
Dolandırıcılık Suçunun Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi (TCK m.158/1-c)
Giriş
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158. maddesinin 1/c bendi, dolandırıcılık suçunun kişilerin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak düzenlemiştir. Bu düzenleme, suçun mağdurlarının korunması ve failin kötü niyetinin daha ağır cezalandırılması amacını taşımaktadır. Makalemizde bu nitelikli halin kapsamı, uygulanma koşulları ve hukuki değerlendirmeleri detaylandırarak ele alınacaktır.
Algılama Yeteneğinin Zayıflığı ve Hukuki Anlamı
Algılama yeteneğinin zayıflığı; mağdurun olayları anlama, değerlendirme ve iradesini sağlıklı kullanabilme kapasitesinin çeşitli nedenlerle kısıtlanmasıdır (Kuru, 2018). Bu durum, akıl hastalığı, ileri yaş, küçük yaş, sağır ve dilsizlik, sarhoşluk ya da uyuşturucu madde kullanımı gibi faktörlerden kaynaklanabilir (Erdoğan, 2020). Dolandırıcılık suçunda failin, mağdurun bu zaafından faydalanması, suçun ağırlığını artıran unsurdur.
TCK m.158/1-c’nin Tarihsel ve Mevcut Düzenlemesi
765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nun 505. maddesinde “ehliyetsizleri dolandırma” suçu yer almakta iken, TCK ile birlikte bu kavram genişletilmiş, algılama yeteneğinin zayıflığı genel olarak tanımlanmış ve koruma alanı artırılmıştır (Bayraktar, 2019). Böylece sadece ehliyetsizler değil, algılama yeteneği zayıf olan tüm kimseler bu korumadan yararlanmıştır.
Nitelikli Halin Uygulanma Koşulları
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için:
- Mağdurun algılama yeteneğinin zayıf olması (yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sarhoşluk vb.) gerekir.
- Failin bu durumu bilerek veya bilmesi gerekir.
- Failin mağdura karşı hileli davranışlarda bulunması gerekmektedir.
Somut olayda bu unsurların varlığı mahkeme tarafından uzman raporlarıyla tespit edilmelidir.
Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak ve Mevcut Tartışmalar
Doktrinde, failin mağdurun algılama yeteneğini sarhoşluk veya uyuşturucu madde vererek zayıflattıktan sonra dolandırıcılık fiilini gerçekleştirmesi durumunun suçun oluşumu açısından tartışmalı olduğu belirtilmiştir (Şen, 2022). Bazı görüşlere göre bu eylem TCK’nın 148/3 maddesinde yer alan “mefruz cebir” kapsamında değerlendirilebilir ve failin eylemi yağma suçuna dönüşebilir. Ancak hakimler, bu durumda da dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirme yapabilmektedir.
Algılama Yeteneğinin Tamamen Olmadığı Hallerde Ceza Hukuku Uygulaması
Mağdurun algılama ve anlayabilme yeteneğinin tamamen yok olduğu durumlarda, irade sakatlığı söz konusu olduğundan, dolandırıcılık suçu değil, hırsızlık suçu oluşur (Karakoç, 2017). Örneğin:
- 12 yaşını tamamlamamış çocuklar,
- Tam akıl hastaları,
- 12-15 yaş arası çocuklar ile kısmi akıl hastalarının algılama yeteneği yoksa, dolandırıcılıktan değil hırsızlıktan sorumlu tutulurlar.
Ancak bu kişilerde algılama yeteneği kısmen varsa, nitelikli hal uygulanabilir.
Sağır ve Dilsiz Kişilere Karşı Dolandırıcılık Suçu
Sağır ve dilsiz kişilerin algılama yeteneğinin zayıflığı da tartışmaya açıktır. Bu tür durumlarda mahkemelerin mağdurun algılama yeteneğini somut deliller ve uzman raporlarıyla değerlendirmesi zorunludur (Öztürk, 2019).
Sıkça Sorulan Sorular
S1: Algılama yeteneğinin zayıflığı nasıl tespit edilir?
Mahkeme tarafından alınan uzman hekim veya adli tıp raporları temel alınarak değerlendirilir.
S2: 12 yaşından küçük çocuklara karşı dolandırıcılık suçundan söz edilebilir mi?
Hayır, bu yaş grubunda algılama yeteneği tam gelişmediği için bu kişiler hırsızlık suçu kapsamında değerlendirilir.
S3: Sarhoş veya uyuşturucu etkisi altındaki birine dolandırıcılık yapılırsa ne olur?
Bu durum tartışmalıdır; bazı görüşlere göre mefruz cebir kapsamında yağma suçu oluşabilir, bazı görüşlere göre ise dolandırıcılık suçu.
Sonuç ve Değerlendirme
Algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu, failin mağdurun korunması gereken zaafından faydalanması nedeniyle cezada artırım sebebidir. Bu nitelikli halin uygulanması için mağdurun algılama yeteneğinin objektif ölçütlerle tespit edilmesi gereklidir. Failin eylemi bazen farklı suç tiplerine dönüşebilir; ancak genel olarak TCK m.158/1-c kapsamındaki suçun tespiti önemlidir. Mahkemelerin uzman raporlarına dayalı olarak bu hususları titizlikle incelemesi adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.