Hukuki Makaleler

İntihara Yönlendirme Suçu: Ankara, Ceza Hukuku – Avukat Necmettin İlhan

İNTİHARA YÖNLENDİRME

5237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU

Madde 84 – (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Metinden çıkartılan cümle: 29/06/2005-5377 S.K./10.mad)

(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

İntihara Yönlendirme Suçu (TCK m.84)

Giriş

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 84. maddesi, intihara yönlendirme suçunu düzenlemektedir. İntihar, kişinin kendi yaşamına son vermesidir ve Türk Ceza Hukuku’nda suç olarak tanımlanmamıştır. Ancak, başkasının intiharına azmettirme, teşvik etme, kararını kuvvetlendirme veya yardım etme fiilleri cezalandırılmaktadır. Bu düzenleme ile bireylerin yaşam hakkı, üçüncü kişilerden gelebilecek olası tehditlere karşı korunmaktadır.


İntihara Yönlendirme Suçunun Hukuki Niteliği

İntihara yönlendirme suçu, yaşama hakkını korumaya yönelik bir suç tipidir. Burada korunan hukuki değer, bireyin yaşamını sürdürme özgürlüğü ve kişisel özerkliğidir.

Kanun koyucu, intiharın kişinin kendi kararıyla gerçekleştirilmesini cezalandırmamış; ancak üçüncü kişilerin bu kararı etkilemesini veya yönlendirmesini cezalandırmıştır. Bu durum, “intiharın hak olarak tanınmadığı, ancak başkasının bu iradeyi etkilemesinin toplumsal tehlike doğurduğu” anlayışına dayanmaktadır.


Suçun Unsurları

1. Fail

Suçun faili herkes olabilir. Failin belirli bir sıfat taşıması aranmaz.

2. Mağdur

Mağdur da herkes olabilir. Ancak TCK m.84/4’te özel olarak çocuklar, algılama yeteneği gelişmemiş kişiler ve cebir/tehdide maruz bırakılanlar korunmuştur. Bu hallerde fail, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulur.

3. Fiil

TCK m.84 kapsamında suçun fiili çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:

  • Azmettirme: İntihar düşüncesi olmayan kişide bu düşünceyi oluşturmak.
  • Teşvik etme: Var olan intihar düşüncesini kuvvetlendirmek.
  • Kararı güçlendirme: Kişinin mevcut iradesini pekiştirmek.
  • Yardım etme: İntiharın araçlarını sağlamak, ortam hazırlamak.

4. Netice

  • İntihar gerçekleşmezse → 2 ila 5 yıl hapis cezası.
  • İntihar gerçekleşirse → 4 ila 10 yıl hapis cezası.
  • Alenen teşvik → 3 ila 8 yıl hapis cezası.
  • Çocuk, algılama yeteneği olmayan veya cebir/tehdit altında olan kişiler → kasten öldürme hükümleri uygulanır.

Yargıtay Uygulamasından Örnekler

Yargıtay kararlarında, intihar olaylarında failin yönlendirici davranışlarının belirlenmesi önem taşımaktadır. Özellikle mağdura intihar araçlarının verilmesi, psikolojik baskı yapılması veya intihar fikrinin yoğun şekilde teşvik edilmesi, suçu oluşturduğu kabul edilmektedir.

“Dosya içeriğine ve tanık Zahide’nin beyanına göre, Çivril ilçesinde oturan sanık Ali ile maktul Bahar’ın evli olup, aralarında geçimsizlik bulunduğu, olaydan bir gün önce sanık Ali’nin, oğlu Veli ile birlikte Sandıklı ilçesine gideceğini maktul Bahar’a söylediği, maktul Bahar’ın da Denizli’ye annesi Emine’nin evine gidip kalmak istediğini belirttiği, sanık Ali ve oğlu Veli’nin Sandıklı ilçesine, maktul Bahar’ın ise otobüsle Denizli’ye gittiği, burada internet üzerinden tanıştığı ve arkadaş olduğu tanık Adem’le buluştuğu, sanık Ali’yi telefonla arayıp, Denizli’ye geldiğini, kendisini babasının karşıladığını söyleyerek, geceyi adı geçen tanıkla birlikte bir pansiyonda geçirip, olay günü öğleden önce evine döndüğü, sanık Ali’nin cep telefonu ile maktul Bahar’ı aradığında evde olduğunu öğrenip, eve çabuk gelmesinden şüphelendiği, kayınvalidesi Emine’yi telefonla arayarak, bu durumu sorduğu, maktul Bahar’ın gece onun evinde kalmadığını tespit ettikten sonra, kayınvalidesi Emine’den Çivril’deki eve gelmesini isteyerek “gel konuyu çözelim” dediği, maktul Bahar’ı da tekrar telefonla arayıp, geceyi kayınvalidesinin evinde geçirmediğini öğrendiğini belirtip, “seni gelirsem silahla vuracağım, ben gelmeden kendini vur, bu işi bana bırakma” dediği ve sinkaflı küfürler ettiği, bu telefon görüşmesini o sırada maktul Bahar’ın yanında bulunan tanık Zahide’nin de duyduğu, tanık Zahide’nin maktul Bahar’ı sakinleştirmeye çalıştığı ve bir süre sonra evden ayrıldığı, maktul Bahar’ın bulunduğu eve önce maktulün annesi Emine, daha sonra ise sanık Ali ile oğlu Veli’nin geldiği, birlikte maktul Bahar’ın geceyi nerede geçirdiği konusunda konuşmaya başladıkları, maktulün kaçamaklı cevap vermesi üzerine tartıştıkları, Emine’nin maktul Bahar’ı darp ettiği, gürültüyü duyan komşuların eve gelmesi üzerine birlikte sanık Ali’ye ait mobilya dükkanına gittikleri, aynı konuda tartışmaya devam ettikleri, sanık Ali’nin maktulden MSN şifresini istemesi, maktulün de MSN şifresini sadece teyzesinin kızı olan tanık Ayşegül’e vereceğini söylemesi üzerine sanık Ali’nin kabul ettiği, maktul Bahar, sanık Ali ve çocukları Veli’nin birlikte eve döndükleri, oturma odasında oturdukları sırada önce sanık Ali’nin lavaboya, sonra maktul Bahar’ın çocuk odasına gittiği, çocuk odasından silah sesi gelmesi üzerine sanık Ali’nin lavabodan, çocukları Veli’nin ise oturma odasından çıktıklarında koridorda karşılaştıkları, birlikte çocuk odasına gittiklerinde, maktul Bahar’ın sağ göğsünden isabet eden mermi sonucu yaralandığını ve yakınında tabanca olduğunu gördükleri, sanık Ali’nin maktulü kucaklayarak antreye çıkardığı, telefonla 112’yi aradığı, ancak maktulün olay yerinde ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu öldüğü olayda, maktulün sağ el dış svaplarında atış artıkları bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmakla,

Sanık Ali’nin eşi olan maktul Bahar’ı tabanca ile öldürdüğüne dair her türlü kuşkudan yeterli ve kesin kanıt elde edilemediği, ancak sanık Ali’nin maktul Bahar ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında “seni gelirsem silahla vuracağım, ben gelmeden kendini vur, bu işi bana bırakma” şeklindeki sözlerinden bir süre sonra ölümün meydana gelmesi dikkate alındığında, sanık Ali hakkında 5237 sayılı TCK’nın 84. maddesi uyarınca intihara yönlendirme suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” (1.CD. 2014/3770 E. – 2015/4273 K.)

“Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık Mustafa ve maktul Nurcan arasında yüz yüze gelmeden ve birbirlerini görmeksizin sadece telefonla konuşma ve mesajlaşmaktan ibaret arkadaşlık ilişkisinin olduğu, bu ilişki sırasında sanığın bir süre maktulün kız kardeşi ile de aynı şekilde görüştüğü ve bundan dolayı her iki kız kardeş arasında tartışma da yaşandığı, bir süre sonra sanığın maktul ile olan ilişkisini bitirmek istediğini maktule ilettiği, bunun üzerine duygusal olarak sanığa aşırı derecede bağlanan maktulün sanığa hitaben “bana dönmezsen canıma kıyacağım, zehir içeceğim” şeklinde mesaj gönderdiği, maktul tarafından kendisine gönderilen bu mesajı ciddiye almayan sanığın ise maktule hitaben “son kurşunu kafama sıkayım hoşçakal” ve “Nurcan ben yapıyorum bile bitanem” şeklinde mesajlar gönderdiği, kısa bir süre sonra da maktulün etkeni saptanamayan toksik bir maddeyi içmek suretiyle intihar ettiği olayda; sanık tarafından maktule gönderilen cep telefonu mesajlarının nitelik ve yoğunluk bakımından intihar kararını kuvvetlendirme olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla yasal unsurları oluşmayan atılı suç yönünden sanığın beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,” (1.CD. 2014/2844 E. – 2015/3135 K.)

“Dosya kapsamına göre, mağdur Metin ile haklarında verilen hüküm kesinleşen Doğan ve Mustafa’nın birlikte işledikleri “nitelikli öldürme”, “yağma” ve “hürriyeti sınırlama” suçlarından hükümlü olarak aynı cezaevinde bulundukları, Doğan ve Mustafa’nın, yanlarına yine hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olan Ersin ve sanık Engin’i de alarak, sürekli baskı altında tuttukları mağduru, kendileri yararına kantin alışverişi yapmaya zorladıktan, olay günü mağdurun parasının kalmaması sebebiyle sanıkların isteklerini yerine getiremediği, bunun üzerine, sanıkların hep birlikte bahçeye çağırdıkları mağduru darp etmeye başladıkları, temin ettikleri bir çamaşır ipini mağdurun kalmış olduğu koğuşun pencere demirine bağladıkları, ardından “intihar etmezsen seni öldürürüz” diyerek, buldukları tabureyi asmış oldukları ipin altına koydukları, mağduru tabureye çıkıp kendisini asması için yoğun bir baskı uygulayarak zorladıkları, nihayet tüm bu baskılardan bunalan mağdurun tabureye çıkıp boynuna ipi geçirdiği, tabureye vurduğu tekmeyle birlikte boynundan sallanmaya başladığı, bu esnada paniğe kapılan sanıkların ipi kesmek suretiyle mağduru kurtardıkları olayda,

Mağdurun kendi iradesi ile değil, sanık Engin’in de içinde bulunduğu grubun fiili ve psikolojik baskı ve zorlamaları sonucu intihar ortamına sürüklendiği, bu durumda ölümün gerçekleşmesi halinde TCK’nın 84/2-son maddesi uyarınca “kasten öldürme” suçundan, ölümün sanıktan kaynaklanmayan bir nedenle gerçekleşmemesi halinde “öldürmeye teşebbüs”ten neticenin bizzat sanık tarafından engellenmesi halinde ise TCK’nın 36. maddesi uyarınca “kasten yaralama” suçundan hüküm kurulması gerektiği, somut olayda neticenin sanık tarafından engellendiği anlaşıldığı halde, sanığın, “kasten yaralama” suçundan, TCK’nın 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saik gibi hususlar gözönünde bulundurularak, üst sınırdan bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde “intihara yönlendirme” suçundan hüküm kurulması” ( 1.CD. 2014/282 E. – 2014/1248 K.)

“Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıkla maktulün evli olup sanığın annesi olan Halime ile aynı evde ikamet ettikleri aynı zamanda sanığın 15 yıldır mevsimlik işçi olarak çalıştığı için İstanbul iline gidip geldiği, ayrıca sanıkla maktulün istedikleri halde çocuklarının olmadığı, bu durumun aralarında geçimsizliğe neden olduğu gibi maktul hakkında ikamet ettikleri köyde yaşayan başka bir kişiyle ilişki yaşandığına ilişkin dedikodunun çıkarıldığı, maktulün bu durumu annesi katılan Selbi’ye söylediği ve sanık tarafından dövüldüğünü, hırpalandığını anlatıp “beni buradan kurtar, derdim çok büyük evine gelince her şeyi anlatırım” dediği, sanığın, bu duruma kızıp maktule ait telefon kartını alarak kırdığı böylece annesi ve bir başkasıyla ilişki kurmasını engellediği, bunun üzerine Selbi’nin sanığı telefonla arayarak maktulü evine göndermesini veya boşanmasını istediği, sanığın ise boşanmayı kabul etmeyerek “ancak ölüsünü alırsın” dediği, olay günü saat 03:00 sıralarında sanığın öncesinde İstanbul’dan getirdiği ipi düğüm yaparak evin hol bölümünde bulunan tavandaki kalasa doladığı ve evde bulunan boş kovayı yere ters bir şekilde koyarak üstüne çıkarttığı maktulü, ipi boynuna geçirip asmak suretiyle öldürdüğü olayda;

Sanığın, öncesinde sık sık darp etmesi nedeni ile kendisinden boşanıp annesinin evine gitmek isteyen eşi maktulü tasarlayarak öldürdüğü anlaşıldığı halde; TCK’nın 82/a-d maddeleri yerine yazılı şekilde suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek cebir ve tehdit yoluyla intihara mecbur etmek suretiyle tasarlayarak öldürme suçundan TCK’nın 84/4, 82/1-a-d maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi” ( 1.CD. 2014/415 E. – 2014/1748 K. )

“Oluşa ve dosya içeriğindeki delillere göre; olay tarihi itibariyle on beş yaşında olan mağdure Yazgül’ün sanık Ayhan’ın kızkardeşi olduğu, olay tarihinden önceki bir tarihte öğrenim gördüğü okulda öğretmen olarak görev yapan ve evli olan tanık Fatih’e duygusal münasebet beslediği, bu durumun okul idaresince öğrenilmesi üzerine annesi ile kızkardeşine bildirildiği, bu süreçte intihara teşebbüs eden mağdurenin ailesi tarafından tedavi ettirildiği, olay tarihinden bir gün önce yine aynı sebeplerle evinde intihara kalkıştığı ve sanık Ayhan’ın mağdurenin odasının kapısını kırarak onu dışarı çıkardığı, yine kardeşleri olan İbrahim ve Bayram tarafından hastaneye kaldırıldığı, tedavi sonrası eve döndüklerinde sanık Ayhan’ın silah zoruyla mağdureye intihar mektubu yazdırıp, elindeki silahı ona vermeye çalışarak kendisini vurmasını söylediği, mağdurenin silahı almaması üzerine korkutmak amacıyla yere doğru bir el ateş ederek silahı tekrar beline koyduğu ve mağdureye tehdit içerikli sözler sarf ederek yanından ayrıldığı ve daha sonra mağdurenin bu eyleme dayalı olarak intihara teşebbüs etmediği olayda;

Sanığın kastının mağdurenin intihar etmesine yönelik olmayıp, davranışlarını sürdürmesi halinde yaşamına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmekten ibaret olduğu ve TCK’nın 106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi” ( 1.CD. 2012/4105 E. – 2014/1172 K. )


Mağdur, Müşteki veya Suçtan Zarar Gören Açısından Yapılması Gerekenler

  • İntihara yönlendirme fiilinden zarar gören kişiler, derhal Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmalıdır.
  • İlgili olayda psikolojik baskı, tehdit veya cebir unsurları mevcutsa, fail hakkında kasten öldürme hükümleri uygulanabilecektir.
  • Mağdurların hak kaybına uğramaması için sürecin her aşamasında uzman bir ceza avukatından hukuki yardım almaları önem arz etmektedir.

Şüpheli veya Sanık Açısından Yapılması Gerekenler

  • Hakkında TCK m.84 kapsamında soruşturma başlatılan kişilerin, ifade verme aşamasında mutlaka bir ceza avukatı ile hareket etmesi gerekir.
  • İntiharın gerçekleşmediği hallerde cezanın alt sınırdan tayini veya beraat ihtimalleri açısından savunma stratejisi büyük önem taşır.
  • Failin kastının intihara yönlendirme değil, farklı bir amaç taşıdığı savunulabilir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. İntihar etmek suç mudur?
Hayır, Türk Ceza Hukuku’nda intihar etmek veya intihara teşebbüs etmek suç değildir.

2. İntihara yardım eden kişi hangi cezayı alır?
İntihar gerçekleşmezse 2–5 yıl, gerçekleşirse 4–10 yıl hapis cezası uygulanır.

3. Çocuğu intihara yönlendiren kişi hangi suçtan sorumlu olur?
Bu durumda fail, doğrudan kasten öldürme suçundan cezalandırılır.

4. İnternette intihara teşvik paylaşımı suç mudur?
Evet, TCK m.84/3 uyarınca alenen teşvik suçtur ve 3–8 yıl hapis cezası öngörülmüştür.

5. Mağdur veya sanık ne yapmalı?
Her iki taraf da haklarını etkin şekilde koruyabilmek için uzman bir ceza avukatına başvurmalıdır.


Sonuç

İntihara yönlendirme suçu, yaşam hakkını koruyan önemli bir düzenlemedir. Failin davranışının niteliği, mağdurun özellikleri ve intiharın gerçekleşip gerçekleşmediği, suçun hukuki vasfını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, hem mağdurlar hem de sanıklar açısından süreç oldukça hassastır.

Ceza muhakemesi sürecinde hak kayıplarının yaşanmaması için, her iki tarafın da ceza hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki destek alması büyük önem taşır.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir