Hukuki Makaleler

Boşanma Sürecinde Eşin Birliktelik Yaşadığı Kişinin Öldürülmesinde Haksız Tahrik Sorunu: Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Haksız Tahrik

Haksız tahrik, ceza hukuku literatüründe, failin psikolojik durumunu dikkate alarak ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilen önemli bir hukuki kavramdır. Modern ceza hukuku, yalnızca işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan psikolojik ve sosyal nedenleri de değerlendirir. Bu bağlamda, haksız tahrik konusu hem sanık hem de mağdur açısından hukuki süreçlerde kritik öneme sahiptir.

Haksız Tahrik Kavramı

Sözlük anlamıyla “tahrik”, hareketsiz bir şeyi harekete geçirme, kışkırtma olarak tanımlanır. Ceza hukuku bağlamında ise failin davranışlarını etkileyen psikolojik bir durumdur. Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 29’da haksız tahrik, failin haksız bir fiilin doğurduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda cezai sorumluluğun azaltılması olarak düzenlenmiştir.

Haksız tahrik durumunda;

  • Failin kusur yeteneği azalır,
  • Dışarıdan gelen etki, failin ruhsal yapısında karışıklığa yol açar.

Bu nedenle, haksız tahrik kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biri olarak değerlendirilir.

Haksız Tahrik Şartları

Haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:

  • Haksız bir fiil olmalı: Tahriki doğuran hareketin hukuka aykırı olması gerekir.
  • Failin ruhsal durumu: Suç işleme anında öfke veya şiddetli elem etkisi altında olmalı.
  • Suçun tepkisi: Failin işlediği suç, bu psikolojik durumun doğrudan sonucu olmalı.
  • Mağdur kaynaklı eylem: Haksız tahrik, mağdurdan kaynaklanmalıdır.

TCK’da ağır-hafif tahrik ayrımı kaldırılmış, tahrikin yoğunluğu ve failin iradesine etkisi hâkim tarafından değerlendirilerek cezada indirim yapılması öngörülmüştür.

Sanık Açısından Önemli Hususlar

Sanık veya şüpheli konumunda olan kişiler için hukuki süreçte aşağıdaki adımlar kritik öneme sahiptir:

  • Hukuki danışmanlık: Alanında uzman bir ceza avukatı ile çalışmak, hak ve yükümlülüklerin doğru şekilde anlaşılmasını sağlar.
  • Olayın belgelendirilmesi: Suçun işlenme sürecinde yaşanan psikolojik ve fiziksel etkenlerin delillerle desteklenmesi gerekir.
  • Haksız tahrik savunması: Failin suç işleme anındaki psikolojik durumunun mahkemeye açık ve net bir şekilde sunulması gerekir.
  • Ceza indirimi talebi: TCK 29 kapsamında, haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için savunma stratejisi avukat tarafından titizlikle hazırlanmalıdır.

Mağdur Açısından Önemli Hususlar

Mağdurlar için ise sürecin doğru yönetimi ve hakların korunması hayati önemdedir:

  • Güvenlik ve koruma: Fiziksel ve psikolojik güvenliğin sağlanması, gerekirse kadın sığınma evleri veya polis desteği ile sağlanmalıdır.
  • Delil toplama: Suçun oluşumuna dair mesajlar, görseller, tanık beyanları gibi tüm kanıtlar muhafaza edilmelidir.
  • Hukuki destek: Mağdurun da ceza avukatı aracılığıyla haklarını takip etmesi, tazminat ve korunma tedbirlerinin alınmasını sağlar.
  • Psikolojik destek: Süreç boyunca mağdurun ruh sağlığının korunması için uzman psikolog desteği alınması önerilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Haksız tahrik her zaman cezada indirim sağlar mı?
Hayır, haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için failin suç işlediği sıradaki psikolojik durumun ve haksız eylemin yoğunluğunun mahkemece kabul edilmesi gerekir.

Sanık, haksız tahrik indirimini nasıl talep edebilir?
Sanık, bizzet veya avukatı aracılığıyla mahkemeye durumu detaylı şekilde sunmalı ve TCK 29 maddesine dayanarak ceza indirimi talebinde bulunmalıdır.

Mağdur, tahrik edici davranışları belgelemek zorunda mı?
Evet, mağdurun korunması ve suçun tespit edilmesi için mesajlaşmalar, tanık ifadeleri, sosyal medya paylaşımları gibi deliller önemlidir.

Uzman ceza avukatı ile çalışmak neden kritik?
Haksız tahrik gibi karmaşık durumlarda, hukuki yorum ve delil stratejisi belirlemek için uzman avukat desteği sürecin doğru yönetilmesini sağlar.

Sonuç

Haksız tahrik, ceza hukuku uygulamalarında failin psikolojik durumunu dikkate alan kritik bir savunma unsurudur. Sanığın resmi nikahlı eşinin maktul ile ilişkisi, haksız tahrik kapsamında ceza indirimi yapılmasını gerektiren bir psikolojik baskı oluşturabilir. Hem sanık hem de mağdur açısından süreç, doğru delil yönetimi ve hukuki danışmanlık ile yürütülmelidir. Bu nedenle, alanında uzman bir ceza avukatından destek alınması, hak kayıplarını önleme ve adil bir yargılama süreci için vazgeçilmezdir.

Yargıtay Kararları

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlığa İlişkin Görüşler
Tahrik kelimesi, sözlüklerde hareket hâlinde olmayan bir şeyi harekete geçirme, kımıldatma, kışkırtma olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu Güncel Sözlüğü, Kubbealtı Lugati).
İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir (Devrim Aydın, Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225).
Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, Adalet Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, S.1, s.14).
Bu düşünceden hareketle TCK’nın 29. maddesinde de haksız tahrik; “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı TCK’da yer alan ağır – hafif tahrik ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun çeşitli kararlarında tartışmasız olarak benimsendiği üzere tahrik nedeniyle yapılacak indirim oranı belirlenirken, haksız tahriki oluşturan hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yöresel şartlar ve tahrik eden ile edilenin durumları göz önüne alınıp değerlendirilmesi, eğer haksız hareket bu özellikleri itibarıyla yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa ancak bu takdirde haksız tahrikin ağır ve şiddetli olduğu kabul edilmelidir.
B. Uyuşmazlığa Dair Hukuki Nitelendirme
Özel Daire ile İlk Derece Mahkemesi arasında eylemin oluşu ve kabulüyle suçun nitelendirilmesinde tartışma bulunmayan olayda; 2015 yılından beri Uşak ilinde ikamet eden sanık ile inceleme dışı mağdur …’ın evli oldukları ve aralarında son yıllarda aile içi şiddete varan sorunların bulunduğu, bu nedenle mağdurun 01.12.2019-16.12.2019 tarihleri arasında kadın sığınma evinde kaldığı, 09.01.2020 tarihinde de çok sayıda ilaç alarak intihara teşebbüs ettiği, bu süreçte sanığın akrabası olan maktulün hasta yakını olarak mağdurun yanında kaldığı, mağdurun sanığa boşanmak istediğini söylemesi nedeniyle aralarında tartışma çıktığı, sanığın bıçakla mağdurun üzerine yürümesi üzerine mağdurun “Polise haber vereceğim” dediği ve polis gelmeden evden çıkan sanığın şehirden ayrılmak için terminale gittiği, burada önce mağduru sonra da mağdur ile aralarında bir ilişki olduğundan şüphelendiği maktulü cep telefonu ile aradığı, her ikisinin de telefonunun meşgul olduğunu görmesi üzerine eve geri döndüğü, maktul ile mağdurun telefondaki konuşmalarını kapıdan dinlediğinde, mağdurun maktule “Boşanmayı kabul etmiyor gel beni kaçır.” dediğini duyduğu, keza mağdurun bu olaydan hemen sonra maktulün kendisine telefonda “Bu adamdan kurtulman lazım” dediğini ifade ettiği, sanığın eve kapıyı zorlayarak girmesi üzerine gelen polislerin mağduru evden alıp götürdükleri, sanığın aynı gün çocukları alıp Ağrı’ya anne ve babasının yanına götürdüğü, evi boşaltarak eşyaları sattığı ve Uşak’ı terk ettiği, sanığın bu olaydan sonra 14.01.2020 tarihinde şiddetli geçimsizlik sebebiyle Uşak 2. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığı, mağdurun ise maktul … ile buluşarak önce Kuşadası’na gittikleri, sonra Uşak’a döndükleri, maktulün ailesinin bu işe onay vermemesi nedeniyle mağdurun kadın sığınma evine 19.01.2020 tarihinde giriş yaptığı, hemen ertesi gün sığınma evinden çıkarak tekrar maktul ile buluştuğu, akabinde imam nikahı kıydıkları, mağdurun bu sırada hamile kaldığının nüfus kayıtlarıyla doğrulandığı, sanıkla maktulün en son 23.01.2020 tarihine kadar cep telefonuyla ve Whatsapp üzerinden mesajla iletişim hâlinde oldukları, ancak sanığın henüz resmi nikahlı eşi mağdurun maktulle birlikte olduklarından haberi olmadığı, telefon mesajlarında maktulden şüphelendiğini ve ailesine de bu durumu söyleyeceğini yazdığı, maktulün ise mağdur ile olan birlikteliğini inkar ettiği ve sanığı aşağılayıcı sözler kullandığı, en son 23.01.2020 tarihli mesajlarda mağdur ile samimi fotoğraflarını göstermesi üzerine sanıkla maktul arasındaki iletişimin sonlandığı, olaydan her iki tarafın ailesinin haberdar olduğu, maktulün Uşak’taki babası ile sanığın Ağrı’daki akrabalarının aracılar vasıtasıyla görüşmeye başladıkları, sanığın ailesinin önce maktulün ailesinden namus karşılığı bir kız istedikleri, ancak maktulün kardeşi ve amcasının kızının da yaşı küçük olması nedeniyle bu işin olmaması üzerine sanığın ailesinin maktulün ailesinden önce 150 altın, sonra da 80 altın civarı bir bedel istedikleri, bu sefer maktulün ailesinin parayı ödeyemeyeceklerini söyledikleri, maktulün kardeşi …’ın sanığa “Sen karını paraya satmışsın, Uşak’a gel, namusunu temizle!” dediği, bu süreçte sanığın boşanma davası bitmeden 2020 yılı Mayıs ayında mağdurun maktulden hamile kaldığını öğrendiği ve maktulü öldürmeyi kafasına koyup eşi ile maktulün oturdukları yeri araştırmaya başladığı, suç tarihinden üç gün önce maktulün babasının sanığa “Eşin oğlumdan 7 aylık hamile, bu güne kadar namusunu temizleyemedin, bir de altın mı istiyorsun? Elinden geleni ardına koyma, ne yapacaksan gel yap!” dediği, suç tarihinde ise maktulle mağdurun sosyal medyadan yaptıkları canlı yayını izleyen sanığın, maktul ile mağdurun yerlerini tespit ederek maktulü öldürdüğü anlaşılmaktadır.
Sanıkla mağdur arasındaki boşanma davası sürecinde devam eden eşler arasındaki fiili ayrılık sürecinin sadakat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, sanığın öncesinde mağdura şiddet uygulamasının maktule yönelik bir haksız hareket olmadığı, vuku bulan bu fiili ayrılık öncesinde akrabası olmasına rağmen sanığın eşi mağdur ile duygusal bir yakınlığı olan ve sonra sanığın eşi mağduru kadın sığınma evinden alarak birlikte yaşamaya başlayan, hatta boşanmasını beklemeden cinsel ilişkiye girerek mağduru hamile bırakan maktulün bu davranışlarının sanığa karşı haksızlık içerdiği, hatta bu süreçte maktulün sanığa aşağılayıcı mesajlar gönderdiği, maktulün babası ve ailesinin bu görüşmeler sırasında sanığın psikolojisini bozacak ve tahrik edecek boyutta sarf ettiği cümlelerin sanığın öfkesini daha da artırdığı, en sonunda mağdurun maktulden hamile kaldığını öğrenen sanığın üzerindeki psikolojik baskının daha da artmasıyla maktulü öldürme kararı aldığı, kendisini sosyal medyadan takip ettiğini bilen maktulün, hamile bıraktığı sanığın resmi nikahlı eşi mağdur ile canlı yayın yaptığının anlaşılması karşısında; sanığın tasarlayarak kasten öldürme suçunu maktulden kaynaklı haksız davranışların üzerinde yarattığı ve giderek artan öfkeyle şiddetli elemin etkisi altında işlediği, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği kabul edilmelidir.(Ceza Genel Kurulu 2024/12 E.  ,  2025/64 K.)

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir