
Ceza muhakemesinde iletişimin denetlenmesi ne şekilde yapılır? Telefon dinleme veya görüşmelerin kayda alınması mümkün müdür? HTS kaydı veya baz istasyonu tespiti nedir ve ne şekilde yapılır? Ne kadar süreyle telefon dinleme veya telefon görüşmelerinin kayda alınması işlemi yapılabilir?
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması[1][2][3][4][5]
Madde 135 – (1) (Değişik: 21/2/2014–6526/12 md.) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.[6] (Mülga son iki cümle: 24/11/2016-6763/26 md.)
(2) (Ek: 21/2/2014–6526/12 md.) Talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenir.
(3) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.[7]
(4) Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. (Ek cümle: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.
(5) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda, mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.[8]
(6) (Ek: 2/12/2014-6572/42 md.) Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir. (Ek cümleler: 24/11/2016-6763/26 md.) Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur.
(8) Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile organ veya doku ticareti (madde 91),
2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
3. İşkence (madde 94, 95),
4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
6. (Ek: 21/2/2014 – 6526/12 md.) Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149) ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158),
7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
8. Parada sahtecilik (madde 197),
9. (Mülga: 21/2/2014 – 6526/12 md.; Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/26 md.) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç),
10. (Ek: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Fuhuş (madde 227),
11. İhaleye fesat karıştırma (madde 235),
12. (Ek: 24/11/2016-6763/26 md.) Tefecilik (madde 241),
13. Rüşvet (madde 252),
14. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
15. (Değişik: 2/12/2014-6572/42 md.) Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302) ,
16. (Ek: 2/12/2014-6572/42 md.) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316),
17. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları.
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) (Ek: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,[9]
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
(9) Bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz.
[1] 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle, bu maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere ikinci fıkra eklenmiş ve fıkra numaraları buna göre teselsül ettirilmiş; dördüncü fıkrasında yer alan “üç ay”, “bir defa” ve “hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar” ibareleri sırasıyla, “iki ay”, “bir ay” ve “mahkeme yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere” şeklinde değiştirilmiştir.
[2] 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle, bu maddenin birinci birinci fıkrasında yer alan “ağır ceza mahkemesi” ibaresi “hâkim” şeklinde, “mahkemenin” ibaresi “hâkimin” şeklinde, “mahkeme” ibareleri “hâkim” şeklinde, aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “mahkeme” ibaresi “hâkim” şeklinde değiştirilmiştir.
[3] 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle, bu maddenin beşinci fıkrasında yer alan “üç ay” ve “bir defa” ibareleri sırasıyla “iki ay” ve “bir ay” şeklinde değiştirilmiş; mevcut altıncı fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere “6. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149),” alt bendi eklenmiş, diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiş ve yedinci fıkrasının (a) bendinin (10) numaralı alt bendinde yer alan “, fıkra 3” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
[4] 2/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanunun 42 nci maddesiyle, bu maddeye beşinci fıkradan sonra gelmek üzere (6) numaralı fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiş, mevcut yedinci fıkranın (a) bendinin (14) numaralı alt bendi metne işlendiği şekilde değiştirilmiş, bu alt bentten sonra gelmek üzere (15) numaralı alt bent eklenmiş ve diğer alt bent buna göre teselsül ettirilmiştir.
[5] 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle, 135 inci maddenin altıncı fıkrasına “hâkim” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı” ibaresi eklenmiş; sekizinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendine “(madde 79, 80)” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile organ veya doku ticareti (madde 91)” ibaresi eklenmiş, aynı bendin (6) numaralı alt bendine “(madde 148, 149)” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158)” ibaresi eklenmiş, aynı bende (11) numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere (12) numaralı bent eklenmiş ve diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
[6] 2/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanunun 42 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “tespit edilebilir,” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
[7] 25/5/2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle; bu fıkrada geçen “Şüphelinin” ibaresi “Şüpheli veya sanığın” olarak değiştirilmiştir.
[8] 25/5/2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle; bu fıkrada geçen “kullanmakta olduğu” ve “kullanılan” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.
[9] 25/5/2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle (b) bendinden sonra gelmek üzere (c) bendi eklenmiş ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
CMK 135: İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması – Hukuki Değerlendirme ve Uygulamalar
Giriş
Gelişen iletişim teknolojileriyle birlikte, ceza soruşturmalarında iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması gibi gizli soruşturma tedbirleri, delil elde etmenin etkili yollarından biri haline gelmiştir. Ancak bu tedbirlerin kullanımı, bireylerin özel hayatının gizliliği, haberleşme hürriyeti ve adil yargılanma hakkı gibi temel hakları ilgilendirdiği için sıkı yasal şartlara bağlıdır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesi, bu tedbirlerin hangi koşullarda, kimler hakkında ve hangi suçlar için uygulanabileceğini açıkça düzenlemektedir.
CMK 135. Maddeye Göre Dinleme ve Kayıt Şartları
1. Yasal Şartlar
CMK m.135 kapsamında bir iletişimin dinlenebilmesi için şu şartlar birlikte gerçekleşmelidir:
- Kuvvetli şüphe: Suç işlendiğine dair somut delillere dayalı kuvvetli şüphe bulunmalıdır.
- Başka suretle delil elde etme imkânsızlığı: Dinleme dışındaki yollarla delil elde etme imkânı kalmamış olmalıdır.
- Yargı kararı: Hâkim kararı gereklidir. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet savcısı da karar verebilir (ancak 24 saat içinde hâkimin onayına sunmak zorundadır).
2. Tedbirin Uygulanabileceği Suçlar (Katalog Suçlar)
Bu maddeye göre iletişimin dinlenmesi, sadece aşağıda sayılan katalog suçlar kapsamında mümkündür. Bu suçlar arasında şunlar yer alır:
- Kasten öldürme (TCK 81-82),
- Uyuşturucu madde ticareti (TCK 188),
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK 220),
- Rüşvet (TCK 252),
- Fuhuş, zimmet, sahtecilik, tefecilik, anayasal düzene karşı suçlar, vs.
➡️ Bu liste sınırlıdır. Katalog dışı suçlarda dinleme yapılamaz.
3. Süre Sınırlamaları
- İlk dinleme kararı en fazla 2 ay için verilebilir.
- Gerekirse 1 ay daha uzatılabilir.
- Örgütlü suçlarda ise toplam 3 ay ek süre verilebilir.
4. Tanıklıktan Çekinme Hakkı Olanlarla İletişim
Şüpheli/sanığın, tanıklıktan çekinebilecek kişilerle (örneğin eşi, avukatı, doktoru) yaptığı görüşmeler kayda alınamaz. Kaydedilmişse, derhal imha edilir.
Yargıtay Uygulamalarında Dikkat Çeken Noktalar
- Tedbir kararı olmadan yapılan dinlemeler hukuka aykırıdır ve delil olarak kullanılamaz.
- Dinleme kararında iletişim aracının numarası, kişinin kimliği, suç türü ve tedbir süresi açıkça yazılmalıdır. Bu unsurlar yoksa, işlem geçersizdir.
- Kuvvetli şüphe unsuru, sadece ihbar veya soyut iddiaya dayanamaz; somut verilere dayalı olmalıdır.
Yargıtay, bu tür eksikliklerin olduğu durumlarda, dinlemeye dayalı elde edilen delilleri “hukuka aykırı delil” kabul ederek mahkûmiyet kararlarını bozabilmektedir.
Şüpheli / Sanık Açısından Hukuki Haklar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Dinleme kararının hukuka uygunluğu kontrol edilmelidir. Kararın süresi, kapsamı, yetkili merci tarafından verilip verilmediği incelenmelidir.
- Dinleme kapsamında elde edilen ses kayıtları, mahkeme tarafından dinletilmeden veya sanığın haberi olmadan kullanılamaz.
- Hukuka aykırı şekilde elde edilen delillere dayanılarak yapılan işlemler mutlaka itiraz konusu edilmelidir.
🔍 Uzman ceza avukatı, bu süreçte teknik bilgiye dayalı savunma stratejisi geliştirebilir, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını sağlayabilir.
Mağdur / Müşteki / Suçtan Zarar Gören Açısından Değerlendirme
- Dinleme kararı alınması için, şikâyetçi sıfatıyla somut bilgi ve belgelerle başvuru yapılmalıdır.
- Delil yetersizliği varsa, mağdurun anlatımlarıyla desteklenmiş ön emareler soruşturma sürecini hızlandırabilir.
- Mağdurun, elde edilen kayıtlar üzerinde gizlilik kararı nedeniyle bilgi alma hakkı sınırlı olabilir; ancak avukat aracılığıyla bu süreç daha etkin yürütülür.
Uzman Ceza Avukatının Önemi
CMK m.135 uygulamaları, ciddi teknik ve hukuki bilgi gerektirir. Hem sanık hem de mağdur açısından süreçte yapılacak küçük bir hata, ya telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına ya da delil geçersizliğine yol açabilir.
🛡️ Uzman ceza avukatı, özellikle şu alanlarda kritik rol oynar:
- Dinleme kararının hukuka uygunluğunun denetimi,
- Elde edilen kayıtların hukuki geçerliliğinin sorgulanması,
- Delil değerlendirmesi sırasında itiraz ve savunma geliştirme,
- Mahkemede delillerin reddi ve dosyadan çıkarılması taleplerinin hazırlanması.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
❓ Her şüpheli hakkında dinleme kararı alınabilir mi?
Hayır. Yalnızca katalog suçlar kapsamında ve somut delillere dayalı kuvvetli şüphe bulunması halinde dinleme kararı verilebilir.
❓ Savcı kararıyla hemen dinleme yapılabilir mi?
Evet, ancak sadece gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde. 24 saat içinde hâkim onayına sunulmazsa, elde edilen kayıtlar derhal yok edilmelidir.
❓ Özel görüşmeler (eş, avukat vs.) kayda alınabilir mi?
Hayır. Tanıklıktan çekinme hakkı olan kişilerle yapılan görüşmelerin kayda alınması kesinlikle yasaktır.
❓ Hatalı dinleme kararı ile elde edilen delil geçerli midir?
Hayır. Hukuka aykırı elde edilen ses kayıtları delil olarak kullanılamaz. Yargıtay bu konuda çok katıdır.
❓ Dinleme kararı ne kadar süreyle geçerlidir?
İlk olarak 2 ay, gerekirse 1 ay uzatılabilir. Örgütlü suçlarda toplamda 6 aya kadar süre tanınabilir.
Sonuç
CMK m.135 kapsamında iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması, hem sanık hem de mağdur açısından çok hassas bir süreçtir. Bu tedbirin uygulanabilmesi için sıkı hukuki şartlar vardır. Özellikle katalog suçlar, kuvvetli şüphe, delil elde etme zorunluluğu gibi kriterler, uygulamada birçok davanın seyrini belirlemektedir.
Bu tür soruşturmalarda uzman bir ceza avukatından destek almak, hatalı işlem veya hukuka aykırı deliller nedeniyle yaşanabilecek mağduriyetleri önlemek açısından zorunludur.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.