
İfade veya sorgu için çağrı
Madde 145 – (1) İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.
Zorla getirme[1]
Madde 146 – (1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145 inci maddeye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.
(2) Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir.
(3) Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir.
(4) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder.
(6) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır.
(7) (Ek: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.
İfade veya Sorgu İçin Çağrı ve Zorla Getirme: CMK m.145 ve m.146 Analizi
Giriş
Türk Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde şüpheli, sanık, mağdur ve müştekilerin çağrılması ile bu çağrılara uyulmaması durumunda uygulanan zorla getirme işlemleri büyük önem taşımaktadır. Bu süreçler, hem ceza adaletinin sağlanması hem de tarafların haklarının korunması açısından hukuki güvenliği temin eder. Bu makalede, CMK m.145 ve m.146 hükümleri detaylı bir şekilde ele alınarak, taraflara düşen yükümlülükler ve izlenmesi gereken prosedürler incelenecektir.
1. İfade veya Sorgu İçin Çağrı (CMK m.145)
1.1. Çağrının Usulü
CMK m.145/1 uyarınca, ifadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişiler davetiye ile çağrılır. Davetiyede, çağrılma nedeni açıkça belirtilmeli ve kişiye gelmemesi durumunda zorla getirileceği bildirilmelidir. Bu düzenleme, çağrının şeffaf ve hukuk kurallarına uygun yapılmasını sağlar.
1.2. Taraflar Açısından Önem
- Şüpheli ve Sanıklar: Davetiyede belirtilen zamanda gelmeyen kişiler hakkında zorla getirme kararı verilebilir. Bu nedenle, şüpheli veya sanıkların çağrıya uyması, haklarının korunması açısından önemlidir.
- Mağdur ve Müştekiler: Haklarını etkin kullanabilmeleri için çağrıldıkları sürelerde hazır bulunmaları, ifade ve şikâyetlerini eksiksiz iletmeleri gerekir.
2. Zorla Getirme (CMK m.146)
2.1. Zorla Getirme Kararının Koşulları
CMK m.146/1 hükmü, zorla getirmenin hangi şartlarda uygulanacağını düzenler:
- Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan,
-
- maddeye göre çağrıldığı hâlde gelmeyen şüpheli veya sanık, zorla getirilebilir.
2.2. Zorla Getirme Kararının İçeriği
CMK m.146/2-3 uyarınca, zorla getirme kararında:
- Şüpheli veya sanığın kimliği,
- İlgili suç ve suçlamalar,
- Gerektiğinde eşkâl,
- Zorla getirilme gerekçesi belirtilmelidir.
Kararın bir örneği şüpheli veya sanığa tebliğ edilir.
2.3. Zorla Getirme İşleminin Süresi ve Yürütülmesi
CMK m.146/4-5 gereğince, zorla getirilen kişi derhal, yol süresi hariç en geç 24 saat içinde ilgili hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısının önüne çıkarılır ve ifadesi alınır. Zorla getirme, haklı görülecek bir zamanda başlatılır ve ifade veya sorgu sonuna kadar devam eder.
2.4. Zorla Getirmenin Gerçekleştirilememesi
CMK m.146/6’ya göre, zorla getirme kararının uygulanamaması durumunda köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisi tarafından bir tutanak düzenlenir. Bu tutanak, sürecin şeffaflığı açısından önemlidir.
2.5. Tanık, Mağdur ve Bilirkişiler Açısından Zorla Getirme
CMK m.146/7 hükmü uyarınca, çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi için de zorla getirme kararı verilebilir.
3. Taraflara Özel Yükümlülükler
3.1. Şüpheli ve Sanıklar
- Çağrıya zamanında uymak,
- Gerekli belgeleri ve savunma delillerini hazırlamak,
- Zorla getirme durumunda haklarını bilmek ve uygulamalardan zarar görmemek.
3.2. Mağdur ve Müştekiler
- Davetiye ile bildirilen gün ve saatte hazır bulunmak,
- Olayla ilgili tüm bilgi ve belgeleri sunmak,
- İfade sırasında doğru ve eksiksiz beyan vermek.
Her iki taraf için de uzman bir ceza avukatından destek almak, hak kaybını önlemek ve sürecin doğru yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
4. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
S1: Zorla getirme kararı ne zaman verilebilir?
- CMK m.146 uyarınca, 145. maddeye rağmen gelmeyen veya hakkında tutuklama/yakalama kararı için yeterli delil bulunan kişiler için verilebilir.
S2: Zorla getirilen kişi ne kadar süreyle sorguda tutulabilir?
- Zorla getirme, sadece ifadenin veya sorgunun alınması süresince devam eder; keyfi uzun süreler hukuka aykırıdır.
S3: Mağdur ve şikâyetçi için zorla getirme uygulanabilir mi?
- Evet, m.146/7 uyarınca çağrıya rağmen gelmeyen mağdur, şikâyetçi, tanık ve bilirkişiler için de zorla getirme kararı verilebilir.
S4: Zorla getirme sırasında haklarımı bilmem neden önemlidir?
- Haklarını bilmek, savunma hakkının korunmasını sağlar ve hukuki süreçte oluşabilecek haksız uygulamaları önler.
5. Sonuç
CMK m.145 ve m.146, ceza muhakemesinde ifade alma ve sorgu süreçlerini düzenleyerek hem tarafların haklarını korur hem de adaletin hızlı ve güvenli yürütülmesini sağlar. Şüpheli/sanıklar ile mağdur/müştekilerin çağrılara zamanında uyması ve haklarını doğru şekilde kullanması, hukuki süreçlerin etkinliği açısından kritik öneme sahiptir. Bu süreçlerde alanında uzman ceza avukatı desteği, hukuki risklerin minimize edilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi için vazgeçilmezdir.
[1] Bu madde başlığı “Şüpheli veya sanığın zorla getirilmesi ” iken, 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.