Hukuki Makaleler

Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Azlığı (5237 sayılı TCK. madde 145): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Malın değerinin az olması

Madde 145- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/16 md.) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

GEREKÇE:

Madde metninde, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle cezada indirim yapılması veya ceza vermekten sarfınazar edilmesi konusunda hâkime takdir yetkisi tanınmıştır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 522 – Onuncu babda beyan olunan cürümlerin işlenmesinde cürmün mevzuu olan şeyin veya ika edilen zararın kıymeti pek fahiş ise mahkeme cürme mahsus olan cezayı yarısına kadar artırır ve eğer hafif ise yarısına ve eğer pek hafif ise üçte birine kadar eksiltir.

Kıymet tayini için cürmün mevzuu olan şeyin yahut vakı zararın cürüm işlendiği zamandaki kıymeti nazarı dikkate alınır. Yoksa failin istihsal eylediği menfaat hesap edilmez.

Eğer fail aynı neviden olan cürümlerden dolayı mükerrer bulunur veya bu babın ikinci faslında yazılı cürümlerden birini işlemiş olursa cezayı tenkise mahal yoktur.

AÇIKLAMALAR

TCK Madde 145 Kapsamında Malın Değerinin Azlığı: Ceza Hukukunda Uygulama, Yorum ve Yargıtay İçtihatları

Giriş

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesi, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin az olması hâlini, hâkime takdir yetkisi tanıyarak cezada indirim yapma veya ceza vermekten vazgeçme imkânı tanıyan özel bir hüküm olarak düzenlemiştir. Bu madde, suçun oluşumunu değil, yalnızca yaptırımı etkileyen bir hüküm niteliğindedir. Bu yazıda, TCK m.145’in hukuki niteliği, uygulama esasları, Yargıtay kararları ışığında gelişen içtihatlar ve karşılaştırmalı olarak eski TCK (765 sayılı Kanun) ile yeni TCK (5237 sayılı Kanun) arasındaki farklılıklar detaylı biçimde ele alınacaktır.


1. TCK m.145 ve Hukuki Nitelik

TCK m.145, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı durumunda, fail hakkında cezada indirim yapılabileceği veya ceza verilmesinden vazgeçilebileceğini düzenlemektedir. Bu hüküm, ceza hukukunun orantılılık ve ölçülülük ilkesiyle doğrudan ilişkilidir. Maddenin uygulanabilmesi için suçun tüm unsurlarının oluşmuş olması gerekmektedir. Zira malın değerinin az olması, suçun oluşumuna değil, yaptırımına etkili bir husustur.


2. Eski ve Yeni TCK Kapsamında Karşılaştırmalı İnceleme

2.1. 765 Sayılı TCK’daki Düzenleme (Mülga m.522)

765 sayılı TCK’nın 522. maddesi, malın değeri bakımından üçlü bir ayrım yapmıştır:

  • Malın pek fahiş değeri: Cezayı ağırlaştırma sebebi.
  • Malın hafif veya pek hafif değeri: Cezayı hafifletme sebebi.
  • Failin mükerrir olması durumunda: İndirim uygulanmaz.

Ayrıca, mülga Kanun döneminde Yargıtay, her yıl belirlenen parasal eşikler çerçevesinde uygulama yapmaktaydı.

2.2. 5237 Sayılı TCK’daki Yenilikler

Yeni TCK ile birlikte bu üçlü sistem terk edilmiş; malın değerinin sadece az olması, hâkime takdir yetkisi tanıyan tek ölçüt olarak belirlenmiştir. Ayrıca, 5237 sayılı TCK’nın 61/1-d maddesi uyarınca, malın değerinin çok olması artırıcı unsur olarak değil, temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacak bir faktör olarak düzenlenmiştir. Yine, TCK m.145’e mükerrirlik yönünden herhangi bir sınırlama getirilmemiştir.


3. TCK m.145’in Uygulanma Koşulları ve Yargıtay Uygulaması

3.1. Yargıtay’ın Geleneksel İçtihadı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun ve Ceza Dairelerinin yerleşik içtihatlarına göre, TCK m.145’in uygulanabilmesi için şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmekteydi:

  1. Failin daha çoğunu alma imkânı varken, yalnızca ihtiyacı kadar olanı alması,
  2. Malın objektif olarak az değerde olması (örneğin; ekmek, birkaç meyve, içecek, kalem, defter, küçük miktarda para),
  3. Failin kişiliği ve olayın özelliklerinin bu durumu desteklemesi,
  4. Mahkeme kararında yasal ve yeterli gerekçeye yer verilmesi.

Bu yaklaşım, doktrinde “sübjektif kriterlere fazlaca ağırlık verilmesi” nedeniyle eleştirilmiştir.

3.2. Yargıtay’ın Yeni Dönem Yaklaşımı

Yargıtay 13. Ceza Dairesi ve diğer bazı daireler, son dönemde farklı bir yaklaşım benimsemiş ve TCK m.145’in uygulanmasında yalnızca malın değerinin az olmasının yeterli olduğunu belirtmiştir:

“…Malın değerinin azlığı, ceza vermekten vazgeçme veya cezada indirim sebeplerinden biri olup, bunun uygulanabilmesi için başka bir kriter aranmasına gerek yoktur…”

Bu yeni anlayışa göre, çoğun içinde azın alınması gibi ilave kriterlerin aranması gerekmez. Ancak hâkim, takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, somut olayın koşullarını değerlendirmeli ve gerekçesini açıkça ortaya koymalıdır.


4. TCK m.145 ile İlgili Özel Durumlar ve Değerlendirmeler

4.1. Suç Tarihine Göre Değer Belirlemesi

Malın değerinin azlığı, suçun işlendiği tarih itibarıyla tespit edilir. Sonradan değerdeki artış ya da azalma dikkate alınmaz.

4.2. Zincirleme ve İştirak Halindeki Suçlarda Değer Hesabı

  • Zincirleme suçlarda: Malın toplam değeri dikkate alınır.
  • İştirak hâlinde işlenen suçlarda: Her failin payına düşen miktar değil, eşyanın toplam değeri esas alınır.

4.3. Kullanma Hırsızlığı

Kullanma amacıyla alınan eşyada esas alınacak değer, kullanım sonucu oluşan yıpranma ve giderleri içeren değerdir. Ancak kazayla oluşan hasarlar bu kapsama girmez.

4.4. Teşebbüs Aşamasındaki Suçlarda

Fail hiçbir eşya alamadan yakalanmışsa ya da neyi çalacağı belli değilse, TCK m.145 uygulanamaz. Ancak çalmak istediği mal belliyse ve değeri azsa, hüküm uygulanabilir.


5. Ceza Vermekten Vazgeçme ve İndirim

TCK m.145 kapsamında hâkim:

  • Sadece indirim yapabilir,
  • Ya da ceza vermekten vazgeçebilir.

Ceza vermekten vazgeçme kararı verilecekse, yalnızca değerin azlığı yetmez; suçun işleniş şekli ve özellikleri de ayrıca dikkate alınmalıdır. Bu durumda karar, CMK m.223/3-d uyarınca “ceza verilmesine yer olmadığına” hükmüyle verilir.


6. Failin Yanılgısı ve TCK m.30/2 Uygulaması

Fail, malın değerini az sanarak çalmış ancak mal aslında çok değerdeyse, hata hükümleri (TCK m.30/2) uygulanabilir. Buna karşın, fail malı değerli sanmış, fakat mal değersiz çıkmışsa, lehine olan hüküm uygulanarak TCK m.145’ten faydalanabilir.


Sonuç

TCK m.145, ceza adaletinin esnekliğini sağlayan önemli bir araçtır. Yargıtay içtihatları, zamanla değişim göstermiş olsa da, maddenin özü hâkime geniş bir takdir yetkisi tanımaktır. Ancak bu yetkinin kullanılmasında keyfilikten kaçınılması, her olayın somut özelliklerine uygun şekilde yasal ve yeterli gerekçeyle karar verilmesi zorunludur. Uygulamada hâkimin takdir hakkı, ceza adaletinin vicdani ve ölçülü uygulanmasını sağlamada kritik bir rol oynamaktadır.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir