
Acil Sağlık Hizmetleri ve Suç Unsuru
Özet:
Bu makale, Türkiye’de acil sağlık hizmetlerinin hukuki çerçevesini, 2000 ve 2008 tarihli düzenlemeler ışığında incelemekte ve yabancı uyruklu hastaların acil servislerde yanlış bilgi verilerek tedavi edilmesi durumunda suç unsuru oluşup oluşmadığını tartışmaktadır. Örnek olay üzerinden, şüpheli/sanık ve mağdur hakları ile yükümlülükleri açıklanmakta ve ceza hukuku açısından değerlendirme yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: acil sağlık hizmeti, sağlık hukuku, yabancı uyruklu hastalar, suç unsuru, ceza hukuku, CMK, mahkeme kararı, Türkiye
1. Giriş
Acil sağlık hizmetleri, hayat kurtarıcı nitelikte olması nedeniyle hukuken özel bir koruma altına alınmıştır. Türkiye’de bu hizmetlerin yasal çerçevesi, başta 11.05.2000 tarihli Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği olmak üzere çeşitli düzenlemelerle belirlenmiştir. Acil durumlarda sağlık kuruluşları, hastanın ödeme gücü, sağlık güvencesi veya vatandaşlık durumuna bakmaksızın tedavi yapmakla yükümlüdür (Başbakanlık Genelgesi, 2008/13).
Bu çalışmada, yabancı uyruklu bir hastanın yanlış bilgilerle acil servise başvurması ve yakınlarının müdahalesi örnek olay üzerinden incelenmiş, suç unsuru oluşup oluşmadığı hukuki açıdan analiz edilmiştir.
2. Türkiye’de Acil Sağlık Hizmetlerinin Yasal Düzenlemeleri
2.1. Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği (2000)
Madde 37’ye göre, yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetleri için alınacak ücreti hastanın ödeme imkanları çerçevesinde tahsil edebilir. Bu, temel olarak hizmetin sunulmasını engellememek ve hastanın hayati riskini gözetmek amacını taşır.
2.2. 2008/13 Sayılı Başbakanlık Genelgesi
Genelge, acil sağlık hizmetleri ile ilgili olarak şu önemli hükümleri düzenler:
- 1. Madde: Acil vakalar, hastanın sağlık güvencesi veya ödeme gücü olup olmadığına bakılmaksızın kabul edilir ve tedavi edilir.
- 7. Madde: Tedavi sırasında masrafların nasıl karşılanacağı sorgulanmaz; ödeme işlemleri ancak acil müdahale sonrası yapılır.
- 9. Madde: Sağlık güvencesi olmayan ve ödeme gücü bulunmayan hastalardan acil sağlık hizmeti bedeli talep edilmez. Ödemeler, ilgili sosyal yardımlaşma vakıfları veya belediyelerce yapılır.
Bu düzenlemeler, acil sağlık hizmetlerinin herhangi bir gecikmeye uğramadan verilmesini sağlamakta ve ihmalden doğabilecek suç sorumluluklarını önlemektedir.
3. Örnek Olay ve Hukuki Değerlendirme
Örnek olayda, Gürcistan uyruklu bir kadın, gece vakti kalp krizi geçirmiş ve sanığın yengesi aracılığıyla hastanenin acil servisine yatırılmıştır. Bu durumda:
- Sanığın suç işleme kastı yoktur.
- Acil sağlık hizmeti, hasta hayatını koruma amacıyla verilmiş ve bu süreçte ödeme veya vatandaşlık sorgusu yapılmamıştır.
- Dolayısıyla, CMK m. 223/2-c uyarınca beraat kararı verilmesi gerekir.
Bu örnek, acil sağlık hizmetlerinde tedavi önceliğinin hasta güvenliği olduğunu ve ödeme, vatandaşlık gibi unsurların cezai sorumluluk yaratmadığını göstermektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesinde; yataklı tedavi kuruluşlarının, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ancak ödeme imkanları çerçevesinde tahsil edecekleri belirtilmiştir.
2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin 1.maddesinde, acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşlarının, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul etmek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapmakla yükümlü oldukları, hiçbir sağlık kuruluşunun acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacakları; 7. maddesinde, acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağının sorgulanmayacağı ve hizmet bedelinin tahsili ile ilgili işlemlerin acil müdahale sağlandıktan sonra yapılacağı; 9. maddesinde ise, herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedellerinin kendilerinden talep edilmeyeceği, bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedellerinin 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edileceği, bu konuda gerekli tedbirlerin ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacağı; özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedellerinin ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu’nun 32 nci, 5393 sayılı Belediye Kanununun 38’inci ve 60’ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 18’inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödeneceği, bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacağı belirtilmiştir.
Örnek olayda;
Sanığın, olay tarihinde resmi birlikte yaşadığı Gürcistan uyruklu olup Türkçe bilmediği dosya kapsamından anlaşılan bayanın gece vakti kalp krizi geçirmesi üzerine bir hastanenin acil servisine girişinin yapıldığı esnada yengesinin vatandaşlık numarasını görevlilere bildirip gerçekte yabancı uyruklu hastanın yatışını ve ardından da tedavisini yaptırması şeklindeki eyleminde sanığın suç işleme kastı bulunmadığı ve dolayısıyla müsnet suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından sanığın CMK.nun 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar vermek gerekir.
4. Şüpheli/Sanık Açısından Hak ve Yükümlülükler
- Hukuki destek: Sanık, durumun hukuka uygun olduğunu savunmak için mutlaka ceza avukatına danışmalıdır.
- Savunma hakkı: Soruşturma ve kovuşturma aşamasında avukatı aracılığıyla beyanda bulunabilir.
- Maddi ve manevi sorumluluk: Suç kastı bulunmadığı durumlarda beraat talep edilebilir.
5. Mağdur / Hastalar Açısından Hak ve Yükümlülükler
- Acil müdahale hakkı: Hastaların sağlık güvencesi olmasa da acil sağlık hizmeti alma hakkı vardır.
- Bilgi verme yükümlülüğü: Acil müdahaleyi engellemeyecek şekilde kimlik bilgisi sağlamak yeterlidir.
- Ödeme yükümlülüğü: Ödeme gücü olmayan hastalardan acil hizmet bedeli talep edilmez; bedel sosyal yardımlaşma vakıf veya belediye bütçesinden karşılanır.
6. Sıkça Sorulan Sorular
Soru 1: Acil sağlık hizmetinde yanlış bilgi verilirse suç oluşur mu?
Cevap: Hayat kurtarmaya yönelik acil müdahalelerde, suç unsuru oluşmaz; kast veya ihmal olmadığı sürece ceza sorumluluğu doğmaz.
Soru 2: Yabancı uyruklu hastaların ödemesi nasıl karşılanır?
Cevap: Kamuya ait sağlık kuruluşlarında hizmet bedeli sosyal yardımlaşma vakfı, özel hastanelerde ise belediyelerce ödenir.
Soru 3: Sanık, kendini nasıl koruyabilir?
Cevap: Sanık, durumun acil ve hayat kurtarıcı olduğunu belgelerle ispatlamak için uzman bir ceza avukatıyla hareket etmelidir.
7. Sonuç
Acil sağlık hizmetlerinde ödeme gücü veya vatandaşlık durumu, tedavi ve suç sorumluluğu açısından belirleyici değildir. Örnek olayda, sanığın beraatı hukuka uygundur. Şüpheliler ve mağdurlar için hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi, alanında uzman bir ceza avukatından destek alınmasını gerektirir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.