Hukuki Makaleler

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu (5237 sayılı TCK. madde 216): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama

Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

GEREKÇE:

Birinci fıkrada tanımlanan “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu, hukuk devleti olma standardı yüksek olan birçok ülkenin Ceza Kanunlarında yer almaktadır. Hiçbir devlet, vatandaşları arasında, muayyen özelliklere sahip bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, öç almayı gerektirecek şiddetli nefrete yönlendirilmesine seyirci kalamaz.

Öte yandan çağdaş dünyada, gelişmenin temel dinamiği olarak düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti kabul edilmektedir. Bu bağlamda; kişilerin düşündüklerini hür bir ortamda söyleyebilmeleri, demokratik toplumun varlığı için zaruri sayılan unsurlardandır. Söz konusu suç tanımı, bu düşünceler dikkate alınarak yapılmıştır.

Suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail sübjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz çevirme, soyut bir red veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarfetme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. Failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.

Kin, “öç almayı gerektirecek şiddetli düşmanlık hareketlerin zeminini oluşturan psikolojik bir hâl”; düşmanlık ise, “husumet beslenen konuya karşı düşünerek, tasarlayarak zarar vermeye, onu mağlup etmeye yönelmiş kin duygusu” olarak da tanımlanabilir. Şu hâlde kin ve düşmanlık; “husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zemini oluşturan psikolojik bir hâl” olarak açıklanabilir.

Fıkra metninde; fiilin kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek biçimde yapılması arandığı için, suç; soyut tehlike suçu olmaktan çıkarılmış, somut tehlike suçu hâline getirilmiştir. Bu suretle, çağdaş hukuktaki soyut tehlike suçlarını azaltma yönündeki eğilim dikkate alınmış, temel hak ve hürriyetlerin kullanım alanı genişletilmiştir. Bu düzenleme sayesinde “kin ve düşmanlık” ibaresinin anlamı da dikkate alındığında sadece “şiddet içeren ya da şiddeti tavsiye eden tahrikler” madde kapsamında değerlendirilebilecektir.

Söz konusu suçun oluşması için, kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin somut olgulara dayalı olarak varlığı gereklidir. Bu tehlike, somut bir tehlikedir. Bu somut tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediği belirlerken failin söz ve davranışlarının neden olduğu tehlike neticesinin gerçekleşmesi gerekir. Hâkim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini, dayanak noktalarını göstermek suretiyle belirleyecektir. Bu kapsamda, kişinin söz ve davranışlarının kamu güvenliğini bozma açısından yakın bir tehlike oluşturduğunun tespit edilmesi gerekir. Kişinin söz ve davranışlarının, halkın bir kesimi üzerinde tahrik konusu fiillerin işleneceği hususunda duyulan endişeyi haklı kılacak bir etki oluşturması gerekir. İfade özgürlüğü ile bu tip tehlike suçları arasında “açık ve mevcut tehlike” kriterinin var olması gerekir. Buna göre, yapılan konuşma veya öne sürülen düşünceler toplum açısından açık ve mevcut bir tehlike oluşturduğu takdirde yasaklanabilmekte, keza böyle bir tehlikenin varlığı somut olarak, açıkça tespit edilmedikçe söz konusu suçtan dolayı cezalandırma yoluna gidilemez.

Maddenin ikinci fıkrasında halkın sosyal sınıf ırk din mezhep cinsiyet veya bölge bakımından farklı bir kesiminin alenen aşağılanması suç sayılmıştır. Suçun oluşması için fıkrada belirtilen özelliklere sahip ve halkın bir kesimini oluşturan gayrimuayyen sayıdaki kişilerin aşağılanması, tahkir edilmesi gerekir. Bu fıkrada, kamu barışını korumak amacıyla halk kesimlerinin alenen aşağılanması, suç olarak tanımlanmıştır.

Maddenin üçüncü fıkrasında bir halk kesiminin benimsediği dinî değerlerin alenen aşağılanması, suç hâline getirilmiştir. Fiilin cezalandırılabilmesi için, “kamu barışını bozmaya elverişli” olması gerekir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 312-(Değişik: 06/02/2002-4744/2 md.)

Bir cürmü alenen öven veya iyi gördüğünü söyleyen veya halkı kanuna uymamaya tahrik eden kimseye altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak, halkı birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek bir şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Halkın bir kısmını aşağılayıcı ve insan onurumu zedeleyecek bir şekilde tahkir eden kimseye de birinci fıkradaki ceza verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlar 311 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen araçlar veya şekillerle işlendiğinde verilecek cezalar bir katı oranında artırılır.

AÇIKLAMALAR

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu

Özet:
Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi, toplumda barış ve kamu güvenliğinin korunması amacıyla halkın bir kesimini kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarını düzenlemektedir. Bu makalede, TCK m.216’nın hukuki yapısı, korunan hukuki değer, suçun unsurları, ceza yaptırımları ve güncel yargı uygulamaları detaylı biçimde ele alınmıştır. Ayrıca, madde kapsamında sıkça sorulan sorulara yanıt verilerek, uygulamadaki tereddütler giderilmeye çalışılmıştır.


Giriş

Toplumun huzurunu ve kamu düzenini korumak, ceza hukukunun temel amaçlarındandır. Bu doğrultuda, halkın farklı sosyal, kültürel ve dini kesimlerine yönelik kin ve düşmanlığın yayılması veya aşağılanması hâlleri, toplumda bölünme ve çatışma riskini artırmaktadır. TCK m.216, bu tür eylemleri önlemek üzere özel düzenlemeler getirmiştir.


1. TCK 216. Maddenin Metni ve Kapsamı

Madde 216’ya göre:

  • 1. fıkra: Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer kesime karşı kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kişi, kamu güvenliğinde açık ve yakın tehlike doğarsa, 1-3 yıl hapisle cezalandırılır.
  • 2. fıkra: Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçu, 6 ay – 1 yıl hapis cezası gerektirir.
  • 3. fıkra: Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozma potansiyeli varsa, aynı ceza ile yargılanır.

2. Korunan Hukuki Değer

Madde 216 ile korunan hukuki değerler:

  • Kamu barışı ve güvenliği: Toplumdaki huzur ve güvenlik tehdit edilmemelidir.
  • Toplumsal barış: Farklı sosyal ve kültürel gruplar arasındaki barış ortamının sağlanması.
  • Kişilerarası saygı: İnsanların farklı kimlik ve değerlerine saygı gösterilmesi.

3. Suçun Unsurları ve Türleri

3.1. Suçun Maddi Unsuru

  • Tahrik veya aşağılamanın aleni olması gerekir. Gizli ortamda kalan söz veya davranışlar suç oluşturmaz.
  • Halkın bir kesiminin hedef alınması: Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılıklarına dayalı olmalıdır.
  • Tahrik için ayrıca kamu güvenliğinde açık ve yakın tehlikenin varlığı aranır.

3.2. Manevi Unsur

  • Failin kastla, yani bilerek ve isteyerek hareket etmesi gereklidir.
  • Tahrik suçunda, tehlike doğmasına yönelik irade yeterlidir.

4. Cezai Yaptırımlar

  • 1-3 yıl hapis (tahrik)
  • 6 ay – 1 yıl hapis (aşağılama)
  • Dini değerlerin aşağılanması ise ancak kamu barışını bozma potansiyeli varsa ceza uygulanır.

5. Güncel Yargı Uygulamaları ve İçtihatlar

Yargıtay kararlarında, suçun oluşması için söz ve davranışların somut olayda kamu düzenini bozacak ve halk arasında açık tehlike yaratacak nitelikte olması aranmaktadır.

Ayrıca, ifade özgürlüğü ile suç arasındaki sınırlar dikkatle tartılmakta, eleştiri ve hakaret ayrımı yapılmaktadır.


6. Karşılaştırmalı Hukukta Benzer Düzenlemeler

Birçok hukuk sisteminde halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçları yer almakta, ancak yaptırımlar ve kapsam farklılık göstermektedir.

Örneğin, Almanya’da Strafgesetzbuch (StGB) madde 130, Fransa’da ise Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri bu tür suçları düzenlemektedir (Schwarz, 2019; Dupont, 2021).


7. Sonuç

TCK m.216, toplumsal barışın korunması açısından hayati öneme sahiptir. Ancak, ifade özgürlüğü ile suç arasında hassas bir denge gözetilmelidir. Uygulamada, suçun unsurlarının somut olay bazında dikkatle değerlendirilmesi ve kamu güvenliğinin somut tehlike açısından incelenmesi gerekmektedir.


Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

S1: Madde 216 kapsamında hangi ifadeler suç oluşturur?
C: Halkın bir kesimini alenen kin ve düşmanlığa tahrik eden, aşağılayan veya dini değerlerini aşağılayan ifadeler suçtur. Ancak, eleştiri ve fikir özgürlüğü sınırları içinde kalanlar suç sayılmaz.

S2: Suçun oluşması için hangi koşullar aranır?
C: Suçun aleni olması, hedef kesimin somut olarak belirtilmesi, ve özellikle tahrik halinde kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin bulunması gerekir.

S3: Madde 216 ile ifade özgürlüğü arasında nasıl bir denge vardır?
C: İfade özgürlüğü temel hak olmakla beraber, bu hak kamu barışını bozacak şekilde kullanılamaz. Madde 216 bu dengeyi korumak için sınırlayıcı hükümler içerir.

S4: TCK m.216 hangi ceza türlerini öngörür?
C: Bir yıldan üç yıla kadar hapis (tahrik), altı aydan bir yıla kadar hapis (aşağılama) cezaları düzenlenmiştir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir