
Kamu davasını kim açar? Adalet Bakanı Savcıya “dava aç” veya “dava açma” diye emir verebilir mi? Avukatı olmayan şüpheli veya sanık “barodan avukat atanmasını” isteyebilir mi? Zorunlu müdafii nedir ve hangi hallerde atanır? Yargılama makamı kimdir? Hangi hallerde hakim reddedilebilir? Sebepsiz olarak hakimi reddetmek mümkün müdür?
A) İDDİA MAKAMI

1. Savcılık: Savcı kamusal iddia makamıdır. Kamu davasını açma yetkisi savcılık makamına aittir. CMK’da “şahsi dava” kabul edilmemiştir. Savcının görevi idari niteliktedir. Her mahkeme makamının (hakimlik değil) yanında savcılık örgütü bulunur. Ancak sulh ceza mahkemesinin yanında savcılık örgütü bulunmaz. Sulh ceza mahkemelerinde savcı duruşmaya katılmaz. Sulh ceza mahkemelerinde dava açma ve kanun yoluna başvurma asliye ceza mahkemesinin yanında bulunan savcılık tarafından yapılır2. Adalet Bakanı savcıya “dava aç” veya “dava açma” emri veremez. Soruşturma ve kovuşturma evresindeki savcıların aynı kişi olması gerekmez.
2. Bireysel iddia makamı: Mağdur, suçtan zarar gören kişiler ile malen sorumlu olanlar, kamu davası açamazlar. CMK’da “şahsi dava” kurumu da kabul edilmemiştir. Ancak bu kişiler, şikayetçi olduklarını bildirerek savcının açmış olduğu kamu davasına katılabilirler. Bu hallerde iddia makamı savcı ile birlikte bu kişiler tarafından da üstlenilir ve bu bireysel iddia makamı “katılan” (müdahil) adını alır.
B) SAVUNMA MAKAMI

Savunma bizzat şüpheli veya sanık ya da müdafii tarafından yapılır. Savunma genellikle iddianın reddi şeklinde olur. Şüpheli veya sanık birden çok müdafiin yardımından faydalanabilir. Ancak, soruşturma evresinde, ifade almada en çok 3 avukat hazır bulunabilir. CMK 149
Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
Kural olarak şüpheli veya sanık müdafi seçmek zorunda değildir, isterse savunmasını kendisi yapabilir. Ancak aşağıdaki hallerde müdafii bulunmayan şüpheli veya sanığa istemi aranmaksızın (zorunlu) müdafi görevlendirilir:
1) Şüpheli veya sanık çocuk ise,
2) Şüpheli veya sanık kendisini savunamayacak derecede malul ise,
3) Şüpheli veya sanık sağır ve dilsiz ise,
4) Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda,
5) Şüpheli veya sanığın tutuklanması istenmişse,
6) Şüpheli veya sanık gözlem altına alınmışsa,
7) Duruşma yapılan hallerde sanık kaçak ise,
8) Duruşmanın düzenini bozduğu için sanık duruşma salonundan dışarı çıkarılarak oturuma devam edilirse,
Müdafiin dosyayı incelemesi: Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.
Soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hakiminin kararıyla müdafiin bu yetkisi kısıtlanabilir. Ancak yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, bu kural uygulanmaz.
Yukarıda belirtilen haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.
Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.
C) YARGILAMA MAKAMI

Yargılama makamı mahkeme ve hakimlik (yargıçlık) makamlarından oluşur.
Mahkeme makamı: Asıl ceza davasını gören ve hüküm (son karar) ile uyuşmazlığı çözecek olan makamdır.
Mahkemenin tek hakimli olması da mümkündür (asliye ve sulh ceza mahkemesi). Mahkemenin vermiş olduğu hükme karşı istinaf ve temyiz kanun yoluna gidilebilir. Mahkemenin hüküm dışındaki kararlarına (tutuklama, yetkisizlik gibi) karşı kanunda gösterilmişse itiraz kanun yoluna gidilebilir.
Hakimlik (yargıçlık) makamı: Uyuşmazlığı çözecek yargılama yapamaz. Soruşturma evresinde yetkili yargılama makamı hakimlik makamıdır. Örneğin soruşturma evresinde tutuklama kararı sulh ceza hakimi tarafından verilir. Hakimlik makamının kararlarına karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. Başkanlık makamı, asliye ceza hakimliği, sulh ceza hakimliği ve naip hakim, hakimlik makamlarıdır.
Naip hakimlik: Kovuşturma evresinde işlemler, mahkeme tarafından yürütülür. Ancak mahkeme binası dışında yapılacak işlemler için mahkeme makamı kurul içinden bir naip hakim görevlendirebilir. Naip hakimlik, kurul halinde çalışan mahkemelerde söz konusu olabilir. Örneğin ağır ceza mahkemesi, hasta olan tanığın hastanede dinlenmesi için üyelerinden birini naip hakim olarak görevlendirilebilir.
Hakimin reddi veya çekinmesi
Hakimlerin tarafsız olması gerekmektedir. Aşağıdaki hallerde hakimin davaya bakması yasaktır:
1) Suçtan kendisi zarar görmüşse,
2) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa.
3) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise,
4) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlat edinme bağlantısı varsa.
5) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında 3. derece dahil kan hısımlığı varsa.
6) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında 2. derece dahil kayın hısımlığı varsa.
7) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adli kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa.
8) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse.
9) Bir karar veya hükme katılan hakim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.
10) Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hakim, kovuşturma evresinde görev yapamaz. Ancak bu yasaklılık sebebi sadece soruşturma işlemlerinin cumhuriyet savcısı yerine sulh ceza hakimi tarafından CMK m.163’e dayanılarak yapıldığı hallerde uygulanır (5320 S.K. m.11).
11) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz.
Yukarıdaki hallerin varlığı halinde davaya bakan hakim davadan çekinmelidir. Çekinmezse reddi istenebilir.
Hakimin davaya bakmasının yasak olduğu sebepler dışında hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer hallerin varlığı halinde de hakimin reddi istenebilir. Örneğin hakimin, sanığın veya mağdurun nişanlısı olması, kiracısı olması gibi hallerde de hakimin reddi istenebilir.
Hakimin davaya bakmasının yasak olduğu hallerde ya da hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek hallerin varlığı halinde hakim çekinmezse aşağıdaki kişiler hakimin reddi isteminde bulunabilirler:
1) Cumhuriyet savcısı , 2) Şüpheli veya sanık, 3) Müdafi, 4) Katılan, 5) Katılan vekili
Hakimin reddini istemede süre:
Hakimin reddi istemi davaya bakmasının yasak olduğu hallere dayanıyorsa ret isteminde bulunmada süre sınırlaması yoktur.
Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hakimin reddi, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya kadar hakimin reddi istenebilir. (duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtay’da görevlendirilen üye veya tetkik hakimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebilir. Diğer hallerde, inceleme başlayıncaya kadar hakimin reddi istenebilir).
Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma bitinceye kadar da hakimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılması şarttır.
Hakimin reddi istemi mensup olduğu mahkemeye yapılır. Hakimin reddi istemine mensup olduğu mahkemece karar verilir. Ancak, reddi istenen hakim müzakereye katılamaz3. Bu nedenle mahkeme teşekkül edemezse bu hususta aşağıdaki merciiler karar verir:
» Hakim asliye ceza mahkemesine mensup ise yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi karar verir.
» Hakim ağır ceza mahkemesine mensup ise numara olarak kendisini izleyen daire, son numaralı daire için (1) numaralı daire; ağır ceza mahkemesi tek daire ise, en yakın ağır ceza mahkemesi karar verir.
» Ret istemi sulh ceza hakimine karşı ise, yargı çevresi içinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi ve tek hakime karşı ise, yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesi karar verir.
» Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilenler katılmaksızın görevli olduğu daire tarafından karara bağlanır.
» Yargıtay başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilenler katılmaksızın ilgili daire veya genel kurul tarafından karara bağlanır.
– Ret isteminin kabulüne ilişkin kararlar kesindir.
– Ret isteminin kabul edilmemesine ilişkin kararlara karşı itirazyoluna gidilebilir4.
– Reddi istenen hakim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olan işlemleri yapar. Ret isteminin kabulüne karar verildiğinde, gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle yapılmış işlemler dışında, duruşma tekrarlanır.
Zabıt katibinin reddi veya çekinmesi; Hakimin reddi ve çekinme sebepleri zabıt katibinin reddi hakkında da kıyasen uygulanır. Zabıt katibinin reddi hakkında karar yanında çalıştığı mahkeme başkanı veya hakim tarafından verilir.
İddia, Savunma ve Yargılama Makamı: Şüpheli, Sanık ve Mağdur Perspektifi
Giriş
Ceza yargılamasında kamu davası, şüpheli veya sanık tarafından işlenen suçun kamu adına kovuşturulmasını sağlayan temel mekanizmadır. Türkiye’de Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında kamu davası açma yetkisi sadece savcılık makamına aittir. Bu makale, kamu davasının açılma sürecini, savunma ve müdafii haklarını, yargılama makamlarının işleyişini ve hakimin reddi ile çekinmesi konularını detaylı biçimde incelemekte ve şüpheli/sanık ile mağdur/müştekilerin haklarını açıklamaktadır.
I. İddia Makamı: Kamu Davasını Kim Açar?
1. Savcılık ve Kamu Davası
Türkiye’de kamu davası açma yetkisi yalnızca Cumhuriyet savcısına aittir (CMK m.160). Savcılar, kamu adına suçun soruşturulmasını ve kovuşturulmasını yürütür. Savcının görevi idari niteliklidir ve mahkeme yanında görev yapar. Ancak sulh ceza mahkemelerinde savcılık örgütü bulunmaz, bu hallerde dava açma ve kanun yollarına başvurma işlemleri asliye ceza mahkemesi yanında görevli savcı tarafından gerçekleştirilir.
Önemli Not: Adalet Bakanı veya herhangi bir idari merci, savcıya “dava aç” veya “dava açma” emri veremez; savcı bağımsızdır.
2. Bireysel İddia: Katılan (Müdahil) Hakları
Suçtan zarar gören kişiler veya mağdurlar kamu davası açamaz, ancak savcının açtığı davaya katılabilirler. Bu katılım, iddia makamı yetkilerini sınırlı biçimde kullanmayı sağlar ve katılan veya müdahil olarak adlandırılır. Müdahale, özellikle tazminat talepleri ve dava sürecine katkı açısından önemlidir.
II. Savunma Makamı: Şüpheli ve Sanığın Hakları
1. Müdafi Seçme Hakkı
Şüpheli veya sanık, savunmasını bizzat yapabilir veya müdafi seçebilir. Soruşturma aşamasında, ifadesi alınırken en fazla üç avukat hazır bulunabilir (CMK m.149). Şüpheli veya sanığın avukat seçemediğini beyan etmesi halinde, talebi üzerine bir müdafi atanır.
2. Zorunlu Müdafii Atanması
Bazı durumlarda müdafii atanması zorunludur:
- Şüpheli veya sanık çocuk ise,
- Şüpheli veya sanık kendini savunamayacak derecede malul ise,
- Şüpheli veya sanık sağır ve dilsiz ise,
- Suç, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiriyorsa,
- Şüpheli veya sanığın tutuklanması istenmişse,
- Şüpheli veya sanık gözlem altına alınmışsa,
- Duruşmada sanık kaçak ise,
- Sanık, duruşmanın düzenini bozduğunda oturum dışına çıkarılmışsa.
Müdafi, dosyayı inceleyebilir, belgelerin örneklerini harçsız alabilir. Ancak soruşturmanın amacını tehlikeye düşürecek belgeler hakkında sınırlamalar getirilebilir. Bu haklardan, suçtan zarar görenin vekili de yararlanabilir.
III. Yargılama Makamı
1. Mahkeme ve Hakimlik Makamı
Yargılama makamı, mahkeme ve hakimlik şeklinde ikiye ayrılır:
- Mahkeme: Asıl ceza davasını görür ve hüküm verir. Hükme karşı istinaf ve temyiz yolları kullanılabilir.
- Hakimlik (Yargıçlık) Makamı: Soruşturma evresinde yetkili yargılama makamıdır, ancak uyuşmazlığı çözemez. Örneğin, tutuklama kararı sulh ceza hakimi tarafından verilir.
2. Naip Hakimlik
Mahkeme binası dışında yapılacak işlemler için, mahkeme tarafından naip hakim görevlendirilebilir. Örneğin, hasta tanığın dinlenmesi veya mahkeme dışı inceleme.
IV. Hakimin Reddi ve Çekinmesi
1. Yasaklılık Halleri
Hakimlerin tarafsız olması zorunludur. Aşağıdaki durumlarda davaya bakamaz:
- Suçtan zarar görmüş olması,
- Şüpheli, sanık veya mağdur ile evlilik, vesayet, kayyımlık ilişkisi bulunması,
- Kan veya kayın hısımlığı nedeniyle yakınlık,
- Daha önce aynı davada görev almış olması,
- Önceki yargılamada veya soruşturma aşamasında aynı işte görev yapmış olması.
2. Reddi İstem Hakkı
Hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek durumlarda, reddi şüpheli, sanık, müdafi, katılan veya katılan vekili tarafından talep edilebilir. Süreler, ret sebebinin türüne göre değişir:
- Yasaklılık halleri: Süre sınırlaması yok,
- Tarafsızlığı şüpheye düşüren halleri: İlk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayana kadar; üst mahkemelerde inceleme raporu veya üye açıklamasına kadar,
- Sonradan öğrenilen sebepler: 7 gün içinde talep edilmelidir.
Reddi istenen hakim, karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olan işlemleri yapar. Kabul edilirse, duruşma yeniden düzenlenir.
V. Şüpheli/Sanık ve Mağdurun Yapması Gerekenler
1. Şüpheli ve Sanık
- Müdafi seçme veya zorunlu müdafi talep etme,
- Dosya ve delil inceleme haklarını kullanma,
- Duruşmalarda savunmayı etkin biçimde gerçekleştirme.
2. Suçtan Zarar Gören / Mağdur
- Savcılığa şikayette bulunma,
- Katılan sıfatıyla dava sürecine müdahil olma,
- Tazminat ve diğer hak taleplerini dava sürecinde takip etme.
Önemli Uyarı: Bu süreçlerde, alanında uzman ceza avukatlarından hukuki destek alınması, hak kaybını önlemek açısından kritik öneme sahiptir.
VI. Sıkça Sorulan Sorular
- Adalet Bakanı savcıya dava açma emri verebilir mi?
Hayır, savcılar bağımsızdır ve herhangi bir idari merciden emir alamaz. - Şüpheli veya sanık kendi savunmasını yapabilir mi?
Evet, müdafi seçmek zorunlu değildir; ancak belirli hallerde zorunlu müdafi atanır. - Mağdur kamu davası açabilir mi?
Hayır, yalnızca savcının açtığı davaya katılabilir. - Hakim sebepsiz olarak reddedilebilir mi?
Hayır, reddi sadece yasaklılık veya tarafsızlığı şüpheye düşüren sebeplerle talep edilebilir.
VII. Sonuç
Ceza yargılamasında iddaa, savunma ve yargılama makamlarının rolü şeffaf ve hukuka uygun bir süreç için kritik öneme sahiptir. Şüpheli, sanık ve mağdurların haklarını etkin şekilde kullanabilmesi, dosya inceleme ve müdafii haklarından faydalanabilmesi için uzman ceza avukatının rehberliği gereklidir. Hakimin tarafsızlığı ve reddi süreçleri, adil yargılama ilkesinin temel güvence mekanizmalarıdır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.