Hukuki Makaleler

Sağır ve Dilsizlerin Ceza Hukukundaki Hukuki Durumu ve Kusur Yeteneği İlişkisi (5237 sayılı TCK. madde 33): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU

Sağır ve dilsizlik

Madde 33- (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.

GEREKÇE:

İşitme yeteneğine doğuştan sahip olmayan veya küçük yaşta bu yeteneği tamamen yitiren insanın algılama yeteneği yeterince gelişmez.

Sağır ve dilsizin ceza sorumluluğunun belirlenmesinde, suç oluşturan fiili işlediği sıradaki yaşı, ölçü alınmıştır. Böylece, sağır ve dilsizlerle ilgili olarak, yaş küçüklerinin sorumluluk rejimine paralel bir düzenleme yapılmıştır. Ancak, sağır ve dilsizlerin algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği daha geç gelişebileceği düşüncesiyle, ayrı bir yaş grubu sınıflandırması yapılmıştır.

Fiili işlediği sırada yirmi bir yaşını doldurmuş olan sağır ve dilsizler açısından yaşın ceza sorumluluğu üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı kabul edilmiştir. Ancak, bu kişilerin işledikleri fiil açısından algılama veya irade yeteneğinin olup olmadığı yönünde ortaya çıkabilecek sorunla ilgili olarak, akıl hastalarına ilişkin sorumluluk rejiminin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 57 – Fiili işlediği zaman henüz on beş yaşını bitirmeyen sağır-dilsizler hakkında takibat yapılmaz. Bunlar hakkında yirmi dört yaşına kadar kalmak üzere 53 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü tatbik olunabilir.

Madde 58 – (Değişik: 11/6/1936 – 3038/1 md.)

Fiili işlediği zaman on beş yaşını bitirmiş olup da yaptığı işin neticesini fark ve temyiz ile hareket ettiği anlaşılmayan sağır, dilsizlere ceza verilmez.

Ancak fiil cürüm olduğu ve bir seneden fazla hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı müstelzim bulunduğu takdirde yirmi dört yaşını henüz ikmal etmeyen. sağır – dilsiz hakkında yirmi dört yaşına kadar kalmak üzere 53 üncü maddenin ikinci fıkrası hükümleri tatbik edilebilir.

Eğer fail yirmi dört yaşını bitirmiş ise mahkeme, hakkında 46 ncı maddede gösterildiği surette muamele yapılmak üzere kendisinin salahiyetli makama teslimini emredebilir.

Eğer sağır-dilsizin suçu işlemekte fark ve temyiz ile hareket ettiği anlaşılır ve işlediği zaman on sekiz yaşını bitirmemiş bulunursa birinci fıkrası müstesna olmak üzere 54 üncü madde hükümleri tatbik olunur.

(Değişik: 21/1/1983 – 2787/6 md.) Sağır-dilsiz onsekiz yaşını bitirip de yirmi bir yaşını bitirmemiş ise 55 inci madde hükümleri tatbik olunur.

(Ek: 21/1/1983 – 2787/6 md.) Sağır-dilsiz yirmi bir yaşını bitirmiş ise, (Değişik İbare: 14/7/2004 – 5218/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine otuz yıl, müebbet ağır hapis cezası yerine yirmi dört yıl ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde cezanın altıda biri indirilir.

AÇIKLAMALAR

I. Giriş

Sağır ve dilsizlik, genellikle doğuştan ya da erken yaşlarda ortaya çıkan ve kişinin iletişim kurmasını engelleyen önemli bir engel durumudur. Bu durum, kişinin içinde yaşadığı toplumun dilini öğrenmesini zorlaştırmakta veya imkânsız hale getirmektedir. Dil, insanlar arasındaki temel iletişim aracı olduğundan, dil yeteneğinin gelişmemesi, kişinin algılama ve kavrama yeteneklerinin de olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Bu nedenle sağır ve dilsiz bireyler, toplumsal hayata ve bilişsel gelişime normal bireylere kıyasla daha geç adapte olmaktadırlar.

Ceza hukuku açısından ise sağır ve dilsizlerin kusur yetenekleri özel bir önem taşımaktadır. Kusur yeteneği, failin işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilme ile davranışlarını buna göre yönlendirme yeteneği olarak tanımlanır (TCK m.31/2, m.32/1). Bu yeteneğin gelişimi yaşa, zihinsel ve ruhsal duruma bağlı olduğu gibi, dil ve iletişim engellerinden de etkilenebilir.

Bu çalışmada, sağır ve dilsiz bireylerin ceza sorumluluğuna ilişkin hukuki durumları, 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu ve 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde incelenmiş, kusur yeteneği açısından yaşanan farklılıklar ve sonuçları değerlendirilmiştir.

II. Sağır ve Dilsizliğin Kusur Yeteneği Üzerindeki Etkisi

Dil, sadece bireyler arasındaki iletişimin değil, aynı zamanda düşüncenin ve algının da aracıdır. Dilin gelişememesi, bireyin çevresini anlaması ve davranışlarını bilinçli şekilde yönlendirmesi açısından önemli engeller doğurur. Bu durum ceza hukuku bağlamında, kusur yeteneğinin gelişimini doğrudan etkiler.

Eski 765 sayılı Kanun döneminde sağır ve dilsiz bireylerin kusur yeteneklerinin kısmen az olduğu kabul edilmiş, ancak bu kabulun tıbbi ve bilimsel bir temele dayanmadığı eleştirilmiştir. 5237 sayılı yeni TCK ise, sağır ve dilsizlerin yetişkinlik yaşını 21 olarak belirleyerek, bu yaşın doldurulmasıyla kusur yeteneğinin tam olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Böylece, sağır ve dilsizlerin ceza sorumlulukları, yetişkinlerde olduğu gibi tam kabul edilmekte; ancak gelişimlerinin gecikmesi nedeniyle yaşa bağlı farklılıklar göz önünde bulundurulmaktadır (Karakoç, 2010: 112).

III. Sağır ve Dilsizlerin Ceza Hukukundaki Yaş Gruplarına Göre Durumu

1. 15 Yaşını Doldurmayan Sağır ve Dilsizler

15 yaşını doldurmayan sağır ve dilsizler, 5237 sayılı Kanun’un 31/1. maddesi kapsamında ele alınmakta ve 12 yaşını doldurmamış çocuklar gibi değerlendirilerek, ceza sorumluluklarının bulunmadığı kabul edilmektedir. Bu yaş grubundaki bireylere ceza kovuşturması yapılamamakta, ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilmektedir (TCK m.31/1). Bu husus, engellilik durumu dikkate alınarak uygulanır ve kamu düzeni ile toplum yararına uygun tedbirlerin alınması amaçlanır.

2. 15 Yaşını Doldurup, 18 Yaşını Doldurmayan Sağır ve Dilsizler

15–18 yaş grubundaki sağır ve dilsizler, TCK’nın 31/2. maddesine tabi tutulmuştur. Buna göre, bu yaş grubundaki sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını buna göre yönlendirme yeteneklerinin olup olmadığı araştırılır. Algılama ve irade yeteneklerinin bulunmadığı tespit edilirse, ceza verilmez; ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. Kusur yetenekleri varsa, ceza verilir ancak 31/2. maddeye göre cezada indirim yapılır (Akyüz, 2015: 85).

İndirim uygulaması; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda cezanın 12 yıldan 15 yıla, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda ise 9 yıldan 11 yıla indirilmesi şeklindedir. Diğer cezaların ise yarısı oranında indirilmesi öngörülür ve her fiil için verilecek hapis cezası 7 yılı aşamaz. Ayrıca, bu düzenleme 5377 sayılı Kanun’un 8 Temmuz 2005’te yürürlüğe girmesinden önce işlenen suçlar için farklı uygulanabilmektedir.

3. 18 Yaşını Doldurup, 21 Yaşını Doldurmayan Sağır ve Dilsizler

18–21 yaş grubundaki sağır ve dilsizlerin durumu, TCK 31/3. madde kapsamında çocukların durumuna benzetilmiştir. Bu yaş grubundaki bireylerin ceza sorumluluğu tamdır; ancak ceza indirimine tabidir. İndirim oranları, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda 18–24 yıl, müebbet hapis cezası gerektirenlerde 12–15 yıl aralığında olup, diğer cezaların üçte biri oranında indirilmesini ve her fiil için verilecek hapis cezasının 12 yılı geçmemesini öngörür (Tuncel, 2017: 178).

5377 sayılı Kanun öncesi işlenen suçlarda ise indirim miktarlarında farklılıklar bulunabilir.

4. 21 Yaşını Dolduran Sağır ve Dilsizler

21 yaşını dolduran sağır ve dilsizlerin kusur yeteneklerinin tam olduğu kabul edilir. Bu nedenle, bu yaş grubundaki kişilere karşı, suç tarihinde geçerli olan kanunlarda yazılı cezalar tam olarak uygulanır (TCK m.31/4). Ancak, hakim gerek gördüğünde TCK’nın 61 ve 62. maddeleri uyarınca cezada indirim veya diğer özel durumları değerlendirebilir (Çelik, 2019: 243).

Bununla birlikte, sağır ve dilsizliğin kusur yeteneğini etkilediği durumlarda, örneğin fiilin hukuki anlamını algılamada ya da davranışlarını yönlendirmede yetersizlik varsa, 21 yaşın tamamlanması ceza sorumluluğunu otomatik olarak sağlamaz. Bu durumda, failin durumu TCK m.32 kapsamında akıl hastalığı veya benzeri ruhsal durumlar açısından incelenmelidir.

IV. Sonuç

Sağır ve dilsiz bireylerin kusur yeteneğinin gelişimi ve ceza sorumluluğu, yaşa bağlı olarak farklı değerlendirilmelidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, bu farklılığı dikkate alarak kusur yeteneği açısından yaş sınırlarını yeniden düzenlemiş ve bu bireylerin ceza hukuku bakımından adil bir şekilde değerlendirilmesini sağlamıştır. Kusur yeteneği, kişinin işlediği fiilin hukuki anlamını kavrayabilmesi ve davranışlarını buna göre yönlendirebilmesiyle doğrudan ilgilidir. Sağır ve dilsizlerde ise bu yeteneklerin gelişimi, dil engelinden dolayı gecikebilir veya azalmış olabilir. Bu nedenle, yaş esas alınarak ceza sorumluluğunda kademeli bir düzenleme yapılmıştır.

Sonuç olarak, sağır ve dilsizlerin kusur yeteneklerinin değerlendirilmesi, hem ceza sorumluluğu hem de ceza indirimleri açısından yaşa göre farklılıklar içermekte ve bu husus, TCK’nın ilgili maddeleriyle açıkça düzenlenmektedir. 21 yaşını dolduran sağır ve dilsizler ise genel yetişkinler gibi tam ceza sorumluluğuna sahiptir. Ancak kusur yeteneğinin özel durumları, özellikle akıl hastalığına ilişkin hükümler çerçevesinde ayrı değerlendirilmelidir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir