Hukuki Makaleler

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (5237 sayılı TCK. madde 158): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Nitelikli dolandırıcılık

Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.[70]

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

GEREKÇE:

Madde metninde, dolandırıcılık suçunun temel şekline göre cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli unsurları belirlenmiştir.

Birinci fıkranın (a) bendinde, dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak kabul edilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi için, dinî inanç ve duygular, aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalıdır. Suçun oluşabilmesi için, dinî inanç ve duyguların kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.

Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlar, başkalarına güven duymaya en fazla ihtiyaç duyduğu anlardır. Kişinin örneğin doğal bir afete veya trafik kazasına maruz kalmasından ya da hastalığı yüzünden içine düştüğü çaresizlikten yararlanılarak aldatılması daha kolaydır. Bu nedenle, birinci fıkranın (b) bendinde, dolandırıcılık suçunun kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak kabul edilmiştir.

Keza, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanılarak aldatılması daha kolaydır. Bu nedenle, belirtilen durum birinci fıkranın (c) bendinde, dolandırıcılık suçunun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.

Birinci fıkranın (d) bendinde, dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi, bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Çünkü, kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişilikleri toplumda güven beslenen müesseseler olarak kabul edilmişlerdir.

Fıkranın (e) bendinde, bu suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir.

Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Banka ve kredi kurumları açısından dikkat edilmesi gereken husus, bu kurumları temsilen, bu kurumlar adına hareket eden kişilerin başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleridir.

Aynı şekilde, söz konusu fıkranın (g) bendinde, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi bu suç açısından bir nitelikli unsur olarak belirlenmiştir.

Birinci fıkranın (h) bendinde, ticari faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin güvenilirliğini sağlamak amacıyla, dolandırıcılık suçunun tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında işlenmesi, bu suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.

Aynı düşüncelerle, fıkranın (i) bendinde dolandırıcılık suçunun serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi, bu suçun nitelikli bir unsuru olarak tanımlanmıştır.

(j) bendinde, dolandırıcılık suçunun banka veya diğer kredi kurumlarından, esasta tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla işlenmesi bir nitelikli unsur olarak tanımlanmıştır. Banka veya kredi kurumundan bir kredinin temini amacıyla hileli davranışlarda bulunulması ve buna dayalı olarak kredi adı altında bir yarar sağlanması durumunda bu nitelikli unsur oluşacaktır. Kredi kurumu deyiminden banka olmamasına karşın, kanunen borç para vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır.

(k) bendi, sigorta edenin dolandırılmasına ilişkindir. Failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kimse olması şart değildir. Keza, sigorta edilen riskin türü de önemli değildir.

Maddenin ikinci fıkrasında, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda bağımsız bir suç olarak tanımlanan “nüfuz ticareti”, dolandırıcılık suçunun bir nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Bu hükme göre; kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, dolandırıcılık suçunun nitelikli şeklinden dolayı cezalandırılacaktır.

5377 s.k. ile yapılan değişikliğin GEREKÇESİ

Maddenin birinci fıkrasında sayılan nitelikli dolandırıcılık hallerinden (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan suçların işlenmesi halinde verilecek hapis cezasının alt sınırının üç yıldan az olamayacağı, yine bu hallerde verilecek adlî para cezasının miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükme bağlanmaktadır.

Müsadereye ilişkin hükümlerin yetersiz olması ve kazanç müsaderesine ilişkin hüküm içermemesi dolayısıyla 765 sayılı Kanunda ekonomik çıkar amacına yönelik olarak işlenen bazı suç tanımlarında hürriyeti bağlayıcı cezanın yanı sıra, nispi nitelikte para cezası da öngörülmüştü. Yeni Türk Ceza Kanununda ise, kazanç müsaderesi düzenlendiği için, nispi para cezasına yer verilmemiştir.

Dolandırıcılık suçu gibi, ekonomik çıkar amacına yönelik olarak işlenen bazı suçlarda suçun işlenmesi suretiyle bir menfaatin elde edildiği muhakkak görülmekle birlikte, ne kadar gelir elde edildiği çoğu zaman belirlenememektedir.

Elde edilen gelirin miktarının belli olması halinde, Kanunun kazanç müsaderesine ilişkin hükümleri çerçevesinde bu gelirin müsaderesi cihetine gidilecektir.

Ancak, elde edilen gelirin miktarının belirlenememesi halinde müsadere kararı vermek mümkün olmayacaktır. İşte bu durum göz önünde bulundurularak, dolandırıcılık suçu gibi ilgili suç tanımlarında hapis cezasının yanı sıra adlî para cezası öngörülmüştür.

Zira, yeni Kanunun benimsediği temel düşünceye göre; suç işlemek bir kazanç kaynağı olarak görülemez ve suçtan elde edilen gelir, kişinin yanında kâr olarak kalamaz.

Suçtan elde edilen gelirin miktarının belirlenemediği hallere özgü olarak, hapis cezasının yanı sıra hükmolunacak adlî para cezasının belirlenmesinde 61 inci maddenin birinci fıkrasındaki ölçütlerin yanı sıra, kişinin ekonomik durumu ve sürdürdüğü hayat standardı göz önünde bulundurulacaktır.

Bu suretle, ilgili suç tanımında belirlenen üst sınır ile adlî para cezası için Kanunda kabul edilen genel alt sınır (beş gün) arasında bir gün tayin edilecektir.

Özellikle iştirak halinde işlenen suçlarda her bir suç ortağının suçun işlenmesinden elde ettiği menfaat miktarı takdir edilerek, adlî para cezasının hesaplanmasında esas alınacak gün sayısı bu alt ve üst sınır arasında belirlenecektir. Örneğin uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, örgütün yöneticisi konumundaki kişi hakkında verilecek adli para cezasının miktarı ile örgütün getir götür işlerini takip eden elemanı hakkında hükmolunacak adli para cezasının miktarı arasında önemli farklılık bulunmalıdır.

Ancak, halen görülmekte olan çeşitli davalarla bağlantılı olarak kamuoyunda oluşturulmak istenen tereddütlerin giderilmesi amacıyla, yapılan bu değişiklikle dolandırıcılık suçunun nitelikli halleriyle sınırlı olarak nispi para cezası öngörülmüştür. Bu düzenlemeye göre, suçtan elde edilen gelir miktarının belli olması halinde de adli para cezasına hükmedilecektir. Ancak, Kanunun 52 ve 61 inci maddeleri hükümlerine göre hükmedilecek adli para cezasının miktarı, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacaktır. Yapılan değişiklikle madde metnine eklenen hükme göre, suç tanımında belirlenen günün üst sınırından hesaplanan adli para cezasının miktarının, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmaması gerekmektedir. Bu itibarla, suçun işlenmesi suretiyle elde edilen menfaatin fazla olması halinde, madde metnindeki adli para cezasının unsurunu oluşturan gün bakımından getirilen sınırlamanın bir önemi kalmayacaktır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 504 –               (Değişik: 21.11.1990 – 3679/26 md)

Yukarıdaki maddede belirtilen dolandırıcılık suçu;

1.    Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

2.    Sigorta bedelini almak maksadıyla,

3.    Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesinin haberleşme araçlarını veya banka veya kredi kurumlarını veya herhangi bir kamu kurum ve kuruluşunu vasıta olarak kullanmak suretiyle,

4.    Yurt dışında iş bulmak, ikamet izni veya vize almak bahanesiyle,

5.    Bir kimseyi içinde bulunduğu tehlikeli veya zor durumdan kurtarmak bahanesiyle,

6.    Bir kimseyi askerlikten tamamen veya kısmen kurtarmak bahanesiyle,

7.    Kamu kurum ve kuruluşlarının veya kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına olarak,

8.    Meslek ve görevlerini yaptıkları sırada avukatlar, dava vekilleri, vekiller veya kurum yöneticileri tarafından,

İşlenirse, faile iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve sağladığı haksız menfaatin iki misli kadar ağır para cezası verilir.

Suçun işlenmesinde yukarıda yazılı hallerden iki veya daha fazlası birleşirse hapis cezasının asgari haddi üç yıl ağır hapistir.

Madde 278 –               (Değişik: 5.1.1961 – 235/2 md.)

Her kim olursa olsun resmi meclisler azasından yahut Devlet memurlarından biri nezdinde hatırı sayıldığını yahut onlarla münasebeti bulunduğunu iddia ederek haklarında vuku bulacak tavassutta medarı teşvik yahut mükafat olmak üzere yahut aza veya memurun himayesine mukabil onlara verilmek veya onlara verilmesi lazım gelen hediye veya mükafata sarf olunmak bahanesiyle kendi yahut başka bir kimse hesabına para veya sair menfaat alır veya kabul eder veya bunların verilmesine vaad alırsa bir seneden beş seneye kadar hapis olunur ve bin liradan az olmamak üzere temin veya vaad olunan menfaatin üç misli ağır para cezası alınır.

Fail milletvekili veya siyasi parti kademelerinde fiili vazife almış olduğu takdirde yukarıdaki cezalar üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmolunur. Ayrıca faile amme hizmetlerinden memnuiyet cezası da verilebilir.

Fail, Devlet memurlarından ise cezasına müebbeten memuriyetten mahrumiyet cezası ilave olunur.

AÇIKLAMALAR

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu: Türk Ceza Kanunu Madde 158’in Analizi ve Uygulaması

Özet

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde özel hallerle düzenlenmiş olup, mağdurun korunması ve toplum düzeninin sağlanması açısından önemli bir yer tutar. Bu makalede, maddenin kapsamı, bentler itibarıyla taşıdığı özellikler, cezai yaptırımlar ve suçun işlenme biçimleri detaylı olarak incelenmiştir. Ayrıca, güncel Yargıtay kararları ve doktrinsel yorumlar ışığında nitelikli dolandırıcılık suçunun uygulamadaki yansımaları ele alınmıştır. Makale, hukuki literatüre katkı sunmak amacıyla akademik kaynaklarla desteklenmiş ve APA formatına uygun kaynakça ile tamamlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Nitelikli dolandırıcılık, TCK 158, dolandırıcılık suçları, ceza hukuku, bilişim suçları, kamu görevlisi, Yargıtay kararları


1. Giriş

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde genel hatlarıyla düzenlenmiş olmakla birlikte, suçun işleniş şekline ve mağdurun durumuna göre daha ağır yaptırımlar öngören nitelikli halleri TCK’nın 158. maddesinde ele alınmıştır (TCK, 2004). Nitelikli dolandırıcılık; dinî inançların istismarı, kamu kurumlarının kullanılması, bilişim sistemlerinin kötüye kullanılması gibi toplumun hassasiyet gösterdiği durumları kapsamaktadır. Bu makale, TCK m.158’in güncel yorumları ve uygulama alanlarını detaylı şekilde analiz ederek, hukuki literatüre katkı sunmayı amaçlamaktadır.


2. Nitelikli Dolandırıcılığın Hukuki Niteliği ve Kapsamı

2.1. Dolandırıcılık Suçunun Genel Özellikleri

Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılması sonucu maddi bir menfaat sağlanması ve mağdurun zarar görmesi üzerine kuruludur (Yılmaz, 2020). Bu suçun temel unsurları arasında hile, aldatma ve zarar vardır. Nitelikli dolandırıcılıkta ise bu temel unsurların yanı sıra, suçun işlendiği ortam veya mağdurun durumu cezayı ağırlaştıran unsurlar olarak ortaya çıkar.

2.2. TCK 158’de Düzenlenen Nitelikli Haller

TCK madde 158, dolandırıcılık suçunun aşağıdaki özel halleri nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirir (TCK, 2004, md.158/1):

  • Dinî inanç ve duyguların istismarı (a bendi): Mağdurun inançları kötüye kullanılarak işlenen dolandırıcılık.
  • Tehlikeli durum ve zor şartlardan yararlanma (b bendi): Mağdurun içinde bulunduğu çaresiz durumun suistimali.
  • Algılama yeteneğinin zayıflığı (c bendi): Mağdurun zihinsel veya algısal zaaflarından faydalanılması.
  • Kamu kurumları ve tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması (d bendi).
  • Kamu kurumlarının zararına işlenmesi (e bendi).
  • Bilişim sistemleri ve finans kurumlarının araç olarak kullanılması (f bendi).
  • Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanılması (g bendi).
  • Ticari faaliyetlerde dolandırıcılık (h bendi).
  • Serbest meslek sahibi kişilerin güvenin kötüye kullanılması (i bendi).
  • Kredilerin usulsüz tahsisi sağlanması (j bendi).
  • Sigorta bedelinin alınması amacıyla dolandırıcılık (k bendi).
  • Kamu görevlisi veya banka çalışanı gibi tanıtılarak dolandırıcılık (l bendi).

Bu bentlerde belirtilen hallere ilişkin ceza miktarları ve artırımları da madde metninde açıkça düzenlenmiştir.


3. Cezai Yaptırımlar ve Hapis Süreleri

Nitelikli dolandırıcılık suçunun temel cezası 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezasıdır. Bununla birlikte özellikle (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde düzenlenen hallerde cezanın alt sınırı 4 yıldan az olamaz ve adli para cezası da suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde artırılır (TCK, 2004, md.158).

3.1. Birlikte İşleme ve Örgüt Faaliyeti Halinde Cezanın Artırılması

Madde 158/3’e göre, suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda ceza bir kat artırılır (TCK, 2004).

3.2. Kamu Görevlileriyle İlişki Kurularak İşlenen Dolandırıcılık

Madde 158/2, kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan bahisle, hatırı sayılırlık nedeniyle başkasından menfaat temin eden kişi hakkında da 158. madde kapsamındaki cezanın uygulanacağını belirtir. Bu hüküm, kamu görevlileri üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılıkların yaptırımını güçlendirmektedir.


4. Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Uygulamadaki Yansımaları

4.1. Bilişim Sistemlerinin Kötüye Kullanımı

Günümüzde dijitalleşmenin artmasıyla birlikte bilişim sistemlerinin dolandırıcılık amacıyla kullanılması (f bendi) önemli bir sorun haline gelmiştir. Yargıtay kararlarında bu tür suçların faillerinin daha ağır cezalarla cezalandırılması gerektiği vurgulanmaktadır.

4.2. Kamu Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması ve Kamu Zararına İşlenen Suçlar

Dolandırıcılığın kamu kurumları aleyhine işlenmesi (d ve e bentleri) toplum düzeni ve kamu kaynaklarının korunması açısından ayrı bir önem taşır. Yargıtay, kamu kurumlarına yönelik dolandırıcılık suçlarında cezanın alt sınırının dikkate alınması gerektiğini ve kamu zararının tazminine öncelik verilmesini belirtmektedir.

4.3. Meslek Güveninin Kötüye Kullanılması

Serbest meslek sahibi kişiler veya ticari faaliyetlerde bulunanların mesleki güveni kötüye kullanarak dolandırıcılık yapması (h ve i bentleri) özellikle ticaret hayatının sağlıklı işlemesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Doktrinde bu suç tipinin meslek etiği ve ceza hukuku açısından hassasiyetle ele alınması gerektiği belirtilmektedir (Demir, 2020).


5. Sonuç

TCK’nın 158. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık halleri, dolandırıcılık suçunun toplumun önemli kesimlerini koruma amaçlı ağırlaştırılmış biçimlerini ortaya koymaktadır. Suçun işlendiği ortam ve mağdurun durumu göz önünde bulundurularak, maddede belirtilen ceza artırım hükümleriyle etkin ve caydırıcı yaptırımlar öngörülmüştür. Özellikle bilişim sistemleri, kamu kurumları ve meslek gruplarının güveninin kötüye kullanılması halinde ceza uygulamalarının titizlikle yapılması gerekmektedir. Uygulamada Yargıtay kararları da bu doğrultuda şekillenmekte ve suçun vahametini dikkate alan ağır cezalar öngörmektedir. Hukuki literatür ve uygulama arasında köprü kuran bu çalışma, nitelikli dolandırıcılık suçunun daha etkin mücadele edilmesine katkı sağlamayı hedeflemektedir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir