
Giriş
Banka hesaplarının dolandırıcılık amacıyla kullanılması, günümüzde giderek artan bir sorun haline gelmiştir. İnternet ve mobil bankacılığın yaygınlaşmasıyla birlikte, dolandırıcılar, kimliklerini gizlemek ve izlerini kaybettirmek amacıyla başkalarının banka hesaplarını kullanmaktadır. Ekonomik zorluk çeken veya kolay kazanç peşinde koşan kişiler, bu hesapları bir karşılık alarak dolandırıcılara kullandırmakta, bu da dolandırıcılık suçlarının kolayca işlenmesine neden olmaktadır. Bu makalede, banka hesaplarını dolandırıcılara kullandıran kişilerin ceza hukuku açısından sorumluluğu, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecek, suçun işlendiği koşullar ve ceza sorumluluğu detaylı bir şekilde tartışılacaktır.
Dolandırıcılık Suçu ve Hesap Kullandırma Vakaları
Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde tanımlanan dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya bir üçüncü kişinin zararına sebepsiz çıkar sağlamak olarak tanımlanır. Bu suçun işlenişi genellikle teknolojik araçlar kullanılarak gerçekleştirilir. İnternet üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık vakalarında, mağdurların paraları üçüncü kişilerin banka hesaplarına aktarılmaktadır. Dolandırıcılar, kendi hesaplarını kullanmamakta, başkalarının hesaplarını kullanarak izlerini kaybettirmeye çalışmaktadır. Bu durum, hesabın kullanıldığı kişiyi suçla doğrudan ilişkilendirirken, asıl failin tespit edilmesini zorlaştırmaktadır.
Hesabını dolandırıcılıkla kullandıran kişinin cezai sorumluluğu, suçun işlenmesinde gösterdiği iştirak durumuna göre belirlenir. TCK’ya göre, bu kişi ya müşterek fail (suçu birlikte işleyen kişi) ya da yardım eden (suç işlemeyen ancak işlenmesine bilerek yardım eden kişi) olarak cezalandırılabilir.
Hesap Kullandırmanın Ceza Hukuku Bağlamındaki Değerlendirilmesi
Türk Ceza Kanunu’nda doğrudan “hesap kullandırma” suçunu tanımlayan bir madde bulunmamakla birlikte, dolandırıcılığa iştirak etmek, bu tür vakalarda suçlu olmayı gerektirir. Suç, doğrudan gerçekleştirilmişse müşterek fail (TCK 37) veya suça yardım edilmişse yardım eden (TCK 39) sıfatıyla cezalandırılabilir. Hesap sahibi, suçu bilerek ve isteyerek kolaylaştırmışsa, suçu birlikte işleyen bir ortak fail olarak değerlendirilebilir. Eğer hesap sahibi, dolandırıcılık planını bilmeden sadece yardım amaçlı işlem yapmışsa, cezai sorumluluğu ortadan kalkabilir.
Yargıtay Kararları: Beraat ve Mahkûmiyet Örnekleri
Yargıtay kararları, bu tür vakalarda önemli bir rehberlik sağlamaktadır. Önceki yıllarda, hesaplarını dolandırıcılara kullandıran kişiler genellikle dolandırıcılık suçunun fail olarak kabul edilip mahkûm ediliyordu. Ancak son yıllarda verilen kararlarla, Yargıtay daha dikkatli bir değerlendirme yapmaya başlamıştır. Örneğin, Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 04.06.2024 tarihli 2021/16966 E. , 2024/7470 K. Sayılı kararında, sadece hesap bilgilerini paylaşmış ve para akışından herhangi bir maddi çıkar elde etmediği ispatlanan bir sanık hakkında beraat kararı vermiştir. Yargıtay, sanığın suç kastı taşımadığını belirterek, dolandırıcılık suçunun maddi unsurlarının gerçekleşmiş olmasına rağmen manevi unsurun eksik olduğunu vurgulamıştır. Bu tür davalarda, suç işleme kastı olmadan hesap kullandıran kişiler, cezadan muaf tutulmaktadır.
Suça Bilerek Katılanların Cezalandırılması
Öte yandan, Yargıtay, hesap sahibinin suçu bilerek ve isteyerek kolaylaştırdığı durumlarda cezai sorumluluğun kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir. Örneğin, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 26.01.2023 tarihli 2021/23822 E., 2023/352 K. Sayılı kararında, hesabını dolandırıcılara kullandıran ve komisyon alan bir kişi hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir. Bu tür durumlarda, sanık, suçun işlenmesinde aktif rol almış ve dolandırıcılığa iştirak etmiştir. Dolandırıcılık suçunda, mağdura zarar sağlamak amacıyla hareket eden bir hesap sahibi, müşterek fail veya yardım eden olarak cezalandırılmaktadır.
Ceza Muhakemesi Hukuku ve Savunma Hakkı
Hesabını dolandırıcılara kullandıran kişilere yönelik davalar, ceza muhakemesi açısından bazı önemli hususlar içermektedir. Delil durumunun titizlikle incelenmesi, sanığın hangi amaçla hesabını kullandırdığına dair tüm delillerin toplanması gerekmektedir. Bu tür davalarda, telefon görüşmeleri, banka dekontları, SMS içerikleri, WhatsApp yazışmaları gibi dijital deliller büyük önem taşır. Mahkemelerin, sanığın savunmalarını ciddiyetle ele alması ve savunma hakkını ihlal etmeden karar vermesi gerekmektedir. Ayrıca, basit dolandırıcılık suçlarında uzlaştırma kurumu da devreye girebilir.
Sonuç
Banka hesabını dolandırıcılara kullandıran kişilerin cezai sorumluluğu, somut olaydaki kast ve niyet durumuna göre belirlenmektedir. Hesabını kötü niyetle kullandıran kişiler, dolandırıcılığa iştirak ettikleri için cezalandırılmaktadır. Ancak, suç kastı taşımayan ve dolandırıcılık eyleminden maddi çıkar sağlamayan hesap sahiplerinin cezalandırılmaması gerektiği yönünde Yargıtay’ın son yıllarda verdiği kararlar, önemli bir içtihat değişikliğini göstermektedir. Ceza muhakemesi açısından, her vakada sanığın niyetinin ve suçla ilişkili rolünün detaylı bir şekilde araştırılması ve delillerin titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, masum kişilerin mağduriyetinin önlenmesi ve gerçek suçluların sorumlu tutulması açısından büyük önem taşımaktadır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.