
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme
Madde 115- (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 2/3/2014-6529/14 md.) Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi hâlinde, fail hakkında birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(3) (Ek: 2/3/2014-6529/14 md.) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye birinci fıkra hükmüne göre ceza verilir.
GEREKÇE:
Madde metninde inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suç olarak tanımlanmıştır.
6529 sayılı Kanun’un Gerekçesi
Madde 14- Madde ile, Türk Ceza Kanununun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası değiştirilmekte ve maddeye üçüncü fıkra olarak yeni bir fıkra eklenmektedir.
Söz konusu maddede yer alan suç tanımıyla, kişilerin Anayasada ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan dini inanç, düşünce ve kanaatleri açıklama özgürlüğünün cebir veya tehdit kullanılarak engellenmesi suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişilerin mensup oldukları dini inancın gereğini yerine getirmesinin veya dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının engellenmesi, yaptırım altına alınmıştır.
Ancak belirtilmek gerekir ki, söz konusu suçun oluşabilmesi için, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin Anayasada belirlenen sınırlar çerçevesinde kullanılması gereklidir.
Maddeye üçüncü fıkra olarak eklenen yeni fıkra hükmüyle, bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale edilmesi veya bunları değiştirmeye zorlanması, suç olarak tanımlanmıştır.
İkinci ve üçüncü fıkralar kapsamında tanımlanan suçun oluşması açısından, söz konusu seçimlik hareketler, kişilere karşı cebir veya tehdit kullanarak gerçekleştirilebileceği gibi, örneğin dini ibadet ve ayinlerin yapılmasına mahsus ibadethanelerin kapılarının kişilerin giriş ve çıkışını engelleyecek şekilde kilitlenmesi suretiyle de gerçekleştirilebilir. Bu nedenle, madde metninde “cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla” ifadesine yer verilmiştir.
AÇIKLAMALAR
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 174 – (Değişik: 5.1.1961 – 235/2 md.)
Her kim şiddet veya tehdit göstererek veya nümayiş veya gürültü yaparak birini tamamen veya kısmen siyasi haklarını kullanmaktan men ederse kanunun başka ceza vermediği hallerde yedi aydan otuz aya kadar hapis ve beş yüz liradan beş bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Eğer fail, Devlet memurlarından olup da memuriyeti nüfuzunu suistimal suretiyle bu cürmü işlemiş bulunursa bir seneden beş seneye kadar hapsolunur. Ayrıca bir seneden üç seneye kadar memuriyetten mahrumiyet cezasına da uğrar.
AÇIKLAMALAR
İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme Suçu: Türk Ceza Kanunu Madde 115’in Hukuki Analizi
Özet
Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nun 115. maddesinde düzenlenen inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi suçu incelenmektedir. Madde kapsamında cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışlarla bireyin dini, siyasi, sosyal ve felsefi inançlarını açıklamaya zorlanması ya da engellenmesi durumları değerlendirilmekte; ayrıca inanç gereğinin yerine getirilmesi ile yaşam tarzına müdahale suçları ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa ile güvence altına alınan düşünce özgürlüğü bağlamında, TCK 115’in önemi ve uygulanması karşılaştırmalı hukuk perspektifiyle tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İnanç özgürlüğü, düşünce hürriyeti, TCK 115, cebir, tehdit, hukuka aykırı davranış, temel haklar.
Giriş
Düşünce, inanç ve kanaat hürriyeti, modern demokratik hukuk sistemlerinin temel taşlarından biridir. Türkiye’de bu özgürlük, Anayasa’nın 24. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesi tarafından güvence altına alınmıştır (Anayasa, 1982; AİHS, 1950). Ancak bu hakların kullanımının cebir, tehdit ve hukuka aykırı müdahalelerle engellenmesi veya zorlanması durumları, bireylerin temel haklarına yönelik ciddi ihlaller olarak ortaya çıkmaktadır. Türk Ceza Kanunu (TCK) bu ihlallere karşı koruyucu hükümler getirmiştir. Bunlardan biri de m.115’te düzenlenen inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçudur.
Bu makalede, TCK 115’in hukuki yapısı, ceza yaptırımı, suçun unsurları ve madde metninde yapılan değişiklikler ışığında suçun kapsamı ayrıntılı şekilde incelenmektedir. Ayrıca, bu suçun AİHS ve Anayasa bağlamında nasıl değerlendirildiği ve uygulamadaki sorunlar ele alınacaktır.
1. İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Hukuki Temeli
Anayasa’nın 24. maddesi, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu hükme bağlamaktadır. Bu madde ile kişilerin inançlarını açıklama, değiştirme veya yayma hakları da koruma altındadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesi ise düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü tanımlamakta ve bu özgürlüklerin korunmasını hükme bağlamaktadır (AİHS, 1950).
Bu hukuki güvenceye rağmen, bireylerin bu hakları kullanması sırasında cebir, tehdit veya hukuka aykırı müdahalelerle karşılaşmaları mümkündür. Bu nedenle, bu tür müdahalelerin cezalandırılması hukuki bir zorunluluktur.
2. TCK Madde 115’in Düzenlenişi ve Suçun Unsurları
2.1. Madde Metni ve Değişiklikler
Türk Ceza Kanunu’nun 115. maddesi üç fıkradan oluşmaktadır:
- Birinci fıkra: Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inançlarını açıklamaya veya değiştirmeye zorlamak ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan men etmek suç olarak tanımlanmış ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
- İkinci fıkra (6529 sayılı Kanun ile 2014’te eklenmiştir): Dini ibadet veya ayinlerin cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışlarla engellenmesi halinde birinci fıkra hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.
- Üçüncü fıkra (aynı değişiklikle eklenmiştir): Cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışlarla bireyin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına müdahale eden veya değiştirmeye zorlayan kişi de cezalandırılır.
Bu değişiklikler, suçun kapsamını genişletmiş ve bireylerin inançlarından doğan yaşam tarzı tercihlerini de koruma altına almıştır (Çakır, 2015).
2.2. Suçun Maddi Unsurları
- Fail: Herhangi bir gerçek kişi olabilir.
- Failin hareketi: Cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışların kullanılması.
- Failin amacı: Kişiyi inançlarını açıklamaya veya değiştirmeye zorlamak ya da bunları açıklamaktan men etmek; inanç gereğinin yerine getirilmesini veya dini ibadetleri engellemek; yaşam tarzına müdahale etmek.
- Mağdur: Birey, korunan inanç, düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olan kişi.
2.3. Manevi Unsur
Failin amacı, mağdurun inanç, düşünce, kanaat hürriyetini ihlal etmek olmalıdır. Kastın varlığı zorunludur (Yılmaz, 2020).
3. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
TCK 115’in uygulamasında bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bunların başında, “cebri davranış” ve “hukuka aykırı davranış” kavramlarının sınırlarının net olmaması gelmektedir. Ayrıca, yaşam tarzına müdahale kapsamının genişliği nedeniyle uygulamada tereddütler yaşanmaktadır (Kaya, 2018).
4. Karşılaştırmalı Hukuk Perspektifi
Avrupa ülkelerinde benzer suçlar farklı şekillerde düzenlenmiştir. Örneğin, Almanya Ceza Kanunu’nda düşünce ve inanç özgürlüğüne yönelik saldırılar farklı hükümlerle ele alınmakta, ABD’de ise Birinci Değişiklik ile bu özgürlükler çok geniş korunmaktadır (Smith, 2019).
Türkiye’de TCK 115, özgürlüğü koruyucu ancak aynı zamanda kamu düzeni ve başkalarının haklarının korunması açısından sınırlandırıcı hükümler içermektedir.
5. Sonuç
TCK 115, bireylerin inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin korunması açısından önemli bir düzenlemedir. Madde, cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışlarla bu özgürlüklerin kullanılmasının engellenmesini suç saymakta ve caydırıcı cezalar öngörmektedir. Ancak uygulamada kavramların sınırlarının netleştirilmesi ve kapsamın daha açık biçimde tanımlanması gerekmektedir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.