Hukuki Makaleler

Kişilerin Huzur ve Sükûnunun Bozulması Suçu (5237 sayılı TCK. madde 123): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Kişilerin huzur ve sükununu bozma

Madde 123- (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

GEREKÇE:

Madde, belirli bağımlı hareketlerle kişilerin huzur ve sükûnlarının bozulması hususunda gösterilen çabaları cezalandırmaktadır.

Suçun maddî unsuru bir kimseye ısrarla, gece gündüz demeden telefon edilmesi veya ona karşı ısrarla gürültü yapılmasıdır. Örneğin oturulan apartmanın alt veya üst katında sürekli olarak öteberi çalarak gürültü yapılması gibi.

Ancak bu hareketlerin sırf mağdurun huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla yapılması gerekmektedir. Böylece madde, suçun oluşması için özel bir maksatla hareket edilmesi şartını getirmektedir.

Dikkat edilmelidir ki, bu suç tanımıyla cezalandırılan fiiller, kişiler üzerinde uygulanacak maddî veya cebrî bir müdahale niteliği taşımamaktadır. Bu suç tanımı ile kişilerin psikolojik, ruhsal sükûn içinde yaşamak hakkını korunmaktadır.

Yapılan etkinlikler sonucu mağdurun dengesi bozulduğu örneğin ruhsal bir teşevvüşe uğradığı hâllerde ise, kasten yaralama suçu söz konusu olacaktır.

Maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması, suçtan zarar görenin şikâyetine bağlıdır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 547 – Her kim, itidal ve muvazene haricinde veya çirkin ve ayıp görünen sair herhangi bir hal ile başkasını alenen incitir veya huzur ve rahatını ihlal ederse on beş güne kadar hafif hapse veya otuz liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahkûm olur.

AÇIKLAMALAR

TCK m.123 Kapsamında Kişilerin Huzur ve Sükûnunun Bozulması Suçu: Teorik ve Uygulamalı Bir İnceleme

I. GİRİŞ

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesi, kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması fiilini suç olarak düzenlemiştir. Bu hüküm, bireylerin içsel huzurunu ve yaşam sükûnetini korumayı hedefleyen, aynı zamanda özel kastla işlenen, şikâyete bağlı bir suç tipi olarak öne çıkar. Eski 765 sayılı TCK’nın 546 ve 547. maddeleriyle paralellik gösterse de YTCK’da yapılan düzenleme, suçun oluşum şartlarında ve takip usulünde önemli değişiklikler içermektedir. Bu çalışmada söz konusu suç; tarihsel arka planı, unsurları, manevi ve maddi boyutları ile birlikte Yargıtay kararları ve öğretideki yaklaşımlar ışığında incelenecek, benzer suç tipleriyle ayrımı ve hukuki sonuçları değerlendirilecektir.


II. KORUNAN HUKUKİ YARAR

Bu suçla korunmak istenen temel hukuki değer, bireyin psikolojik bütünlüğü, kişisel huzuru ve sükûnet içinde yaşama hakkıdır. Dolayısıyla, bireyin ruhsal alanına yönelen, dış dünyadan gelen saldırı niteliğindeki eylemler, bu suç tipiyle yaptırım altına alınmaktadır. Nitekim bireyin özgürce ve güven içinde yaşama hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi ile de güvence altına alınmıştır.


III. SUÇUN UNSURLARI

A. Fail ve Mağdur

Suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Fail kamu görevlisi ya da özel kişi olabilir. Mağdur ise, eylem belirli bir kişiye yönelmiş olmalıdır. Belirli bir hedef gözetilmeyen davranışlar bu suçun kapsamına girmez.

B. Maddi Unsur

1. Suçun Konusu

Eylem, belirli bir kişinin huzur ve sükûnunun hedef alınması suretiyle gerçekleştirilmelidir.

2. Hareket Unsuru

Madde metninde sayılan hareketler üç ana başlık altında toplanmıştır:

  • Israrla telefon edilmesi
  • Israrla gürültü yapılması
  • Aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması

Yukarıda sayılan hareketlerin tek bir defa yapılması yeterli değildir; ısrar şarttır. Israr, en az iki kez tekrarlanmayı veya sürekliliği ifade eder.

3. Eylemin Hukuka Aykırı Olması

Davranışların hukuka uygunluk nedenleriyle bağdaşmaması gerekir. Örneğin müzik icra eden bir sanatçının provaları bu kapsamda değerlendirilemez.


IV. MANEVİ UNSUR

Suç özel kast ile işlenebilir. Failin amacı, mağdurun huzur ve sükûnunu bozmaktır. Failin amacı yalnızca ses çıkarmak ya da eğlenmekse, özel kast bulunmadığından bu suç oluşmayacaktır. Dolayısıyla doğrudan kast zorunludur; olası kast ya da taksir yeterli değildir.


V. HUKUKA AYKIRILIK VE HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİ

Bu suç açısından özel bir hukuka uygunluk nedeni düzenlenmemiştir. Ancak mağdurun rızası, hukuka uygunluk nedeni sayılabilir. Bunun dışında genel hukuka uygunluk nedenlerine başvurulabilir (örn. meşru savunma, görev ifası).


VI. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ

1. Teşebbüs

Bu suç, mütemadi suç niteliğinde olduğundan, tamamlanmadan önce failin elinde olmayan nedenlerle icrasına devam edilemezse teşebbüs hükümleri uygulanabilir.

2. İştirak

Suça iştirak her türlü şekliyle mümkündür. Temadi süresince azmettirme, yardım etme ya da birlikte işleme halleri gündeme gelebilir.

3. İçtima ve Benzer Suçlarla Ayrım

Bu suç, tamamlayıcı nitelikte olup, başka bir suçun unsuru olan eylemlerle çakışması hâlinde ayrı olarak cezalandırılmaz. Örneğin;

  • Sürekli telefon ederek cinsel içerikli mesaj atan fail, cinsel taciz suçunu oluşturur.
  • Tehditkâr şekilde gözetleme yapan fail, tehdit suçundan cezalandırılır.
  • Failin davranışları başka bir suçun unsuruysa, TCK m.123 uygulanmaz, esas suça göre cezalandırma yapılır.

VII. YAPTIRIM VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ

TCK m.123 uyarınca öngörülen ceza:

  • 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Şikâyete bağlı olması nedeniyle:

  • HAGB (TCK m.231)
  • Uzlaşma (CMK m.253)
  • Kamu davasının açılmasının ertelenmesi (CMK m.171)

gibi alternatif çözümler uygulanabilir.

Failin kamu görevlisi olması hâlinde, TCK m.53/5 gereğince ayrıca kamu haklarından yoksunluk gündeme gelir.


VIII. KOVUŞTURMA USULÜ VE MAHKEME

  • Takibi şikâyete bağlıdır. Şikâyet süresi, 6 aydır (TCK m.73).
  • Şikâyet süresi, mütemadi suçlarda temadinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.
  • Görevli mahkeme: Sulh Ceza Mahkemesidir (5235 sayılı Kanun m.10).

IX. DOKTRİN VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

Yargıtay, bu suçun oluşması için belirli bir kişiye yönelme, ısrar ve özel kast unsurlarının birlikte gerçekleşmesini zorunlu görmektedir. Aksi halde fiilin TCK m.183 (gürültüye neden olma) veya Kabahatler Kanunu m.36 kapsamına gireceği vurgulanmaktadır. Öğretide ise bazı yazarlar, eylem başka bir suçu da oluşturuyorsa, gerçek içtima hükümlerinin uygulanabileceği görüşündedir.


X. SONUÇ

TCK m.123, bireyin içsel huzurunu korumaya yönelik özgün ve tamamlayıcı bir suç tipi olup, özel kast şartıyla farklılaşır. Özellikle kentsel yaşamda artan gürültü, izinsiz telefon aramaları ve rahatsız edici davranışlar karşısında etkin bir koruma mekanizması sunmaktadır. Ancak uygulamada bu suçun diğer bazı suçlarla (tehdit, cinsel taciz vb.) çakışması hâlinde, suçun niteliği doğru saptanmalı ve hukuki nitelendirme dikkatle yapılmalıdır.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir