Hukuki Makaleler

Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle suç işleyenin kusur yeteneği (5237 sayılı TCK. madde 34): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU

Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma

Madde 34- (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.

(2) İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

GEREKÇE:

Kişi, gerçekleştirdiği davranışın hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir nedenin etkisine bilinci olmaksızın veya iradesi dışında girmiş olabilir. Örneğin, kimyasal madde üretiminin yapıldığı bir tesiste çalışan kişiler, kimyasal maddelerden yayılan kokunun etkisinde kalarak, geçici bir süre algılama ve irade yeteneğini tümüyle yitirmiş olabilir. Bu gibi durumunda, kusur yeteneğinin olduğundan söz edilemez.

Yine yatağında bebeğini emzirdiği sırada uykuya dalan anne, uykudayken bebeğin havasızlıktan dolayı ölümüne neden olabilir. Bu durumda ölüm olayının gerçekleştiği anda anneye izafe edilecek bir fiil bulunmamaktadır. Yani, uyku hâlinde iken kişi hareket yeteneğini yitirmektedir. Ancak, annenin bu ölüm neticesinden dolayı sorumluluğunu belirlerken, uyku hâlindeki davranışlarını değil, uykuya geçmeden önceki dönemde gerçekleştirdiği davranışları göz önünde bulundurmak gerekir. Anne, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, emzirmek üzere bebeğini yatağına almış ve bu esnada uyuya kalmıştır. Aynı şekilde, hipnotik telkin altına girmiş olan kişinin de bu hâldeyken hareket yeteneğinin varlığından söz edilemez.

Kişi, alkol veya uyuşturucu madde almak kastıyla hareket etmemesine rağmen, yanılarak bu maddeleri almış olabileceği gibi, alkol veya uyuşturucu madde almaya zorlanmış da olabilir. Gerek bilmeyerek gerek zorla alınan alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken işlenen suç açısından kişinin kusur yeteneği bulunmamaktadır. Ancak, belirtmek gerekir ki, geçici bir neden olarak istemeyerek alkol veya uyuşturucu madde alınması dolayısıyla failin taksirinin dahi olmaması gerekir.

Kişinin algılama yeteneğini etkileyen sistemik hastalıkları da geçici neden olarak kabul etmek gerekir. Örneğin diyabet, gebelik sonrası ortaya çıkan psikozlar ve üremi gibi hastalıklar, kişinin algılama yeteneğini ortadan kaldırabilmektedir.

Kişi, önceden kararlaştırdığı suçu işlemeye başlamadan önce, isteyerek alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde alabilir. Keza, kişi herhangi bir suç işlemeyi kastetmediği hâlde, isteyerek alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde almış ve bu maddelerin etkisinde iken bir suç işlemiş olabilir. Bu durumlarda, işlediği suç açısından kişinin kusur yeteneğinin var olduğu kabul edilir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 48 – (Değişik: 9/7/1953 – 6123/1 md.)

Suçu işlediği esnada arızi bir sebepten dolayı 46 ve 47 nci maddelerde münderiç akli maluliyet halinde bulunan kimseler hakkında o maddelerdeki ahkam tatbik olunur.

İhtiyari sarhoşlukla ve ihtiyarı ile kullanılan uyuşturucu madde tesiriyle işlenen fiiller bu madde hükmünden hariçtir.

AÇIKLAMALAR

GEÇİCİ NEDENLER VE ALKOL/UYUŞTURUCU MADDE ETKİSİYLE KUSUR YETENEĞİNİN ORTADAN KALKMASI


GİRİŞ

Ceza sorumluluğunun varlığı için yalnızca tipik ve hukuka aykırı bir fiilin gerçekleştirilmesi yeterli olmayıp, failin bu fiil nedeniyle kusurlu sayılabilmesi de gereklidir. Kusur yeteneği, failin gerçekleştirdiği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilme ve bu doğrultuda davranışlarını yönlendirebilme yetisi olarak tanımlanmaktadır1. Bu bağlamda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 31, 32 ve 34’te çeşitli kusur yeteneğini etkileyen ya da ortadan kaldıran haller düzenlenmiştir. Özellikle TCK m. 34, geçici nedenlerle ya da irade dışı alkol/uyuşturucu etkisiyle kusur yeteneğinin ortadan kalkmasını konu edinmektedir. Bu çalışmada, anılan madde kapsamındaki düzenlemeler sistematik biçimde incelenecek, doktrin ve yargı kararları çerçevesinde değerlendirmeler yapılacaktır.


I. KUSUR YETENEĞİ VE NİTELİĞİ

TCK’da açıkça tanımlanmamakla birlikte, madde gerekçeleri ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda kusur yeteneği; “kişinin fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilmesi ve davranışlarını buna göre yönlendirebilmesi” olarak tanımlanır2. Kanunun 31, 32 ve 34. maddelerinde kusur yeteneğini etkileyen çeşitli sebepler sayılmıştır. Bunlar içinde yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik gibi kalıcı nitelikteki sebeplerin yanı sıra; geçici nedenler ile irade dışı alkol veya uyuşturucu madde kullanımı gibi durumlar da yer almaktadır.


II. GEÇİCİ NEDENLERLE KUSUR YETENEĞİNİN ORTADAN KALKMASI

A. Tanımı ve Hukuki Dayanağı

TCK m. 34/1, geçici nedenlerle kusur yeteneğinin ortadan kalkması halinde failin cezalandırılamayacağını düzenlemektedir. Bu kapsamda geçici nedenler, failin fiil anında algılama veya irade yeteneğini geçici olarak ortadan kaldıran ancak tıbbi anlamda hastalık teşkil etmeyen etkilerdir3.

B. Uygulanma Koşulları

Geçici nedenin m. 34 kapsamında değerlendirilebilmesi için üç temel koşulun bir arada gerçekleşmesi gerekir:

  1. Algılama veya davranışı yönlendirme yeteneğini geçici olarak ortadan kaldıran bir nedenin varlığı,
  2. Bu nedenin failin kusurundan bağımsız olarak meydana gelmiş olması,
  3. Fiilin, bu yeteneklerin ortadan kalktığı sırada işlenmiş olması.

Örneğin; yoğun kimyasal ortamda çalışan bir kişinin bilincini kaybederek tehlikeli bir davranışta bulunması ya da yüksek ateşli hastalık nedeniyle geçici bilinç kaybı yaşaması gibi durumlarda, failin kusur yeteneği geçici olarak ortadan kalkmış kabul edilir4.

C. Yargı Uygulaması ve Sınırlar

Yargıtay, geçici nedenin m. 34 kapsamında değerlendirilmesi için failin kendi kusuruyla bu durumu yaratmamış olmasını aramaktadır. Örneğin, uyku hali nedeniyle meydana gelen bir trafik kazasında, eğer sürücü uykusunun geldiğini fark ettiği halde aracı durdurmamışsa bu durum geçici neden olarak kabul edilmemektedir5.


III. ALKOL VEYA UYUŞTURUCU MADDE ETKİSİYLE KUSUR YETENEĞİNİN ORTADAN KALKMASI

A. İrade Dışı Kullanım

TCK m. 34/1’e göre, irade dışı olarak alkol veya uyuşturucu madde almış kişinin kusur yeteneği ortadan kalkmışsa ceza sorumluluğu da doğmaz. Burada aranan şartlar:

  1. Alkol/uyuşturucu maddenin irade dışı alınmış olması,
  2. Bu maddenin failin algılama veya yönlendirme yeteneğini ortadan kaldırmış olması,
  3. Fiilin bu etkiler altında işlenmiş olmasıdır.

İrade dışılık, failin bilmeden, kandırılarak ya da zorla bu maddeleri alması durumunda söz konusudur. Örneğin, failin içkisine habersizce alkol katılması gibi6.

B. İradi Kullanım ve Sebebinde Serbest Hareket Teorisi

TCK m. 34/2, iradi olarak alkol veya uyuşturucu kullanan kişilerin, bu maddelerin etkisiyle kusur yeteneklerini kaybetmeleri halinde dahi cezai sorumluluklarının devam edeceğini öngörmektedir. Bu yaklaşım, klasik kusur teorisine aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle doktrinde, “sebebinde serbest hareket teorisi” geliştirilmiştir7. Bu teoriye göre, kişi kendi iradesiyle kusur yeteneğini kaldıracak durumu meydana getirmişse, kusurlu sayılır.

C. Alkol/Uyuşturucu Bağımlılığı

Sürekli alkol veya uyuşturucu kullanımı bir bağımlılığa dönüşmüşse, bu durum TCK m. 32 kapsamında “akıl hastalığı” olarak değerlendirilir. Failin tedaviye ihtiyacı olduğu durumlarda TCK m. 57 gereğince güvenlik tedbirine hükmedilir8.


SONUÇ

Geçici nedenler ve alkol/uyuşturucu madde etkisiyle kusur yeteneğinin ortadan kalkması, ceza sorumluluğunun sınırlarını belirleyen kritik hallerdendir. Bu durumların her biri, failin fiil anındaki bilişsel ve iradi durumunun objektif olarak değerlendirilmesini gerektirir. Özellikle geçici nedenler veya irade dışı alkol/uyuşturucu kullanımı durumlarında, failin cezalandırılmaması hukuki bir zorunluluk iken; iradi kullanım durumunda failin sorumluluğu devam etmektedir. Uygulamada her bir somut olayın, tıbbi ve hukuki delillerle birlikte dikkatle analiz edilmesi büyük önem taşır.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir