Hukuki Makaleler

Husumetli Olduğu Kişinin İçinde Bulunduğu Araca Silahla Ateş Etmek (Silahla Kasten Yaralama (TCK.86,87)-Silahla Tehdit (TCK.106); Doğrudan Kast- Olası Kast (TCK.21): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan


Kasten yaralama[1][2]

Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,[3]

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

f) (Ek:14/4/2020-7242/11 md.) Canavarca hisle,

İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.[4]

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama[5]

Madde 87- (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde dört yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde altı yıldan az olamaz.[6]

(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde altı yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde dokuz yıldan az olamaz.42

(3) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/4 md.) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.

(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde on yıldan ondört yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise ondört yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.[7][8]


[1] 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle bu maddeye ikinci fıkra eklenmiş, diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiş, mevcut ikinci fıkrasındaki “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” ibaresi “şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklinde değiştirilmiştir.

[2] 4/6/2025 tarihli ve 7550 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle bu maddeninbirinci fıkrasında yer alan “bir yıldan” ibaresi “bir yıl altı aydan” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “dört aydan bir yıla” ibaresi “altı aydan bir yıl altı aya” ve “altı aydan” ibaresi “dokuz aydan” şeklinde değiştirilmiştir.

[3] 8/7/2021 tarihli ve 7331 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle, bu bentte yer alan “eşe” ibaresi “eşe, boşandığı eşe” şeklinde değiştirilmiştir.

[4] 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle, bu fıkraya “oranında” ibaresinden sonra gelmek üzere “, (f) bendi bakımından ise bir kat” ibaresi eklenmiştir.

[5] 4/6/2025 tarihli ve 7550 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “üç yıldan,” ibaresi “dört yıldan,” ve “beş yıldan” ibaresi “altı yıldan” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “beş yıldan,” ibaresi “altı yıldan,” ve “sekiz yıldan” ibaresi “dokuz yıldan” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan “sekiz yıldan oniki yıla” ibaresi “on yıldan ondört yıla” ve “oniki yıldan” ibaresi “ondört yıldan” şeklinde değiştirilmiştir.

[6] 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle bu fıkralarda geçen “ikinci” ibaresi, “üçüncü” olarak değiştirilmiştir.

[7] 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “ikinci” ibaresi, “üçüncü” şeklinde değiştirilmiştir.

[8] 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanunun 12 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “onaltı” ibaresi “onsekiz” şeklinde değiştirilmiştir.

Tehdit[1]

Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.


[1] 4/6/2025 tarihli ve 7550 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle bu maddenin birinci fıkrasına “şikayeti üzerine,” ibaresinden sonra gelmek üzere “iki aydan” ibaresi eklenmiş ve ikinci fıkrasında yer alan “beş yıla” ibaresi “yedi yıla” şeklinde değiştirilmiştir.

Kast

Madde 21- (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.

(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

Tehdit ve Kasten Yaralama Suçu: TCK 106 ve TCK 86 Kapsamında Hukuki Değerlendirme

Türk Ceza Kanunu’nda tehdit (TCK m.106) ve kasten yaralama (TCK m.86) suçları, hem mağdurun temel hak ve özgürlüklerini hem de toplumun güvenliğini ilgilendiren önemli suç tiplerindendir. Özellikle silahla, birden fazla kişiyle veya husumet nedeniyle işlenen olaylarda cezai yaptırımlar ağırlaşmaktadır.

Bu makalede tehdit ve kasten yaralama suçlarının hukuki niteliği, şüpheli/sanık ile mağdur/müşteki açısından dikkat edilmesi gerekenler ve uzman bir ceza avukatının rolü ayrıntılı olarak incelenecektir.


Tehdit Suçu (TCK 106)

TCK 106’ya göre tehdit; bir kimseyi, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı gerçekleştireceği iddiasıyla korkutmak anlamına gelir.

  • Basit tehdit: iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası.
  • Ölümle tehdit: altı aydan iki yıla kadar hapis cezası (kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz).
  • Nitelikli tehdit (silahla, birden fazla kişiyle vb.): iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası.
  • Ek suç işlendiğinde (yaralama, mala zarar verme vb.): Ayrıca bu suçlardan da ceza verilir.

Önemli Nokta: Mağdurun gerçekten korkup korkmadığı araştırılmaz; tehdidin objektif olarak korkutucu olması yeterlidir.


Kasten Yaralama Suçu (TCK 86)

Kasten yaralama, bir kişinin vücuduna acı veren veya sağlığını/algılama yeteneğini bozan fiillerdir.

  • Temel şekil: bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası.
  • Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama: altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adlî para cezası.
  • Nitelikli haller (silahla, kamu görevlisine karşı, üstsoya karşı vb.): Cezada artırıma gidilir.

Korunan hukuki değer: Kişinin beden ve ruh bütünlüğüdür.


Kast – Doğrudan Kast ve Olası Kast

TCK 21’de düzenlenen kast, suçun oluşabilmesi için failin fiili bilerek ve isteyerek yapmasıdır.

  • Doğrudan kast: Fail, sonucu bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiştir.
  • Olası kast: Fail, neticenin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen fiili işler ve sonucu kabullenir.

Örnek: Silahla doğrudan hedef alarak ateş etmek → doğrudan kast.
Düğünde havaya ateş ederken birinin yaralanması → olası kast.

Şüpheli/Sanık Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Savunma stratejisi uzman ceza avukatı ile birlikte belirlenmelidir.
  • Mesaj, kamera kaydı, telefon kayıtları gibi delillerin incelenmesi önemlidir.
  • Olayda olası kast mı, doğrudan kast mı bulunduğunun tespiti cezayı doğrudan etkilemektedir.
  • Şüpheli/sanık, aleyhine yorum yapılmaması için ifade verirken mutlaka avukatı ile hareket etmelidir.

Mağdur/Müşteki Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Tehdit ve yaralama fiillerine ilişkin (şikayete bağlı olanlar yönünden) şikâyet süresi kaçırılmamalıdır.
  • Adli rapor, mesaj kayıtları, tanık beyanları eksiksiz toplanmalıdır.
  • Mağdur, cezanın artırılması için özellikle silah, birden fazla kişiyle işlenme, hayati tehlike gibi nitelikli halleri dile getirmelidir.
  • Uzman bir ceza avukatı aracılığıyla maddi ve manevi tazminat davası da gündeme getirilebilir.

Uzman Ceza Avukatının Önemi

Tehdit ve kasten yaralama suçları, özellikle silahla işlendiğinde çok ağır cezalarla sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle:

  • Şüpheli/sanık, hak kaybına uğramamak için avukat desteği almalıdır.
  • Mağdur/müşteki, haklarını tam olarak kullanabilmek ve failin cezalandırılmasını sağlamak için ceza avukatına başvurmalıdır.
  • Ceza hukukunda yapılan küçük bir hata, cezanın artmasına veya beraat ihtimalinin kaybolmasına yol açabilir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

❓ Tehdit suçunda mağdurun gerçekten korkması gerekir mi?
Hayır. Önemli olan tehdit fiilinin objektif olarak korkutucu olmasıdır.

❓ Kasten yaralama suçunda şikâyet süresi nedir?
Basit yaralama suçlarında 6 ay içinde şikâyet edilmesi gerekir. Nitelikli hallerde ise şikâyet aranmaz.

❓ Tehdit ve kasten yaralama aynı olayda birlikte işlenirse ne olur?
TCK 106/3 uyarınca tehdit amacıyla yaralama da gerçekleşmişse, ayrıca yaralama suçundan ceza verilir.

❓ Silahla havaya ateş etmek kasten yaralama mıdır?
Kişilere zarar vermezse tehdit olarak değerlendirilebilir. Ancak araçlara veya kişilere isabet ederse kasten yaralama veya mala zarar verme gündeme gelir.

❓ Ceza avukatı olmadan savunma yapılabilir mi?
Mümkün olsa da, özellikle silahlı tehdit ve yaralama gibi ağır suçlarda uzman ceza avukatı olmadan savunma yapılması ciddi hak kayıplarına yol açar.


Sonuç

Tehdit ve kasten yaralama suçları, TCK 106 ve TCK 86 kapsamında ağır yaptırımlara tabidir. Olayın kast türü, silah kullanımı, birden fazla kişiyle işlenip işlenmediği cezayı doğrudan etkiler.

Gerek şüpheli/sanık gerekse mağdur/müşteki açısından sürecin doğru yönetilebilmesi için deneyimli bir ceza avukatı ile çalışmak hayati önem taşır.

Yargıtay Görüşü

A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
TCK’nın “Tehdit” başlığını taşıyan 106. maddesi şöyledir;
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d)Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mal varlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
“.
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Tehdit suçunun silahla işlenmesi, silahın mağdur üzerinde korkutucu etkisini artırması, eylemin icrasını kolaylaştırıp faile cesaret vermesi nedeniyle nitelikli hâl sayılmıştır. Silahın tanımı TCK’nın 6/1-f maddesinde yapılmış olup artırım nedeni olarak kabul edilmesi için ateşli bir silah olması gerekmez. Gerçeğe uygun olması ve korkutucu etki yaratması yeterlidir. Ayrıca silahı gösteren ya da kullanan failin tehdit sözü sarf etmesinin de suçun oluşumu bakımından bir ehemmiyeti bulunmamaktadır.
Tehdit suçunun birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi ise, mağdurun kendisini savunma olanağının ortadan kalkması, tehdidin daha yoğun şekliyle gerçekleşmesi ve korkutuculuğun daha etkili olması nedeniyle suçun bir diğer nitelikli hâli olarak yaptırıma bağlanmıştır. Bu nitelikli hâlin oluşabilmesi için en az iki kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde işlenmesi, mağdurun birlikte olan faillere karşı korkmuş olması gerekmektedir. Eylemi bir fail gerçekleştirirken diğerinin korkutucu güç olarak yanında bulunması suçun oluşması için zorunlu ve yeterlidir.
Bunun dışında TCK’nın 106/3 maddesi özel bir içtima kuralına yer vermiş olup tehdit amacıyla kasten adam öldürme, yaralama veya mala zarar verme suçları işlendiği takdirde, ayrıca bu suçlardan da ceza verilmesi gerekmektedir. Görüldüğü gibi bu durumda TCK’nın 44. maddesinin bir istisnası olarak özel düzenlemeyle gerçek içtima kuralları uygulanacaktır.
TCK’nın 86. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçu ise suç tarihi itibarıyla şöyledir;
(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
“.
Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun tanımı yapılarak kasten yaralamanın temel şekli düzenlenmiş, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiştir. Kasten yaralama fiilinin, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olması hâli ikinci fıkrada düzenlenmiş olup bu durumda birinci fıkradaki hapis cezasından daha az süreli bir hapis cezası ya da seçimlik olarak adli para cezası suçun yaptırımı olarak öngörülmüştür. Maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendinde de mağdurun yaşamı, vücut bütünlüğü ve özgürlüğü bakımından ortaya çıkardığı potansiyel tehlike gözetilerek kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir.
Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Suçun konusu, mağdurun acı verilen, bozulan bedeni veya ruhsal varlığıdır. Failin eylemi neticesinde maddede belirtilen sonuçlardan biri meydana gelirse, kasten yaralama suçunun oluşacağında tereddüt bulunmayıp bu sonucu doğurmaya elverişli olan tüm hareketlerle suçun işlenmesi mümkündür.
Uyuşmazlık konusuyla bağlantılı TCK’nın “Kast” başlıklı 21. maddesi de;
(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir
.” şeklinde düzenlenerek, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde doğrudan kast, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde de olası kast tanımlanmıştır. Olası kastın tanımlandığı TCK’nın 21. maddesinin ikinci fıkrasının gerekçesinde;”...Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.
Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir. Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir. Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiş ve olası kasta ilişkin örnek olaylar gösterilmiştir.
Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Failin, hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi hâlinde doğrudan kast; buna karşın işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi hâlinde ise olası kast söz konusu olacaktır.
Olası kast ile doğrudan kast arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasttaki bilme unsurudur. Fail eyleminin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kastla hareket etmiş sayılacaktır. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilecektir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleri de doğurması muhakkak ise failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir.
B. Hukuki Nitelendirme
Aralarındaki husumet nedeniyle mağdur sanık …’nın 01.04.2013 tarihinde 00.09 ila 22.02 saatleri arasında mağdur sanık …’a çok sayıda basit tehdit ve hakaret içeren mesaj gönderdiği, konuşmak için …’ı …’ye çağırdığı, saat 21:35’te ilettiği mesajla “Sadece …’ye gel sadece, es geçemezsin, rahat ol, ölürsün oğlum ölürsün!” şeklinde tehdit eyleminde bulunduğu, görüşme dökümlerinin incelenmesinde …’ın da gelen arama ve mesajlara benzer biçimde karşılık verdiğinin anlaşıldığı, her ikisinin de yanlarına arkadaşlarını alarak buluşmaya hazırlandıkları, aynı gün saat 23.00 sıralarında …’in sürücülüğünü yaptığı ve içinde … ve …’ın da bulunduğu 20 RL *** plaka sayılı araç ile …’ın kullandığı ve içinde…, … ve … ile tanık …’in olduğu 20 U **** plaka sayılı aracın … Otel yakınlarında karşılaştığı, yavaş seyreden araçlardan, ilk olarak hangisi tarafından yapıldığı tespit edilemeyen atış sonrasında, …’nın ele geçirilemeyen tabanca ile … ve içindekilerin bulunduğu araca doğru 7 el; …’ın da, … ve arkadaşlarının bulunduğu araçtakileri hedef alarak yine ele geçirilemeyen av tüfeği ile 2 el ateş ettikleri, 20 RL *** plaka sayılı aracın sol arka camının isabet eden atışlar sonucu patladığı, sol arka çamurluk üzerinde de ateşli silah giriş deliğinin olduğu, 20 U **** plaka sayılı aracın ise sağ arka kapının üst orta kısmı ile tavan birleşim noktasında av tüfeğine ait atış isabet izlerinin görüldüğü, tavan kısmında atış sonrasında seken saçma taneleri nedeniyle döşemenin hasar aldığı, yapılan atışlar neticesinde … ve …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek, …’ın ise hayati tehlike geçirecek biçimde yaralandıkları kabul edilen olayda;
…, …, … ve …’in, … ve…’nın olay yerinde bulunmadıkları yönünde adı geçenleri koruma amacına dönük beyanlarına rağmen…’nın Bölge Adliye Mahkemesinde icra edilen duruşma sırasında önceki savunmalarından farklı olarak olay yerinde bulunup silahını ateşlediğini ikrar etmesi ile …’in el svaplarında atış artıklarına rastlanması hususları da gözetildiğinde, … ve …’ın başını çektikleri her iki gruptaki diğer mağdur sanıkların, husumetlerinden haberdar oldukları… ve …’ın fiilleri üzerinde ortak hâkimiyet kurarak asli fail olarak olaya katıldıkları, bu hususun, …’ın, … ve …’in bilgisi olmaksızın suçta kullanılan av tüfeğini aracın arka koltuğuna gizlemiş olmasının genel hayat tecrübeleriyle bağdaşmamasıyla da desteklendiği, tüm mağdur sanıkların, havaya veya yere ateş etme imkânları bulunduğu hâlde olay yerindeki araçların oturma seviyesinden isabet almasına nazaran korkutmak amacıyla değil, birkaç metre mesafeden doğrudan hedef alarak yaralama kastı ile hareket ettikleri, nitekim yapılan atışlar sonucunda …, … ile …’ın yaralandıkları, aralarındaki husumet sebebiyle…’ya yönelik yaralama kastı ile hareket ettiğinde kuşku bulunmayan …’ın, … ile aralarında husumet bulunduğu ileri sürülmese de yakındaki aydınlatma direğinden dolayı karanlık olmadığı anlaşılan olay mahallinde asıl hedef… ile aynı araç içinde bulunan mağdur …’ı da görüp etkili mesafeden sonucu bilerek ve isteyerek birden fazla kez ateş etmesi şeklindeki eylemin doğrudan kastla işlendiği, … kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu 2023/175 E.,  2025/17 K.)

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir