Hukuki Makaleler

Kısa Süreli Hapis Cezasının Seçenek Yaptırımlara Çevrilmesi (5237 sayılı TCK. madde 50): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar

Madde 50- (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;

a) Adlî para cezasına,

b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,

c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,

d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,

e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,

f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,

çevrilebilir.

(2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.

(3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.

(4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.

(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.

(6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, infaz hâkimliği kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.[1][2]

(7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, infaz hâkimliğince tedbir değiştirilir.7

GEREKÇE:

Belli bir süreyle hapis cezasına mahkûm olmak, cezanın uyarı fonksiyonunu ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabilir. Kişi, gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlakî eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkûm oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir. Ayrıca, kısa süreli hapis cezalarının infaz kurumunda çektirilmesinin doğurduğu sakıncalar nedeniyle, kısa süreli hapis cezasına mahkûm olan kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek seçenek yaptırımlara hükmedilmesi gerekebilir.

Hakkında seçenek yaptırımlardan birine hükmedilen kişinin bu yaptırımın gereklerine uygun hareket etmesi durumunda, bu ceza infaz edilmeyecek ve kişi açısından bu cezaya mahkûmiyete bağlı hukukî sonuçlar doğmayacaktır.

Ancak, Tasarının 64. maddesinde benimsenen seçenek yaptırımlar esas itibarıyla korunmakla birlikte, bunlara yeni bazı seçenekler eklenmiş ve bunun yanında söz konusu yaptırımların etkin biçimde uygulanmasına yönelik ilave düzenlemelerde bulunulmuştur. Nitekim, kamunun uğradığı zararın giderilmesi, özellikle bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme gibi yeni seçenek yaptırımlara yer verilmiştir.

Getirilen diğer bir yenilikle; ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması ile belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklama seçenek yaptırımlarına başvurulabilmesi, bunların sağladığı hak ve yetkilerin kötüye kullanılması veya gerektirdiği dikkat özen yükümlülüğüne aykırı davranılması koşuluna bağlanmıştır. Böylece, ancak suçun ehliyet ve ruhsatla ya da meslek ve sanatın icrasıyla bağlantılı olması hâlinde, ehliyet ve ruhsatların geri alınması ya da meslek ve sanatın yasaklanması yaptırımına hükmedilebilecektir.

Kısa süreli hapis cezasına mahkûm olan kişinin cezası, hâkim tarafından uygun görülmesi ve kendisinin de rızasının bulunması hâlinde kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirine çevrilecektir. Hükümlünün çalışacağı kurumda kadrolu olması ve bir ücret alması da söz konusu değildir. Kısa süreli hapis cezasını gerektiren bir suçu işlemiş olan ve eğitim derecesi elverişli bulunan bir kişinin örneğin okuma yazma öğreten bir kursta öğretici olarak görev yapmasına karar verilmesi, bu seçenek yaptırıma örnek olarak gösterilebilir. Doğal olarak, bu tedbirin uygulanma usulü ayrı bir tüzük veya yönetmelikte belirlenecektir.

İkinci fıkrada, bir kanun maddesinde hapis cezası ile adli para cezasından birinin hâkimin takdirine göre seçimlik ceza olarak uygulanabileceği belirtilmiş ve hâkim, takdirini kullanarak hapis cezasına hükmetmiş ise artık bu cezayı, maddenin birinci fıkrasını uygulamak suretiyle, adli para cezasına çeviremeyeceği açıklanmıştır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının adli para cezası veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi açısından mahkemenin takdir yetkisinin olmadığı hâller belirlenmiştir. Bu hâllerde, mahkeme kısa süreli hapis cezasını adli para cezasına veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevirecektir. Bunun, için kişinin daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması ve hükmolunan hapis cezasının otuz günden fazla olmaması gerekir. Keza, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.

Dördüncü fıkrada, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli olsa da fail hakkında birinci fıkranın (a) bendinin uygulanabileceği belirtilmiştir. Ancak bu hükmün “bilinçli taksir” hâlinde uygulanamayacağı açıklanmıştır.

Maddenin beşinci fıkrasında, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbire çevrilmesindeki esas amaç göz önünde tutularak, asıl mahkûmiyetin artık çevrilen adli para cezası veya tedbir olduğu belirtilmiş, böylece, gerek cezanın ertelenmesi gerek tekerrür açılarından hürriyeti bağlayıcı cezanın yerine verilmiş olan para cezasına veya tedbire itibar olunması sağlanmıştır.

Altıncı fıkrada, kısa süreli hapis cezası yerine hükmolunan adli para cezasının veya tedbirin gereklerinin yerine getirilmemesinin hukukî sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre, hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir. Bu durumda, uygulamada kısa süreli hapis cezası esas alınacaktır.

Yedinci fıkrada ise, hükmolunan tedbire riayet etmek olanaksızlığının meydana çıkması hâlinde mahkemeye, bunun yerine başka bir tedbire karar vermek yetkisinin tanınması uygun görülmüştür.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Bu maddenin karşılığı bulunmamaktadır. Ancak 647 sayılı yasanın 4. maddesi karşılığı olarak düzenlenmiştir.

Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine uygulanabilecek ceza ve tedbirler

Madde 4 – (1712 s.K. ile değişik) (3506 s.K. ile değişik 1. paragraf) Ağır hapis hariç kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar, suçlunun kişiliğine, sair hallerine ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre mahkemece:

1 –  (Değişik: 3506) (28.7.1999-4421/3 s. K. ile değişik) Kabahatlerde, beher gün karşılığı bir milyon ilâ iki milyon hafif, cürümlerde iki milyon ilâ üç milyon hesabiyle ağır para cezasına,

2 –  Aynen iade veya tazmine,

3 –  Altı ayı geçmemek üzere bir eğitim veya ıslah kurumuna devam etmeye,

4 –  Bir yılı geçmemek kaydıyla muayyen bir yere gitmekten, bazı faaliyetleri veya meslek ve sanatı icradan men’e,

5 –  Her nev’i ehliyet ve ruhsatnamenin bir aydan bir yıla kadar muvakkaten geri alınmasına,

Çevrilebilir

(2248 s.K. ile değişik) Suç tarihinden önce, para cezasına veya tedbire çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilmemiş olanlar hakkında, hükmolunan otuz güne kadar (otuz gün dahil) hürriyeti bağlayıcı cezalarla, suç tarihinde 18 yaşını ikmal etmemiş olanların mahkûm edildikleri kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yukarıdaki bentlerde yazılı ceza veya tedbirlerden birine çevrilir.

Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza uzun süreli de olsa fail hakkında bu maddenin ilk fıkrasının (1) numaralı bendi hükmü uygulanabilir.

(Ek: 8.1.2003-4785/2) Bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.

(3506 s.K. ile değişik) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen para cezası veya tedbirdir. Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez.

Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaları birinci fıkranın 2, 3, 4 ve 5 numaralı bentlerinde yazılı tedbirlerden birine çevrilmiş olanlardan tedbir hükümlerini Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içerisinde yerine getirmeyenler veya hüküm gereklerine aykırı hareket edenlerin tedbire çevrilmiş olan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalarının, tedbir hükümlerine muhalefetlerinin derecesine göre kısmen veya tamamen infazına veya infaz olunmamasına hükmü veren mahkemece karar verilir.

Tedbire ilişkin hükümlere muhalefet, haklarında ikinci fıkra hükmü uygulanmış olanlar tarafından vuku buldukta, tedbir, hükmü veren mahkemece birinci fıkrada yazılı esaslar dairesinde para cezasına çevrilir.

(Yedinci fıkra 3506 Sayılı Kanunun 10’uncu maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.)

Tedbir hükümlerinin yerine getirilmesi hükümlünün ihtiyarında olmayan sebepler yüzünden imkansız hale gelmişse hükmü veren mahkemece bu tedbir yerine başka bir tedbire hükmolunur.

Bu madde hükümleri sırf askeri suçlar ile askeri disiplin suçları ve birinci fıkranın 3 ve 4 numaralı bendi hükümleri de subaylar, askeri memurlar ve astsubaylar hakkında uygulanmaz.

AÇIKLAMALAR

I. GİRİŞ

Ceza adalet sistemi, yalnızca failin cezalandırılmasını değil, aynı zamanda topluma kazandırılmasını da amaç edinmiştir. Bu doğrultuda, özellikle kısa süreli hapis cezalarının infazı yerine seçenek yaptırımların uygulanması, hem bireysel hem de toplumsal fayda sağlayan bir yöntem olarak öne çıkar. Ancak cezanın süresi ve niteliği, suçun teşebbüs aşamasında kalması, zincirleme suç ya da fikri içtima durumu gibi ceza hukuku kurumları bu seçenek yaptırımların uygulanabilirliğini doğrudan etkilemektedir.

II. KISA SÜRELİ HAPİS CEZASI VE SEÇENEK YAPTIRIMLAR

A. Kavramsal Çerçeve

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 49. ve 50. maddelerinde düzenlenen süreli hapis cezası, bir aydan az ve yirmi yıldan fazla olamaz. Bu cezaların bir yıl veya daha az olan kısmı, bazı koşullarla adli para cezası veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilebilmektedir.

B. Seçenek Yaptırım Türleri ve Hukuki Dayanak

TCK m. 50’de sayılan yaptırımlar; adli para cezası, kamuya yararlı bir işte çalıştırılma, eğitim/tedavi yükümlülüğü, meslek yasağı gibi çeşitli şekillerde uygulanabilir. Bu yaptırımların ortak amacı, failin hapis cezası almadan ıslah edilmesini sağlamaktır.

III. TEŞEBBÜS AŞAMASINDA KALAN SUÇLAR VE KISA SÜRELİ HAPİS

A. Teşebbüsün Tanımı ve Cezaya Etkisi

Teşebbüs, failin kastla başladığı icra hareketlerinin dış etkenlerle tamamlanamaması hâlidir (TCK m. 35). Teşebbüs hâlinde verilecek ceza, indirimli olarak belirlenir (TCK m. 35/2).

B. Teşebbüs Halinde Kısa Süreli Hapis ve Seçenek Yaptırım

Teşebbüs nedeniyle cezada yapılacak indirim, bazen hapis cezasını bir yılın altına düşürerek, TCK m. 50 anlamında seçenek yaptırım uygulanmasına imkân tanır.

Örnek:
Basit yaralama suçuna teşebbüs eden bir fail hakkında 1 yıl 6 ay hapis cezası belirlenmiş, teşebbüs nedeniyle ceza 11 aya indirilmiştir. Bu durumda mahkeme, cezayı adli para cezasına çevirebilir.

“Teşebbüs nedeniyle cezanın bir yılın altına düşmesi hâlinde, seçenek yaptırım hükümleri uygulama alanı bulabilir. Bu durumda mahkemenin gerekçeli değerlendirmesi zorunludur.”1

IV. ZİNCİRLEME SUÇTA KISA SÜRELİ HAPİS VE SEÇENEK YAPTIRIM

A. Zincirleme Suçun Tanımı

TCK m. 43/1 uyarınca, aynı suçun birden fazla defa, belirli şartlarla işlenmesi hâlinde zincirleme suç söz konusu olur ve ceza, temel ceza üzerinden artırımla belirlenir.

B. Zincirleme Suçta Cezanın Süresi ve Etkisi

Zincirleme suçun varlığı hâlinde temel ceza 1/2 oranında artırılır. Bu artırım, cezayı bir yılın üzerine çıkarabilir, dolayısıyla seçenek yaptırım uygulanabilirliğini ortadan kaldırabilir.

Örnek:
Basit tehdit suçunda 8 ay hapis cezası belirlenmişse, zincirleme suç nedeniyle 1/2 artırımla 12 aya çıkar; bu hâlde ceza seçenek yaptırıma çevrilemez.

“Zincirleme suçun cezayı artırıcı etkisi, seçenek yaptırımın uygulanabilirliğini doğrudan engelleyebilir.”2

C. Yargı Kararlarında Zincirleme Suç ve Seçenek Yaptırım

Yargıtay uygulamasında, zincirleme suç nedeniyle artırılan ceza bir yılı geçtiğinde, hapis cezası doğrudan infaz edilir, adli para cezasına çevirme mümkün olmaz.

V. FİKRİ İÇTİMA VE CEZANIN BELİRLENMESİ

A. Fikri İçtima Nedir?

Bir fiil ile birden fazla suçun oluşması hâlinde, bunlardan en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır (TCK m. 44). Bu durumda tek ceza söz konusu olur.

B. Fikri İçtima Hâlinde Cezanın Süresi ve Seçenek Yaptırım

Failin tek bir hareketle hem hakaret hem tehdit suçu işlemesi hâlinde, sadece tehditten ceza verilir. Eğer bu ceza bir yılın altında kalırsa seçenek yaptırım uygulanabilir.

“Fikri içtima hâlinde, ceza tek ve daha ağır olacağından, bu cezanın süresi seçenek yaptırımın uygulanmasını doğrudan etkiler.”3

VI. HAPİS CEZASININ SEÇENEK YAPTIRIMA ÇEVRİLMESİNİN SONUÇLARI

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 50. maddesi, kısa süreli hapis cezalarının belli koşullar altında adli para cezasına veya güvenlik tedbirlerine çevrilmesine olanak tanımaktadır. Bu durumda, TCK m. 50/5 hükmü uyarınca, cezanın infazı bakımından asıl mahkûmiyet artık hapis cezası değil, bu hüküm çerçevesinde çevrilen adli para cezası veya güvenlik tedbiridir. Uygulamada bu durum, sanığın hüküm sonrası karşılaşacağı hukuki sonuçlar açısından ciddi farklılıklar yaratmaktadır. Zira çevrilen yaptırımlar, artık hapis cezası niteliğinde kabul edilmediğinden; bu mahkûmiyetler ertelenemez, tekerrür hükümlerine esas alınamaz ve TCK m. 53/1 kapsamındaki hak yoksunlukları uygulanmaz. Ancak adli para cezası verilmesi halinde TCK m. 53/5-6 hükümleri uygulanabilecektir.

Ayrıca, çevrilen adli para cezaları bakımından taksitlendirme mümkündür. Bu husus, özellikle sanığın mali durumunun cezanın infazına etkisi açısından önem arz eder. Zira taksitlendirme, sanığın cezanın infazından kaçınmaması için öngörülmüş bir kolaylık teşkil eder.

Bu bağlamda, hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi, suça teşebbüs veya zincirleme suç gibi ceza hukuku kurumları açısından da önemli etkiler doğurabilir. Örneğin, zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı hallerde her bir fiil için ayrı ayrı kısa süreli hapis cezası öngörülse bile, sonuç ceza belirli bir eşik üzerinde kalıyorsa, bu cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesi mümkün olmayacaktır. Bu, failin cezai durumunun ağırlaşmasına neden olabilir. Aynı şekilde, suça teşebbüs halinde verilecek cezanın failin lehine olarak indirileceği göz önüne alındığında, bu cezanın kısa süreli hale gelmesi mümkündür ve bu durumda seçenek yaptırım gündeme gelebilir. Ancak bu durumda da failin yeniden suç işleme riski veya kişisel durumu değerlendirildiğinde, mahkeme seçenek yaptırıma hükmetmeyebilir.

Çevrilen Tedbire Uymama

TCK m. 50/6 hükmüne göre, kısa süreli hapis cezası yerine hükmolunan tedbirin gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, Cumhuriyet savcılığı, infazın gerçekleştirilmesi için mahkemeye başvurur. Mahkeme, seçenek yaptırımın infazına hiç başlanmamışsa hapis cezasının tamamının, infazına başlanıp devam edilmemişse kısmen infazına karar verir. Bu durumda, hapis cezası derhal infaz edilir ve artık yeniden adli para cezasına veya tedbire çevrilmesi söz konusu olamaz.

Adli para cezasının infazı konusunda ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106. maddesi uygulanır. Buna göre, süresi içinde ödeme yapılmazsa adli para cezası doğrudan C.Savcılığı kararıyla hapis cezasına çevrilecektir. Bu hapis cezası da TCK m. 50/5 kapsamında değerlendirilmeyeceğinden, artık asli bir hapis cezası niteliği kazanır ve buna ilişkin infaz usulleri uygulanır.

Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezaları ise ödenmediği takdirde hapse çevrilemez (CGTİHK m. 106/4). Bu durumda, adli para cezası 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri doğrultusunda tahsil edilir.

Seçenek Tedbire Uyulmamasının Hukuki Niteliği ve Sonuçları

Sanığın kendi kusuru sonucu seçenek yaptırımı yerine getirmemesi durumunda, asıl yaptırım yeniden hapis cezası olarak infaz edilir. Bu durumda sanığın mahkûmiyeti hapis cezası olarak kabul edilip, TCK m. 53/1, m. 58 (mükerrirlik) ve m. 51 (erteleme) hükümleri uygulanır. Buna karşılık, seçenek yaptırıma uymama irade dışı nedenlere dayanıyorsa, TCK m. 50/7 hükmü uygulanır.

TCK m. 50/7’de öngörülen düzenlemeye göre, hükümlü seçenek yaptırımı elinde olmayan nedenlerle yerine getirememişse, infaz savcılığı bu durumu tespit ederek hükmü veren mahkemeye bildirir. Mahkeme, hükümlünün durumuna uygun başka bir tedbire çevrilmesine karar verebilir. Bu durumda da hükümlünün rızası alınmamışsa, kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğü getirilemez. Bu hüküm, yalnızca “tedbir” niteliğindeki seçenek yaptırımlar için geçerli olup, adli para cezalarının elinde olmayan nedenlerle ödenememesi halinde uygulanmaz.

Yargı Yolları

Seçenek yaptırımın yerine getirilmemesi nedeniyle verilen hapis cezası infaz kararları, infaz işlemi niteliğinde olduğundan CGTİHK m. 101 gereği temyiz edilemez, sadece itiraz edilebilir. Aynı durum, TCK m. 50/7 uyarınca verilen yeni tedbir kararları için de geçerlidir. Bu kararlar da infaza ilişkin olduğundan sadece itiraz yoluna başvurulabilir.

VII. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi kurumu, ceza hukuku sisteminde önemli bir işlev görmektedir. Ancak bu kurumun uygulanabilirliği; suçun teşebbüs aşamasında kalması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması veya fikri içtima gibi ceza teorisine ait yapıların varlığıyla doğrudan ilişkilidir.

  • Teşebbüs nedeniyle cezada indirim yapılması, seçenek yaptırımları mümkün kılabilir.
  • Zincirleme suç hâlinde cezanın artırılması, seçenek yaptırımı engelleyebilir.
  • Fikri içtima hâlinde tek ceza verileceğinden, bu cezanın süresi belirleyici olur.

Bu nedenle uygulayıcıların, seçenek yaptırım uygulamasında ceza hukukunun genel kurumlarını bütüncül olarak dikkate alması ve kararlarını ayrıntılı şekilde gerekçelendirmesi büyük önem taşır.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir