
TCK’da Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinde Orantılılık
Giriş
Türk Ceza Kanunu (TCK) 3. maddesinde düzenlenen adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi, ceza hukukunun en temel esaslarından biridir. Bu ilkeye göre, suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilmesi zorunludur.
Bu düzenleme, hem şüpheli/sanık hem de mağdur/müşteki açısından önemli sonuçlar doğurur. Hakim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak alt ve üst sınırlar arasında adil bir temel ceza belirlemekle yükümlüdür. Burada, uzman bir ceza avukatı desteği sürecin adil ve etkin şekilde ilerlemesi için kritik öneme sahiptir.
Hakimin Takdir Yetkisi ve Orantılılık İlkesi
TCK’nın 61. maddesi uyarınca hakim, temel cezayı belirlerken şu ölçütleri dikkate alır:
- Suçun işleniş biçimi
- Kullanılan araçlar
- İşlendiği zaman ve yer
- Suç konusunun önemi ve değeri
- Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı
- Failin kast veya taksir derecesi
- Failin amacı ve saiki
Bu kriterler, hâkimin gerekçeli karar vermesini zorunlu kılar. Amaç, keyfi uygulamaların önlenmesi ve hem sanık hem de mağdur açısından adil yargılanma hakkının korunmasıdır.
Şüpheli/Sanık Açısından Haklar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Savunma Hakkı: Şüpheli, soruşturma ve kovuşturma aşamasında delillere erişme ve kendi lehine olan delilleri sunma hakkına sahiptir.
- Orantılı Ceza İlkesi: İşlenen fiilin ağırlığından fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır. Ceza avukatı, orantısız cezaların önüne geçilmesi için savunmada etkin rol oynar.
- Ceza İndirimi İhtimalleri: İyi hal, etkin pişmanlık veya takdiri indirim nedenleri gibi hususlar ancak doğru şekilde dile getirildiğinde uygulanır.
Mağdur/Müşteki Açısından Haklar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Adil Ceza Talebi: Mağdur, işlenen suçun ağırlığına uygun ceza verilmesini talep edebilir.
- Zararın Giderilmesi: Suçtan doğan maddi veya manevi zararların tazmini için hukuk yollarına başvurulabilir.
- Ceza Avukatının Rolü: Mağdur avukatı, dosyaya güçlü bir şekilde müdahil olarak cezanın adaletli biçimde uygulanmasına katkı sağlar.
Uzman Ceza Avukatının Önemi
Ceza davaları teknik bilgi ve deneyim gerektirir. Uzman bir ceza avukatı:
- Hakimin takdir yetkisinin sınırlarını hatırlatır,
- Dosyadaki delilleri hukuka uygun şekilde toplar ve sunar,
- Hem sanık hem mağdur açısından hak kayıplarını önler,
- Mahkeme sürecinde profesyonel savunma/müdahillik konularında hukuki yardımda bulunur,
Bu nedenle ceza yargılamasında profesyonel hukuki destek almak, adaletin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
1. Hakim cezayı belirlerken keyfi davranabilir mi?
Hayır. Hakim, TCK 61. madde kapsamında belirtilen ölçütlere göre, somut olayın şartlarını dikkate alarak karar vermek zorundadır.
2. Suç işleyen herkes aynı cezayı mı alır?
Hayır. Ceza, suçun işleniş biçimi, failin kastı ve meydana gelen zararın ağırlığına göre değişir.
3. Sanık ceza indiriminden yararlanabilir mi?
Evet. İyi hal, etkin pişmanlık veya takdiri indirim nedenleri varsa sanık lehine ceza indirimi uygulanabilir.
4. Mağdur, ceza davasında nasıl haklarını koruyabilir?
Mağdur, müdahil sıfatıyla davaya katılabilir ve uzman bir avukat aracılığıyla süreci yakından takip ederek haklarını savunabilir.
5. Ceza avukatı olmadan dava yürütmek mümkün mü?
Mümkündür; ancak ceza davaları teknik ve karmaşık süreçler içerdiğinden, uzman ceza avukatı olmadan hak kaybı yaşanma ihtimali oldukça yüksektir.
Sonuç
TCK’nın 3. ve 61. maddeleri çerçevesinde, cezaların adalet ve eşitlik ilkesi doğrultusunda orantılı olarak belirlenmesi gerekir. Bu süreçte hem şüpheli/sanık hem de mağdur/müşteki açısından uzman ceza avukatının hukuki desteği, adaletin sağlanması ve hak kayıplarının önlenmesi için en güvenilir yoldur.
Yargıtay Görüşü
TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” biçimindeki hüküm ile de işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında orantı bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin, TCK’nın 61. maddesinin birinci fıkrasına uygun olarak, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır. TCK’da suçlar için çoğunlukla sabit cezalar öngörülmemiş, alt ve üst sınırlar gösterilerek, bu sınırlar arasından hâkime temel cezayı belirleme yetkisi verilmiştir. Basamaklı ceza öngören suçlarda, iki sınır arasında cezayı belirleme konusundaki takdir yetkisi her somut olayın özelliğine göre kanunun genel amacı ve felsefesi gözetilerek TCK’nın 61. maddesinde sıralanan ölçütlere göre kullanılır (Mahmut Koca-İlhan Üzülmez Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 4. Baskı, s. 530). (Ceza Genel Kurulu 2024/499 E., 2025/4 K.)

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.