Hukuki Makaleler

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu (5237 sayılı TCK. madde 154): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Hakkı olmayan yere tecavüz

Madde 154– (1) (Değişik: 25/2/2009-5841/1 md.) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.

(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.

(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.

GEREKÇE:

Maddeyle, bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz malın veya eklentilerinin kısmen veya tamamen işgal edilmesi, taşınmazın sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması yahut herhangi bir suretle hak sahibinin malından kısmen veya tamamen yararlanmasına engel olunması cezalandırılmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında köy tüzel kişiliğine ait olan harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malların kısmen veya tamamen zaptolunması veya bunlara tasarruf edilmesi veya bunların sürüp ekilmesi cezalandırılmıştır. Aynı fiiller, öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terkedilmiş, bahis konusu yerler hakkında işlendiğinde de keza suç oluşacaktır.

Maddenin üçüncü fıkrasında suların mecrasını değiştirmek suç hâline getirilmiştir. Suların kamuya ait olması veya özel nitelikte bulunması önemli değildir.

MADDENİN 5841 SK İLE DEĞİŞİKLİK GEREKÇESİ:

Mülkiyet hakkı; kişilerin hukuk düzeninin sınırları içerisinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olmasıdır. Taşınmaz üzerindeki en geniş yetkileri veren ayni hak olan mülkiyet hakkının korunması, hukuk düzeninin vazgeçilmezleri arasında yer alır. Bu sebeple ceza kanunları ve bu arada Türk Ceza Kanunu, mülkiyet hakkına yönelik tecavüzleri cezalandırmaktadır.

Bu çerçevede hakkı olmayan yere tecavüz, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 154 üncü maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Ancak, 154 üncü maddede yapılan düzenleme ile özel mülkiyete konu olmayan ve kamu tarafından her zaman korunması mümkün ve gerekli olan taşınmazlar da kapsama alınmıştır. Oysa ki, kamuya ait olan veya kamunun hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların korunması, idare tarafından, kamu gücünün kullanımı ile her zaman mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, kamuya ait taşınmazların ceza hukuku kapsamında korunmasına yönelik hükümler, ilgili kanunlarında yer almaktadır. Şöyle ki; ormanlar bakımından 6831 sayılı Orman Kanununda, kıyılar bakımından 3621 sayılı Kıyı Kanununda, köylünün ortak yararlanmasına ayrılmış, mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz mallar bakımından Türk Ceza Kanununun 154 üncü maddesinin iki ve üçüncü fıkralarında özel düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler karşısında kamuya ait taşınmazlar bakımından genel bir ceza hükmünün getirilmiş olması, uygulamada tereddüt ve farklılıklara sebep olduğu gibi yukarıda değinilen idarenin sahip olduğu, aldığı karar ve tedbirleri kolluk gücüyle doğrudan uygulama imkanı karşısında gereksiz bulunmaktadır.

Buna karşılık özel mülkiyete veya özel mülkiyet hakkından kaynaklanan haklara yönelik bir saldırı durumunda bunun “hakkı olmayan yerlere tecavüz” suçu olarak cezalandırılması suretiyle, taşınmazların korunması da zorunlu bulunmaktadır. Bu zorunluluktan hareketle yapılan değişiklikle, bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz malın veya eklentilerinin kısmen veya tamamen işgal edilmesi, taşınmazın sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması yahut herhangi bir suretle hak sahibinin malından kısmen veya tamamen yararlanmasına engel olunması fiilleri şikayet üzerine cezalandırılan bir suç olarak düzenlenmektedir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 513 –               (Değişik: 9.7.1953 – 6123/1 md.)

Her kim, başkasının mutasarrıf olduğu emlak ve araziyi tamamen veya kısmen zapt ve tasarruf etmek veya bunlardan intifa eylemek için o arazi ve emlakin hudutlarını değiştirir veya bozarsa iki aydan iki seneye kadar hapsolunur ve 150 liradan 1000 liraya kadar ağır para cezası alınır.

Köy hükmi şahsiyetine ait olduğunu veya öteden beri köylünün müşterek istifadesine terkedilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi gayrimenkulleri kısmen veya tamamen zapt ve tasarruf eden veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar tatbik olunur.

Hakkı olmayan bir menfaat elde etmek için umumi veya hususi suların mecrasını değiştiren kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur.

Madde 514 –               Yukarıdaki maddede beyan olunan fiiller, şahıslara karşı cebir ve şiddet veya tehdit ile veya içlerinden velev birisi silahlı olmasa bile on kişiden fazla şahıslar tarafından işlenmiş ise ceza bir seneden beş seneye kadar hapis ve yüz liradan aşağı olmamak üzere ağır cezayı nakdidir.

Madde 515 –               Şahıslara karşı cebir ve şiddet kullanarak bir şahsın emlak ve arazisinden istifadesine mani olan kimse bir seneye kadar hapis ve on beş liradan yüz liraya kadar ağır cezayı nakdi ile cezalandırılır.

Eğer bu cürüm, içlerinden velev birisi silahlı olan bir kaç kişi yahut silahlı olmasa bile on kişiden fazla şahıslar tarafından ika olunursa ceza bir seneden üç seneye kadar hapis ve elli liradan yüz liraya kadar ağır cezayı nakdidir.

AÇIKLAMALAR

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu (TCK m.154): Hukuki Analiz ve Güncel Yaklaşımlar

Özet

Türk Ceza Kanunu’nun 154. maddesi, taşınmaz mülkiyetine yönelik hakkı olmayan yer işgalini suç olarak düzenleyerek, toplum düzeni ve mülkiyet haklarının korunmasını amaçlamaktadır. Bu makalede, TCK m.154’ün düzenleyici yapısı, unsurları, ceza yaptırımı ve uygulamadaki güncel yorumlar detaylandırılmış; ayrıca köy tüzel kişiliğine ait taşınmazlara ilişkin özel hükümler ve su kaynaklarının korunmasına yönelik düzenlemeler irdelenmiştir. Yargıtay kararları ve doktrinsel görüşler ışığında, suçun kavramsal sınırları ve cezalandırma ilkeleri tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: hakkı olmayan yere tecavüz, TCK 154, taşınmaz işgali, mülkiyet hakkı, adli para cezası, ceza hukuku


Giriş

Mülkiyet hakkı, anayasal ve medeni hukuk düzenlerinin temel taşlarından biridir. Taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı, bireylerin veya tüzel kişilerin hukuki güvenliği ve ekonomik istikrarı açısından kritik önem taşımaktadır. Ancak mülkiyet hakkının korunması sadece özel hukuk alanına özgü kalmayıp, ceza hukuku tarafından da güvence altına alınmaktadır. Bu bağlamda, Türk Ceza Kanunu’nun 154. maddesi, mülkiyet hakkına yönelik saldırıları özel olarak düzenleyerek, taşınmaz mal üzerindeki haksız işgalleri cezai yaptırıma bağlamıştır.

Hakkı olmayan yere tecavüz suçu, toplum düzeninin ve bireylerin mülkiyet hakkının korunması açısından önemli bir işlev görür. Taşınmaz malın tamamen veya kısmen işgal edilmesi, sınırlarının değiştirilmesi veya maliklerin bu taşınmazları kullanmasının engellenmesi, mülkiyet hakkının özüne yönelik ciddi bir müdahaledir. Bu tür davranışlar, sosyal huzuru zedeleyebileceği gibi ekonomik faaliyetlerin de zarar görmesine yol açar. Dolayısıyla, hukuki düzenlemelerin bu tür işgallere karşı caydırıcı olması gerekir.

Bu makalede, TCK’nın 154. maddesi ayrıntılı olarak incelenmiş; suçun unsurları, ceza yaptırımları, şikâyete bağlılık ilkesi ve özel durumlar (köy taşınmazları ve su kaynaklarının korunması) ele alınmıştır. Ayrıca, Yargıtay kararları ve akademik doktrinler doğrultusunda uygulamadaki sorunlar ve çözüm önerileri tartışılmıştır. Bu çalışma, hem akademisyenler hem de uygulayıcı hukukçular için hakkı olmayan yere tecavüz suçunun derinlemesine anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

1. TCK 154. Maddenin Düzenleyici Kapsamı ve Amaçları

1.1. Suçun Konusu ve Mağduru

Madde 154, öncelikle bir başkasına ait taşınmaz mal veya onun eklentilerinin hukuka aykırı şekilde işgal edilmesini konu almaktadır. Burada mağdur, doğrudan taşınmazın malikidir veya malik sıfatını haizdir. Ayrıca madde kapsamına köy tüzel kişiliğine ait veya köylülerin ortak yararlanmasına terk edilmiş taşınmazlar da girmektedir (TCK m.154/2).

1.2. Suçun Unsurları

  • Maddi Unsur: Hakkı olmayan kişinin, başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini tamamen veya kısmen işgal etmesi, sınırlarını değiştirmesi veya bozması; ayrıca hak sahibinin bu taşınmazlardan kısmen dahi olsa yararlanmasını engellemesi.
  • Manevi Unsur: Suçun işlenmesi, failin hakka dayanmaksızın hareket ettiğinin bilinciyle gerçekleştirilmesi gerekir (kasıt).

1.3. Özel Hükümler

  • Köy tüzel kişiliğine ait mera, harman yeri, yol, sulak gibi taşınmazların işgali (m.154/2),
  • Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasının değiştirilmesi (m.154/3) özel düzenleme kapsamında olup, aynı ceza yaptırımı uygulanır.

2. Ceza ve Yaptırım

2.1. Hapis ve Adli Para Cezası

Suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine, fail hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ve ayrıca bin güne kadar adli para cezası verilir (TCK m.154/1). Bu yaptırım, suçun toplum düzenine ve mülkiyet hakkına verdiği zararın önemini vurgular.

2.2. Şikâyete Bağlılık ve Cezai Soruşturma

Maddenin uygulanması şikâyete bağlıdır; yani mağdurun şikâyeti olmadıkça kamu davası açılmaz. Bu, özel hukuk alanına giren mülkiyet ihlallerinde devletin müdahalesini sınırlayan önemli bir unsurdur.


3. Yargıtay Kararları ve Doktrinsel Yaklaşımlar

Yargıtay içtihatlarında, hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurlarının somut olay bazında sıkı şekilde incelendiği görülmektedir. İşgalin tamamen veya kısmen olması, sınırların değiştirilmesi ya da kullanmanın engellenmesi farklı durumlarda suçun gerçekleştiği kabul edilmektedir.

Doktrinde ise, bu suçun özel mülkiyetin yanı sıra kamu yararına terk edilmiş taşınmazları da kapsaması nedeniyle kamu düzeni açısından önemi vurgulanmaktadır (Özdemir, 2019).


4. Özel Durumlar: Köy Taşınmazları ve Su Kaynakları

4.1. Köy Taşınmazlarına Tecavüz

Maddenin ikinci fıkrası, köy tüzel kişiliğine ait ya da köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş mera, harman yeri, yol gibi taşınmazların işgalini düzenler. Bu alanlarda işgal suçu, özel hükümle koruma altına alınmış ve ayni mülkiyet dışı ortak kullanım alanlarının korunması amaçlanmıştır.

4.2. Su Kaynaklarının Mecrasının Değiştirilmesi

Su kaynaklarının mecrasının değiştirilmesi ise, çevresel ve kamusal yararın korunması bağlamında suç sayılmıştır. Bu eylemin cezası da tıpkı taşınmaz işgali gibi altı aydan üç yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.


5. Sonuç

Türk Ceza Kanunu’nun 154. maddesi, mülkiyet hakkının ihlaline karşı önemli bir cezai koruma mekanizması sunmaktadır. Taşınmaz mal üzerindeki işgallerin sadece özel hukuk kapsamında değil, ceza hukuku çerçevesinde de yaptırıma bağlanması, hukuki güvenliğin güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır. Ancak bu suçun şikâyete bağlı olması, devletin müdahalesini sınırlandırırken, mağdurun hakkını koruma sorumluluğunu artırmaktadır.

Maddenin kapsamındaki işgallerin; tamamen veya kısmen olması, sınırların değiştirilmesi ya da maliklerin kullanımının engellenmesi gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilmesi, uygulamada ayrıntılı değerlendirmeler yapılmasını gerektirmektedir. Özellikle köy tüzel kişiliğine ait taşınmazların işgali ve su kaynaklarının mecrasının değiştirilmesi gibi özel düzenlemeler, toplumsal yararın korunmasına yönelik önemli hükümlerdir. Bu alanlarda yapılacak hukuki düzenlemeler ve uygulamalar, kırsal ve çevresel alanların korunmasında belirleyici olacaktır.

Gelecekte, teknolojik gelişmelerin (örneğin coğrafi bilgi sistemleri, dijital sınır tespiti) ceza hukuku uygulamalarına entegre edilmesi, hakkı olmayan yere tecavüz suçunun daha etkin bir şekilde tespit edilmesini ve önlenmesini sağlayabilir. Ayrıca, suçtan zarar görenlerin bilinçlendirilmesi ve hukuki destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, mağdur haklarının korunmasına önemli katkılar sunacaktır.

Sonuç olarak, TCK m.154 kapsamındaki düzenlemelerin etkin uygulanması, mülkiyet hakkının korunması ve kamu düzeninin sağlanması açısından kritik önemdedir. Bu nedenle, mevzuat ve uygulama arasındaki uyumun artırılması, yargı kararlarının tutarlılığı ve toplumun hukuka saygısının güçlendirilmesi yönünde çalışmalar sürdürülmelidir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir