
GÖNÜLLÜ VAZGEÇME
5237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU
Madde 36 – (1) Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.
KONU İLE İLGİLİ YARGITAY BİRİNCİ CEZA DAİRESİ KARARLARI
1-Mahkemece kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilmiş, Dairece yaralama suçu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilen kararlar.
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, tarafların karşılıklı olarak kavgaya tutuştukları, çıkan kavgada sanığın, mağdur A…’yı umblikus ve sol aksiler bölgelerinden ince bağırsak yaralanmasına ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde iki bıçak darbesiyle yaraladığı olayda; sanığın, ciddi bir engel neden olmadığı halde eylemine kendiliğinden son verdiği, ani gelişen kavganın hareketli ortamında mağdurun hayati bölgelerini doğrudan hedef aldığını gösterir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilde bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu ve kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/1. maddesi uyarınca aynı Kanunun 61. maddesindeki ilkeler gözetilerek neticeye etkili olacak biçimde temel bir ceza belirlenmek suretiyle hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,” (1. C.D. 2015/2768 E.-2015/5606 K.)
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, mağdurun olay günü arkadaşı olan tanık MY ile birlikte sanık ve yanında bulunan bayanı da alarak önce diskoya gittikleri, burada bir süre oturup alkol aldıktan sonra geceleyin saat: 04.00 sıralarında mağdurun evine döndükleri, evde mağdurun sanığın yanında gelen ve kendisine ulaşılamayan diğer bayanla cinsel ilişkiye girmek amacıyla evin bir başka odasına geçtiği, sanıkla birlikte kalan tanık MY’nin eşinin araması sebebiyle cinsel ilişkiye girmeksizin evden ayrıldığı, bir süre sonra mağdurun odasına aldığı bayanın ağlayarak sanığın yanına geldiği, bu sırada sanığın evden ayrılmak istemesine rağmen, mağdurun bunu kabul etmeyerek kendisi ve yanında bulunan bayana saldırdığı, olayın etkisiyle evde bulunan bıçağı eline geçiren sanığın mağdurun karın bölgesine vurarak batında göbeğin sol yanından 15 cm uzunlukta, ince barsak ve mezo yaralanmasına, hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda; …. Taraflar arasında olay öncesinde bir husumet bulunmadığı, sanığın mağdura bıçakla bir kez vurduğu, engel bir durum bulunmamasına rağmen eylemine kendiliğinden son verdiği anlaşılmakla, kasten yaralama suçundan temel cezanın üst sınıra yakın şekilde tayini suretiyle hüküm kurulması yerine yazılı şekilde suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek kasten öldürmeye teşebbüs suçundan karar verilmesi,” (1.C.D. 2015/1166 E.-2015/5212 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın, mağdur M’yi sağ uyluk üst arka, sağ uyluk iç ve sağ gluteal bölgelerinden bıçakla yaşamsal tehlike geçirmesine ve sağ alt ekstremitede fonksiyon kısıtlığına ve bu nedenle organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaraladığı, bu yaralanmalarla ilgili olarak alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 08.04.2013 tarih ve 2606 sayılı raporuna göre “kişinin vücudunda sağ alt ekstremitede tarif edilen yaraların ayrıntılı trajeleri ve lokalizasyonları belirtilmediğinden kaç adet kesici delici alet yaralanmasına maruz kaldığının kesin olarak bilinemediği, söz konusu yaralar nedeniyle sağ alt ekstremitede yaygın doku içi hematom ve akut kan kaybına bağlı yaşamı tehlikeye sokan klinik bulgular tarif edildiği ancak yaraların trajelerinin ayrıntılı tarifi yapılmamış olduğundan hangisinin bu tabloya neden olduğunun bilinemeyeceğinin” bildirilmesi, sanığın, mağdurun hayati öneme haiz vücut bölgelerini hedef aldığına dair kesin ve inandırıcı kanıt bulunmaması, oluş, yaraların yeri ve tespit edilebilen niteliği ile ciddi bir engel durum olmamasına rağmen sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğinin şüpheli kaldığı, fiili ile açığa çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla; sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ve darbe sayısı gözetilerek üst sınırdan silahla kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/1-3-e, 87/1-d, son maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi yerine suç vasfında hataya düşülerek öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,” (1.C.D. 2015/1040 E.-2015/4955 K.)
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın babası olan Ş ile birlikte, bir hukuk davasında lehlerine tanıklık etmeyi kabul etmemesi nedeniyle aralarında husumet bulunan mağdurun oturduğu kahvehaneye gelerek dövmeye başladıkları, daha sonra Ş’nin tuttuğu mağduru MU’nun sol bacaktan femoral arter kesisine ve hayati tehlike geçirmesine, sol bacak diz altı ve sağ koltuk altından cilt kesisine neden olan 3 bıçak darbesi ile yaraladığı, yere düşen mağduru birlikte tekmeledikten sonra engel hal olmadığı halde kendiliklerinden eyleme son vererek olay yerinden uzaklaştıkları anlaşılan olayda; darbe sayısı, hayati tehlikeye neden olan darbenin yeri, sanığın eyleme devam etme imkanı varken etmemesi, taraflar arasında öldürme kastını doğuracak tarzda derin bir husumet bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı, sübut bulan eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu, kasten yaralama suçundan, meydana gelen zarar ile tehlikenin ağırlığına göre TCK’nın 86/1. maddesi uyarınca temel cezanın üst sınıra yakın şekilde tayini suretiyle cezalandırılması yerine, yanılgılı değerlendirme sonucu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,” (1.C.D. 2015/3181 E.- 2015/4868 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre; Olay günü bilgisayarın sesi yüzünden babası ile tartışan sanığın, tartışma sırasında babasının kendisine hakaret etmesi üzerine karşılık vermeyerek evden arkadaşları ile birlikte ayrıldığı, birkaç saat sonra eve dönen sanığın babasının kaldığı odadan gürültü gelmesi üzerine aile arasında daha önceden meydana gelen olaylar nedeniyle babasının annesini dövdüğü düşüncesi ile babasının kaldığı odaya elinde bıçakla girdiği, karanlıkta çıkan arbede sırasında babasını 4 tanesi sırt bölgesinden yüzeysel kesi oluşturacak ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, 1 tanesi de sol koldan ana arter kesisi nedeniyle hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı, odaya annesinin gelmesi üzerine eylemine devam etmeyerek evden ayrıldığı olayda; …. Engel bir başka neden olmadığı halde sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi, mağdurdaki yaraların yeri ve niteliği, hedef alına bölge dikkate alındığında, öldürme kastıyla hareket ettiği konusundaki şüphe hali sanık lehine yorumlanarak, TCK’nın 61. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değeri, kasta dayalı kusurun ağırlığı hususları göz önüne alınmak suretiyle temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak mağdura karşı silahla yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek babasını öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde karar verilmesi” (1.C.D. 2015/2898 E.- 2015/4548 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk ile mağdur Ahmet arasında çıkan kavga neticesinde, kardeşi Ahmet’in yaralandığını gören mağdur Abdulhalim’in, olay yerine giderek suça sürüklenen çocuğa yumruk attığı, bunun üzerine suça sürüklenen çocuğun da mağdurun göğüs bölgesine bıçakla bir kez vurarak olay yerinden kaçtığı, mağdurun almış olduğu darbe sonucu sağ akciğer orta lob medial segmentte yaralandığı ve hayati tehlike geçirdiği olayda,
Mağdurdaki yara sayısı ve niteliği, engel bir durum bulunmamasına rağmen sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi göz önüne alındığında, sanığın kastının öldürmeye yönelik olmadığı, eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında kasten yaralama suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nın 86/1. maddesi ile yapılacak uygulama ile aynı Kanunun 3. ve 61. maddelerindeki ilkeler gözetilerek neticeye etkili olacak şekilde makul bir temel ceza tayini yerine, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürme suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/628 E.-2015/3630 K.)
2- Gönüllü Vazgeçme ile ilgili kararlar.
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanık, mağdur Özkan, Adem, Cihangir ve Uğur isimli kişilerin araçla dolaştıkları sırada Uğur’un mağdurdan alacağını istediği, mağdurun sonra vereceğini söylemesi üzerine sanığın, “sen adam değil misin lan, adamın parasını neden vermiyorsun” dediği, araç içerisinde sanık ile mağdur arasında tartışma çıktığı, Uğur’un aracı durdurduğu, sanığın araçtan indikleri sırada mağduru batına nafiz tek bıçak darbesi ile karaciğer ve böbrek laserasyonuna neden olacak şekilde yaraladıktan sonra ciddi bir engel hal olmaksızın eylemini kendiliğinden sonlandırarak araçta bulunan diğer kişiler birlikte mağduru hastaneye götürdüğü anlaşılan olayda; ….. Eyleme bağlı kastın bıçakla kasten yaralamaya yönelik olduğu, TCK’nın 36. maddesindeki gönüllü vazgeçme durumunun oluştuğu ve aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca üst sınıra yakın şekilde temel ceza belirlenmesi suretiyle bu suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,” (1.CD. 2015/1139 E.-2015/4119 K.)
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü sanığın eşi ile mağdurun birlikte yaşadığı kardeşinin tartıştığı, sanığın araya girip kavgayı ayırdığı, olayı haber alan mağdurun olay yerine gelip doğrudan sanığa saldırarak vurduğu, sanığın bıçak çıkararak mağduru üçü göğse nafiz, hemopnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine neden olan altı bıçak darbesi ile yaraladığı, daha sonra ambulans çağrılmasına, yaralarına tampon yapılmasına ve hastaneye götürülmesine katkı sağladığı anlaşılan olayda, ….. Sanık hakkında TCK’nın 36. maddesi uyarınca gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanıp, meydana gelen neticeye göre kasten yaralama suçundan, zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak alt sınırdan epeyce uzaklaşılmak suretiyle cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/346 E.-2015/3970 K.)
“Sanığın, eşi olan mağdurun üzerine ispirto döküp ateşe vermek suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs suçuna ilişkin eylemini gerçekleştirdikten sonra, üst katta oturan Oktay’ın yanına giderek “eşinin yandığını belirterek taksi çağırmasını istediği”, tanık Oktay’ın ambulans çağırması üzerine sanığın, eşine refakat ederek hastaneye gittiği anlaşılan olayda, sanığın, kendi çabalarıyla neticenin gerçekleşmesini önleyerek gönüllü vazgeçtiği dikkate alındığında TCK’nın 36. maddesi yollamasıyla eylem sonucunda oluşan yanıkların, mağdurun vücudunun %24,5’lik kısmını kapladığı, yanma sonucunda meydana gelen yaralanmaların mağdurun yüzünde sabit ize neden olduğu gözetilerek, eşini hayati tehlike oluşturacak şekilde yaralama suçundan üst sınırdan ceza tayin edilerek mahkûmiyeti yerine, yanılgılı değerlendirme sonucu nitelikli öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2014/2544 E-2015/2596 K)
3-Mahkemece yaralama suçundan verilmiş, Dairece kasten öldürme suçuna teşebbüs olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilen kararlar.
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın sol posterior skapula hizasında ve sol ön aksiller toraksa nafiz kalp yırtılmasına ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde mağduru yaraladığı olayda;
Suçta kullanılan aletin elverişliliği, darbe sayısı ve meydana getirdiği zarar ile olay yerinde bulunan tanığın araya girmesi üzerine, sanığın eylemini sonlandırması hususları nazara alındığında, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyeti ve bu nedenle 5237 sayılı TCK’nın 81, 35, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/1296 E.-2015/5481 K.)
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın mağduru, göğsünden biri toraksa nafiz kalp ve göğüs arter yaralanması ile hayati tehlike geçirmesine neden olan iki bıçak darbesi ile yaraladığı anlaşılan olayda; suçta kullanılan öldürmeye elverişli araç, hedef alınan vücut bölgesi, darbenin şiddeti ve meydana gelen yaralanmanın niteliği dikkate alındığında, kastın öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/3709 E.-2015/4888 K.)
“Sanık ile mağdurun aynı binada komşu oldukları, olay günü apartman temizlikçisine ödenecek ücret meselesi yüzünden tartışmaya ve karşılıklı hakarete başladıkları, sanığın evine geçerek kapıyı kapattığı ancak öfkesini kontrol edemeyen mağdurun hakaretler eşliğinde sanığın kapısını tekmelemeye başladığı, bunun üzerine 6136 sayılı Kanun kapsamında kaldığı anlaşılan ve bilya atan tabancasını eline alarak evinin kapısını açan sanığın, mağdurun göğsüne doğru yakın mesafeden 2 el ateş ederek hemopnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak biçimde yaraladığı anlaşılan olayda,
Suçta kullanılan silahın elverişliliği, atış mesafesinin kısa olması, hedef alınan vücut bölgesi, atış sayısı ve meydana gelen zararın ağırlığı nazara alındığında, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyeti yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kasten yaralamadan hüküm tesisi,” (1.CD. 2014/4172 E.- 2015/4393 K.)
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, akraba olan sanık ve mağdurun olaydan bir süre önce aralarında yaşanan bir kavga olayı nedeniyle birbirleri ile konuşmadıkları, olay günü de mağdur ile karşılaşan sanığın temin etmiş olduğu bir taş parçası ile mağdurun başına sert bir şekilde vurduğu ve onu duyularından veya organlarından birisinin işlevinin sürekli olarak zayıflaması ve yüzde sabit iz niteliğinde olan sağ parietal bölgede 6 cm’lik kraniektomi defektine, epidural hematoma ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda; kullanılan silahın niteliği, darbenin şiddeti ile yöneltildiği vücut bölgesi ve meydana gelen yaralanmaya göre sanığın fiili ile açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/2113 E.-2015/4147 K.)
“Sanığın bıçak ile maktulü sağ ve sol koltuk altından ve kolundan olmak üzere üç yerinden ikisi toraksa nafiz, hemopnömotoraks oluşturacak ve hayati tehlike meydana getirecek şekilde yaraladığı olayda mağdurun kolu ile sanığa engel olması, mağdur Yasin’in sanığı engellemeye çalışması, yaraların niteliği ve sayısı ile silahın elverişliliği gibi hususlar dikkate alındığında, sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması yerine yazılı şekilde kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,” (1.CD. 2014/2020 E.-2015/3763 K.)
“Oluş ve dosya kapsamına göre; olay tarihinde sanık ile katılan arasında tarla meselesinden dolayı başlayan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, katılanın sanığa yumruk ile vurup sanığı basit tıbbi ile müdahale giderilebilecek şekilde yaraladıktan sonra, sanığın yanında taşıdığı bıçak ile katılanı göğüs bölgesinden tek bıçak darbesi ile hemotoraksa ve kalp rüptürüne neden olacak, hayati tehlike geçirecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı, tanık Fikret’in araya girmesi sonucu sanığın olay yerinden uzaklaştırıldığı olayda;
Sanığın hedef aldığı vücut bölgesi, yara yeri, yaranın niteliği, kullanılan aletin elverişliliği ile tanığın müdahalesi sonucu sanığın eylemini tamamlayamadığı ve bu nedenle engel sebep bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürmeye teşebbüsten cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2014/3955 E.- 2015/3351K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay günü mağdurlar Melih ve Suat’ın bulundukları aracın içerisinden, yoldan geçmekte olan tanık Çilem’e laf atmaları nedeniyle başka bir araçta bulunan sanığın mağdurları uyardığı, aralarında küfürleşme olduğu, bu olaydan kısa bir süre sonra tarafların yeniden karşılaştığı, sanığın araçtan inerek mağdurların aracına doğru geldiği, mağdur Suat’a ruhsatsız tabancasıyla bir el ateş ederek umblikusun hemen altından ince barsağında 30 cm’lik segment içerisinde 6 adet perforasyon olacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı, mağdur Melih’i de sağ ve sol uyluktan basit tıbbi müdahale ile iyileşmeyecek şekilde yaraladığı, daha sonra bir el de havaya ateş ederek olay yerinden ayrıldığı olayda, olayın oluş şekli, kullanılan silahın elverişliliği, hedef alınan bölge ve yaranın niteliği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın mağdur Suat’a karşı eylemi ile ortayan çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK’nın 35. maddesi uyarınca makul bir ceza belirlenerek cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/596 E.-2015/1994 K.)
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın yanında çekiç kullanan başka kişiler olduğu halde bıçakla mağdura saldırdığı, mağdura isabet eden dört darbeden sırt ve sağ lomber bölgedeki iki yaranın sanık tarafından meydana getirildiği, sağ lomber bölgedeki yaralanmanın batına nafiz olup böbrek yaralanmasına neden olduğu, olay yerinde bulunanların araya girmesi ile eylemin sona erdiği olayda; suçta kullanılan elverişli araç, hedef alınan vücut bölgesi, meydana gelen yaralanmanın niteliği, engel sebebin varlığı dikkate alındığında, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgı ile yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/199 E.-2015/1215 K.)
“Olaydan bir ay evvel sanık Emrah ile maktul Bayram arasında anlaşmazlık başladığı, olay günü Emrah ile maktulün sokakta karşılaştıkları, bu anlaşmazlığa dayalı olarak maktulün Emrah’ı burnunda birinci derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaraladığı, Emrah’ın yaralanmanın verdiği hiddetle eve gittiği, olayda kullanılan av tüfeğini alarak evden çıktığı, bu durumu öğrenen babası Emin’in kardeşi mağdur İsmail’in evine gittiği, İsmail ile Emin’in tartışmaya başladığı, evin içerisinde bulunan maktulün ise dışarıya çıktığı esnada, Emrah’ın da evin önüne gelerek, bir el mağdur İsmail’e, iki el de maktule ateş etmesi neticesinde maktulün öldüğü, mağdurun ise sol fibula proksimalde ikinci derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda, …. Mesafenin yakınlığı ve kullanılan silahın niteliği hedef alınan vücut bölgesi ve kastın farklılaştığını gösterir bir delilin olmayışı dikkate alınarak, sanığın mağdur İsmail’e karşı eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/2877 E.-2015/5535 K.)
“Sanığın, mağdur Haydar’ı sol sırt, sağ lomber ve sağ dirsek bölgelerinden sol hemotoraksa, akciğer yaralanmasına ve yaşamsal tehlike geçirmesine neden olacak şekilde üç bıçak darbesi ile yaraladığı, mağdur Hakan ve market çalışanlarının müdahalesi nedeni ile eylemini tamamlayamadan olay yerinden kaçtığı olayda; sanığın eylemiyle ortaya çıkan kastının mağduru öldürmeye yönelik olduğu ve sanık hakkında mağdur Haydar’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, suçun niteliğinde hataya düşülerek, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/3712 E.-2015/5109 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık Ayşe’nin sanık Ali R’nin annesi oluğu, mağdur Birol ve ailesi ile sanık Ayşe’nin ailesi arasında arazi meselesi nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, olaydan bir gün evvel Ali R. ile Birol’un babası Kazım arasında kavga yaşandığı, olay günü ise Birol ile Ayşe’nin evinin önünde bulunan Ali R. ile karşılaştıkları, taraflar arasında tartışma çıktığı, tartışmanın büyümesi ve kavgaya dönüşmesi üzerine, sanık Ayşe’nin bilirkişi raporuna göre otomatik tabir edilen av tüfeği ile yaptığı atış sonrasında isabet alan Birol’un saçma taneleriyle sol uyluktan sol femur açık kırığına ve femoral arter yaralanması nedeniyle ampütasyona neden olacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda,
Kullanılan silahın elverişliliği, olayın oluş şekli, mağdurdaki yaralanmanın şiddeti ile yaranın yeri hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık Ayşe’nin eylemi ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK’nın 35.maddesi uyarınca makul bir ceza belirlenerek cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/3218 E. – 2015/4517 K.)
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanıkların kendilerine hakaret eden amcaları olan mağduru beş tanesi sırt bölgesinde olmak üzere toplam on bıçak darbesi ile yaraladıkları, sırt bölgesinde bulunan kesilerden bir tanesinin ise toraksa nafiz olup hemopnömotoraksa ve hayati tehlikeye neden olduğu olayda; kullanılan aletlerin niteliği, hedef alınan vücut bölgeleri, darbe sayısı ve şiddeti ile meydana gelen yaralanmaya göre sanıkların fiilleri ile açığa çıkan kasıtlarının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suçların niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçlarından hüküm kurulması,” (1.C.D. 2015/2329 E. – 2015/4146 K. )
“Suça sürüklenen çocuk Kadir’in bıçakla mağdur Onur’un göğüs bölgesine bir kez vurarak kalp yaralanması oluşturacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda, mağdurun acil operasyona alınarak median stemotomi ile perikard açılarak sağ ventrikül primer onarımı yapılması sonucunda hayati tehlikeyi atlattığı anlaşılmakla, hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin özelliği, yaranın yeri ve niteliği hususları dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuğun eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu gözetilmeden, kasten öldürmeye teşebbüs suçu yerine suçun niteliğinde hataya düşülerek kasten yaralamadan hüküm kurulması,” (1.C.D. 2014/567 E.- 2015/1437 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık ile mağdur arasında alacak-borç anlaşmazlığı bulunduğu, olay günü bu konuyu konuşmak için mağdurun sanığın yanına gittiği, konuştukları sırada aralarında çıkan tartışmada mağdur tarafından sanığa küfür edilmesi üzerine sanığında üzerinde bulunan bıçakla mağduru bir tanesi sağ bacak uyluk bölgesi, biri sol bacak uyluk bölgesinde yaralanmaya ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde, bacak, kalça, omuz, dirsek, kulak, ve parmak bölgelerinden toplam on bıçak darbesi ile yaraladığı olayda; kullanılan aletin niteliği, darbenin sayısı ve şiddeti ile meydana gelen yaralanmaya göre, sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.C.D. 2014/505 E.-2015/1146 K.)
“Bir olayda sanığın eyleminin öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı olduğunun kabulü için, suçta kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, isabet eden bölge, darbe sayısı ve şiddeti, hedef seçme olanağının bulunup bulunmadığı, mağdurdaki yaraların yerleri ve özellikleri, sanığın kendiliğinden mi yoksa engel bir nedenden dolayı mı eylemine son verdiği gibi ölçütlere bakılması gerekir.
Davaya konu olan olayda, sanığın, mağdurun sol koltukaltı ve sırt bölgelerine her biri toraksa nafiz olan iki bıçak darbesi vurarak solda hemotoraksa ve yaşamsal tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaraladığı anlaşılmakla; yukarıda belirtilen kriterlerden suçta kullanılan aletin cinsi, hedef alınan vücut bölgesi, darbe sayısı ve şiddeti, yaraların yerleri ve niteliği birlikte dikkate alındığında sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve sanık hakkında mağdur İsmail’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, suçun niteliğinde hataya düşülerek, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2014/1098 E. – 2015/1656 K.)
“Olay günü mağdurun yeğeninin trafik kazasında ölmesi nedeniyle hastanede bulunduğu sırada husumetli olduğu Balta ailesi fertlerini hastanede görünce burayı terkedin diyerek tehdit etmesi üzerine çıkan kavgada sanığın mağduru ikisi batına, ikisi toraksa nafiz olacak şekilde toplam 4 bıçak darbesi ile umblikal bölge lateralden, sol 6. kosta meme başı hizasından, sol 11. kot hizasından, sağ 7. kosta stemuma 2 cm. uzaklıktan, pnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak derecede yaraladığı olay yerinde bulunanların ve polislerin araya girerek tarafları ayırdığı olayda; Sanığın kullandığı aletin niteliği, darbe sayısı, hedef aldığı vücut bölgesi ile meydana gelen yaralanmanın niteliği ve engel hal nedeniyle eylemine devam edemediği hususları nazara alındığında, ortaya çıkan kastının mağduru öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığından, kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçundan cezalandırılması yerine suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde bıçakla kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2014/528 E. – 2015/1677 K.)
“Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay tarihinde suça sürüklenen çocuk ile mağdur arasında çıkan kavga sırasında suça sürüklenen çocuğun tabanca ile ateş ederek mağduru sol lomber bölgesinden isabet sağlayıp yaşamını tehlikeye sokan duruma neden olmayacak ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte yaraladığı olayda; kullanılan aletin niteliği, hedef alınan vücut bölgesi ve yaranın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,” (1.CD. 2014/366 E.-2015/760 K.)