
Ceza zamanaşımının kesilmesi
Madde 71- (1) Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını keser.
(2) Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde, ceza zamanaşımı kesilir.
GEREKÇE:
Tasarının ilgili maddesinin ikinci fıkrasında zamanaşımını kesen mahkûmiyet bakımından değişiklik yapılmıştır. Tasarıda daha önce işlediği bir suçtan mahkûm olan kimsenin zamanaşımı süresi içinde mahkûm olduğu suç türünden diğer bir suç işlediği takdirde ceza zamanaşımının kesileceği kabul edilmişti. Ancak, madde metninde yapılan değişiklikle, üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlendiğinde zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 114 – (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
İlamın infazına müteallik mahküma salahiyetli merci tarafından kanun dairesinde tebliğ olunan her türlü muamele müruru zamanı keser. Bundan başka şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalarda ilamın infazı için mahkümun yakalanması dahi müruru zamanı keser.
Bir suçtan dolayı mahküm olan kimse müruru zaman cereyan ettiği sırada mahküm olduğu suç cinsinden diğer bir suç daha işlediği takdirde müruru zaman yine kesilmiş olur.
AÇIKLAMALAR
Ceza Zamanaşımı Engelleri ve Kesilmesi: Hukuki İnceleme
I. Giriş
Ceza hukuku alanında zamanaşımı müessesesi, mahkûmiyet kararlarının ve cezaların belirli süreler sonunda infaz edilememesi prensibine dayanır. Ancak, ceza zamanaşımı sürelerinin işlemesini engelleyen veya kesen bazı hukuki durumlar bulunmaktadır. Bu makalede, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile 5237 sayılı yeni TCK çerçevesinde ceza zamanaşımı engelleri ve kesilme sebepleri ayrıntılı olarak incelenecektir.
II. Ceza Zamanaşımı Engelleri
1. Genel Olarak
Her iki TCK’da (765 ve 5237 sayılı) zamanaşımı süreleri tahdidi olarak belirlenmiş, ayrıca bazı durumlarda zamanaşımı süresinin kesileceği ifade edilmiştir. Bununla birlikte, ceza zamanaşımının durmasına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Doktrinde bazı yazarlar, Anayasa’nın 83. maddesinin 3. fıkrasındaki “TBMM üyesi hakkında seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün infazı, üyelik süresince ertelenir ve zamanaşımı işlemez” hükmüne dayanarak, milletvekilliğinin ceza zamanaşımını durduran bir sebep olduğunu ileri sürmüşlerdir (Erman, 2020; Akman, 2019).
Bizim kanaatimizde ise bu hüküm, ceza zamanaşımı süresinin durmasından ziyade, sürenin başlamasının TBMM üyeliğinin sona ermesine bırakılmasıdır. Çünkü başlamamış bir sürenin durması mümkün değildir (Kunter, 2017). Bu nedenle, milletvekilliği ceza zamanaşımını durdurmaz, sadece sürenin başlangıcını erteleyebilir.
2. Ceza Muhakemesi Kanunu’na Göre Zamanaşımı İşlemesini Engelleyen Haller
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yürürlük Kanunu’nun 15. maddesi, ceza zamanaşımının işlemeyeceği hallerden bazılarını düzenler:
- Birden fazla mahkûmiyeti bulunan kişinin, infaz kurumunda bir cezasını çektiği sürece diğer cezalar bakımından zamanaşımı işlemez.
- Mahkemenin cezanın infazını ertelemesi veya durdurması halinde, o ceza için zamanaşımı süresi işlemez.
Örnek: 1 Ocak 2005’te infazı durdurulan bir ceza için zamanaşımı işlemez, ancak evrak yeniden ele alınana kadar bu durum devam eder (Özbek, 2018).
3. Askerlik Hizmeti Nedeniyle Zamanaşımının İşlememesi
Ceza zamanaşımının işlememesiyle ilgili olarak 1111 sayılı Askerlik Kanunu ve 346 sayılı CGİK’nın 118. maddesi hükümleri önemlidir. Özellikle er, erbaş ve yedek subayların askerlik hizmetleri süresince kısa süreli hapis cezalarının infazı, askerliğin bitimine bırakılır ve bu süreler içinde zamanaşımı işlemez (CGİK md. 118). Ancak bu düzenleme sadece belirli askerî personel için geçerlidir ve hapis cezası için geçici istisna teşkil eder (Arslan, 2021).
III. Ceza Zamanaşımının Kesilmesi
1. Kesin Başlama ve Kesilme Ayrımı
Zamanaşımı süresi, başladıktan sonra kesilebilir; başlamamış bir sürenin kesilmesinden söz edilemez. Zamanaşımının kesilme nedenleri 765 sayılı TCK’nın 114. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 71. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki Kanun’da kesilme sebepleri sınırlı ve tahdidi olarak sayılmıştır.
Zamanaşımı kesildiğinde, süre baştan işlemeye başlar ve önceki işlemekte olan süre tamamen silinir (Çakır, 2022).
2. Zamanaşımını Kesme Nedenleri
A. İlamın İnfazı İçin Tebligat
Zamanaşımını kesen ilk ve en önemli neden, mahkûmiyet hükmünün infazı için kanuna uygun şekilde hükümlüye yapılan tebligattır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGİK) 5. maddesine göre, bu tebligat yetkili merci olan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır.
Adli para cezalarının infazı durumunda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun uyarınca mal memurlarına da tebligat yetkisi verilmiştir. Bu tür tebligatlar da ceza zamanaşımını keser.
Tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na uygun usulde yapılması zorunludur; aksi takdirde geçersiz sayılır ve zamanaşımını kesmez (Sarı, 2016).
B. Mahkûmun Yakalanması
Mahkûmiyet hükmünün infazı amacıyla hükümlünün yakalanması da ceza zamanaşımı süresini keser. Adli para cezasının hapse çevrilmesi halinde de yakalama ceza zamanaşımını keser.
Yakalama, Cumhuriyet Savcılığı’nın verdiği emir doğrultusunda kolluk tarafından gerçekleştirilir. Yakalamanın hükmün infazı amacı taşıması şarttır (Gökçe, 2019).
Yakalama neticesiz kalmış olsa dahi (örneğin mahkûmun kaçması), bu durum ceza zamanaşımını keser.
C. Başka Bir Suçun İşlenmesi
5237 sayılı TCK’nın 71/2. maddesine göre, üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlenmesi halinde ceza zamanaşımı kesilir.
Bu hüküm, 765 sayılı TCK’nın 104/2 maddesinden farklı olarak, ikinci suçun “üst sınır” cezasına odaklanmıştır.
İkinci suçun kasıtlı olması gerekir; taksirli suçlar bu kapsam dışındadır. Ayrıca, ikinci suçun işlenme tarihi değil, mahkûmiyet kararının kesinleşme tarihi kesme nedeni için belirleyicidir (Ersoy, 2021).
Yabancı ülkede işlenen suç ve Türk mahkemelerinin mahkûmiyet vermesi halinde de ceza zamanaşımı kesilir.
IV. Ceza Zamanaşımının Kesilmesinin Sonuçları
Zamanaşımı kesildiğinde, süre yeniden sıfırdan işlemeye başlar. Önceden işlemiş süreler tamamen silinir.
Birden fazla kesme nedeni bulunması halinde, her yeni kesme nedeni gerçekleştiğinde süre yeniden başlar.
Sanığın farklı suçlardan aldığı cezalar bakımından kesme etkisi, sadece ilgili ceza için geçerlidir. Ancak, aynı suçun farklı niteliklerine ilişkin cezalarda, birisi için kesme nedeni gerçekleşirse, diğer cezalar için de zamanaşımı kesilir (Öztürk, 2020).
Kesme sebepleri, sanığın ortakları veya diğer hükümlüler için sirayet etmez. Her hükümlü için kesme nedenlerinin kişisel olarak gerçekleşmesi gerekir.
V. Sonuç
Ceza zamanaşımı hukuki bir güvence olmakla birlikte, belirli hallerde sürelerin durması veya kesilmesi söz konusudur. Türk ceza hukuku mevzuatında ceza zamanaşımını durdurma müessesesi açıkça düzenlenmemiştir. Ancak kesilme nedenleri detaylı olarak sayılmış ve zamanaşımı sürelerinin yeniden işlemeye başlaması öngörülmüştür.
Doktrinde ve uygulamada özellikle milletvekilliği ve askerlik nedeniyle zamanaşımının durması tartışmalı olmakla birlikte, mevcut mevzuat ve yorumlar zamanaşımının durması yerine, sürenin başlamasının ertelenmesi yönündedir.
Ceza zamanaşımını kesen başlıca nedenler; ilamın infazı için yapılan tebligat, mahkûmun yakalanması ve üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı başka bir suçun işlenmesidir. Zamanaşımının kesilmesi halinde süre baştan işlemeye başlar ve bu, adaletin etkin bir şekilde sağlanması için önemli bir mekanizmadır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.