Hukuki Makaleler

Müebbet Hapis Cezasının Hukuki Niteliği Ve Koşullu Salıverilmeye Etkisi (5237 sayılı TCK. madde 48): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Müebbet Hapis Cezası

MADDE 48 – (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.

GEREKÇE:

Maddeyle, müebbet hapis cezası ayrı bir ceza olarak getirilmekte ve tanımlanmaktadır.

Hapis cezasının bir infaz rejimi olan koşullu salıvermenin ilgili kanun ve tüzükte düzenlenmesi gerektiği düşüncesiyle, Tasarının bu hükme karşılık gelen 61. maddesinin ikinci fıkrasındaki koşullu salıvermeye ilişkin hüküm metinden çıkarılmıştır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 13 – (Değişik: 31/5/1957 – 6988/1 md.)

(Değişik: 14/7/2004 – 5218/1 md.) Ağır hapis cezası, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya muvakkattir.

(Değişik: 14/7/2004 – 5218/1 md.) Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ve müebbet ağır hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder.

Bu ceza aşağıda yazılı şekiller dahilinde 3 devrede çektirilir:

A)   mahkûm birinci devrede, cezasının onda birine müsavi bir müddet geceli, gündüzlü yalnız olarak bir hücrede bırakılır.

Ancak bu müddet (1) aydan aşağı (8) aydan yukarı olamaz.

B)   mahkûm ikinci devrede, durumuna ve suçunun mahiyetine göre ayrı gruplar halinde bulundurulur. Bu devre, mahkûm mevkuf kalmışsa, bu müddetle hücrede kaldığı müddet çıkarıldıktan sonra geriye kalan müddetin yarısını teşkil eder.

Alelıtlak müebbet ağır hapis cezasıyla mahkûm edilmiş olanlar veya bakiye cezaları bir seneden az bulunanlar, yaş veya bedeni kabiliyetleri itibariyle üçüncü devre şartlarına intibak edemeyecekleri tespit edilenler üçüncü devreye geçemezler.

C)   Üçüncü devre geri kalan müddettir. Bu devrede bulunan mahkûm iş esası üzerine kurulmuş olan ceza evlerinde çalıştırılır.

Mahkûmun ikinci devreden üçüncü devreye geçebilmesi için iyi hal göstermesi şarttır. İyi halin nasıl tespit edileceği Ceza ve Tevkif Evleri Nizamnamesinde gösterilir.

Üçüncü devreye geçmek hakkını kazanan mahkûmlardan, Adliye Vekaleti, ziraat, deniz avcılığı; yol, inşaat, maden ve orman gibi iş sahalarında çalışma ekipleri teşkil edebilir.

(Son fıkra mülga: 6/6/1990 – 3653/3 md.)

AÇIKLAMALAR

I. GİRİŞ

Müebbet hapis cezası, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan en ağır sürekli hürriyeti bağlayıcı ceza türlerinden biridir. Bu ceza, failin hayatı boyunca ceza infaz kurumunda kalmasını öngörür. Ancak, ceza adaletinin temel ilkeleri ve insan haklarına dayalı ceza infaz rejimi gereği, hükümlünün topluma yeniden kazandırılması da ceza politikasının önemli hedefleri arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, müebbet hapis cezasının infazı bakımından da bazı şartlar altında koşullu salıverme imkânı tanınmıştır.

II. MÜEBBET HAPİS CEZASININ TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 47. maddesine göre müebbet hapis cezası, hükümlünün yaşamı boyunca ceza infaz kurumunda tutulmasını öngören bir yaptırımdır. Kanunda, müebbet hapis cezası ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olmak üzere iki tür kalıcı hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür. Müebbet hapis cezası, belirli bir süreyle sınırlı olmamakla birlikte, infaz hukukundaki düzenlemeler doğrultusunda koşullu salıverme kurumuyla sınırlı olarak sona erebilir.

III. KOŞULLU SALIVERİLME REJİMİ VE MÜEBBET HAPİS CEZASI

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da, müebbet hapis cezasının infazına ilişkin koşullar, hükümlünün ceza süresince gösterdiği iyi hal ile bağlantılı olarak düzenlenmiştir. Kanun’un 107. maddesinin ikinci fıkrasına göre, müebbet hapis cezasına mahkûm edilen hükümlü, cezasının 24 yılını iyi halli olarak geçirirse koşullu salıvermeden yararlanabilir1.

Ancak, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması hâlinde bu süre 30 yıla çıkmaktadır. 5275 sayılı Kanun’un 107. maddesinin dördüncü fıkrası bu hususu şu şekilde düzenlemektedir: “Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan dolayı müebbet hapis cezasına mahkûm edilen hükümlüler, otuz yılını infaz kurumunda iyi halli olarak geçirmedikçe koşullu salıverilmeden yararlanamazlar.”2

Dolayısıyla, koşullu salıverme süresi, suçun vasfına göre farklılık göstermektedir. Bu farklılık, ceza adaletinde orantılılık ilkesi çerçevesinde değerlendirilmelidir.

IV. MÜEBBET HAPİS CEZASINDA İNFAZ REJİMİ

Müebbet hapis cezasına mahkûm edilen hükümlüler açısından, 5275 sayılı Kanun’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında olduğu gibi özel bir infaz rejimi öngörülmemiştir. Hükümlü, cezasını genel hükümlere tâbi olarak infaz kurumunda çeker. Buna göre, ceza infaz kurumu rejimi, hükümlünün tutum ve davranışlarına göre şekillenir ve infazın ilerleyen aşamalarında daha az kısıtlayıcı uygulamalar devreye girebilir. Bu durum, hükümlünün ıslah edilmesi ve topluma yeniden kazandırılması amacına hizmet etmektedir.

V. MÜEBBET HAPİS CEZASININ UYGULAMASINDAKİ SORUNLAR VE TARTIŞMALAR

Müebbet hapis cezası, hayat boyu süren bir özgürlük kısıtlaması getirmesi sebebiyle ceza hukukunda tartışmalı bir yaptırım olarak değerlendirilir. Ceza infaz kurumlarında uzun süre kalan hükümlülerin psikolojik ve fiziksel sağlık sorunları yaşaması, topluma yeniden adaptasyon güçlüğü çekmesi gibi pek çok sorun ortaya çıkar. Bu nedenle, infaz sürecinde hükümlülerin insan onuruna yakışır koşullarda tutulması zorunludur.

Ayrıca, koşullu salıverme süresinin uzunluğu ve infaz kurumlarında uygulanan disiplin cezaları, hükümlülerin koşullu salıvermeden faydalanmalarını engelleyebilmektedir. Özellikle örgüt suçlarından hüküm giymiş müebbet mahkûmlar açısından 30 yıllık bekleme süresi, eleştirilere konu olmaktadır. Bu durum, ceza infaz sisteminin esnekliği ve bireyselleştirilmiş infaz ilkesi açısından tartışılmaktadır.

VI. MÜEBBET HAPİS CEZASINDA ISLAH VE REHABİLİTASYON

Ceza infaz sisteminin temel amaçlarından biri, hükümlünün ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılmasıdır. Bu bağlamda, 5275 sayılı İnfaz Kanunu, hükümlülerin eğitim, meslek edindirme ve psikososyal destek programlarına katılmalarını teşvik eder. Müebbet hapis cezası alan hükümlüler de bu programlara dâhil edilir.

Islah çalışmalarında başarının sağlanması, hükümlünün koşullu salıverme hakkından yararlanabilmesi için iyi hal kriterlerinin sağlanmasında önemli rol oynar. Hükümlünün cezaevindeki davranışları, katıldığı programlar ve uyumu iyi hal değerlendirmesinde esas alınır.

VII. ANAYASAL VE ULUSLARARASI HUKUK PERSPEKTİFİ

Anayasa’nın 17. maddesi, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını güvence altına alır. Bu çerçevede, ceza infaz kurumlarındaki uygulamaların insan onuruna uygun olması gerekir. Müebbet hapis cezası alan hükümlülerin insan hakları kapsamında değerlendirilmesi, hukukun temel gereklerinden biridir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları, müebbet hapis cezasının mutlak ve geri dönüşü olmayan bir hürriyet kısıtlaması olarak uygulanmasının, insan hakları ihlali oluşturabileceğine işaret etmektedir. AİHM, koşullu salıverme imkânının bulunmadığı müebbet hapis cezalarını özellikle eleştirmekte ve cezaların orantılı olması gerektiğini vurgulamaktadır.

Türkiye’deki uygulamada, 5275 sayılı Kanun’un müebbet hapis cezası alan hükümlülere koşullu salıverme hakkı tanıması, AİHM’nin bu kriterine uygunluk açısından önemli bir gelişme olarak görülmektedir. Ancak, uygulamada yaşanan gecikmeler ve engeller, bu kazanımın tam olarak hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır.

VIII. MÜEBBET HAPİS CEZASINDA KOŞULLU SALIVERMEYE İLİŞKİN İÇTİHATLAR

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay Ceza Daireleri, müebbet hapis cezası alan hükümlülerin koşullu salıverme şartlarını ve infazın değerlendirilmesini düzenli olarak ele almaktadır. Genel eğilim, hükümlünün 5275 sayılı Kanun’un 107. maddesinde belirtilen süreyi tamamladıktan sonra, iyi hal değerlendirmesine tabi tutulması ve bu değerlendirme neticesinde koşullu salıverme kararı verilebilmesi yönündedir.

Ancak, mahkemeler koşullu salıverme kararında; hükümlünün cezaevindeki davranışları, suçun niteliği, topluma olan tehlike durumu, suçun işlendiği koşullar ve mağdurun görüşleri gibi somut unsurları göz önünde bulundurmaktadır. Bu kapsamda, özellikle örgüt kapsamında işlenen suçlarda daha tedbirli bir yaklaşım benimsenmektedir.

Yargıtay’ın kararlarında, koşullu salıverme kurumu bir hak değil, bir imkân olarak değerlendirilmekte, bu nedenle koşulların gerçekleşmesi halinde dahi infaz hâkimi takdir yetkisini kullanabilmektedir.1

IX. İNFAZ USULÜ VE PRATİKTE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

Müebbet hapis cezası alan hükümlülerin infazı, diğer hapis cezalarından farklı olarak sürekli gözetim ve disiplin gerektiren bir süreçtir. Ancak infaz kurumlarında yoğunluk, personel eksikliği ve kaynak yetersizliği gibi nedenlerle, hükümlülerin haklarına uygun infazın sağlanması her zaman mümkün olmamaktadır.

Disiplin cezalarının aşırı kullanımı ve rehabilitasyon programlarının yetersizliği, hükümlülerin psikolojik olarak zorlanmasına, iyi hal durumlarının olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır. Bu durum, koşullu salıvermeden yararlanma şansını azaltmaktadır.

Bununla birlikte, infaz kurumları içinde özel müebbet hükümlülerine yönelik ıslah ve rehabilitasyon programlarının artırılması yönünde bazı pilot uygulamalar mevcuttur. Bu uygulamalar, hükümlülerin topluma kazandırılması açısından önemli görülmektedir.

X. CEZA İNFAZ KURUMLARINDA İNSAN HAKLARI DENETİMLERİ

Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları, ceza infaz kurumlarında insan haklarının korunmasının vazgeçilmez olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle müebbet hapis cezası gibi ağır yaptırımlarda, cezaevindeki şartların insan onuruna uygun olması zorunludur.

Türkiye’de ceza infaz kurumlarının denetimi, Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Kurumu ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu denetimler kapsamında, müebbet hapis cezası alan hükümlülerin barınma, sağlık, iletişim, çalışma ve eğitim haklarının gözetilmesi esas alınır.

Ancak, özellikle cezaevlerindeki kalabalık, altyapı eksikliği ve maddi imkânların yetersizliği, insan hakları standartlarının tam anlamıyla uygulanmasını engellemektedir. Bu durum, infaz hukukunun gelişimi ve müebbet hapis cezalarının insancıl bir şekilde infazı konusunda önemli bir engeldir.

XI. GELECEĞE YÖNELİK ÖNERİLER

Müebbet hapis cezasının infazına ilişkin olarak;

  • İnfaz kurumlarında hükümlülerin ıslahına yönelik programların yaygınlaştırılması,
  • Koşullu salıverme sürelerinin yeniden değerlendirilerek esneklik sağlanması,
  • Cezaevlerindeki insan hakları standartlarının iyileştirilmesi,
  • Psikolojik destek ve sağlık hizmetlerinin artırılması,
  • İnfaz hâkimlerinin takdir yetkisinin kullanımı konusunda standartlar oluşturulması gibi düzenlemeler ve uygulamalar yapılması faydalı olacaktır.

XII. KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA MÜEBBET HAPİS CEZASI VE KOŞULLU SALIVERME UYGULAMALARI

Müebbet hapis cezası ve koşullu salıverme kurumları, farklı hukuk sistemlerinde çeşitli şekillerde düzenlenmiş ve uygulanmaktadır. Bu farklılıklar, ceza hukuku politikaları, insan hakları anlayışı ve toplumsal yapıya göre değişiklik göstermektedir.

Örneğin, Almanya’da müebbet hapis cezası alan bir hükümlü, kanunen en az 15 yılını çektiğinde koşullu salıverme için başvurabilir. Bu süre, özellikle ağır suçlarda mahkeme takdirine bağlı olarak uzatılabilir ancak cezanın tamamının infazı zorunlu değildir.1 Almanya’da bu sistem, hükümlünün kişisel durumu ve ıslah olma potansiyeline göre esnek bir yapı sunar.

İngiltere ve Galler’de ise “life sentence” olarak adlandırılan müebbet hapis cezasında, mahkeme koşullu salıverme için minimum süre (tariff) belirler. Bu süre dolduğunda hükümlü, şartlı tahliye komisyonuna başvurabilir. Ancak tahliye sonrasında da belirli kısıtlamalar devam eder.2

Fransa’da ise müebbet hapis cezası alan hükümlüler için asgari infaz süresi genellikle 18 ila 22 yıl arasında değişmekte olup, bu süre sonunda koşullu salıverme imkânı tanınmaktadır.3

Bu sistemlerde ortak olan nokta, müebbet hapis cezasının mutlak ve kesintisiz bir hürriyet kısıtlaması olarak değerlendirilmemesi ve koşullu salıverme hakkının bireyselleştirilmiş değerlendirmelere tabi tutulmasıdır.

XIII. İNSAN HAKLARI PERSPEKTİFİNDEN MÜEBBET HAPİS CEZASI

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), müebbet hapis cezasının mutlak bir özgürlükten mahrumiyet olmaması gerektiğini sürekli vurgulamaktadır. AİHM, müebbet hapis cezasının, koşullu salıverme olanağı olmadan infaz edilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesinde düzenlenen işkence yasağı ve insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağına aykırı olabileceğine dikkat çekmiştir.4

Mahkeme kararlarında, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmasını sağlayacak etkili mekanizmaların bulunması gerektiği belirtilmiş; bu çerçevede koşullu salıverme imkânı olmayan müebbet hapis cezalarının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiştir. Dolayısıyla, Türkiye’de 5275 sayılı Kanun’la getirilen koşullu salıverme imkânı, AİHM standartları ile uyumluluk açısından kritik önem taşımaktadır.

Ancak uygulamada, cezaevindeki koşulların iyileştirilmesi ve koşullu salıvermenin etkin biçimde işletilmesi gerekliliği devam etmektedir. İnsan hakları örgütleri ve uluslararası kurumlar, Türkiye’deki ceza infaz sisteminin iyileştirilmesi için raporlar ve öneriler sunmaktadır.

XIV. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Müebbet hapis cezası, nitelik itibarıyla kişinin hayatı boyunca süren bir yaptırım olsa da, infaz hukukunun temel ilkeleri doğrultusunda, hükümlüye belirli şartlarla özgürlüğüne kavuşma olanağı tanınmaktadır. Koşullu salıverme kurumu, yalnızca cezanın infaz sürecinde bir esneklik sağlamakla kalmaz; aynı zamanda hükümlünün ıslah edilmesini ve yeniden sosyalleşmesini teşvik eder. Bu yönüyle koşullu salıverme, ceza hukukunun hem bireysel hem de toplumsal hedeflerine hizmet eden önemli bir kurumdur.

Müebbet hapis cezası, hem ağır bir yaptırım olması hem de bireyin özgürlük hakkını uzun süreli kısıtlaması açısından ceza hukukunda dikkatle ele alınması gereken bir konudur. İnfaz rejiminde hükümlüye koşullu salıverme gibi esnek mekanizmalar tanınması, ceza hukukunun hem ceza hem de ıslah fonksiyonlarını yerine getirmesi bakımından önem taşır. Ayrıca, ceza infaz uygulamalarının insan hakları standartlarına uygun şekilde yürütülmesi, hukukun temel amaçları ve Anayasal değerler açısından zorunludur.

Bu doğrultuda, müebbet hapis cezasının infazına ilişkin mevzuatın daha da geliştirilmesi, uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi ve hükümlülerin ıslahını teşvik edici uygulamaların yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Müebbet hapis cezası, toplum güvenliğinin sağlanması ve suçun caydırılması açısından önemli bir yaptırım olmakla birlikte, cezanın infazı sürecinde bireysel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de mevcut mevzuat, koşullu salıverme hakkı ile bu dengeyi sağlamaya çalışmakla birlikte uygulamada karşılaşılan engeller giderilmelidir.

Karşılaştırmalı hukuk uygulamaları ve AİHM kararları, müebbet hapis cezasının kesinlikle mutlak olmaması, bireyin ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması için etkin mekanizmaların bulunması gerektiği yönünde ortak görüşe sahiptir. Bu doğrultuda;

Koşullu salıverme şartlarının gözden geçirilmesi,

İnfaz kurumlarındaki rehabilitasyon hizmetlerinin yaygınlaştırılması,

İnsan hakları standartlarının eksiksiz uygulanması,

İnfaz hâkimlerinin karar alma süreçlerinin şeffaf ve objektif hale getirilmesi

gibi düzenlemeler, müebbet hapis cezası infazında çağdaş bir hukuk sisteminin gereklilikleri arasında yer almaktadır.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir