Hukuki Makaleler

Dolandırıcılık Suçu (önceden doğmuş borç): Ankara, Ceza Hukuku – Avukat Necmettin İlhan

Önceden Doğmuş Borç İçin Banka veya Diğer Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Bir Kredinin Açılmasını Sağlamak Maksadıyla Dolandırıcılık (TCK m.158/1-j) Dolandırıcılık Suçu

Giriş

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m.157-158) malvarlığına karşı işlenen suçlardan biri olarak düzenlenmiş olup, failin hileli davranışlarla mağduru kandırarak yarar sağlaması esasına dayanır. Bu suçun banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,banka veya kredi kurumlarına karşı işlenmesi ise nitelikli hal olarak kabul edilmiştir (TCK m.158/1-j). Dolandırıcılığın banka ve diğer kredi kurumları üzerinden gerçekleştirilmesi, hem mağdurun korunması hem de finansal sistemin güvenliğinin sağlanması açısından önem taşımaktadır.

Bu çalışmada, dolandırıcılık suçunun unsurları, TCK m.158/1-j kapsamında dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi, Yargıtay uygulamaları, mağdur ve şüphelilerin hakları ile birlikte incelenecektir. Ayrıca, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durulacaktır.


Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Dolandırıcılığın oluşabilmesi için üç temel şartın gerçekleşmesi gerekir:

  1. Hileli Davranış: Fail tarafından gerçekleştirilen davranış, mağduru aldatmaya elverişli olmalıdır. Basit yalan yeterli olmayıp, mağdurun inceleme imkanını ortadan kaldıracak, ustaca kurgulanmış hileli davranışlar aranır.
  2. Mağdurun Aldatılması: Hileli davranış mağduru yanıltmalı ve hataya düşürmelidir.
  3. Yarar Sağlama ve Zarar: Fail veya başkasının lehine haksız bir çıkar sağlanmalı ve bu çıkar mağdurun veya üçüncü kişinin zararına olmalıdır.

Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık (TCK m.158/1-j)

Suçun Konusu

Bu suçun konusu, bankalar veya kanunen kredi vermeye yetkili kurumlarca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasıdır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.3’te bankanın tanımı yapılmış, m.48’de ise kredi kavramı açıklanmıştır.

Failin Davranışı

Fail, gerçeğe aykırı belgeler, sahte kıymet takdiri raporları, sahte bilançolar veya sahte senetler ibraz ederek bankayı yanıltır. Eğer kredi tahsisi, sadece banka görevlilerinin dikkatsizliği veya görev ihmali sonucu yapılmışsa, dolandırıcılık değil, koşulları varsa bankacılık suçları gündeme gelir.

Mağdur

Mağdur, doğrudan banka veya kredi kurumudur. Ancak bu durum dolaylı olarak finansal sistemin güvenini de sarsmaktadır.


Yargıtay Uygulaması

Yargıtay kararlarında, önceden doğmuş bir borcun ödenmesi amacıyla hileli davranışlarda bulunulması halinde dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı kabul edilmektedir. Çünkü bu durumda zarar, hileli davranıştan değil, önceden mevcut borçtan kaynaklanmaktadır.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu  yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi ,nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.

Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka,48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.

Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.

Örnek olayda; sanığın, katılan bankadan kredi almayı sağlama ve kredinin devamını güvence altına almak için sahte olarak düzenlenmiş senetleri bankaya vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçu oluşmayacaktır.


Şüpheli/Sanık Açısından Hukuki Haklar ve Yapılması Gerekenler

  • Hileli davranış bulunmadığını veya banka görevlilerinin ihmali nedeniyle kredinin tahsis edildiğini savunabilir.
  • Resmi belgede sahtecilik ile dolandırıcılık arasında ayrım yapılmalıdır. Her iki suçun unsurlarının aynı olayda oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.
  • Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, ceza muhakemesi haklarını etkin şekilde kullanabilmek için mutlaka alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek alınmalıdır.

Mağdur/Müşteki (Banka veya Kredi Kurumu) Açısından Yapılması Gerekenler

  • Hileli davranışlardan doğan zararların tespiti ve belgelenmesi önemlidir.
  • Kredi tahsisinde görevli banka personeli hakkında ayrıca idari ve hukuki işlemler yapılmalıdır.
  • Ceza soruşturmasında müşteki sıfatıyla yer almak ve zararların tazmini için hukuk mahkemelerinde alacak davası açmak mümkündür.
  • Sürecin sağlıklı ilerlemesi için bankacılık hukuku ve ceza hukuku alanında uzman avukatlarla çalışılması tavsiye edilir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Basit yalan dolandırıcılık suçunu oluşturur mu?
Hayır. Dolandırıcılıkta aranılan hile, mağduru yanıltmaya elverişli, ustaca kurgulanmış ve yoğun nitelikte olmalıdır.

2. Banka personelinin ihmali ile kredi tahsis edilirse suç oluşur mu?
Hayır. Bu durumda dolandırıcılık suçu değil, koşulları varsa bankacılık suçu gündeme gelir.

3. Önceden mevcut bir borcu kapatmak için sahte senet verilirse dolandırıcılık suçu olur mu?
Hayır. Çünkü zarar hileli davranıştan değil, önceden doğmuş borçtan kaynaklanmaktadır.

4. Bu suçta kimler mağdur kabul edilir?
Mağdurlar, bankalar veya kanunen kredi vermeye yetkili kredi kurumlarıdır.

5. Şüpheli/sanık veya mağdur ne yapmalıdır?
Her iki taraf da hukuki süreçte hak kaybı yaşamamak için uzman bir ceza avukatından hukuki destek almalıdır.


Sonuç

TCK m.158/1-j kapsamında bir kişinin banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçunun mağduru olması, finansal güvenliği doğrudan ilgilendirmektedir. Bu nedenle, hileli davranışlarla kredi tahsisi sağlanması ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Ancak, bankaların kendi personelinin ihmali sonucu verilen krediler dolandırıcılık kapsamında değerlendirilemez.

Şüpheli/sanıkların haklarını doğru savunabilmeleri, mağdur/müştekilerin ise zararlarının giderilmesi için sürecin profesyonelce yürütülmesi gerekir. Bu nedenle, her iki tarafın da ceza hukuku alanında uzman bir avukata başvurması hayati öneme sahiptir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir