hırsızlığında şikâyet şart mıdır?
➡ Evet. Kullanma hırsızlığı yalnızca mağdurun şikâyetiyle soruşturulabilir.

3. Şüpheli, kısa süre kullandıktan sonra malı iade ederse yine de ceza alır mı?
➡ Eğer baştan iade amacı yoksa ve mal sahiplenme kastıyla alınmışsa, kısa sürede iade edilse bile kullanma hırsızlığı oluşmaz.

4. Araçla yapılan kullanma hırsızlığında sürüş sırasında kaza yapılırsa kim sorumludur?
➡ Fail, hem hırsızlık suçundan hem de meydana gelen zararlardan sorumlu olur.

5. Ceza avukatı olmadan hırsızlık davası yürütülebilir mi?
➡ Mümkündür ancak ciddi hak kayıpları yaşanabilir. Bu nedenle uzman ceza avukatıyla sürecin yürütülmesi son derece önemlidir.


Sonuç

Kullanma hırsızlığı ile nitelikli hırsızlık arasındaki ayrım, failin kastı ve olayın somut özellikleri dikkate alınarak yapılır. Sanık açısından “iade kastı” varsa bu durum lehine sonuç doğurabilir; mağdur açısından ise şikâyet hakkının kullanılması ve zararların giderilmesi kritik öneme sahiptir.

Her iki taraf için de uzman ceza avukatıyla hareket etmek, sürecin doğru yönetilmesi ve hakların korunması açısından belirleyici olacaktır.

Yargıtay Görüşü

A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar ve İlgili Mevzuat
TCK’nın 141. maddesinde yer alan “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun basit hâli hüküm altına alınmış, aynı Kanun’un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır.
Suç ve karar tarihi itibarıyla uyuşmazlık konusuyla ilgili TCK’nın 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi; suçun, “Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle işlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi hâli ise aynı Kanun’un 146. maddesinde “Kullanma hırsızlığı” başlığı altında; “Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikâyet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde de; “Madde metninde kullanma hırsızlığı tanımlanmıştır. Bu hırsızlık şeklinin oluşması için kişinin, sahibinin rızası olmaksızın malı alırken, bunu belli bir süre kullandıktan sonra iade etmek amacı ile hareket etmesi gerekir. Kullanma hırsızlığında, kullanmanın her hâlde kısa sayılacak bir süre devam etmesi temel koşuldur.
Malın suç işlemek için kullanılmış olması hâlinde, bu madde hükmü uygulanamaz, yani hırsızlık suçundan dolayı verilecek cezada indirim yapılamaz.” açıklamalarına yer verilmiştir.
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda bu düzenlemenin tam karşılığı olmamakla birlikte benzer nitelikteki 494/1. maddesinde “Hırsızlık; geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilen veya zilyedin kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakılan ve iade edilmek üzere alındığı açıkça anlaşılan ve ücret karşılığı yük ve yolcu taşımacılığına tahsis edilmiş olmayan özel ulaşım aracı hakkında … işlenirse faile iki aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmü yer almaktaydı. 765 sayılı Kanun’da kullanma hırsızlığının konusu yalnızca özel ulaşım araçları olabilirken TCK’da malın cinsi konusunda bir ayrım yapılmamış, bütün taşınır malların suça konu olabileceği öngörülerek suçun kapsamı daha da genişletilmiştir. Bununla birlikte kural olarak kullanılması tüketime bağlı eşya bu suçun konusunu oluşturmaz. 765 sayılı Kanun’a göre aracın geçici bir süre kullanılıp zilyedine geri verilmesi veya kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılması gerekirken TCK, iade etmek amacı ile malın alınmasını yeterli görmüş ayrıca mülga Kanun’dan farklı olarak malın suç işlemek için alınması durumunda bu maddenin uygulanmayacağını sevk etmiştir.
Eşyayı alırken sahiplenme kastı olan fail hakkında bu suç hükümleri uygulanmaz. Failde malın geçici bir süre kullanılıp iade edilmesi amacı olmalıdır. Başka bir ifadeyle, suçun manevi unsuru maldan geçici olarak yararlanma kastıdır. Taşınır mal alınırken iade etmek maksadı yoksa kısa sürede iade edilmiş olsa dahi kullanma hırsızlığı suçu oluşmaz. Fail, hırsızlık konusu malı kısa bir süre kullandıktan sonra zilyedine iade etmiş veya zilyedin kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakmış ise bu durum kullanma hırsızlığına karine olabilir. Mal henüz bırakılmamış ya da mal kullanılırken fail yakalanmış ise malın geri verilmek üzere alındığının açıkça anlaşılabiliyor olması gerekir. Malın iade edilmek üzere alınıp alınmadığı, failin amacı, olay öncesi ve sonrası davranışları ile somut olayın özellikleri nazara alınarak belirlenmelidir (Veli Özer Özbek, Mehmet Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2015, s. 614). Burada önemli olan hususun malın geri verilmek niyetiyle alınması olduğu yoksa geri verilmesinin gerekmediği gözden uzak tutulmamalıdır. Malın hangi saikle alındığı konusunda şüphe varsa ve somut olay failin davranışlarına göre kastını değerlendirmeye elverişli değilse bu husus sanık lehine yorumlanmalıdır.
Diğer taraftan, kullanma için gerekli ve yeterli en kısa süreyi ifade eden geçici süre her somut olayda taşınır malın fonksiyonu nazara alınarak belirlenmelidir (Mahmut Koca, İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara 2015, 2. Baskı, s. 568).
B. Hukuki Nitelendirme
Sanığın, 29.02.2016 tarihinde gece saat 02.00 sıralarında mağdurun park hâlinde bulunan otobüsünün hava mandalına basmak suretiyle kapıyı açıp içeriye girdiği, şoför koltuğunun üzerindeki bölmeden ele geçirdiği kontak anahtarı ile otobüsü çalıştırdığı, yolda gittiği sırada kaldırımda yürümekte olan tanık …’i de araca aldığı, adı geçenlerin bir müddet birlikte gezdikleri, aracın adliye kavşağından şehir merkezi istikametine doğru trafiği tehlikeye düşürecek şekilde seyrettiğinin anons edilmesi üzerine devriye görevi yapan ekipler tarafından durdurulduğu ve sanığın yakalandığı kabul edilen olayda;
Kullanma hırsızlığı suçunun oluşabilmesi için failin suça konu aracı alırken belli bir süre kullanıp iade etme amacı taşımasında zorunluluk bulunduğu, ancak sanığın aracı kullanırken kolluk güçleri tarafından durdurularak yakalandığı, tutanak tanıklarının, sanığın aracın babasına ait olduğunu söylediği, plaka bilgilerinin sorgulanması üzerine mağdura ait olduğunun anlaşıldığı yönünde beyanda bulundukları ve sanığın içeriyi karıştırıp arayarak bulduğu kontak anahtarı ile otobüsü çalıştırdığı hususları birlikte gözetildiğinde, sanığın, aracın geri verilmek üzere alındığına dair suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği gibi çalıntı araç içinde sanıkla birlikte yakalanan tanığın aynı doğrultudaki ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığı anlaşıldığından, eylemin haksız yere ele geçirilen anahtar ile geceleyin nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu 2023/337 E.,2025/18 K.)

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir