Hukuki Makaleler

Ceza Hukukunda İştirak, “YARDIM ETME” (5237 sayılı TCK. madde 39): Ankara, Ceza Hukuku – Avukat Necmettin İlhan

YARDIM ETME

Yardım etme

Madde 39- (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.

(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:

a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.

b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.

c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.

GEREKÇE:

Hükûmet Tasarısındaki “fer’î iştirak” yerine yardım etme ifadesi benimsenmiştir. İçerik olarak Tasarının 42. maddesine büyük ölçüde sadık kalınmıştır. Ancak, iştirake ilişkin olarak kabul edilen yeni sistemde, “zorunlu fer’î iştirak” olarak adlandırılan bir hükme gerek kalmadığından, maddenin ikinci fıkrasındaki bu hususa ilişkin hüküm metinden çıkarılmıştır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 65 –(Değişik: 2/6/1941 – 4055/1 md.)

I -Suç işlemeğe teşvik veya suçu irtikap kararını takviye ederek yahut fiil işlendikten sonra muzaheret ve muavenette bulunacağını vadeyleyerek,

II -Suçun ne suretle işleneceğine mütaallik talimat vererek yahut fiilin işlenmesine yarayacak iş veya vasıtaları tedarik ederek,

III -(Değişik: 21/1/1983 – 2787/7 md.) Suç işlenmeden evvel veya işlendiği sırada müzaheret ve muavenetle icrasını kolaylaştırarak suça iştirak eden şahıs, işlenmiş fiile mahsus olan ceza (Değişik İbare: 14/7/2004 – 5218/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ise yirmi yıldan, müebbet ağır cezası ise onaltı yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılır. Sair hallerde kanunen muayyen olan cezanın yarısı indirilir.

Bu maddede yazılı fiillerden birini işleyen kimsenin iştiraki inzimam etmeksizin fiilin irtikabı mümkün olamayacağı sabit olan hallerde o kimse yukarıda gösterilen tenzilattan istifada edemez.

Ceza hukukunda “yardım etme” kavramıyla ilgili sıkça sorulan sorular:

·  Yardım etme kavramı neyi ifade eder?

·  Yardım etme, suçun işlenmesinden önce mi yoksa sonra mı yapılmalıdır?

·  Yardım eden kişiye verilecek cezanın belirlenmesinde hangi faktörler etkili olur?

·  Türk Ceza Kanunu’na göre suç işleme konusunda manevi yardım neyi kapsar?

·  Yardım etmenin maddi türü ile manevi türü arasındaki farklar nelerdir?

·  Yardım etme davranışlarının kasten işlenmesi neden önemlidir?

·  Bir kişi suçu işledikten sonra yardımda bulunursa, bu durum nasıl değerlendirilir?

·  Yardım etme nedeniyle ceza indirimine gidilmesi hangi durumlar için geçerlidir?

·  Yardım etmenin suçun işlenmesinde nasıl etkisi olabilir?

·  Yardım etme türlerinden “suç işleme kararını kuvvetlendirmek” nasıl bir davranışı ifade eder?

·  Bir kişi suç işlenmeden önce suç aracını sağlarsa, bu durum nasıl değerlendirilir?

·  Yardım eden bir kişi, birden fazla yardım türüyle suça karışmışsa, nasıl bir ceza alır?

·  Yardım etme ile azmettirme arasındaki farklar nelerdir?

·  Türk Ceza Kanunu’na göre, suçun işlenmesinden önce veya sırasında yapılan yardım ne tür sonuçlar doğurur?

·  Yardım etme nedeniyle cezalandırılabilmek için bir kişinin suç hakkında nasıl bir bilgisi olmalıdır?

·  Yardım etme türlerinden “suçun nasıl işleneceği konusunda yol gösterme” neyi ifade eder?

·  Maddi yardımda bulunan bir kişi, suça doğrudan nasıl etki edebilir?

·  Yardım etme suçu işleyen kişinin kararını nasıl etkileyebilir?

·  Suç işleyen kişinin yardım vaadini aldıktan sonra suçu işlemeye karar vermesi durumunda, yardım eden kişi nasıl cezalandırılır?

·  Yardım etme suçu ne zaman “şerik” sayılabilir ve cezası nasıl belirlenir?

AÇIKLAMALAR

YARDIM ETME KAVRAMI VE KOŞULLARI

Yardım etme, bir suç işlenmeden önce veya suç işlenirken, failin suç işlemesini kolaylaştıran ya da onu bu konuda cesaretlendiren destekleyici davranışlarda bulunmaktır. Bu şekilde, suçun işlenmesi kolaylaşır ya da failin kararlılığı artar. Yardım eden kişi, suçun işlenişini doğrudan kontrol etmez. Yani suçun faili ya da birlikte işleyen kişi (müşterek fail) değildir. Ancak, suça yardımcı olduğu için suç ortağı olarak cezalandırılır.

Kanuna göre yardım etme iki şekilde olabilir:

Manevi Yardım: Suç işlemeye teşvik etmek, cesaret vermek, moral destek sağlamak gibi psikolojik desteklerdir.

Maddi Yardım: Suç aleti sağlamak, suçun işlenmesini kolaylaştıracak bilgiler vermek, ulaşım veya barınma gibi somut destekler sunmaktır.

 Yardım Etmenin Koşulları;

Yardım etme nedeniyle şerikliğin geçerli olabilmesi için iki koşul aranmalıdır; yardım etme sayılan hareketleri gerçekleştirilmesi ve bu hareketlerin kasten işlenmesi. Bu koşulların varlığı, şerikliğe ilişkin kanundaki düzenlemelerin mantığından ortaya çıkmaktadır.

a. Maddede belirtilen manevi veya maddi yardım hareketlerinden en az birini gerçekleştirmek

 Şerik sayılmanın ilk şartı, Türk Ceza Kanunu’nun 39. maddesinde belirtilen yardım etme davranışlarından en az birini yapmış olmaktır.

Eğer fail olmayan (suçu bizzat işlemeyen) kişinin yaptığı davranış, bu maddede sayılan yardım etme şekillerinden birine girmiyorsa, bu kişi suça katılmış sayılmaz ve şerik olarak cezalandırılamaz.

Yardım etmenin türleri, aşağıda ayrıca ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

b. Yardım etme niteliğindeki davranışın kasten işlenmesi gerekir  

Taksirle (dikkatsizlikle) suça iştirak etmek mümkün değildir. Yani bir kişi, bilmeden ya da istemeden bir suça karışırsa, bu durumda iştirak söz konusu olmaz. İştirak için kasıt (isteyerek ve bilerek hareket etme) şarttır. Tüm şeriklerin (yardım eden, azmettiren vb.) ortak bir amaçla ve bilerek suça katılması gerekir. Bu ortak isteğe “iştirak iradesi” veya “iştirak kastı” denir ve tüm iştirak türlerinde aranır.

Bir kişinin davranışı, failin suçunu kolaylaştırsa bile, bu davranış taksirle (yani istemeden) yapılmışsa, yardım etme sayılmaz. Ancak bu davranış, başka bir suçu oluşturabilir ve kişi o suçtan dolayı sorumlu tutulabilir. Yardım edenin, kasten işlenen bir suça destek verdiğini bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Bu destek: Doğrudan kast şeklinde olabileceği gibi olası kast şeklinde de olabilir.

Ayrıca yardım eden kişinin, suça dair tüm detayları bilmesi gerekmez; hangi suçun işleneceğini genel olarak tahmin etmesi yeterlidir.

c. İştirak iradesi suçun işlenmesinden önce veya işleniş anında bulunmalıdır

Yardım etme yoluyla suça iştirak, sadece suçun işlenmesinden önce veya işlenirken mümkündür. Suç işlendikten sonra yapılan yardımlar, artık suça iştirak sayılmaz; bunlar suçluya yardım olarak değerlendirilir. Örneğin: Bir kişi, suç işlendikten sonra yardım edeceğini vaat etse bile, bu vaadi suç işlenmeden önce yapmış olması gerekir. Eğer vaadi veya yardım, suç tamamlandıktan sonra yapılmışsa, artık o kişi suç ortağı değil, sadece suçluya yardım eden biri olur. Dolayısıyla, suç tamamlanmadan önce yapılmış her türlü yardım, suça iştirak kapsamında değerlendirilir. Ani (bir anda gerçekleşen) suçlarda, yardım edenin suça katılma iradesi, en geç suç hareketi sona ermeden önce ortaya çıkmalıdır. Mütemadi (süreklilik gösteren) suçlarda ise suçun etkisi devam ettiği sürece, suç tamamlanmadan önce yardım edene şerik sıfatı verilebilir.

Diğer taraftan bir kişinin suça iştirakten (ortaklıktan) dolayı sorumlu tutulabilmesi için gereken genel şartlar, Türk Ceza Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan bağlılık kuralı kapsamında açıklanabilir. Bir kişinin iştirak nedeniyle cezalandırılabilmesi için, suçun en azından teşebbüs aşamasına gelmiş olması gerekir. Yani, yardım edenin sorumlu tutulabilmesi için, suçun faili ya da birlikte hareket edenlerden en az birinin, suçun icrasına başlamış olması şarttır. Eğer henüz suç işlenmeye başlanmamışsa, sadece yardım hazırlığı yapılmışsa, bu durumda iştirak sorumluluğu doğmaz.

YARDIM TÜRLERİ

1.Manevi Yardım

Kanunda manevi yardım halleri 2. fıkranın (a) bendinde sayıldığı gibi, (b) bendinde belirtilen ‘yol gösterme’ de manevi yardım içerindedir. Şu halde manevi yardım sayılan yardım türleri şunlardır :

Suç işlemeye teşvik etmek (m.39/2-a),

Suç işleme kararını kuvvetlendirmek(m.39/2-a),

Fiilin işlenmesinden sonra yardım vaadinde bulunmak(m.39/2-a),

Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek(m.39/2-b).

a.Suç İşlemeye Teşvik Etmek (m.39/2-a)

Bir kişi suç işlemeyi düşünüyorsa ama henüz karar vermemişse, onu suça yönlendiren kişi, bu kişiyi teşvik etmiş olur. Bu tür bir teşvik, manevi yardım olarak kabul edilir. Teşvik eden kişi, suç işlemeye niyeti olan fakat tereddüt eden kişiyi, suçu işlemeye kesin olarak karar verecek hale getirir. Yani onun kararsızlığını giderir, cesaret verir ve suç işlemeye ikna eder. Bu durumun, azmettirmeden farklı olduğu unutulmamalıdır. Azmettirme, suç işlemeyi düşünmeyen bir kişiye bu fikri aşılayarak onun suç işlemeye karar vermesine yol açar. Teşvik etme ise, zaten suç fikri olan ama kararsız bir kişiyi, bu suçu işlemeye kesin şekilde yönlendirir.

b.Suç İşleme Kararını Kuvvetlendirmek(m.39/2-a)

Suç işlemeye zaten karar vermiş bir kişiye, cesaret vererek ya da suçu işlemesini haklı gösterecek sebepler sunarak bu kararını güçlendirmek, manevi yardım sayılır. Bu tür yardımda bulunan kişi, faile yaptığı tavsiyeler veya telkinlerle, onun suç işleme kararını daha güçlü ve kesin bir hale getirir. Böylece fail artık geri adım atmadan, kararlılıkla suçu işlemeye yönelir.

c.Fiilin İşlenmesinden Sonra Yardımda Bulunacağını Vaat Etmek (m.39/2-a)

Bir kişiye, suçu işledikten sonra kendisine yardım edileceğini önceden vaat etmek, onun bu suçu daha kararlı ve istekli bir şekilde işlemesine neden olabilir.

Bu tür vaatler, suçu işlemeden önce yapıldığı için, manevi yardım olarak kabul edilir ve cezai sorumluluk doğurur. Bu durumda, yardım etmeyi vaat eden kişi, failin suçu işlemeye başlamasında etkili olduğundan, cezalandırılır. Ancak dikkat edilmelidir: Eğer yardım vaadi, suç işlendikten sonra yapılmışsa, bu artık suça iştirak değil, suçluya yardım olarak değerlendirilir. Önemli bir nokta daha:

Bu yardımın gerçekleşmiş olması gerekmez. Sadece yardım sözü verilmiş olması bile, failin kararını etkilediyse, bu kişi yardım eden şerik olarak sorumlu tutulur. Hatta suç tamamlanmamış, sadece teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, bu kişi Türk Ceza Kanunu’nun 39. maddesi gereği cezalandırılır. Yardım vaadinin içeriği çok çeşitli olabilir. Önemli olan, bu vaadin failin suç işleme kararını etkileyecek nitelikte olmasıdır. Örneğin:

Suçtan sonra kaçmasına veya saklanmasına yardım etme sözü,

Suç delillerini yok edeceğine dair vaat,

Hapse girerse ailesine bakacağına dair güvence vermek gibi durumlar da yardım vaadiyle iştirak kapsamına girer.

Şerik sayılmak için, sadece yardım vaadinde bulunmak yeterlidir. Ancak bu vaadin sonradan gerçekten yerine getirilmesi durumunda, kişi ayrıca başka bir suçtan da sorumlu tutulabilir. Bazı durumlarda ise, kanun bu ikinci suçun cezalandırılmasına istisna getirmiştir. Örneğin: Türk Ceza Kanunu’nun 281/1. maddesine göre, bir suça şerik olan kişi, o suça ait delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme fiilini gerçekleştirirse, ayrıca bu suçtan dolayı cezalandırılmaz. Yani, bu durumda sadece iştirak nedeniyle ceza verilir. Buna karşılık, TCK 283. madde (suçluyu kayırma suçu) için böyle bir istisna yoktur.

Bu nedenle, bir kişi suçtan sonra failin kaçmasına ya da saklanmasına yardım edeceğini önceden vaat etmişse ve sonra bu vaadini yerine getirirse: Hem suçun işlenişine yardım ettiği için şerik olarak cezalandırılır, Hem de TCK 283 uyarınca ayrıca suçluyu kayırma suçundan ceza alır.

d.Suçun Nasıl İşleneceği Hususunda Yol Göstermek(m.39/2-b)

Suçun nasıl işleneceği konusunda failin yönlendirilmesi, yani ona yol gösterilmesi, manevi yardım sayılır.

Ancak bu yardım, suç işlenmeden önce yapılmış olmalıdır. Eğer yol gösterme, suç işlenmeye başlandıktan sonra yapılırsa bu kişi artık suç üzerinde etkili olmuş sayılır ve bu durumda müşterek fail (suçu birlikte işleyen kişi) kabul edilir. Ayrıca, failin nasıl hareket edeceğine dair verilen bilginin gerçekten suçun işlenmesine katkı sağlaması gerekir. Eğer verilen bilgi ya da yönlendirme, suçun işlenişine herhangi bir etkide bulunmuyorsa, bu durum manevi yardım sayılmaz.

2.Maddi Yardım

Maddi yardım, suçun işlenişini kolaylaştırıcı hareketlerde bulunmaktır. Maddi yardım kapsamındaki hareketler Kanunun 39. maddesinin ikinci fıkrasında (b) ve (c) bentlerinde gösterilmiştir.

Maddi yardım sayılan hareketler :

–Fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak (m.39/2-b),

–Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak(m.39/2-c).

a.Fiilin İşlenmesinde Kullanılan Araçları Sağlamak (m.39/2-b)

Bir suçu işlemek için gerekli araçların başkası tarafından sağlanması, maddi yardım sayılır ve bu kişiye şerik sıfatı verilir. Örneğin: Hırsızlıkta çalınan eşyaları taşımak için araç temin etmek, Kilidi açmak için maymuncuk sağlamak, bu tür yardımlara örnektir. Ancak bu yardımın suçta kullanılabilir (elverişli) olması ve gerçekten kullanılmış olması gerekir. Eğer sağlanan araç suçta kullanılamayacak durumdaysa, bu yardım şeriklik sayılmaz. Aracın kullanılmasına gerek kalmamış olsa bile, eğer suçun işlenmesini kolaylaştırıcı bir etkisi varsa ya da failin kararını güçlendirmiş ya da onu teşvik etmişse, o zaman bu yardım manevi yardım olarak kabul edilebilir. Aksi durumda kişi şerik olarak sorumlu tutulmaz. Maddi yardımın şeriklik sayılması için, genellikle bu yardımın suç işlenmeden önce yapılmış olması gerektiği kabul edilir. Ancak bazı hukukçulara göre, eğer kişi müşterek fail sayılacak şekilde suça doğrudan katılmamışsa, suç tamamlanıncaya kadar yapılan araç yardımları da maddi yardım (şeriklik) kapsamında değerlendirilebilir.

b.Suçun İşlenmesinden Önce veya İşlenmesi Sırasında Yardımda Bulunarak İcrasını Kolaylaştırmak (m.39/2-c).

Araç temini dışında kalan maddi yardımlar da bu fıkra kapsamında değerlendirilmiştir. Suç işlenmeden önce ya da suç işlenirken herhangi bir maddi yardımda bulunan kişi, “şerik” olarak sorumlu tutulur.

Suçtan önce yapılan maddi yardımların şeriklik mi yoksa müşterek faillik mi oluşturduğu genellikle açıkça belli olur. Örneğin, bankaya para geldiğini fail olan soygunculara bildiren kişinin eylemi suçtan önce gerçekleştiği için bu kişi şerik sayılır. Buna karşılık, suç işlenirken yapılan maddi yardımın ne derece önemli olduğu belirleyicidir. Eğer bu yardım, yardım eden kişinin suça fiilen egemen olmasına yol açacak kadar önemliyse, artık sadece şeriklikten değil, müşterek faillikten söz edilmelidir. Bu nedenle şöyle bir ayrım yapılabilir:

Suç işlenirken yapılan yardım, yalnızca suçu kolaylaştırıyorsa → şeriklik.

Suçun işlenmesine doğrudan etki ediyor ve fiil üzerinde hâkimiyet sağlıyorsa → müşterek faillik.

YARDIM EDEN ŞERİKİN CEZALANDIRILMASI

Türk Ceza Kanunu’nun 39. maddesine göre, suça yardım eden kişiye verilecek cezada indirim öngörülmüştür. Maddeye göre: Suç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyorsa, yardım eden kişiye 15 ila 20 yıl arasında hapis cezası verilir. Suç müebbet hapis cezası gerektiriyorsa, yardım eden kişiye 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası verilir. Diğer durumlarda ise yardım edenin cezası yarı oranında indirilir; ancak bu durumda verilecek ceza 8 yılı geçemez. Görüldüğü üzere, yardımın maddi ya da manevi olması arasında bir fark gözetilmemiştir. Yardım türü ne olursa olsun (örneğin bilgi vermek, araç sağlamak, gözcülük yapmak gibi), suça yardım eden kişi şerik olarak sorumlu tutulur ve yukarıda belirtilen şekilde cezası indirime tabi tutulur. Maddenin ilk fıkrasında yer alan “ceza sekiz yılı geçemez” ifadesi, sadece süreli hapis cezalarının söz konusu olduğu durumlar içindir. Ağırlaştırılmış müebbet ya da müebbet hapis cezalarında bu sınır geçerli değildir.

Yardım eden kişi, suça yardım sayılan birden fazla harekette bulunmuş olsa bile (örneğin hem suçu işlemeye teşvik etmiş hem de suç aracını temin etmişse), bir suça ancak bir kez iştirak edilebileceği kuralı gereği, bu eylemler tek bir yardım etme olarak değerlendirilir ve bir kez ceza verilir. Ancak bu durum, cezada yapılacak indirimin belirlenmesinde yardım eden kişinin aleyhine değerlendirilmelidir. Yani kişi birden fazla şekilde yardım etmişse, bu durum cezada daha az indirim yapılmasına yol açabilir.

Eğer bir kişide farklı şeriklik türleri birleşmişse (örneğin hem azmettirme hem yardım), bu durumda kişi yalnızca daha ağır sorumluluk doğuran şeriklik türüne göre (örneğin azmettirme) cezalandırılır. Örneğin; Bir kişi, hem birini suça azmettirmiş hem de suçta kullanılacak aracı temin etmişse, sadece azmettirme nedeniyle sorumlu tutulur. Ancak yaptığı yardım eylemi, temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınır.

Stj. Av. Sema KARA

                                                                                              Av. Necmettin İLHAN

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir