Hukuki Makaleler

Adli Para Cezasının Belirlenmesi, Uygulanması Ve Seçenek Yaptırım Olarak Değerlendirilmesi (5237 sayılı TCK. madde 52): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Adlî para cezası

Madde 52- (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

(2) En az yüz ve en fazla beşyüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.[11]

(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.

(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.

GEREKÇE:

Hâlen yürürlükte olan ve Hükûmet Tasarında da muhafaza edilen, para cezası sistemi, cezadan beklenen amaçları gerçekleştirmekten uzak kalmaktadır. Özellikle enflasyon nedeniyle Türk parasının değerinin düşmesi karşısında, para cezalarını artırmak için sık sık yapılan kanun değişikleri de, uygulamada çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için para cezasının miktarının belirlenmesinde “memur maaş katsayısı” veya “yeniden değerleme oranı” gibi ölçütlerin dikkate alınması ise, ceza hukuku ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

Diğer yandan, suç işleyen kişinin ekonomik durumu dikkate alınmadan hükmolunan para cezası, eşitlik ilkesine aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Ödeme gücü olan kişi üzerinde etkisi olmayan, ödeme gücü olmayanı ise sonuçta yine infaz kurumuna gönderilmesini sonuçlayan bu sistemden vazgeçilerek; gün para cezası olarak adlandırılan ve günümüzde Almanya, Avusturya Polonya, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve hatta, Fransa gibi bir çok ülkede uygulanan sisteme geçilmiştir.

Gün para cezası sisteminin temel amacı, para cezasının kişinin ödeme gücüne göre belirlenmesi yoluyla, suç işleyen zengin ile fakir arasındaki eşitsizliği gidermektir. Bunun yanında sistem, uygulaması basit, etkili, saydam ve para cezasından güdülen amaçları yerine getirebilecek özelliktedir.

Söz konusu yaptırım adli para cezası olarak ifade edilmiştir. Bu suretle söz konusu yaptırımın, idari nitelikteki “para cezası”ndan farklılığına işaret edilmek istenmiştir.

Adli para cezası ilke olarak hapis cezası ile birlikte değil bu cezaya alternatif olarak uygulanacaktır. Buna karşılık ekonomik kazanç elde etme amacının güdüldüğü belli suçlarda, kanunda ayrıca gösterilmesi koşuluyla hapis ve adli para cezasına birlikte hükmedilebilecektir.

Adli para cezasına hükmederken hâkim önce, suç karşılığı olarak kanundaki sınırlar arasında gün birimi sayısını saptayacaktır. Toplam gün birimi sayısı belirlenirken hâkim cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçüleri esas alarak bir sonuca varacaktır. Örneğin yüz gün birimi gibi. İkinci aşamada ise kişinin, ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde tutularak bir gün biriminin parasal miktarı tayin edilecektir. Bu miktarı hâkim, kişinin malvarlığını, bir günde kazandığı veya kazanması gereken gelirini dikkate alarak takdir edecektir. Örneğin elli Türk Lirası gibi. Daha sonra toplam gün birimi sayısı ile bir gün biriminin parasal miktarı çarpılarak, adli para cezasının miktarı tespit edilecektir. Örnekte yüz (gün) ile elli (Türk Lirası) çarpıldığında adli para cezasının miktarı beş bin Türk Lirası olarak bulunmaktadır.

Hâkim gerektiğinde bu miktarın taksitle ödenmesine karar verebilecek ve bunu taksit sayısı ile birlikte kararında ifade edecektir. Taksitle ödemeye hükmedildiğinde, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği kararda ayrıca belirtilecektir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 19 – (Değişik:28/7/1999-4421/1 md.)

Ağır para cezası, altmışmilyon liradan onbeşmilyar liraya kadar tayin olunacak bir paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Nispi para cezasının yukarı sınırı yoktur.

Madde 24 – (Değişik:28/7/1999-4421/2 md.)

Hafif para cezası, onbeşmilyon liradan birmilyarbeşyüzmilyon liraya kadar tayin olunacak bir paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

647 s.k. ilgili maddesi

Para cezalarının tarifi, tespiti ve yerine getirilmesi

Madde 5 – (1712 s.K. ile değişik) Para cezası kanunda yazılı hadler arasında tayin olunacak bir miktar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

Asgari ve azami hadleri gösterilen para cezalarının miktarı, suçlunun iktisadi durumu, aile sorumluluğu, meşgale ve mesleği, yaş ve sağlık durumu, cezanın sosyal etkisi ve uyarma amacı gibi hususlar göz önünde tutularak tespit edilir.

Mahkeme gerekli gördüğü takdirde hükmedeceği para cezasının tayin edeceği sürelerde ve belirli taksitlerle ödenmesine de karar verebilir. Ancak taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının tahsili gerektiğini de kararda gösterir.

Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten eksik olamaz. (Ek cümle; 28.7.1999 – 4421/8 s. K. – R.G.: 1.8.1999) Para cezası, Türk Ceza Kanunun 19. maddesinin alt sınırında gösterilen miktarın, Türk Ceza Kanununun Ek 2 nci maddesine göre uygulanan yeniden değerleme oranı ile çarpılması sonucu elde edilen miktarı geçmediği takdirde bu cezanın taksitle ödenmesine hükmedilemez. Ancak hükümlünün isteği üzerine para cezasının taksitle ödenmesine ilişkin bu maddenin dokuzuncu fıkrası hükmü saklıdır.

(Ek: 8.1.2003-4786/1) Mahkeme, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir aylık sürenin sona erdiği veya takside bağlanıp da taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi nedeniyle geri kalan miktarının tamamının muaccel olduğu tarihten başlayarak ödenmeyen para cezasına, 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına da karar verir.

Bu ceza hükmünü bildiren ilam kesinleşince Cumhuriyet Savcılığına verilir. Cumhuriyet Savcısı bir ay içinde para cezasını ödemesi için hükümlüye usulü dairesinde bir ödeme emri tebliğ eder.

(2788 s.K. ile değişik 6. fıkra) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içerisinde para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararıyla bir gün üçmilyon sayılmak üzere hapsedilir. Artıklar nazara alınmaz. Ancak, üçmilyon liradan aşağı hükmolunan para cezaları bir gün hapse çevrilir. Haklarında Türk Ceza Kanununun 54 ve 55’inci maddeleri ile 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 12’nci maddesi uygulanmak suretiyle hüküm giyenlerin para cezaları kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş olsa bile hapse çevrilemez. Bu takdirde maddenin son fıkrası hükümleri uygulanır.

Para cezasının hapse çevrileceği mahkeme ilamında yazılı olmasa bile yukarıdaki hüküm Cumhuriyet Savcılığınca uygulanır.

Mahkemece para cezasının tahsilinde taksit öngörülmemiş ise bir aylık süre içerisinde para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan para cezasının birer aylık iki taksitte ödenmesine müsaade olunur. İkinci taksit vaktinde ödenmezse, üçüncü taksit müsaadesi hükümsüz kalır.

(2788 s.K. ile değişik 9. fıkra) Hükümlü, mahpus kaldığı her gün için yedinci fıkra uyarınca üçmilyon lira indirildikten sonra kalan parayı öderse hapisten çıkarılır.

Para cezası yerine çektirilen hapis cezası 3 yılı geçemez. Türk Ceza Kanununun 84’üncü maddesi hükmü saklıdır.

Kendi isteği üzerine hükümlü, para cezasından çevrilen hapis yerine Devlet, mahalli idare, kamu iktisadi teşebbüsü ve sair kamu kurumlarının hizmetlerinde çalıştırılabilir. Rayice göre emsallerine ödenen ücret tutarından hükümlünün iaşesi için lüzumlu miktar ayrıldıktan sonra bakiyesi hükmolunan cezadan mahsup edilir.

Çektirilen hapis süresi para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa geri kalan paranın tahsili için ilam Cumhuriyet Savcılığınca mahallin en büyük mal memurluğuna verilir. Ve mal memurluğunca Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre infaz edilir.

AÇIKLAMALAR

ADLİ PARA CEZASININ BELİRLENMESİ, UYGULANMASI VE SEÇENEK YAPTIRIM OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

GİRİŞ

Ceza hukukunun temel amaçlarından biri, işlenen suçlara karşı adaletli ve orantılı bir yaptırım sisteminin oluşturulmasıdır. Bu bağlamda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), özgürlüğü bağlayıcı cezaların yanında, ekonomik yaptırımlar olarak adli para cezalarına da önemli bir yer vermiştir. Adli para cezası, hem suçun ağırlığına hem de failin ekonomik ve sosyal durumuna göre bireyselleştirilebilen bir ceza türü olarak, modern ceza hukuku ilkeleriyle uyumludur. Bu çalışmada, adli para cezasının belirlenme esasları, uygulanma yöntemleri, taksitlendirme ve erteleme gibi infaz rejimleri ile kısa süreli hapis cezasına alternatif olarak uygulanması kapsamlı şekilde ele alınacaktır.

I. ADLİ PARA CEZASININ BELİRLENMESİ

1. Genel Olarak

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52. maddesine göre, adli para cezası, belirlenen gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanır. Bu sistem, “gün esaslı” adli para cezası olarak adlandırılmaktadır. Bu yöntemle, cezanın süresi (gün sayısı) suçun ağırlığına, gün karşılığı para miktarı ise failin ekonomik ve sosyal durumuna göre belirlenir. Böylece hem cezanın bireyselleştirilmesi hem de orantılılık ilkesi gözetilmiş olur.

2. Gün Sayısının Belirlenmesi

Adli para cezasının süresi, kanunda öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hâkim tarafından takdir edilir. Örneğin, TCK m. 52/1 uyarınca gün sayısı en az 5, en fazla 730 gün olabilir. Suçun ağırlığı, mağdur üzerindeki etkisi, failin kastı gibi kriterler göz önünde bulundurularak uygun gün sayısı belirlenmelidir.

3. Günlük Miktarın Belirlenmesi

TCK m. 52/2’ye göre, bir gün karşılığı para miktarı en az 20 TL, en fazla 100 TL olabilir. Bu miktar, failin ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak takdir edilir. Failin düzenli geliri, mal varlığı, bakmakla yükümlü olduğu kişiler gibi hususlar bu aşamada önem taşır. Bu sistem, zengin ile yoksul arasında cezanın eşit etki yaratmasını hedeflemektedir.

4. Gerekçelendirme Zorunluluğu

Adli para cezasına hükmedilirken, hem gün sayısı hem de günlük miktar yönünden hâkimin gerekçeli karar vermesi zorunludur. Aksi takdirde, ceza hukuku sisteminin temel ilkeleri olan açıklık, denetlenebilirlik ve bireyselleştirme ilkeleri ihlal edilmiş olur.

II. ADLİ PARA CEZASININ UYGULANMASI

1. Doğrudan Adli Para Cezası

Kanun koyucu bazı suçlar için yalnızca adli para cezası öngörmüştür. Bu durumda hâkim, sanığın ekonomik durumunu dikkate alarak uygun miktarda adli para cezasına hükmeder. Örneğin, hakaret suçu (TCK m. 125/1) gibi bazı suçlarda doğrudan adli para cezası öngörülmüştür.

2. Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesi

TCK m. 50/1-a uyarınca, kısa süreli hapis cezaları, failin kişiliği, sosyal durumu ve suçun özellikleri dikkate alınarak adli para cezasına çevrilebilir. Bu durumda, adli para cezası, hapis cezası gün sayısı ile günlük miktarın çarpımıyla belirlenir. Bu uygulama, cezanın infazı bakımından alternatif oluşturmakta ve hapis cezasının doğurduğu ağır sonuçları hafifletmektedir.

III. ADLİ PARA CEZASININ TAKSİTLENDİRİLMESİ VE ERTELENMESİ

1. Taksitle Ödeme

TCK m. 52/4’e göre, mahkeme, adli para cezasının bir yılı geçmemek üzere taksitlendirilmesine karar verebilir. Bu takdir yetkisi, failin ekonomik durumunun ödeme gücünü aşması hâlinde kullanılmalıdır. Taksit sayısı ve ödeme süreleri hâkim tarafından belirlenir. Ancak uygulamada bu husus genellikle gerekçelendirilmeden geçilmekte, bu da keyfilik eleştirilerine yol açmaktadır.

Taksitle ödeme kararı verildiğinde, herhangi bir taksitin zamanında ödenmemesi durumunda, kalan miktarın infazı bakımından hapis cezasına çevrilme olasılığı gündeme gelir. Bu durum, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinde düzenlenmiştir.

2. Erteleme

5275 sayılı Kanun m. 106/3’e göre, hükümlünün talebi ve koşulların uygunluğu hâlinde, adli para cezasının infazı bir defaya mahsus olmak üzere en fazla altı ay süreyle ertelenebilir. Erteleme kararı, infaz savcılığı tarafından verilir. Bu imkan, özellikle geçici mali sıkıntı yaşayan kişiler için önemli bir kolaylık sağlar.

IV. ADLİ PARA CEZASININ SEÇENEK YAPTIRIM OLARAK UYGULANMASI

Adli para cezası, yalnızca doğrudan ceza olarak değil, aynı zamanda kısa süreli hapis cezası yerine de bir seçenek yaptırım olarak uygulanabilmektedir. Bu düzenleme, TCK m. 50’de yer almaktadır.

Hâkim, suçun işleniş biçimini, failin kişiliğini ve suç sonrası pişmanlığını dikkate alarak kısa süreli hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedebilir. Bu durumda adli para cezası, gün esasına göre belirlenir.

Örnek vermek gerekirse, mahkeme 90 gün hapis cezası verdiğinde ve günlük adli para miktarını 40 TL olarak belirlediğinde, sonuç: 90 x 40 = 3.600 TL olur. Bu sistem sayesinde, cezanın infazı bakımından hem caydırıcılık korunmakta hem de cezanın sosyal etkileri azaltılmaktadır.

SONUÇ

Adli para cezası, modern ceza hukuku sisteminde önemli bir yere sahiptir. Gerek asli ceza olarak gerekse kısa süreli hapis cezalarının yerine seçenek yaptırım olarak uygulanabilmesi, cezaların bireyselleştirilmesini ve daha adil bir infaz sistemini mümkün kılmaktadır. Ancak uygulamada hâkimlerin ekonomik durum araştırmalarını yeterli düzeyde yapmamaları, gerekçelendirme eksiklikleri, düşük günlük para miktarlarının güncel ekonomik koşulları yansıtmaması gibi sorunlar sistemin işlevselliğini zedelemektedir.

Bu sorunların giderilebilmesi için:

  • Günlük para miktarlarının enflasyon karşısında güncellenmesi,
  • Failin ekonomik durumuna ilişkin daha objektif araştırma yöntemlerinin geliştirilmesi,
  • Taksitlendirme ve erteleme kararlarında gerekçeli ve somut değerlendirmelerin yapılması gereklidir.

Sonuç olarak, adli para cezası, hem ceza adaletinin sağlanması hem de ceza infaz kurumlarının yükünün hafifletilmesi bakımından etkili bir yaptırım türü olma potansiyelini korumaktadır.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir