Hukuki Makaleler

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu (5237 sayılı TCK. madde 112): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi[1]

Madde 112- (Değişik: 2/3/2014-6529/12 md.)

(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;

a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,

b) Kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına,

c) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına,

engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

GEREKÇE:

Madde metninde eğitim ve öğretimin engellenmesi suç olarak tanımlanmıştır.

6529 sayılı Kanunun GEREKÇESİ:

Madde 12- Madde ile, Türk Ceza Kanununun 112 nci maddesi, başlığı ile birlikte değiştirilmektedir.

Madde başlığında yapılan değişiklikle, kişilerin eğitim ve öğretim hakkına vurgu yapılmıştır. Böylece, Anayasa ile tanınan eğitim ve öğretim hakkının, ceza yaptırımıyla güvence altına alınması sağlanmıştır.

Gerek devlet eliyle gerek özel hukuk kişileri aracılığıyla yürütülen eğitim ve öğretim faaliyeti, kişiler açısından bir kamu hizmeti ifade etmektedir. Bu nedenle, kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetinin engellenmesi, aynı zamanda kişilerin eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasını engellemek olarak düşünülmelidir. Bu eğitim ve öğretim faaliyetinin engellenmesi, birden çok kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanması açısından etki doğurduğu için, söz konusu suçu oluşturan ilk seçimlik hareket olarak belirlenmiştir.

Söz konusu suçun oluşabilmesi için, özel hukuk gerçek veya tüzel kişileri eliyle verilen eğitim ve öğretim hizmetinin yürütülmesi sırasında kamu makamlarının verdiği iznin kötüye kullanılmaması, verilen iznin koşullarına uygun olarak bu hizmetin yürütülmesi gerekir.

Maddenin (b) bendinde, belli bir kişinin eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi söz konusu suç bakımından seçimlik bir hareket olarak tanımlanmıştır.

Kişinin eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasının engellenmesi suretiyle bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle eğitim ve öğretim hakkının kullanılması söz konusu olmalıdır. Başka bir deyişle, söz konusu bentte, ancak Anayasa ve kanunla belirlenmiş sınırlar içinde kullanılan bir hakkın engellenmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasıyla ilgili olarak Anayasada, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde ve kanunlarda belirlenen ölçü ve sınırlar dışına çıkılmış olması durumunda, bu suç oluşmayacaktır. Örneğin, öğrenci statüsünde olsa bile, başkalarının eğitim ve öğretim hakkını kullanmasını, eğitim ve öğretim faaliyetinin yürütülmesini engelleyici davranışlar içerisine giren kişinin, bu davranışlarına devam ettiği sürece veya disiplin yaptırımı bağlamında eğitim ve öğretim faaliyetinin yürütüldüğü bina ve tesislerden uzaklaştırılmasına ilişkin eylemler suç oluşturmayacaktır.

Maddenin (c) bendinde, öğrencilerin barınmalarına tahsis edilmiş binalara giriş, çıkışlarının, burada oturmalarının engellenmesi, suç olarak tanımlanmıştır. İster kamu kurum veya kuruluşları tarafından ister özel hukuk kişileri eliyle verilsin, öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını toplu olarak karşılamaya yönelik hizmetlerin, eğitim ve öğretim hakkıyla bağlantısı dolayısıyla, söz konusu seçimli harekete bu madde kapsamında yer verilmiştir.

Bu suçun söz konusu seçimlik hareketle işlenebilmesi için, özel hukuk kişileri eliyle verilen bu hizmetin, kamu makamlarının verdiği iznin koşullarına uygun olarak yürütülmesi gerekir.

Bu madde kapsamında tanımlanan suçun oluşması açısından, söz konusu seçimlik hareketler, kişilere karşı cebir veya tehdit kullanarak gerçekleştirilebileceği gibi, örneğin bu hizmetlerin verildiği bina ve tesislere ilişkin kapıların öğrencilerin giriş ve çıkışını engelleyecek şekilde kilitlenmesi suretiyle de gerçekleştirilebilir. Bu nedenle, madde metninde “cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla” ifadesine yer verilmiştir. Bu ifadenin kullanılması, söz konusu suçun oluşabilmesi açısından eğitim ve öğretim hakkına müdahalenin hukuka aykırı bir şekilde gerçekleşmesi gereğini vurguladığı için de önem taşımaktadır.

Maddede yapılan değişiklikle, ayrıca suçun cezası artırılmıştır.

AÇIKLAMALAR

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu (TCK m. 112): Hukuki İnceleme ve Değerlendirme

Özet

Bu çalışma, Türk Ceza Kanunu’nun 112. maddesinde düzenlenen eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunu, tarihsel gelişimi, hukuki unsurları, nitelikli halleri, Yargıtay kararları ve öğretideki farklı görüşler ışığında detaylı şekilde incelemektedir. Ayrıca 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı YTCK arasındaki karşılaştırmalı analiz yapılarak, normatif değişikliklerin kapsamı ve etkileri ele alınmıştır. Ulusal ve uluslararası mevzuata (Anayasa, AİHS Ek Protokol) dayalı olarak, suçun koruduğu hukuki yarar, maddi ve manevi unsurları ile fail ve mağdur bakımından değerlendirmeler sunulmuştur. Suçun iştirak, teşebbüs, içtima halleri ile özel görünüş biçimleri de örnek kararlarla açıklanmıştır.


Anahtar Kelimeler

Eğitim hakkı, öğretim hakkı, TCK m.112, ceza hukuku, temel hak ve özgürlükler, nitelikli hal, Yargıtay kararları, kamu görevi, AİHS, mütemadi suç, cebir, tehdit


1. Giriş ve Genel Çerçeve

Eğitim hakkı hem ulusal hem de uluslararası düzeyde temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 1 Numaralı Protokol’ün 2. maddesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesi eğitim ve öğretim hakkını güvence altına alır. Bu anayasal ve uluslararası temeller doğrultusunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 112. maddesi, bu hakkın ihlal edilmesini suç olarak düzenlemiştir.


2. Tarihsel Gelişim ve Karşılaştırmalı Norm Analizi

TCK m.112, 765 sayılı TCK’nın 188. maddesinden önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Eski TCK’da daha detaylı ancak belirsiz ifadelere yer verilirken (örneğin, “benzeri yerler”, “yurt eklentileri”), yeni düzenleme daha teknik bir dil kullanmakta ve “öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalar” gibi tanımlarla belirlilik ilkesine daha uygun bir yapı ortaya koymaktadır.

Ayrıca yeni düzenlemede failin kullandığı yöntemler çeşitlendirilmiş, örneğin imzasız mektup veya özel işaretlerle suçun işlenmesi nitelikli hal sayılmıştır. Nitelikli hallere ilişkin düzenlemelerde de önemli farklılıklar bulunmakta, failin kamu görevlisi olması veya silah kullanması gibi unsurlar cezanın artırılmasını gerektirmektedir.


3. Korunan Hukuki Yarar

TCK m.112 ile korunan hukuki yarar; bireylerin eğitim ve öğretim hakkıdır. Bu hak, sadece okula gitme özgürlüğü değil, aynı zamanda herhangi bir müdaheye maruz kalmadan bu hakkı kullanabilme serbestisini de kapsar. Eğitim kurumlarının faaliyetlerinin sürekliliği ve güvenliği, dolaylı olarak toplumun genel refahı açısından da koruma altındadır.


4. Suçun Unsurları

4.1. Fail

Suçun faili herkes olabilir. Failin öğrenci, veli, öğretmen ya da dışarıdan herhangi biri olması mümkündür. Ancak kamu görevlisinin görevinden kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanarak suçu işlemesi hâlinde nitelikli hal söz konusudur (TCK m.119/1-e).

4.2. Mağdur

Gerçek kişiler bu suçun mağduru olabilir. Tüzel kişiler doğrudan mağdur olmasa da, “suçtan zarar gören” sıfatıyla davaya katılma hakları vardır (örneğin, bir üniversite yönetimi).

4.3. Suçun Konusu

Devlet tarafından kurulan ya da kamu makamlarının izniyle faaliyet gösteren eğitim kurumları ile öğrencilerin toplu olarak oturduğu yerler suçun konusunu oluşturur.

4.4. Fiil (Hareket) Unsuru

Cebir, tehdit ya da hukuka aykırı başka bir davranışla eğitim-öğretim faaliyetinin engellenmesi gerekir. Eylem sonucu, eğitim faaliyetinin geçici de olsa kesintiye uğraması gereklidir. Aksi halde suç teşebbüs aşamasında kalır.


5. Suçun Manevi Unsuru

Bu suç genel kastla işlenebilir. Failin özel bir saik taşıması gerekmez. Ancak, eğitim faaliyetinin engellendiğinin bilinci içinde hareket etmesi zorunludur.


6. Hukuka Aykırılık Unsuru

Failin eyleminin hukuka aykırı olması gerekir. Hukuki yetkilerini kullanan kamu görevlilerinin (örneğin, disiplin kararı ile okuldan uzaklaştırma) işlemleri bu kapsamda değerlendirilmez.


7. Suçun Nitelikli Halleri

TCK m.119’da yer alan nitelikli haller şunlardır:

  • Suçun silahla işlenmesi
  • Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi
  • Suçun kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanarak işlenmesi
  • Failin kendini tanınmaz hale getirerek işlemesi
  • Suçun imzasız mektupla ya da özel işaretlerle işlenmesi
  • Var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi

8. Suçun Özel Görünüş Şekilleri

8.1. Teşebbüs

Faaliyetin fiilen engellenememesi halinde teşebbüs hükümleri uygulanır.

8.2. İştirak

Azmettirme, yardım etme ve müşterek faillik mümkündür.

8.3. İçtima

Failin aynı eylemle hem eğitim hakkını hem de kişiyi hürriyetinden yoksun bırakması durumunda daha ağır olan suçtan cezalandırılması esastır.


9. Yaptırım

6529 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrası:

  • Suçun 13.03.2014 öncesi işlenmesi hâlinde: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis
  • 13.03.2014 sonrası: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis

10. Değerlendirme ve Sonuç

Eğitim ve öğretim hakkı, demokratik toplumun temel taşlarından biridir. Bu hakkın, cebir, tehdit ya da başka yollarla engellenmesi, sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de olumsuz etkiler doğurur. TCK m.112, bu hakkı ceza normu ile koruma altına alarak anayasal yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Ancak uygulamada suçun sınırlarının somut olayın koşullarına göre esnetilmemesi, failin kastının açık biçimde tespit edilmesi ve özellikle nitelikli hallerin titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir.



[1]2/3/2014 tarihli ve 6529 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle bu madde başlığı “Eğitim ve öğretimin engellenmesi” iken, metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir