Hukuki Makaleler

Kast (unsurları, türleri, olası kasıt) (5237 sayılı TCK. madde 21): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

KAST

MADDE 21 – (1)       Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.

(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde, olası kast vardır. Bu hâlde, ağırlaşmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

GEREKÇE:

Kast, kişi ile işlediği suçun maddî unsurları arasındaki psikolojik bağı ifade etmektedir. Suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi, kastın varlığı için zorunludur. Suç tanımında yer almakla birlikte, fiilin ifade ettiği haksızlık üzerinde etkili olmayan koşulların gerçekleştiğinin bilinip bilinmemesi, kastın varlığı açısından önem taşımamaktadır. Örneğin objektif cezalandırılabilme koşulunun arandığı suçlarda bu koşulun veya şahsî cezasızlık sebebinin fail tarafından bilinmesi gerekmez.

Madde metninde doğrudan kasttan ayrı olarak olası kast da tanımlanmıştır.

Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.

Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.

Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.

Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.

Suçun olası kastla işlenmesi durumunda temel cezada indirim yapılması öngörülmüştür.

Kasten işlenebilen suçlar, ilke olarak hem doğrudan hem de olası kastla işlenebilir. Ancak, kanundaki tanımında “bilerek” ifadesine yer verilmiş olan suçlar sadece doğrudan kastla işlenebilir. Örneğin iftira suçunda, failin suçsuz olduğunu “bilerek” kişiye suç isnat etmesi gerektiğinden, bu suç ancak doğrudan kastla işlenebilir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 45 – Cürümde kasdin bulunmaması cezayı kaldırır. Failin bir şeyi yapmasının veya yapmamasının neticesi olan bir fiilden dolayı kanunun o fiile ceza tertip ettiği ahval müstesnadır.

Kabahatlerde kasıt sabit olmasa bile herkes kendi fiil veya ihmalinden mesuldür.

(Ek: 8/1/2003 – 4785/1 md.) Failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza üçte bir oranında artırılır.

AÇIKLAMALAR

I. GİRİŞ

Ceza hukukunun temel kavramlarından biri olan kast, suçların manevi unsurunu teşkil eder. Türk Ceza Kanunu (TCK) sisteminde kural olarak suçların kasten işlendiği kabul edilmekte, taksir ise istisnai bir sorumluluk türü olarak düzenlenmektedir. Kast kavramı, suçun kanuni tanımında yer alan unsurların fail tarafından bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesini ifade eder. Bu bağlamda kast, bilme ve isteme olmak üzere iki temel unsurdan oluşmaktadır. Ceza sorumluluğunun tayininde kastın derecesi ve niteliği, suçun vasfını ve failin cezasını belirlemede kritik bir rol oynamaktadır.

II. KAST KAVRAMI VE YAKIN KAVRAMLARLA İLİŞKİSİ

A. Kastın Tanımı

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesi, kastı “suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi” olarak tanımlar. Bu tanım, failin fiili gerçekleştirirken hem eylemin hukuki boyutunu kavraması hem de bu sonucu istemesi gerektiğini ortaya koyar. Kast, bu anlamda ceza sorumluluğunun temel dayanağıdır. Hukuki doktrinde kast, subjektif bir unsur olarak değerlendirilmektedir ve failin iç dünyasına yönelik bir değerlendirmeyi zorunlu kılar.

B. Kast ile Karıştırılabilecek Kavramlar

  • Amaç (Maksat): Suçun kanuni tanımında yer alan ve failin ulaşmak istediği neticeyi ifade eder. Amaç, özellikle özel kastın söz konusu olduğu suç tiplerinde önem arz eder.
  • Gaye: Failin suçu işlemek suretiyle ulaşmak istediği çıkarı ifade eder. Genellikle saikle benzerlik gösterir ve cezanın bireyselleştirilmesinde rol oynar.
  • Saik (Güdü): Faili suç işlemeye sevk eden içsel nedenlerdir. Hukuki anlamda saik, çoğu durumda suçun oluşumu için gerekli bir unsur değildir ancak bazı suçlarda (örneğin nefret suçları) saik suçun oluşumuna etki eder.

III. KASTIN UNSURLARI

A. Bilme Unsuru

Bilme, failin suçun kanuni tanımındaki tüm maddi unsurları bildiği anlamına gelir. Bu unsurlar arasında failin kimliği, mağdurun durumu, hareketin niteliği, hukuki konu ve netice gibi öğeler yer alır. Kanunun 21/1 ve 30/1. maddeleri bu öğeye açıklık getirmektedir. Fail, suç teşkil eden fiilin gerçekleşmesini sağlayan şartların farkında olmalıdır. Örneğin, mala zarar verme suçunda failin başkasına ait bir eşyayı tahrip ettiğini bilmesi gerekir. Ancak, objektif cezalandırma şartları (örneğin şikâyet) ve şahsi cezasızlık nedenleri (örneğin akrabalık ilişkisi) kastın bilme unsurunun dışında değerlendirilir.

B. İsteme Unsuru

İsteme, failin bilerek gerçekleştirdiği fiili aynı zamanda istemesi anlamına gelir. Bu unsur kastı, taksirden ayıran temel öğedir. Failin saik veya amacı ne olursa olsun, suçun unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi kastın varlığı için yeterlidir. İsteme, çoğu zaman doğrudan neticenin gerçekleşmesine yöneliktir. Ancak bazı durumlarda, neticenin gerçekleşmesi doğrudan amaç olmasa bile kabul edilmiş olabilir; bu durumda olası kast söz konusu olur.

IV. KASTIN ZAMANI VE İSPATI

Kast, en geç icra hareketlerine başlandığı anda var olmalıdır. Kastın sonradan oluşması veya eylem tamamlandıktan sonra ortaya çıkması, kastın varlığını sağlamaz. Kastın varlığı, failin eylem öncesi, esnası ve sonrasındaki davranışlarıyla belirlenebilir. Bu nedenle, olay öncesi tehdit, plan yapma, silah temini gibi unsurlar ile olay anındaki eylemin yoğunluğu ve hedef gözetme durumu önemlidir. Yargıtay, kastın belirlenmesinde failin tüm davranışlarının dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca mağdurun vücut bütünlüğüne yönelen fiilin mahiyeti ve şiddeti, kastın türünü tayinde esas alınmaktadır.

V. KAST TÜRLERİ

A. Başlangıçta Kast ve Sonradan Oluşan Kast

  • Başlangıçta Kast: Suçun icrasına başlandığı anda mevcut olan kasttır. Bu kast türü, failin suça bilinçli olarak başladığını gösterir.
  • Sonradan Oluşan Kast: Eylemin başlangıcında mevcut olmayan kastın, icra sırasında ortaya çıkmasıdır. Öğretide bu durum tartışmalıdır; bazı görüşlere göre suç tamamlandıktan sonra kast oluşması ceza sorumluluğu doğurmaz.

B. Ani Kast ve Düşünce Kastı (Tasarlama)

  • Ani Kast: Failin ani bir kararla suçu işlemesidir. Bu durumda fail, önceden bir planlama yapmaksızın kast kararı alır.
  • Düşünce Kastı: Kastın oluşması ile eylemin icrası arasında geçen süre zarfında kararın sürdürülmesidir. Bu, failin suçu önceden düşünüp taşınarak işlediğini gösterir.
  • Tasarlama: Düşünce kastının yoğunlaşmış halidir ve bazı suçlarda (örneğin kasten öldürme) nitelikli hal olarak cezayı ağırlaştırıcı sebep sayılır. TCK m. 82 kapsamında düzenlenmiştir.

C. Zarar Kastı ve Tehlike Kastı

  • Zarar Kastı: Failin zarar neticesini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesidir. Genellikle neticesi zarar olan suçlarda söz konusudur.
  • Tehlike Kastı: Tehlikeli bir durum yaratma bilinciyle hareket edilmesidir. Tehlike suçlarında (örneğin genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçu) bu kast türü aranır.

D. Genel Kast ve Özel Kast

  • Genel Kast: Suçun unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmektir. Tüm kasten işlenen suçlar için yeterlidir.
  • Özel Kast: Belirli bir amaç veya saikle hareket edilmesi gereken suçlarda aranan ek manevi unsurdur. Örneğin, resmi belgede sahtecilik suçunda “kamu güveninin zedelenmesi” amacı aranmazken, hakaret suçunda “onur kırma amacı” aranabilir.

E. Alternatif (Seçimlik) Kast

Failin iki neticeden birini gerçekleştirebileceğini öngörerek hareket etmesidir. Örneğin, bir kişiyi yaralamak amacıyla silah kullanan failin öldürme neticesini de kabullenmesi hâlinde seçimlik kast söz konusu olur.

F. Doğrudan Kast

Failin neticeyi kesin olarak gerçekleştirmek amacıyla hareket etmesidir. Bu tür kasta “birinci dereceden kast” denilmektedir. Failin doğrudan kastla hareket ettiğinin tespiti, ceza miktarının artırılması açısından önemlidir.

G. Olası Kast

Olası kast, failin suçun neticesini öngörmesine rağmen, “olursa olsun” diyerek hareket etmesidir. Bu kast türünde failin doğrudan neticeyi istemesi değil, kabullenmesi söz konusudur. TCK’da açıkça tanımlanmamış olsa da, öğretide ve içtihatlarda kabul edilen bir kavramdır.

Olası Kastın Unsurları:

  1. Öngörme: Neticenin gerçekleşebileceğinin tahmin edilmesi. Fail, eylemin muhtemel sonuçlarını kavrar.
  2. Kabullenme: Neticeyi göze alma, umursamama hali. Bu unsur, bilinçli taksir ile ayrım noktasını oluşturur.

Olası Kastta Sorumluluk

Yargıtay, olası kastta gerçekleşen neticeye göre sorumluluğu esas alır. Bu kapsamda, failin gerçekleştirmediği ancak öngördüğü neticeler bakımından teşebbüs hükümlerinin uygulanamayacağı kabul edilmektedir. Ayrıca, doğrudan kastla işlenen suçlarda uygulanan ceza ile olası kast arasında orantılı bir fark bulunmaktadır. Yargıtay kararlarında özellikle mağdura yönelen fiilin yoğunluğu ve neticenin öngörülebilirliği esas alınarak değerlendirme yapılmaktadır.

VI. Kast ve Olası Kast

TCK Madde 21 suçun oluşabilmesi için kastın varlığını zorunlu kılar. Kast, bir fiilin suç oluşturduğunu bilerek ve isteyerek işlenmesi anlamına gelir.

  • Kast (Doğrudan kast): Suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
  • Olası kast: Kişi, fiilin suç oluşturabileceğini öngörmesine rağmen fiili işler. Bu durumda ceza, suçun niteliğine göre hafifletilebilir:
    • Ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suçlarda → müebbet hapis
    • Müebbet hapis gerektiren suçlarda → 20–25 yıl hapis
    • Diğer suçlarda → temel cezanın üçte birinden yarısına kadar indirim

Bu noktada uzman ceza avukatı desteği almak, hem şüpheliler/sanıklar hem de mağdurlar için hayati önem taşır.


VII. Şüpheli veya Sanıklar İçin Ne Yapılmalı?

  1. Haklarınızı bilin:
    • Tutuklama, gözaltı veya ifadenin nasıl alınacağını öğrenin.
    • CMK kapsamında avukatınızla iletişim hakkınız olduğunu unutmayın.
  2. Savunma stratejisi:
    • Kast veya olası kast unsuru uzman bir avukat tarafından değerlendirilmeli.
    • Ceza indirimleri ve takdir yetkisi avukatınızın yönlendirmesiyle maksimum düzeyde kullanılabilir.
  3. Belgeleri ve delilleri toplayın:
    • Olayın gerçekleştiği ortam, tanık beyanları ve diğer deliller titizlikle saklanmalı.

Önemli Not: Kast ve olası kast suçlarında ceza oranları yüksektir. Profesyonel ceza avukatı ile erken iletişim, suçtan kaynaklanacak riskleri minimize eder.


VIII. Suçtan Zarar Gören / Mağdur / Müştekiler İçin Yapılması Gerekenler

  1. Suç duyurusunda bulunun:
    • Polis veya Cumhuriyet savcılığına yazılı olarak başvuru yapın.
  2. Delilleri koruyun ve sunun:
    • Görgü tanıkları, fotoğraflar, video kayıtları ve belgeler delil olarak sunulmalıdır.
  3. Hukuki destek alın:
    • Kast veya olası kast durumlarında ceza indirimleri ve dava süreci karmaşıktır.
    • Alanında uzman ceza avukatı, tazminat taleplerinizin ve haklarınızın en etkin şekilde korunmasını sağlar.

IX. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Kast ile olası kast arasındaki fark nedir?
Cevap: Kast, fiilin bilinçli ve istenerek işlenmesidir; olası kast ise kişinin suç oluşabileceğini bilip, fiili buna rağmen işlemesidir.

Soru 2: Olası kastta ceza nasıl belirlenir?
Cevap: Olası kast hallerinde ceza, suçun niteliğine göre indirilir. Örneğin, ağır suçlarda ceza azaltılabilir, daha hafif suçlarda temel cezanın üçte biri ile yarısı arasında indirim uygulanır.

Soru 3: Şüpheli/sanık bu durumda avukata ne zaman başvurmalı?
Cevap: Soruşturma başlamadan veya gözaltı/ifadeye çağrılmadan önce avukatla görüşmek, hak kayıplarını önler ve savunma stratejisini güçlendirir.

Soru 4: Mağdur olarak nelere dikkat etmeliyim?
Cevap: Delilleri kaybetmeden korumak, zamanında suç duyurusunda bulunmak ve hukuki destek almak kritik önemdedir.

Soru 5: Kast veya olası kast tazminat haklarını etkiler mi?
Cevap: Evet, suçun niteliği ve kast türü, maddi ve manevi tazminat talebini etkileyebilir. Uzman avukatla çalışmak hak kayıplarını önler.


X. Uzman Ceza Avukatıyla Çalışmanın Önemi

  • Kast ve olası kast konuları hukuken karmaşıktır ve ceza indirimi, takdir yetkisi gibi kritik unsurlar içerir.
  • Hem şüpheli/sanık hem de mağdur için hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi, mağduriyetin veya cezanın minimize edilmesini sağlar.
  • Alanında uzman ceza avukatı, soruşturma ve dava süreçlerini takip ederek hak kayıplarını engeller.

SONUÇ

Kast, ceza hukukunun en temel manevi unsurudur ve bilme ile isteme unsurlarının birlikte gerçekleşmesi ile oluşur. Kastın farklı türleri, failin suç işleme kararının mahiyetine ve neticeye ilişkin iradesine göre şekillenmektedir. Özellikle doğrudan kast ile olası kast ayrımı, failin sorumluluğunun belirlenmesinde büyük önem arz etmektedir. Kastın değerlendirilmesinde failin tüm davranışları birlikte ele alınmalı ve her somut olay kendi içinde analiz edilmelidir. Hukuki güvenlik ve adalet ilkesi gereği, kastın varlığı ve türü, hem maddi hem de manevi delillerle ortaya konulmalıdır. Yargı kararları, kastın varlığı ve sınırlarının belirlenmesinde önemli bir rehber işlevi görmektedir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir