
Suça teşebbüs
Madde 35- (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine ondört yıldan yirmibir yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Suça Teşebbüs ve Adam Öldürme Suçları: TCK m. 35 Uygulamaları ve Yargıtay Yaklaşımı
Özet
Bu makalede, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesi kapsamında suça teşebbüs kavramı ve özellikle adam öldürme suçları çerçevesinde uygulama esasları ele alınmaktadır. Makalede, teşebbüsün hukuki niteliği, cezalandırma esasları, failin kastının belirlenmesi, meydana gelen zarar ve tehlikenin değerlendirilmesi ile ilgili Yargıtay kararları üzerinden analizler yapılmaktadır. Ayrıca, şüpheli/sanık ve mağdur açısından izlenmesi gereken hukuki yollar ve alanında uzman ceza avukatına başvurmanın önemi vurgulanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Suça teşebbüs, adam öldürme, TCK 35, kasten öldürme, ceza hukuku, Yargıtay kararları.
Giriş
Türk Ceza Kanunu, suçların yalnızca tamamlanmış hallerini değil, failin suç işleme iradesiyle icra hareketine başladığı, ancak elinde olmayan nedenlerle neticenin gerçekleşmediği durumları da cezalandırmayı öngörmektedir. Suça teşebbüs, failin kastı ve eyleminin niteliği dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Adam öldürme suçları ise, failin eyleminin neticesi ve failin kastının ağırlığı açısından özel bir öneme sahiptir.
1. Suça Teşebbüsün Hukuki Niteliği
1.1. Tanım
TCK m. 35/1’e göre, fail işlemeyi kastettiği suçu doğrudan icra etmeye başlamış, fakat neticeyi elinde olmayan nedenlerle gerçekleştirememişse teşebbüsten sorumlu tutulur. Bu durumda ceza, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre belirlenir (TCK m. 35/2).
1.2. Ceza Miktarının Belirlenmesi
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda: 14-21 yıl arası
- Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda: 10-18 yıl arası
- Diğer suçlarda: Verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilebilir
2. Adam Öldürme Suçları ve Teşebbüs
2.1. Kastın Belirlenmesi
Adam öldürme suçunda failin kastı, eyleminin niteliği, kullanılan araç, hedef alınan vücut bölgeleri ve neticenin ortaya çıkmaması durumunda yarattığı tehlike göz önünde bulundurularak belirlenir. Failin, eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının sadece yaralamaya yönelik olup olmadığı da analiz edilmelidir.
2.2. Neticenin Meydana Gelmemesi Durumu
Fail, öldürme kastı ile hareket etmiş fakat ölüm neticesi gerçekleşmemişse:
- Yaralanmanın ciddiyeti ve hayati tehlikenin varlığı göz önünde bulundurulur
- Ceza, TCK m. 35’in alt ve üst sınırları arasında belirlenir
2.3. Yargıtay Yaklaşımı
Yargıtay kararları, teşebbüs halinde:
- Failin kastının net ve yeterli kanıtlarla ortaya konması gerektiğini,
- Olayın fiili koşullarının ve kullanılan aracın niteliğinin dikkate alınmasını,
- Netice gerçekleşmemiş olsa dahi meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile cezanın alt ve üst sınırlar arasında belirlenmesini vurgulamaktadır.
Failin eyleminin öldürme olarak nitelendirildiği hallerde, netice failin elinde olmayan nedenlerle gerçekleşmediği takdirde, yaralama sonucunda mağdurda meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı birlikte değerlendirilerek verilecek ceza belirlenmelidir.
KONU İLE İLGİLİ YARGITAY BİRİNCİ CEZA DAİRESİ KARARLARI
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay günü karşılaşan suça sürüklenen çocuk ile mağdurun para alacağı nedeniyle tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüşmesi ile suça sürüklenen çocuk Ferhat’ın, mağdurun göğüs ve kalça bölgelerinde derin kesi; el ve baş bölgelerinde ise yüzeysel kesi oluşturacak şekilde bıçakla mağduru yaraladığı, mağdurun yaralandığını görünce eylemine kendiliğinden son vererek olay yerinden uzaklaştığı olayda; suça sürüklenen çocuğun öldürme kastını gösterir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun eyleme bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşıldığı halde, suç niteliğinde hataya düşülerek, meydana gelen yaranın niteliği nedeniyle, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayini ile kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine yazılı şekilde öldürmeye teşebbüsten hüküm kurulması,” (1.CD. 2013/5425 E. – 2015/12 K.)
“Olaydan bir ay evvel sanık Emrah ile maktul Bayram arasında anlaşmazlık başladığı, olay günü Emrah ile maktulün sokakta karşılaştıkları, bu anlaşmazlığa dayalı olarak maktulün Emrah’ı burnunda birinci derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaraladığı, Emrah’ın yaralanmanın verdiği hiddetle eve gittiği, olayda kullanılan av tüfeğini alarak evden çıktığı, bu durumu öğrenen babası Emin’in kardeşi mağdur İsmail’in evine gittiği, İsmail ile Emin’in tartışmaya başladığı, evin içerisinde bulunan maktulün ise dışarıya çıktığı esnada, Emrah’ın da evin önüne gelerek, bir el mağdur İsmail’e, iki el de maktule ateş etmesi neticesinde maktulün öldüğü, mağdurun ise sol fibula proksimalde ikinci derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda, …. Mesafenin yakınlığı ve kullanılan silahın niteliği hedef alınan vücut bölgesi ve kastın farklılaştığını gösterir bir delilin olmayışı dikkate alınarak, sanığın mağdur İsmalil’e karşı eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/2877 E. – 2015/5535 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın sol posterior skapula hizasında ve sol ön aksiller toraksa nafiz kalp yırtılmasına ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde mağduru yaraladığı olayda;
Suçta kullanılan aletin elverişliliği, darbe sayısı ve meydana getirdiği zarar ile olay yerinde bulunan tanığın araya girmesi üzerine, sanığın eylemini sonlandırması hususları nazara alındığında, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyeti ve bu nedenle 5237 sayılı TCK’nın 81, 35, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/1296 E. – 2015/5481 K.)
“Sanığın, av tüfeğiyle birden fazla ateş ederek mağduru kolon, jejenum, ince barsak ve femoral arter yaralanmalarına, yaşamsal tehlike geçirmesine ve ayak dorsifleksiyonunda kayba neden olacak şekilde yaraladığı olayda; TCK’nın 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza verilmesi yerine, 10 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini,” (1.CD. 2015/2143 E. – 2015/5459 K.)
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; Ziver A ile Remzi A’nın ortak olarak bir kamyon satın alıp mazot taşıma işinde kullandıkları, sonraki dönemlerde Remzi A’nın kamyon üzerindeki tankeri söküp yerine kasa taktırmak istediğinde Ziver A bu duruma karşı çıktığı, olay günü Ziver A, sanık Murat A ve beraberindekilerin kamyonun yanına gittiklerinde maktul Fereddin, Remzi A ve akrabaları ile karşılaştıkları, kamyonun üzerindeki tankerin sökülmüş olmasından dolayı taraflar arasında başlayan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanık Murat A’nın, maktul Fereddin ve mağdur Abdulkadir’in bulunduğu bölgeye doğru etkili mesafeden tabanca ile iki el ateş ederek maktulü öldürdüğü, mağdur Abdulkadir’e isabet eden mermi çekirdeğinin ise, sağ mid-klavikula hattın inguinal çizgiyi kestiği bölgenin 5 cm uzağındaki yerden vücuda girip, bu giriş deliğinin 10 cm kadar uzağındaki laterale doğru olan kısımdan çıktığı, maktulün tarafında yer alan kişilerin karşı ateş açması üzerine sanığın eylemine son vererek kaçtığı anlaşılan olayda;
Sanığın, mağdur Abdulkadir’e karşı açığa çıkan kastının maktulde olduğu gibi öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirmeyle kasten yaralama suçunun oluştuğu kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi,” (1.CD. 2015/3414 E.-2015/5451 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay öncesinde mağdur İsmail’in sanık Ömer’in resmi nikahlı eşi tanık S ile arasında gönül ilişkisi bulunduğu, bu ilişki kapsamında birçok kez telefonla görüşüp sanık Ömer’in evinde ve farklı yerlerde bir araya gelerek cinsel ilişkiye girdikleri, bu ilişkiyi öğrenen sanık Ömer’in av tüfeği ile mağdur İsmail’e ateş ederek onu yaraladığı olayda; mağdurdan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin ulaştığı boyut dikkate alındığında haksız tahrik nedeniyle 1/4’den 3/4’e kadar ceza indirimi öngören TCK’nın 29. maddesi uyarınca, alt ve üst sınır arasında makul bir indirim yapılması yerine en üst sınırdan indirim yapılarak eksik ceza tayini,” (1.CD.2015/4025 E.-2015/5426 K.)
“Oluşa, tüm dosya kapsamına, adli rapor içeriğine göre katılanın diyaframda, dalakta, omentumda hasar oluşturacak, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike geçirecek ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralandığı anlaşılan olayda meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak teşebbüs nedeni ile 9 yıl ile 15 yıl arasında temel ceza öngören TCK’nın 35. maddesinin uygulaması sırasında makul bir ceza tayini yerine sadece hiç isabet olmayan hallerde uygulanabilecek şekilde 9 yıl hapis cezası belirlenmesi,” (1.CD. 2015/1184 E.-2015/5292 K)
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık Muharrem’in bıçakla mağdur Erdem’e sağ göğsünden bir kez vurarak, cilt, cilt altı ve kas kesisi ile mamarian arter yaralanması meydana getirip, yaşamsal tehlikeleye neden olduğu olayda, 9- 15 yıl arasında hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak makul bir ceza yerine, yazılı şekilde 14 yıl hapis cezası verilerek fazla ceza tayin edilmesi,” (1.CD. 2015/3336 E. – 2015/5274 K.)
“Sanığın, bıçakla mağdurun batın, koltuk altı ve uyluk bölgelerine 3 kez vurarak ince barsakta kesilere ve yaşamsal tehliye geçirmesine neden olacak şekilde yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettiği olayda; teşebbüs nedeni ile 9 ila 15 yıl arasında ceza öngören 5237 sayılı TCK’nın 35 maddesi ile uygulama yapılırken, meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı dikkate alınarak, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayin edilmesi yerine, en üst sınırdan ceza belirlenmesi,” (1.CD 2015/3789 E. – 2012/5250 K.)
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, mağdurun olay günü arkadaşı olan tanık Mevlüt Y ile birlikte sanık ve yanında bulunan bayanı da alarak önce diskoya gittikleri, burada bir süre oturup alkol aldıktan sonra geceleyin saat: 04.00 sıralarında mağdurun evine döndükleri, evde mağdurun sanığın yanında gelen ve kendisine ulaşılamayan diğer bayanla cinsel ilişkiye girmek amacıyla evin bir başka odasına geçtiği, sanıkla birlikte kalan tanık Mevlüt Y’nin eşinin araması sebebiyle cinsel ilişkiye girmeksizin evden ayrıldığı, bir süre sonra mağdurun odasına aldığı bayanın ağlayarak sanığın yanına geldiği, bu sırada sanığın evden ayrılmak istemesine rağmen, mağdurun bunu kabul etmeyerek kendisi ve yanında bulunan bayana saldırdığı, olayın etkisiyle evde bulunan bıçağı eline geçiren sanığın mağdurun karın bölgesine vurarak batında göbeğin sol yanından 15 cm uzunlukta, ince barsak ve mezo yaralanmasına, hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda; ….. Taraflar arasında olay öncesinde bir husumet bulunmadığı, sanığın mağdura bıçakla bir kez vurduğu, engel bir durum bulunmamasına rağmen eylemine kendiliğinden son verdiği anlaşılmakla, kasten yaralama suçundan temel cezanın üst sınıra yakın şekilde tayini suretiyle hüküm kurulması yerine yazılı şekilde suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek kasten öldürmeye teşebbüs suçundan karar verilmesi,” (1. CD. 2015/1166 E. – 2015/5212 K.)
“Olay gecesi sanık ve mağdur İbrahim’in arkadaşları ile sokakta sohbet ettikleri, sanığın mağdura sözlü olarak sataştığı, mağdurun da cevap vermesi üzerine tartışmaya başladıkları, sanığın belinde bulunan tabancayı, sağ eli sargılı olduğu için, sol elle çekerek yakın mesafeden mağdura doğru ateşlediği, mağdurun koşarak maktul Burak ile tanıklar Sezer ve Aytuç’un bulunduğu bakkal dükkanına girdiği, sanığın ateş etmeye devam ettiği, kurşunlardan birinin kafasına isabet etmesi nedeniyle maktulün öldüğü, mağdurun ise yara almadığı olayda, ….. Sanık Fırat’ın, mağdura yönelik birden fazla ateş etmesi mağdurun bakkal dükkanının içerisine kaçmasına rağmen sanığın ateş etmeye devam etmesi dikkate alındığında, sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralamaya teşebbüsten hüküm kurulması,” (1. CD. 2015/1246 E. – 2015/5125 K.)
“Sanık İbrahim’in, olay sırasında sanık Edip’ten temin etmiş olduğu av tüfeği ile mağdurun baş bölgesini hedef alıp bir kez ateş ettiği, açılan ateş nedeniyle baş, yüz, boyun ve göğüs bölgelerinden çok sayıda saçma tanesi isabeti alan mağdurun her iki gözde görme kaybına, temporal kemikte 5.(ağır) derecede kırığa ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaralandığı olayda; teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nın 35. maddesi ile yapılan uygulamalar sırasında, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte gözetilerek üst sınıra yakın cezalar tayini yerine yazılı şekilde 12’şer yıl hapis cezalarına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,”(1. CD. 2015/1587 E-2015/4988 K)
“5237 sayılı TCK’nın 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında, tehlike ve zararın ağırlığına göre alt ve üst sınırlar arasında bir ceza tayini yerine, teşebbüsün hal ve derecesinden bahsedilerek yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde uygulama yapılması” (1. CD. 2011/510 E. – 2011/5293 K.)
“Mağdura ait geçici ve kesin raporlar, hastane müşahade evrakları ve soruşturma dosyasının Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek mağdurda kaç adet yaralanma meydana geldiği, iç organlarda yaralanma meydana getirip getirmediği, hayati tehlike oluşturup oluşturmadığı, duyu veya organlarında sürekli işlev zayıflaması ya da yitimine neden olup olmadığı hususlarında yeterli rapor aldırıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun ve teşebbüs nedeniyle verilecek cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, “ (1. CD. 2015/667 E. – 2015/4702 K.)
“Oluş ve dosya kapsamına göre, sanık Mecit ile katılan Serpil’in bir süreden beri arkadaş oldukları, katılan Serpil’in olay günü alacağını tahsil etmek amacıyla ayrıldığı işyerine sanık Mecit ile birlikte gittikleri, işyerinde çıkan tartışma üzerine katılan Serpil’in ayrıldığı, sanık Mecit’in de bir süre sonra işyerinden ayrılarak katılanı telefonla aradığı, olay yerine yakın yerde buluşan katılan ile sanığın tartışmaya devam ettiği, tartışma sırasında sanığın katılanın kolundan tutarak çekmeye çalışması üzerine katılanın tepki olarak sanığa tokat attığı, bu duruma kızan sanığın 12 adet bıçak yarası ile katılanı boyun, göğüs, karın, sol el, sırt, sağ kol, sol kulak bölgelerinden karaciğer, pankreas ve diyafragmaya zarar verip dalak kaybına neden olacak ve hayati tehlike geçirtecek şekilde yaralanmasına neden olduğu olayda; ………. 9-15 yıl arasında hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak sanık hakkında üst sınırdan ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 13 yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini, (1. CD. 2015/152 E.-2015/2569 K.)
3. Şüpheli/Sanık ve Mağdur Açısından Hukuki Yol Haritası
3.1. Şüpheli/Sanıklar için Öneriler
- Suç isnatlarına karşı savunmaların eksiksiz hazırlanması
- Hukuki danışmanlık için alanında uzman ceza avukatına başvurulması
- Olay yerinde ve öncesinde yapılan hareketlerin detaylı şekilde belgelenmesi
- Tanık ve delil beyanlarının eksiksiz sunulması
3.2. Mağdurlar/Zarar Görenler için Öneriler
- Hemen kolluk kuvvetlerine başvurarak resmi şikâyette bulunmak
- Tıbbi rapor ve adli raporların eksiksiz alınması
- Hukuki sürecin her aşamasında avukat desteği almak
- Olayla ilgili delilleri güvenli şekilde muhafaza etmek
4. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Suça teşebbüs ile tamamlanmış suç arasındaki fark nedir?
Cevap: Teşebbüs, failin suç işleme iradesiyle doğrudan icra hareketine başlaması ancak neticenin elinde olmayan nedenlerle gerçekleşmemesidir. Tamamlanmış suç ise, neticenin gerçekleştiği durumdur.
Soru 2: Teşebbüs halinde ceza nasıl belirlenir?
Cevap: Meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre, TCK m. 35/2’ye uygun şekilde, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayin edilir.
Soru 3: Mağdur teşebbüs halinde ne yapmalıdır?
Cevap: Hemen kolluk kuvvetlerine başvurmalı, olayla ilgili delilleri korumalı ve adli raporları eksiksiz almalıdır. Avukat desteği kritik önemdedir.
Soru 4: Suça teşebbüs eden failin cezası hangi durumlarda düşürülür?
Cevap: Suçun tamamlanmaması, meydana gelen zararın ağırlığı, haksız tahrik veya pişmanlık gibi nedenlerle ceza alt sınırdan dörtte bir oranına kadar indirilebilir.
5. Sonuç
Suça teşebbüs ve özellikle adam öldürme suçları, ceza hukukunda karmaşık ve hassas alanlardır. Failin kastının, eylemin neticesinin ve meydana gelen tehlike ve zararın doğru değerlendirilmesi esastır. Şüpheli/sanık veya mağdur, hukuki süreci doğru yönetmek ve hak kaybını önlemek için alanında uzman ceza avukatlarından destek almalıdır. Yargıtay kararları, teşebbüs halinde cezanın belirlenmesinde net ve somut delillerin önemini vurgulamaktadır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.