
Azmettirme
Madde 38- (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hallerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.
GEREKÇE:
Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. İzlenen suç politikasının gereği olarak, azmettirenin suçun kanundaki cezası ile cezalandırılacağı kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezasının belli bir oranda artırılması uygun görülmüştür. Ancak, çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmayacaktır. Bu durumlarda azmettirenin cezasında artırım öngörülmesinin hukukî dayanağı, ayrıca, azmettirme olgusunun tek başına bir haksızlık ifade etmesidir.
Üçüncü fıkrada, ceza soruşturması ve kovuşturmasının amacına hizmet eden bir hükme yer verilmiştir. Buna göre, azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında verilecek cezada indirim yapılabilecektir. Bu durumda indirim yapılması hususunda hâkim takdir yetkisine sahiptir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, kişiliğe ilişkin olarak verilen bilginin maddî gerçeğin ortaya çıkmasını sağlaması gerekir.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 64 – (Değişik: 3/2/1937 – 3112/1 md.)
Bir kaç kişi bir cürüm veya kabahatin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır.
Başkalarını cürüm ve kabahat işlemeğe azmettirenlere dahi aynı ceza hükmolunur. Ancak fiili icra edenin onu işlemekte şahsi bir menfaati olduğu sabit olursa azmettiren şahsın cezası, (Değişik İbare: 14/7/2004 – 5218/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis yerine yirmi dört sene ve müebbet ağır hapis yerine yirmi sene ağır hapistir. Sair cezaların altıda biri indirilir.
Ceza Hukukunda Azmettirme kavramıyla ilgili sıkça sorulan sorular:
· Azmettirme nedir?
· Azmettiren kişi hangi ceza ile cezalandırılır?
· Üstsoy-altsoy ilişkisi ile azmettirme cezanın artırılmasına neden olur mu?
· Çocukları suça azmettiren kişinin cezası nasıl belirlenir?
· Azmettirenin kimliği bilinmediğinde ne olur?
· Azmettirme suçunun oluşabilmesi için hangi şartlar gereklidir?
· Azmettirenin failin suç işleme kararını değiştirmesi nasıl sonuçlanır?
· Sonuçsuz azmettirme nedir?
· Azmettirme suçu sadece kasten işlenen suçlar için mi geçerlidir?
· Azmettirme ile teşvik arasındaki fark nedir?
· Azmettirenin cezalandırılması için suçun icrasına başlanması gerekir mi?
· Azmettiren kişinin cezası nasıl belirlenir?
· Azmettirme, yalnızca tek bir kişi tarafından mı yapılabilir?
· Azmettirenin suçu işleyen kişiyle doğrudan teması olması zorunlu mudur?
· Bir kişinin azmettirdiği suç işlenmemişse, azmettiren yine cezalandırılır mı?
· Üstsoy-altsoy ilişkisi kullanılarak yapılan azmettirme durumunda ceza nasıl artar?
· Çocukları azmettiren kişi ile azmettirdiği çocuk arasında akrabalık bağı olması gerekir mi?
· Azmettirenin failin suç kararını etkilemesinde diğer dışsal faktörler etkili olabilir mi?
· Azmettirenin kimliği ifşa edilirse cezada indirim yapılabilir mi?
· Azmettirme suçu için, suçun işlenmeye başlanması şart mıdır?
AÇIKLAMALAR
SUÇA AZMETTİRME
Genel Olarak Azmettirme
Azmettirme, henüz suç işleme düşüncesi olmayan bir kişinin, başka biri tarafından etkilenerek suç işlemeye karar vermesidir. Bu durumda, suçu fiilen işleyen kişi fail, onu bu yola yönlendiren kişi ise azmettiren olur. Azmettiren, suça doğrudan katılmasa bile, suç işlemeyi hiç düşünmeyen birinin iradesini etkileyip onu bu yola sevk ettiği için cezalandırılır. Kısacası, azmettirenin haksızlığı, bir kişiyi suç işleme kararına yönlendirmiş olmasından kaynaklanır. Azmettiren, suçu bizzat işlememesi ve suçun işlenişi üzerinde doğrudan bir kontrol sağlamaması nedeniyle müşterek failden (birlikte suç işleyenlerden) ayrılır. Her ne kadar geniş anlamda “fail” kavramı içinde azmettirenin de yer alabileceği düşünülse de, modern ceza hukuku azmettiren kişiyi suça iştirak eden (şerik) olarak değerlendirir. Nitekim Yargıtay da verdiği bir kararında azmettirmeyi, suça iştirak biçimi olarak kabul etmiştir. Azmettiren, suçu bizzat işlemeyen, yalnızca bir başkasının suç işleme kararını almasında etkili olan kişidir. Bu nedenle manevi şerik (suç ortağı) sayılır, fail (suçu işleyen) değildir. Ancak ceza politikası gereği, kanun koyucu, azmettirenin de işlenen suçla aynı şekilde cezalandırılmasını uygun görmüştür.
Azmettirme sayılabilmesi için şu unsurlar gereklidir; azmettiren ve azmettirilen olmak üzere en az iki kişi bulunmalıdır, azmettirme belli bir suça yönelik olmalıdır, hem azmettiren hem de azmettirilen gerçek kişi olmalıdır (tüzel kişiler olamaz).
Azmettirmenin Konusu
Suçun hukuki konusu, suçun işlendiği kişi veya eşya gibi, üzerinde suç işlenen varlıktır. Azmettirme için de benzer şekilde bir konu bulunmalıdır. Azmettirmede konu, “suç sayılan bir fiil” olmalıdır. Eğer azmettirme konusu olan fiil suç oluşturmuyorsa, bu durumda azmettirme suçu oluşmaz. Eğer ortada suç teşkil eden bir fiil yoksa ya da o fiilin işlenmesi fiilen mümkün değilse, buna imkânsız azmettirme denir ve bu durumda da azmettirme suç olarak kabul edilmez.
Bu yüzden azmettirme suçunun oluşabilmesi için; kasıtla işlenebilecek suç oluşturan belirli ve somut bir fiilin bulunması gerekir. Bu fiilin mağduru olan kişinin kimliği her zaman belli olmak zorunda değildir, önemli olan suç niteliği taşıyan eylemin açık şekilde tanımlanmış olmasıdır.
Azmettirmenin Koşulları
a. Bir Kişiye Suç İşleme Kararının Verdirilmesi
Azmettirme, azmettirme hareketinin icrası ile işlenir. Azmettirmeyi oluşturan icra hareketleri, azmettirilende suç kararının alınması ile sonuçlanır. Azmettirmenin varlığından bahsedebilmek için, daha önce suç işleme kararı almamış bir kişiye suç işleme kararı kazandırılması gerekir. Yani, azmettirenin müdahalesi olmasaydı, fail suç işlemeyi düşünmeyecek ya da yapmayacaktı. Bu nedenle, azmettirme hareketi sadece basit bir öneri ya da teşvikten daha fazlası olmalıdır. Somut bir suçu işlemeye yönelik güçlü bir ikna çabası içermelidir. Ayrıca, azmettirme, suçun işlenmeye başlanmasından önce olmalıdır. Ancak, suçun işlenmeye başlandıktan sonra, suçun daha ağır bir şekline veya farklı bir suça yönlendirilmesi mümkündür. Daha önce suç işleme kararı almış bir kişiye, bu kararını pekiştiren veya teşvik eden manevi yardımlar azmettirme sayılmaz. Örneğin, suç işlemek için kararını veren ve silahını hazırlayan bir kişiye “vur şunları” demek, azmettirme değil, sadece teşvik etme olarak kabul edilir ve bu durumda 39. madde uygulanır. Ancak, babasının dövülmesinden sonra, arkadaşlarına “gidin onu dövün” diyerek birinin yaralanmasına neden olan kişi, suç işlemeyi düşünmeyen kişilerin suç işlemeye karar vermelerine sebep olduğu için azmettiren sayılır.
Azmettirmenin mutlaka olaydan önce ve önceden planlanmış şekilde yapılması gerekmez; ani gelişen bir olayda da gerçekleşebilir. Örneğin, alacağını almak için birinin işyerine giden ve almadığı için, adamlarına öldürme talimatı veren kişi, suçun işlenmesine yönelik başka bir eylemi olmasa bile, bu hareketi azmettirme olarak değerlendirilir. Çoğu zaman, suçun nasıl işleneceği ve planının değiştirilmesi ile ilgili yapılan telkin ve teşvikler, 39. madde kapsamında manevi yardım olarak kabul edilir. Aynı şekilde, işlenmesine karar verilen bir suça başkasını ikna ederek yardım edilmesi, azmettirme değil, manevi yardım olarak değerlendirilir.
Azmettirenin, failin suç işleme kararında tek başına etkili olmasına gerek yoktur. Failin suç işleme kararını alırken başka sebepler veya dürtüler de etkili olmuş olabilir. Ancak, daha önce suç işlemeye karar vermemiş bir kişi, azmettirenin ikna edici çabaları sayesinde suç işlemeye karar vermişse, bu durumda azmettirme söz konusu sayılmalıdır. Azmettiren, faile bu suçtan bazı menfaatler sağlayacağını öne sürerek veya doğrudan menfaat vaat ederek suç işlemeye ikna edebilir.
Failin, işlemek üzere karar verdiği suçun türünü değiştirerek başka bir suç işlemeye yönlendirilmesi de mümkündür. Örneğin, bir kişiyi yaralama yerine öldürme suçuna azmettiren kişi, işlenen fiilden dolayı sorumlu tutulmalıdır. Eğer bir kişi, suçun temel şeklini işlemek üzere karar verdiği halde, azmettirenin etkisiyle suçun nitelikli şeklini işliyorsa, bu durumda 38. madde uygulanmalıdır.
Ancak, suçun nitelikli şeklini işlemeye karar veren bir kişi, azmettirenin etkisiyle kararını değiştirip daha basit bir suç işliyorsa, burada azmettirme söz konusu değildir. Bu durumda, 39. madde kapsamında manevi yardım söz konusudur. Aynı şekilde, daha ağır bir suç işlemeye karar veren birinin kararını değiştirerek, daha hafif bir suç işlemeye yönlendiren kişi de azmettiren değil, manevi yardımda bulunan kişi olarak değerlendirilmelidir.
Azmettirenin, fail ile doğrudan temas kurması şart değildir. Aracı vasıtasıyla da azmettirilebilir. Bu durum; azmettirmeye azmettirme veya dolayısıyla azmettirme olarak adlandırılır. Bir aracı vasıtasıyla kiralık katil tutan kişinin eylemi bu şekildedir. Bu halde kiralık katil fail, kiralık katil tutan kişi ile aracı olan kişi ise azmettiren olarak sorumludur.
b. Azmettirmenin Kasta Dayanması
Azmettirme, başka bir kişiye suç işleme kararı vermesi için yapılan düşünce açıklamaları ve ikna çabalarıyla gerçekleşir. Bu nedenle, azmettirenin bilinçli ve iradeli bir şekilde, yani kasıtlı olarak hareket etmesi gerekir. Ancak, azmettirenin mutlaka doğrudan suç işleme amacıyla hareket etmesi zorunlu değildir. Eğer azmettiren, davranışlarının karşısındaki kişiyi suç işlemeye yönlendirebileceğini öngörebiliyorsa (olası kast), bu durumda da azmettirme gerçekleşmiş sayılır.
Azmettiren, suçu işlemeye yönlendirdiği kişinin, suçun hem objektif (fiilin dışsal özellikleri) hem de subjektif (failin içsel durumu) öğelerini bilerek hareket etmelidir. Ancak, azmettirenin suçun her detayını tam olarak bilmesi gerekmez. Genel olarak, suçun temel öğelerini bilerek kişiye suç işleme kararı aldıran kişi azmettiren olarak sorumlu tutulmalıdır. Eğer azmettiren, suçun tanımındaki unsurlarla ilgili bir hata yaparsa, bu hata onun kasıtlı suç işleme amacını ortadan kaldırır. Benzer şekilde, haksızlık bilincine dair bir hata da azmettirenin kusurunu ortadan kaldırır.
Azmettiren, suç işleme kararı aldırmak amacıyla belirli bir kişi ya da kişilere yönelik olarak hareket etmelidir. Eğer azmettirenin, belirli bir kişiye veya kişilere suç işleme kararı aldırmak için hareket ettiği kanıtlanamazsa, azmettirme söz konusu olamaz. Bu durumda, eğer şartlar uygunsa, suç işlemeye tahrik suçu (m. 214) işlenmiş olur.
Azmettirenin, bir kişinin işlediği suç kararını etkilemesi durumunda, failin azmettirenin kastettiğinden farklı bir suç işlemesi veya aynı suçun nitelikli bir şekliyle suç işlemesi halinde, azmettirenin sorumluluğu, onun kastı çerçevesinde olacaktır. Örneğin, tehdit suçu için azmettiren bir kişi, failin yaralama suçunu işlemesi ya da basit yaralamaya azmettiren birinin silahla yaralama suçunu işlemesi durumunda, azmettiren tehdit ve basit yaralama suçlarından sorumlu tutulur.
Ancak, azmettirenin istediği suçun işlenmesi sırasında, suçun niteliğinin değişebileceğini (örneğin, ciddi şekilde dövülmesini istediği kişinin ölmesi gibi) öngörebileceği durumlar da olabilir. Böyle bir durumda, azmettiren nitelikli halden ya da meydana gelen neticeden sorumlu tutulabilir. Yargıtay da bu tür olaylarda, örneğin bir kişinin dövülmesinin sonucunda ölmesi durumunda, azmettirenin 87/4. maddeye göre, ölüme neden olmaya azmettirmekten sorumlu tutulması gerektiğine karar vermiştir.
Buna karşılık, azmettirenin istediği suçun daha hafif bir şekli işlenmiş ise, bağlılık kuralı gereğince işlenen fiil esas alınarak azmettiren cezalandırılır. Örneğin yağmaya azmettirmesine karşın hırsızlık suçu işlenmiş ya da öldürmeye azmettirmiş iken yaralama suçu işlenmiş ise, azmettirilen suçlar değil, işlenilmiş olan hırsızlık veya yaralama suçlarına azmettirmeden dolayı cezalandırılır.
c. Azmettirilen Suçun İcrasına Başlanması
Azmettirme, kanunda yasaklanan bir suçun işlenmesini sağlamak amacıyla yapılan bir eylemdir. Ancak, azmettirme sonucunda bir suç işleme kararı alınmış olsa bile, suçun icrasına başlanmadığı sürece azmettiren cezalandırılamaz. Türk Ceza Kanunu’nun 40/3. maddesi uyarınca, suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için, fiilin en azından teşebbüs aşamasına gelmesi gerekir. Yani, suç işlenmesine azmettiren kişinin cezalandırılabilmesi için, ya suçun tamamen işlenmesi ya da en azından teşebbüs aşamasına gelmesi gerekir.
Eğer azmettirdiği suç henüz başlamamışsa ve teşebbüs aşamasına da gelmemişse, bu durumda “sonuçsuz azmettirme” söz konusu olur ve cezalandırılamaz. Suça iştirak edilmesi için fiilin icrasına başlanması zorunludur. Azmettirme, suçun hazırlık hareketi olarak kabul edilse de, suça teşebbüs olarak değerlendirilmez. Bununla birlikte, bazı hukuk sistemlerinde, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı durumlarda bile azmettirme suç sayılabiliyor.
Yargıtay, bir kararında, şantaj suçuna azmettiren kişinin, suçun icrasına başlamaması nedeniyle azmettirenin de cezalandırılamayacağına karar vermiş ve beraat kararını onamıştır.
Azmettirme, yalnızca kasten işlenen suçlar için geçerlidir. Yani, bir kişi kasten işlenebilecek bir suçu azmettirse bile, fail bu suçu taksirle (ihmal veya dikkatsizlikle) işlerse, azmettirme suçundan söz edilemez. Örneğin, bir kişinin öldürülmesine karar verildiği ancak başka bir zaman ve yerde zehirle öldürülmek istenmesine rağmen, seyahat sırasında sürücünün kusuru nedeniyle trafik kazası olur ve kastedilen kişi bu kazada ölürse, azmettiren kişi bu durumdan dolayı cezalandırılamaz.
Azmettirdiği suç işlenmemişse ve fail başka bir suç işlemişse, azmettirme eylemi sonuçsuz kalmış olur ve cezalandırılamaz.
Ayrıca, azmettirdiği suçun işlenmesi sırasında, mağdurun kimliğiyle ilgili bir hata yapılabilir veya hedef kişi hakkında sapmalar olabilir. Bu durumda, hedefte yapılan hata veya sapmalarla ilgili kurallar uygulanır.
ÜSTSOY-ALTSOY İLİŞKİSİNDEN DOĞAN NÜFUZ KULLANILARAK AZMETTİRME VEYA ÇOCUKLARIN AZMETTİRİLMESİ
Üstsoy-Altsoy İlişkisinden Doğan Nüfuz Kullanılarak Azmettirme
Azmettiren kişinin, üstsoy-altsoy ilişkisi (örneğin, anne-baba ve çocuk gibi) kullanarak birini suç işlemeye azmettirmesi, cezanın artırılmasına neden olan bir durumdur. Akrabalık bağlarını (usul-füru ilişkisi) suçu işlemek için kullanan azmettiren, suçlu kişiliğini ve topluma verdiği zararı göz önünde bulundurularak daha ağır cezalandırılır. Bu durumda, azmettirenin cezası, asgari üçte birinden, azami olarak yarısına kadar artırılabilir.
Çocuğun Azmettirilmesi
Çocukların algılama ve irade güçlerinin tam gelişmemiş olması, onların suç işlemeye daha kolay yönlendirilebileceği anlamına gelir. Bu yüzden kanun, çocukları koruma ve onların üzerinden suç işlenmesini engelleme amacıyla, çocukları azmettirenlerin cezalarını artırma yoluna gitmiştir. Bu durumda, azmettirenin cezası, üçte birinden yarısına kadar artırılabilir.
Çocukların azmettirilmesinde akrabalık bağı aranmamaktadır. Yani, azmettiren ile azmettirdiği çocuk arasında akrabalık ilişkisi olmasa da, çocuğu azmettiren kişi yine de 38/1. maddeye göre daha ağır bir ceza alır.
BELLİ OLMAYAN AZMETTİRENİN AÇIKLANMASI
Bu tür bir ceza indirimi, genellikle “tetikçi” olarak bilinen kişilerin, suçu işlettiren kişiyi ifşa etmeleri amacıyla yapılır. Eğer azmettirenin kimliği bilinmiyorsa, suçu işleyen ya da diğer suç ortaklarından biri kimliğini açıklarsa, bu durumda cezasında indirim yapılması sağlanır. Üçüncü fıkrada yer alan bu düzenleme, ceza indirimi yapılmasını gerektiren bir kişisel sebep olarak kabul edilir.
Bu durumda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 20 ila 25 yıl, müebbet hapis cezası yerine ise 15 ila 20 yıl arasında hapis cezası verilebilir. Diğer durumlarda ise cezada üçte bir oranında indirim yapılabilir. Bizim görüşümüze göre, eğer iki azmettirenden birinin kimliği bilinmiyorsa ve fail ya da suç ortağı bu kişiyi açıklarsa, bu indirimden o kişi de yararlanmalıdır.
Stj. Av. Sema KARA
Av. Necmettin İLHAN

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.