Hukuki Makaleler

Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Tarafından İlk Defa Verilen Mahkumiyet Kararlarının Temyiz Edilebilirliği: Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Temyiz

Madde 286 – (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.

(2) Ancak;[1]

a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,

b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,

c) (Ek: 20/7/2017-7035/20 md.)[2]Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

d) (Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve E.:2018/71 K.:2018/118 sayılı Kararı ile İptal; Yeniden Düzenleme:20/2/2019-7165/7 md.) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,

e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,

f) (Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,

g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,

h) (Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,

Temyiz edilemez.

(3) (Ek:17/10/2019-7188/29 md.) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),

2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),

3. Suç işlemeye tahrik (madde 214),

4. Suçu ve suçluyu övme (madde 215),

5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),

6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),

7. (Ek:13/10/2022-7418/30 md.)[3]Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),

8. Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),

9. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),

10. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),

11. Silâhlı örgüt (madde 314),

12. Halkı askerlikten soğutma (madde 318),

suçları.

b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.

c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.


[1] 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 78 inci maddesiyle bu fıkranın (d) bendinde yer alan “suç niteliğini değiştirmeyen” ibaresi “her türlü” şeklinde değiştirilmiş; (f) bendinde yer alan “bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ile” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

[2] 20/7/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle, (b) bendinden sonra gelmek üzere (c) bendi eklenmiş ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.

[3] 13/10/2022 tarihli ve 7418 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle, (6) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere alt bent eklenmiş ve diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Tarafından İlk Defa Verilen Mahkumiyet Kararlarının Temyiz Edilebilirliği

Türk ceza yargılamasında, istinaf ve temyiz kanun yolları, adil yargılanma hakkının güvenceleri arasında önemli bir yere sahiptir. Özellikle cinsel taciz suçları gibi mağdurun temel haklarına doğrudan etki eden davalarda, Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) tarafından verilen kararların hangi şartlarda temyiz edilebileceği hem şüpheli/sanık hem de mağdur/müşteki açısından hayati sonuçlar doğurmaktadır.

İstinaf ve Temyiz Arasındaki Fark

  • İstinaf, ilk derece mahkemesi kararlarının hem maddi vakıa hem de hukuki yönden incelendiği ikinci derece yargı merciidir.
  • Temyiz ise BAM kararlarının yalnızca hukuka uygunluk yönünden Yargıtay tarafından denetlenmesini sağlayan kanun yoludur.

CMK 286. Madde ve İstisnalar

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 286. maddesi uyarınca BAM kararlarının kural olarak temyize tabi olduğu belirtilmiştir. Ancak bazı kararlar istisnaen temyiz edilemez. Buna rağmen, BAM tarafından ilk defa verilen mahkûmiyet kararları, özellikle cezanın üst sınırının iki yılı aşması durumunda temyize konu edilebilmektedir.

Şüpheli/Sanık Açısından Önemli Hususlar

  1. Temyiz Hakkının Kullanılması:
    BAM tarafından verilen ilk mahkûmiyet hükmüne karşı Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Bu, sanığın daha yüksek bir yargı mercii önünde savunma haklarını sürdürmesi için kritik önemdedir.
  2. Cezanın Niteliği:
    Mahkeme adli para cezasına hükmetmiş olsa dahi, suçun kanundaki üst sınırına bakılarak temyiz hakkının varlığı değerlendirilir. Bu nedenle sanığın cezayı “küçük görmesi” hak kaybına yol açabilir.
  3. Avukat Desteği:
    Temyiz dilekçesi teknik bir metindir. Hukuki gerekçelerin eksik veya yanlış yazılması, başvurunun reddine sebep olabilir. Bu nedenle şüpheli veya sanığın mutlaka uzman bir ceza avukatıyla çalışması gerekir.
  4. Sürelerin Takibi:
    Temyiz süresi CMK’da belirlenmiştir. Sürenin geçirilmesi halinde karar kesinleşir ve başvuru imkânı kalmaz.

Mağdur/Müşteki Açısından Önemli Hususlar

  1. Kararın Denetlenmesini Talep Etme Hakkı:
    BAM’ın sanık hakkında verdiği mahkûmiyet kararı mağdur açısından olumlu görünse de, verilen cezanın miktarı, ertelenip ertelenmediği veya adli para cezasına çevrilip çevrilmediği önemlidir. Bu durumlarda mağdur da dravaya katılmak kaydıyla kararı temyiz edebilir.
  2. Cezanın Caydırıcılığı:
    Mahkemenin verdiği cezanın mağdurun uğradığı zararı karşılamadığı düşünüldüğünde, temyiz yoluna gidilerek daha adil ve caydırıcı bir cezanın verilmesi talep edilebilir.
  3. Hakların Takibi:
    Mağdurun veya müştekinin hak kaybına uğramaması için sürecin profesyonel bir avukat tarafından takip edilmesi hayati önem taşır. Özellikle cinsel suçlarda, delillerin korunması, ifadelerin hukuka uygun şekilde alınması ve psikolojik destek süreçleri de bu kapsamda önemlidir.

Anayasal ve Uluslararası Güvenceler

  • Anayasa’nın 36. maddesi ve AİHS’nin 6. maddesi, adil yargılanma hakkını güvence altına alır.
  • İHAS Ek 7 No’lu Protokol, mahkûmiyet kararlarının daha yüksek bir mahkemece incelenmesi hakkını tanır.
    Bu nedenle, BAM tarafından verilen ilk defa mahkûmiyet hükümleri, temyiz incelemesine açılmalıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

BAM tarafından verilen her karar temyiz edilebilir mi?
Hayır. CMK 286. madde bazı kararların temyiz edilemeyeceğini düzenlemiştir.

Adli para cezasına hükmedilirse temyiz hakkı ortadan kalkar mı?
Hayır. Önemli olan suçun kanundaki üst sınırıdır.

Temyiz başvurusu kimler tarafından yapılabilir?
Sanık, katılan, Cumhuriyet savcısı ve bazı durumlarda ilgili kamu kurumları (örneğin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) temyiz yoluna başvurabilir.

Temyiz süresi ne kadardır?
Kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz başvurusu yapılmalıdır.

Sonuç ve Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk defa verilen mahkûmiyet kararlarının temyiz edilebilirliği, hem sanık hem de mağdur açısından temel hakların korunması bakımından kritik bir konudur.

Norm kapsamına göre; üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ile ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemelerince verilen (ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan, verildiği anda, nitelik itibarıyla kesin olmayan) kararların istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince tesis edilen her türlü kararlar temyiz edilemez.
Ancak üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ile ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemelerince verilen hükümler, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince kaldırılarak ilk defa yeni bir mahkûmiyet hükmü kurulmuşsa ve bu hükümler de 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamında verildiği anda, nitelik itibarıyla kesin olan hükümlerden değilse temyiz edilebilirler.
CMK’nın 286. maddesinin üçüncü fıkrasında tahdidi olarak sayılan suçlarla ilgili özel durumun, 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan hükümler yönünden her halûkârda gözetilmesi gerekir.

  • Sanık açısından, temyiz hakkının kullanılması haksız mahkûmiyetlerin önüne geçebilir.
  • Mağdur açısından ise verilen cezanın yeterliliği ve adaletin tam olarak sağlanıp sağlanmadığı denetlenebilir.

Her iki taraf için de süreç oldukça teknik ve karmaşık olduğundan, alanında uzman bir ceza avukatının hukuki desteği, hak kayıplarını önlemek ve adil bir sonuç elde etmek açısından vazgeçilmezdir.

Yargıtay Kararları

A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Ayrıntılarına Ceza Genel Kurulunun 17.05.2022 tarihli ve 248-359 sayılı, 31.05.2023 tarihli ve 315-322, 05.07.2022 tarihli ve 359-528 ve 16.10.2024 tarihli ve 216-315 sayılı kararlarında da yer verildiği üzere;
07.10.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edilerek 20.07.2016 tarihinde göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle ülkemizin de taraf olduğu İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 No.lu Protokol’de yer verilen güvenceler güçlendirilmiştir.
CMK’nın “Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma” başlıklı 280. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararlar; istinaf başvurusunun esastan reddi, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi, hükmün bozulması ve davanın yeniden görülmesi olarak sayılmış, davanın yeniden görülmesi kararını veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin duruşma sonunda ya istinaf başvurusunu esastan reddedeceği ya da ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kuracağı belirtilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin Türk yargı sistemine ikinci kez dâhil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir durum ve anlayış ortaya çıkmıştır.İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı başvurulabilen, hatta başvuru olmasa da bir kısmı için re’sen öngörülen bir kanun yolu (CMK madde 272/1) olarak istinafta, hem maddi vakıa denetimi hem de hukuki denetim yapılabilmekte, sebep gösterilmese de ilk derece mahkemesi hükmü, bir bütün olarak incelenmekte, varsa hukuka aykırılıklar re’sen belirlenerek, kural olarak yeniden yapılacak yargılama ile ıslah edilmekte iken, Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerini konu edinen temyiz kanun yolu, bir hukuki denetim mekanizması olarak öngörülmüş, temyiz merciinin yetkisi de, kural olarak Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerince verilen kararların, maddi ceza hukuku ve muhakeme hukuku normlarının kullanılması bakımından hukuka aykırılık taşıyıp taşımadıklarının incelenmesi ile sınırlanmış (CMK. madde 288/1, 294/2), hukuka aykırılık, aynı yasa maddesinin ikinci fıkrasında; “Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması” olarak tanımlanmıştır.
CMK’nın “Temyiz” başlıklı 286. maddesi;
“(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
(2) Ancak;
a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
c) Sulh ceza mahkemesinin görevine giren suçlarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
d) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin suç niteliğini değiştirmeyen bölge adliye mahkemesi kararları,
e) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarını değiştirmeyen bölge adliye mahkemesi kararları,
f) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
g) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine veya istinaf başvurusunun reddine dair kararlar,
h) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,
Temyiz edilemez.” şeklinde düzenlenmiş iken;
28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 78. maddesiyle ikinci fıkranın (d) bendinde yer alan “suç niteliğini değiştirmeyen” ibaresi “her türlü” şeklinde değiştirilmiş; (f) bendinde yer alan “bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ile” ibaresi metinden çıkarılmış, aynı fıkranın (c), (e) ve (g) bentleri ise;
“c) İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları”
“e) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”
“g) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişiklikler sonrasında, CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi “Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları”, aynı fıkranın (f) bendi ise “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları” hâlini almıştır.
05.08.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle, CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere “c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,” bendi eklenmiş, diğer bentlerin buna göre teselsül ettirilmesi sonucunda CMK’nın 286. maddesi;
“(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
(2) Ancak;
a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
d) İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
f) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
h) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
i) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,
Temyiz edilemez.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 71-118 sayılı kararıyla CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş, söz konusu bu iptal hükmü 15.02.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine doğan yasal boşluk ise 28.02.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle giderilmiş, iptal gerekçesi doğrultusunda yeniden düzenlenen CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi; “İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,” şeklini almıştır.
24.10.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile CMK’nın 286. maddesine;
“İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
3. Suç işlemeye tahrik (madde 214),
4. Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
7. Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
8. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
9. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
10. Silâhlı örgüt (madde 314),
11. Halkı askerlikten soğutma (madde 318),
suçları.
b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.” şeklinde 3. fıkra eklenmiş, 18.10.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.10.2022 tarihli ve 7418 sayılı Kanun’un 30. maddesiyle, CMK’nın 286. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine (6) numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere “7. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A)” bendi eklenip diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilerek madde son hâlini almıştır.
İHAS’ne Ek 7 nolu protokolün, “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlıklı 2. maddesi de şöyledir:
“1- Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir.
2- Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir.”.
Mahkemeye erişim hakkı bağlamında kanun yoluna ektin başvuru imkanından faydalanabilmek, adil yargılanma hakkı kapsamında teminat altına alınmış temel haklardandır (Anayasa madde 36, İHAS madde 6, Ek protokol madde 7). Genel olarak teminatın kapsamının, bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkûm edilen her kişinin, mahkûmiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olması oluşturur. Bu hakkın kural olarak iki dereceli bir yargılama sistemini zorunlu kıldığı da söylenebilir. Nitekim Türk ceza yargılama hukuku sistemi de bu esas üzerine bina edilmiştir. Ezcümle temyize dair CMK’nın 286. maddesinin de aynı güvence ekseninde bir düzenleme olduğu açıktır. Anılan normda istisna kabilinden sayılan hususların, kural olarak her iki derece mahkemesi tarafından da maddi ve/veya hukuki yönden aynı değerlendirmeye mazhar oldukları durumlar için va’zedildikleri görülecektir.
Mamafih bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş hâliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından istisnaya tabi tutulabilir (Ek protokol madde 2/2). Ceza yargılama hukukumuzda da kanun vazıının benimsediği suç ve ceza politikası doğrultusunda bunun yansımalarını barındırmaktadır. CMK’nın 272/3. maddesinde olduğu gibi.
Temyizi mümkün kararların sınırlarını belirleyen CMK’nın 286. maddesinin birinci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.” denilerek, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin esasa ilişkin verdiği kararların kural olarak temyiz incelemesine tabi olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu genel prensibin pratik sonucu şu olmalıdır; Bölge adliye mahkemesinin bir kararının temyizi kabil olup olmadığı yönünde tereddüt yaşanmakta ise kanun yoluna etkin başvuru hakkının kısıtlanmasına ilişkin istisnai hükümler genişletici yoruma tabi tutulamaz.
İhtilafla doğrudan irtibatlı ve özel Dairenin kararına dayanak oluşturan CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine göre; “İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,” temyiz edilemez.
Norm kapsama göre; üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ile ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemelerince verilen (ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan, verildiği anda, nitelik itibarıyla kesin olmayan) kararların istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince tesis edilen her türlü kararlar temyiz edilemez.
Ancak üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ile ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemelerince verilen hükümler, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince kaldırılarak ilk defa yeni bir mahkûmiyet hükmü kurulmuşsa ve bu hükümler de 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamında verildiği anda, nitelik itibarıyla kesin olan hükümlerden değilse temyiz edilebilirler.
CMK’nın 286. maddesinin üçüncü fıkrasında tahdidi olarak sayılan suçlarla ilgili özel durumun, 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan hükümler yönünden her halûkârda gözetilmesi gerekir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçundan sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine ilişkin Bor Asliye Ceza Mahkemesince tesis edilen 13.09.2018 tarihli ve … sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda 02.12.2020 tarih ve 76-2407 sayı ile kaldırılarak, sanığın posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105/1-1. cümle, 105/2-d, 43 ve 52/2-4. maddeleri gereğince 10.800,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin “ilk defa bölge adliye mahkemesince verilen” mahkûmiyet hükmünün, yargılama konusu suç için kanunda öngörülen cezanın azami haddine (üç yıla kadar hapis ) göre CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi kapsamına girmediği ve temyiz edilebilir hükümlerden olduğu kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu 2023/59 E.  ,  2025/46 K.)

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir