
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Madde 206- (1) Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
GEREKÇE:
Madde, doktrinde “fikrî sahtecilik” olarak adlandırılan bir suç tipini düzenlemektedir. Kişi, kendi beyanıyla, sahte bir resmî belgenin düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip değildir. Kişinin açıklamaları üzerine düzenlenen resmî belgenin bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması suçun oluşması için gereklidir. Aksi takdirde düzenlenen belge, yapılan beyanın doğruluğunu ispat edemeyeceğinden, kişi kendi beyanı ile böyle bir belgenin düzenlenmesine etmen olmuş sayılamaz ve kendisinin bu madde uyarınca cezalandırılmasının neden ve hikmeti kalmaz. O hâlde bakılacak husus şudur: Beyanın doğruluğu düzenlenen resmî belgeyle ispat edilecek ise, madde uygulanacaktır; buna karşılık beyanı alan memur, beyanın doğruluğunu tahkik edip, buna kanaat getirdikten sonra resmî belgeyi düzenlemek durumunda ise yani resmî belge sadece kişinin beyanı üzerine değil de, memurca yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise, bu maddedeki suç oluşmaz. Nitekim, kişiyi çok geniş bir surette “doğruyu söylemek”le yükümleyen İtalyan Ceza Kanununun 483 üncü maddesi de aynı esası kabul etmiş ve İtalyan Yargıtay’ının yerleşmiş içtihadı da bu yönde olmuştur.
Bu nedenle, gümrük muayene memuruna, belirli bir malı ithal veya ihraç edeceği yolunda yalan beyanda bulunan kişi, bu maddedeki suçu işlemiş olmaz; zira beyanı alan gümrük muayene memuru sırf bu beyanla yetinmeyip, beyanın doğruluğunu incelemekle yükümlüdür.
Resmî belge ile doğruluğu ispat edilecek olayların ne olduğu, belgenin niteliğine göre belirir.
Hâkime, değişik olaylar karşısında, yalan beyanın niteliğine göre temel cezayı belirlemek bakımından takdir yetkisi sağlamak maksadıyla maddedeki ceza üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası olarak saptanmıştır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 343-Her kim resmi bir varaka tanzimi esnasında kendisinin veya başkasının hüviyet ve sıfatı yahut mezkür varaka ile sıhhati ispat olunacak sair ahval hakkında memurine karşı yalan beyanatta bulunursa bundan dolayı umumi veya hususi bir zarar husule geldiği takdirde üç aydan bir seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.
Eğer mezkür varaka tevellüdat, münakehat ve vefiyata yahut adli işlere müteallik bulunursa fail altı aydan iki seneye kadar hapis olunur.
Madde 528-Bir memura vazifesini yaptığı sırada isim ve şöhret veya sıfat ve sanatını ve mesken ve ikametgahını veya doğduğu yeri yahut sair şahsi evsafını beyandan imtina eden şahıs otuz liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahkûm olur. Ve eğer hakikat hilafında beyanatta bulunursa bir aya kadar hafif hapis cezasiyle cezalandırılır.
AÇIKLAMALAR
Resmi Belgede Yalan Beyan Suçu: Hukuki İnceleme ve Uygulama
I. Korunan Yarar ve Hukuki Niteliği
Resmi belgede yalan beyan suçu, resmi bir belgenin oluşturulmasına esas olmak üzere bilerek gerçeğe aykırı bilgi verilmesini yasaklayan bir suç türüdür. Hukuki literatürde bu suçun, yalan tanıklığın bir türü olduğu öne sürülmekle beraber, yalan beyan sonucunda sahte bir resmi belge oluşturulduğu için, esasen resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Suçun koruduğu yarar, kamu güvenidir. Yalan beyanla oluşturulan sahte resmi belge, resmi belgenin doğruluğu ve gerçekliğine karşı toplumda var olan güveni zedeler. Suçun oluşması için yalan beyanın resmi belgeye esas olması yeterlidir; ayrıca herhangi bir maddi zararın doğması şart değildir. Bu nedenle, yalan beyan ile düzenlenen resmi belge kamu güvenini zedeleyerek suçun tamamlanmasına yol açar.
II. Suçun Unsurları
1. Fail
Bu suçu herkes işleyebilir; özgü bir fail sınırlaması yoktur.
2. Fiil
Failin resmi belgeyi düzenlemeye yetkili kamu görevlisine bilerek yalan beyanda bulunması gerekir. Yalan beyanın sözlü veya yazılı olması mümkündür ancak belgeyi düzenleyene yapılmalıdır. Zararın varlığı aranmamakla birlikte, yalan beyan nedeniyle kamu güveni tehlikeye girmiş olur.
3. Resmi Belgenin Varlığı
Suçun oluşabilmesi için, yetkili kamu görevlisi tarafından düzenlenen resmi bir belge bulunmalıdır. Resmi belge, kanunda (TCK m.204) belirtilen unsurları taşımalı, hukuken geçerli olmalı, imza ve mühür gibi gerekli unsurları içermelidir. Belgenin resmi belge niteliğinde olmaması halinde, yalan beyan suçu oluşmaz. Örneğin, kolluk görevlisine kimlik ile ilgili yanlış bilgi verilmesi, suç teşkil etmeyip kabahat kapsamında değerlendirilir.
4. Yalan Beyanın Resmi Belgeye Dayanak Olması
Failin yaptığı yalan beyan, resmi belge düzenlenirken bu belgeye esas teşkil etmelidir. Sadece memura yalan beyanda bulunmak suç sayılmaz. Ayrıca, failin beyanının belgeye esas olduğunu bilmesi gerekir. Örneğin, nüfus müdürüne yapılan yalan beyan, müdürün bu beyanı esas alarak belge düzenlemesi halinde suç tamamlanır.
5. Düzenlenen Belgenin İspat Edici Gücü
Belgenin, failin yalan beyanını ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Eğer belge, yapılan beyanın doğruluğunu araştırma ve inceleme sonucunda düzenleniyorsa, yani failin yalan beyanı doğrudan kanıtlayıcı nitelikte değilse, suç oluşmaz. Bu durum, Yargıtay kararlarıyla da desteklenmektedir.
6. Manevi Unsur
Suçun manevi unsuru kasttır. Failin bilerek ve isteyerek resmi belge düzenleyene yalan beyan vermesi gerekir. Özel bir maksat aranmaksızın genel kast yeterlidir.
III. Suçun Özel Görünüm Biçimleri
1. Teşebbüs
Suçun tamamlanması için yalan beyanın dayanak olduğu resmi belgenin düzenlenmiş olması gerekir. Yalan beyan tek başına suç oluşturmaz. Belge düzenlenmeden gerçeğin ortaya çıkması halinde eylem teşebbüs olarak değerlendirilir.
2. İştirak
Yalan beyanda bulunmaya azmettiren kişi sorumlu tutulur. Yalan beyanı bilerek belge düzenleyen kamu görevlisi ise bu eylem sahtecilik suçuna dönüşür.
3. İçtima
Yalan beyanda bulunan kişi tanık ise, özel hükümler (TCK m.272) uygulanır. Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçu (m.268) ile içtima durumu dikkate alınır.
4. Kovuşturma ve Görev
Suç şikayete bağlı değildir, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından resen soruşturulur ve sulh ceza mahkemesinde görülür. Ceza hapis veya adli para cezası şeklindedir.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
S1: Yalan beyan suçu hangi durumlarda oluşur?
Resmi belge düzenlemeye yetkili kamu görevlisine, bilerek ve isteyerek yalan beyanda bulunulması halinde suç oluşur.
S2: Yalan beyan sonucu düzenlenen belge mutlaka resmi belge olmalı mı?
Evet, suçun oluşması için belgenin hukuken geçerli resmi belge olması gerekir.
S3: Yalan beyan nedeniyle mutlaka zarar meydana gelmeli midir?
Hayır, zarar aranmamaktadır; kamu güveninin zedelenmesi suçun tamamlanması için yeterlidir.
S4: Yalan beyanın teşebbüs aşamasında kalması ne anlama gelir?
Yalan beyan yapılmış ama buna dayanarak resmi belge düzenlenmemişse, suç tamamlanmamış, teşebbüs aşamasındadır.
S5: Kamu görevlisi yalan beyanı bilmeden belgeyi düzenlerse ne olur?
Bu durumda failin yalan beyanı suça konu olmaz; kamu görevlisi de sorumlu tutulmaz.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.