Hukuki Makaleler

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Kamu Meslek Kuruluşlarının, Siyasi Parti, Vakıf veya Dernek Tüzel Kişiliklerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu (5237 sayılı TCK. madde 158/1-d): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Dolandırıcılık Suçunun Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Kamu Meslek Kuruluşlarının, Siyasi Parti, Vakıf veya Dernek Tüzel Kişiliklerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle İşlenmesi (TCK m.158/1-d)

Özet

Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d maddesi, dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşları, kamu meslek kuruluşları, siyasi partiler, vakıflar veya dernekler gibi tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak düzenlemektedir. Bu makalede, anılan suçun hukuki yapısı, tüzel kişiliklerin tanımı, Yargıtay uygulamaları ve doktrindeki görüşler detaylı biçimde incelenmiştir. Ayrıca, suçun oluşumu için gerekli unsurlar ve uygulamadaki sınırları tartışılmıştır.


Anahtar Kelimeler

Dolandırıcılık, Kamu Kurumu, Kamu Meslek Kuruluşları, Siyasi Parti, Vakıf, Dernek, Tüzel Kişilik, Nitelikli Hal, Yargıtay, Türk Ceza Kanunu


Giriş

Dolandırıcılık suçu, toplum güvenini zedeleyen ekonomik suçlar arasında önemli bir yer tutar. Suçun etkisinin daha ağırlaştırılması amacıyla Türk Ceza Kanunu’nda bazı nitelikli halleri düzenlenmiştir. Bunlardan biri de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158/1-d maddesinde yer alan, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi partilerin, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılıktır. Bu düzenleme, bu tür tüzel kişiliklerin toplumdaki güvenilirliğini istismar eden fail davranışlarını cezalandırmayı hedeflemektedir (Yılmaz, 2020).


1. Hukuki Çerçeve ve Kavramsal Tanımlar

1.1. Dolandırıcılık Suçunun Nitelikli Hali (TCK m.158/1-d)

TCK m.158/1-d maddesi, dolandırıcılık suçunun, kamu kurum ve kuruluşları, kamu meslek kuruluşları, siyasi partiler, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak tanımlamaktadır. Bu düzenleme ile failin, toplumda yüksek güven beslenen kurumları hileli şekilde araç kılması halinde cezası artırılmaktadır (Özbek, 2021).

1.2. Kamu Kurumu ve Kuruluşları

Kamu kurumları; devlet tüzel kişiliği kapsamında il özel idareleri, belediyeler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT’ler), Yüksek Öğretim Kurumu ve katma bütçeli kuruluşları kapsamaktadır. Noterlik ve avukat büroları ise kamu hizmeti sağlamalarına rağmen kamu kurumu değildirler (Kaya, 2019).

1.3. Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları

Anayasa’nın 135. maddesine göre, meslek mensuplarının ortak ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini düzenlemek ve meslek disiplini sağlamak amacıyla kanunla kurulan, kendi üyeleri tarafından seçilen organlara sahip kuruluşlardır. Barolar, noterler birliği, ticaret ve sanayi odaları bu kapsamdadır (Çelik, 2022).

1.4. Siyasi Partiler, Vakıflar ve Dernekler

Siyasi partiler 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na göre faaliyet gösteren ve demokratik işleyişi destekleyen tüzel kişiliklerdir. Vakıflar, belirli amaçlar için mal ve hakların tahsis edilmesiyle oluşan tüzel kişiliklerdir. Dernekler ise, ortak bir amacı gerçekleştirmek için en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesiyle kurulan tüzel kişiliklerdir (Demir, 2021).


2. Suçun Unsurları ve Nitelikli Halin Uygulanması

2.1. Araç Olarak Kullanma Kavramı

Dolandırıcılık suçunun bu nitelikli halinin uygulanabilmesi için, kamu kurumları veya belirtilen tüzel kişiliklerin maddi varlıklarının araç olarak kullanılması zorunludur. Sadece isim veya sembolün kullanılması yeterli değildir. Kuruma ait kimlik, evrak, belge, taşıt veya diğer alametlerin kullanımı, mağdur üzerinde kuruma ait algısı oluşturarak aldatmayı kolaylaştırır.

2.2. Dolandırıcılığın Kurum Zararına Olması Gerekmez

Nitelikli halin uygulanabilmesi için dolandırıcılığın doğrudan kurumun zararına olması zorunlu değildir. Burada esas olan, kurumun araç olarak kullanılmasıdır. Kurum zararına işlenen eylemlerde farklı bentler (örneğin 158/1-e) uygulanabilir (Öztürk, 2020).

2.3. Tüzel Kişiliklerin Usulüne Uygun Kurulması

Siyasi parti, vakıf veya derneklerin usulüne uygun ve tüzel kişilik kazanmış olmaları gerekir. Usulsüz veya tüzel kişilik kazanmamış kuruluşların araç olarak kullanılması halinde bu bent hükümleri uygulanmaz (Gündüz, 2019).


3. Yargıtay Kararları ve Uygulama Örnekleri

Yargıtay kararları, m.158/1-d’nin uygulanmasında önemli yol göstericidir. Örneğin; faillerin dernek adına topladıkları bağışları gerçek amacı dışında kullanmaları halinde, derneğin araç olarak kullanıldığı kabul edilmiştir. Ancak burada failin amacı ve davranışlarının net olarak ortaya konması gerekir.

Öte yandan, sahte belgeler düzenlenerek kamu kurumlarının (örneğin icra dairelerinin) araç kılınmasıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık vakaları da bu bent kapsamında değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, mağdurun sahte evraktaki imzanın kendisine ait olmadığını hemen fark edebilmesi halinde, hile unsurunun gerçekleşmediği ve suçun oluşmadığına dair görüşler de mevcuttur (Erdoğan, 2021).


4. Doktrinsel Değerlendirme ve Tartışmalar

Bazı doktrin yazarları, failin sadece tüzel kişiliğin ismini kullanmasının yeterli olmadığını, kurumun maddi varlığının kullanılması gerektiğini belirtirken (Kara, 2020), diğerleri yasa metnindeki “araç olarak kullanılması” ifadesinin geniş yorumlanması gerektiğini savunmaktadır (Arslan, 2018).

Ayrıca, hileli davranışın yoğunluğu ve aldatıcılık derecesinin failin kastına göre değerlendirilmesi gerektiği, açık ve herkesçe anlaşılan davranışların hileli sayılamayacağı belirtilmektedir (Yılmaz, 2020).


Sonuç

Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d maddesi, dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşları ile belirlenen tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak düzenleyerek, toplumsal güveni koruma amacını güçlendirmiştir. Suçun unsurları, uygulama sınırları ve Yargıtay kararları ışığında değerlendirildiğinde, failin bu kurumları somut ve maddi varlıklarıyla araç kılması gerektiği, sadece isim veya sembol kullanımının yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, dolandırıcılığın kurum zararına olması zorunlu olmayıp, araç olarak kullanılmasının varlığı yeterlidir. Uygulamada failin kastı ve mağdurun aldatılabilirliği somut olayın ayrıntılarına göre değerlendirilmektedir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir