
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar
Madde 73- (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. (Ek cümle:7/11/2024-7531/14 md.) Ancak, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemez.
(3) Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.
(5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
(6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
(8) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
GEREKÇE:
Tasarıdaki metin muhafaza edilmiştir. Ancak, sistematik açıdan daha doğru olduğu düşüncesiyle, Hükûmet Tasarısının 39. maddesinin son fıkrasında yer alan uzlaşmaya ilişkin hüküm, bu madde metnine son fıkra olarak ilave edilmiştir.
HÜKÜMET TASARISINDAKİ MADDE GEREKÇESİ
Madde 91.- Maddede, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda şikayetin veya şikayetten vaz geçmenin şeriklere etkisi ve sonuçları düzenlenmiştir. Bu konuda 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Kanunun esasları muhafaza edilmekle beraber bazı yenilikler de getirilmiştir. Söz gelimi şikayetten vaz geçmenin, şikayet üzerine açılan davaya ilişkin suçun işlenmesinde şerik olanları da kapsayacağı yani onlar hakkında da geçerli sayılacağı belirtilmiş ayrıca aksi kanunda açıklanmadıkça vaz geçmenin bunu kabul etmeyen sanığa tesir etmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Metinde geçen “aksinin kanunda belirtilmesinden” maksat, her hangi bir kanun hükmünde vaz geçmenin sanığın kabulüne bağlı olmaksızın davayı ortadan kaldıracağı hususunda açıklık bulunmasından ibarettir. Yoksa böyle bir açıklığı içermeksizin her hangi bir kanun hükmünde, vaz geçmekle davanın ortadan kalkacağının belirtilmesi, sanığın muvafakatinin aranmaması anlamına gelmeyecektir.
Maddenin (3) numaralı fıkrasında yer alan hükümle uygulama bakımından esaslı bir değişiklik getirilmektedir. Bu hüküm çağdaş ceza hukukunda yer almış bulunan mağdurun korunmasının, ceza hükümleriyle de sağlanması yönünden yeni bir katkı oluşturmaktadır.1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Kanun hükümlerinin geçerli bulunduğu dönemde Kanunun 111. maddesinde yer alan hükmü bilmeyen bir kısım mağdurun şahsi haklarını mahfuz tutmamaları nedeniyle haklarını sonradan talep edemedikleri görülmekteydi. Hüküm şahsi hakların saklı bulunduğunu sağlayacak şekle sokularak mağdurun himayesi sağlanmıştır.
5560 sayılı Kanun’la yapılan 73/8. maddeyi yürürlükten kaldırmanın gerekçesi:
Maddeyle, 5237 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Bir usul hukuku müessesesi olan uzlaşma ile ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda ayrıntılı düzenlemeler yer almaktadır. Bu nedenle, uzlaşma kapsamına giren suçları belirleyen hükmün de Ceza Muhakemesi Kanununda yer almasının daha doğru olacağından fıkra yürülükten kaldırılmıştır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 99 – (Değişik: 11/6/1936 – 3038/1 md.)
Takibat yapılabilmesi dava veya şikayete bağlı suçlarda suçtan zarar gören kimsenin vazgeçmesi hukuku amme davasını düşürür. Ancak kanunda hilafı yazılı olmadıkça cezanın infazına mani olmaz.
Maznunlardan biri hakkındaki dava veya şikayetten vazgeçme diğerlerine de sirayet eder.
Kanunda yazılı haller müstesna olmak üzere, vazgeçme onu kabul etmiyen maznuna tesir etmez.
Madde 108 – Takibi ancak şahsi dava ikamesine bağlı olan fiil hakkında salahiyettar kimse altı ay zarfında dava etmediği takdirde takibat yapılamaz.
Müruru zaman haddini geçmemek şartiyle bu müdet davaya hakkı olan kimsenin fiilden ve failin kim olduğundan haberdar bulunduğu günden başlar.
Davaya hakkı olan bir kaç kimseden birisi altı aylık müddeti geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hukuku sakıt olmaz.
Madde 111 – Hukuku amme davasının düşmesi cürümden zarar gören şahsın davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı hukuku şahsiyesini ayrıca muhafaza eylememiş ise artık hukuk mahkemesinde dahi dava edemez.
AÇIKLAMALAR
Şikayet Hakkı ve Takibi Şikayete Bağlı Suçlar: Hukuki Analiz ve Uygulama
I. Giriş
Ceza hukuku ve ceza yargılamasında şikayet hakkı, suçtan zarar görenin veya kanuni temsilcisinin, fail hakkında cezai işlem başlatılması talebini içeren temel hukuki araçlardan biridir. Kural olarak ceza kanunlarında yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması re’sen (kendiliğinden) yapılmakta olup, şikayete bağlı suçlar ise istisnai bir alan oluşturur. Bu makalede, şikayetin hukuki niteliği, özellikleri, süresi ve şikayetten vazgeçme koşulları ayrıntılı biçimde incelenecektir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında takibi şikayete bağlı suçlar ele alınacaktır.
II. Şikayet Kavramı ve Hukuki Niteliği
Şikayet, Türk ceza hukukunda suçtan zarar görenin veya vekilinin, failin cezalandırılmasını talep eden iradesini açıklamasıdır (Kesgin, 2015). Ceza yargılamasında, soruşturma ve kovuşturmanın başlaması için genel olarak şikayete ihtiyaç bulunmamaktadır; ancak bazı hafif suçlar ile toplum açısından re’sen takibinin faydası sınırlı görülen suçlar bakımından kanun koyucu, soruşturmanın şikayete bağlı olacağını açıkça belirtmiştir. Böylece şikayet, ceza davası açılması için zorunlu dava şartı haline gelmektedir (Güner, 2020).
A. Şikayetin Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması Hukukundaki Yeri
Şikayet, bir yandan ceza yargılamasının açılmasını sağlayarak usul hukuku bakımından şart niteliği taşırken, diğer yandan failin somut olarak cezalandırılmasını mümkün kılması nedeniyle maddi ceza hukuku ile de doğrudan bağlantılıdır (Özbek, 2017).
B. Anayasal Teminat
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74. maddesi, vatandaşlara ve yabancılara, yetkili makamlara ve TBMM’ye dilekçe ve şikayet hakkı tanımakta olup, şikayet hakkı anayasal güvence altındadır (Anayasa, md.74).
III. Şikayetin Özellikleri
Şikayetin hukukî özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
1. Şikayetin Fiile İlişkin Olması
Şikayet, doğrudan suç teşkil eden fiil ile ilgilidir (TCK m. 73/1). Suçtan zarar görenin, failleri bildirmesi zorunlu olmamakla birlikte, bildirmesi soruşturmanın etkinliği açısından faydalıdır. Şikayet fiile yöneliktir, failin kim olduğu ise ikincil önemdedir (Özdemir, 2019).
2. Şikayetin Bölünmezliği
Şikayet, failler bazında değil, fiil bazında değerlendirilir. Suçun birden fazla faili varsa, bir kısmı hakkında şikayet edilmesi tüm failler hakkında şikayet sayılır. Ancak nisbi şikayete tabi suçlarda bu ilke sınırlanabilir (Çelikel, 2018).
3. Şikayet Edenin Fiilin Hukuki Vasfını Belirlemesinin Önemsizliği
Suçtan zarar görenin fiili nasıl vasıflandırdığı hukuki sonuç doğurmaz; savcı ve mahkeme bağımsız şekilde fiilin hukuki niteliğine karar verir (Arslan, 2021).
4. Şikayet Hakkının Devri ve Mirasçılara Geçişi
Şikayet hakkı kişiye bağlı olup, kural olarak devredilemez ve ölümle mirasçılara geçmez. Ancak TCK m.131 kapsamında, hakaret suçlarında mağdurun ölümü halinde belirli yakınları şikayet hakkını kullanabilir (Karaca, 2020).
5. Kanunda Şikayete Bağlılık Açıkça Gösterilmeli
Bir suçun şikayete bağlı olması için kanunda açık düzenleme olmalıdır; aksi takdirde re’sen soruşturulur (Kara, 2016).
IV. Türk Ceza Kanunu’nda Takibi Şikayete Bağlı Olan Suçlar
Aşağıdaki tabloda TCK ve diğer kanunlarda yer alan, takibi şikayete bağlı suçlar ile ilgili maddeler gösterilmiştir:
Suç Adı | Düzenlendiği Kanun Maddesi |
Yurt dışında vatandaş tarafından işlenen suç | TCK m.11 |
Yurt dışında yabancı tarafından işlenen suç | TCK m.12 |
Basit kasten yaralama (BTM ile giderilebilecek) | TCK m.86/2 |
Taksirle yaralama | TCK m.89 |
Cinsel saldırı | TCK m.102/1 |
Eşe karşı cinsel saldırı | TCK m.102/2 |
Reşit olmayanla cinsel ilişki | TCK m.104 |
Cinsel taciz | TCK m.105 |
Sair tehdit | TCK m.106/1 (son cümle) |
Konut dokunulmazlığının ihlâli | TCK m.116/1-2 |
İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli | TCK m.117 |
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma | TCK m.123 |
Kamu görevlisi dışındaki hakaret suçları | TCK m.125 |
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl | TCK m.132 |
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması | TCK m.133 |
Özel hayatın gizliliğini ihlâl | TCK m.134 |
Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde hırsızlık | TCK m.144 |
Kullanma hırsızlığı | TCK m.146 |
Mala zarar verme | TCK m.151 |
Güveni kötüye kullanma | TCK m.155 |
Bedelsiz senedi kullanma | TCK m.156 |
Dolandırıcılık (hukuki ilişkiye dayalı alacak tahsili) | TCK m.159 |
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf | TCK m.160 |
Akrabalar arasında işlenen mala karşı suçlar | TCK m.167 |
Açığa imzanın kötüye kullanılması | TCK m.209 |
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlâli | TCK m.233 |
Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması | TCK m.239 |
Yabancı devlet başkanına karşı işlenen suç | TCK m.340 |
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret | TCK m.341 |
Yabancı devlet temsilcilerine karşı işlenen suç | TCK m.342 |
V. Şikayet Süresi ve Şikayetten Vazgeçme
A. Şikayet Süresi
Şikayet süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren kanunda belirtilen süre kadar devam eder. Bu süre geçtikten sonra yapılan şikayetler işleme alınmaz (TCK m.73).
B. Şikayetten Vazgeçme
TCK m.73/7 uyarınca, şikayetten vazgeçme ceza davasını sona erdirir; ancak vazgeçme hukuki haklardan vazgeçme anlamına gelmez. Suçtan zarar gören ayrıca hukuki haklarından vazgeçtiğini açıkça bildirmiş ise, bu durumda hukuk davası açılamaz (Öztürk, 2019).
VI. Şikayete Yetkili Olan Kimseler
1. Genel Olarak
Ceza hukuku uygulamasında şikayet hakkı, suçtan doğrudan zarar gören kişiye tanınmış anayasal bir haktır. Yargıtay İçtihatları ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m.73 hükmü uyarınca, şikayete yetkili olan kimseler “suçtan zarar gören” veya “yetkili kimse” olarak ifade edilmiştir. Bu kavramlar, doğrudan zarar görenle sınırlı olup, dolaylı zarar görenler şikayet hakkına sahip değildir (Çakır, 2020: 145).
Suçtan doğrudan zarar gören, suçun koruduğu hak ve menfaatin ihlalinden doğrudan etkilenen gerçek veya tüzel kişidir. Örneğin, hırsızlıkta mağdurun maliki veya zilyedi, tehdit suçunda tehdit edilen kişi doğrudan zarar görenlerdir. Öte yandan, tedavi masraflarını üstlenen kişi gibi çıkarları dolaylı ihlal edilenler dolaylı zarar gören olarak kabul edilir ve şikayet hakkı yoktur (Yavuz, 2018: 78).
Bir suçta birden fazla doğrudan zarar gören bulunabilir; her biri ayrı ayrı veya birlikte şikayet haklarını kullanabilir. Ancak şikayet hakkının kullanımı için tüm zarar görenlerin başvurması gerekmez. Örneğin, konut dokunulmazlığını ihlal suçunda birden fazla kişi şikayet hakkına sahip olmakla birlikte, birinin şikayeti soruşturma başlatmak için yeterlidir (Demir, 2021: 92).
2. Küçüklerin ve Ayırtım Gücü Bulunmayanların Şikayet Hakları
Ayırtım gücüne sahip olan çocuklar 15 yaşını doldurmuş ise şikayet hakkını kendileri kullanabilir. Ancak bu durum, velilerin şikayet hakkını kullanmasını engellemez; hem çocuk hem veli ayrı ayrı şikayet edebilir (TCK m.73/4). Ayırtım gücü olmayan veya küçük yaştaki çocukların şikayet hakkı ise velileri veya vasileri tarafından kullanılır (Karaman, 2019: 130).
Eğer suçu işleyen kişi veliyse, velayeti olmayan diğer veli veya kayyım atanması halinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nin izniyle kayyım şikayet hakkını kullanabilir. Bu durum mağdurun menfaatinin korunması açısından önemlidir (Özkan, 2017: 214).
3. Tüzel Kişilerde Şikayet Hakkı
Tüzel kişiler, şikayet haklarını kuruluş sözleşmeleri, yönetim kurulu kararları ve ilgili sicil kayıtları doğrultusunda yetkili organlar veya temsilcileri aracılığıyla kullanabilir (TCK m.73/6) (Kuru, 2022: 56).
4. Özel Durumlar
- Yurt dışında vatandaş tarafından işlenen suçlarda şikayet hakkı mağdur veya vatandaşın bulunduğu ülkenin hükümeti tarafından kullanılabilir (TCK m.11/2).
- Yabancı devlet başkanına karşı işlenen suçlarda, yabancı devlet bayrağına yönelik hakaretlerde şikayet hakkı ilgili yabancı devlete aittir (TCK m.340/2 ve 341/2) (Erdoğan, 2019: 98).
VII. Şikayet Hakkının Kullanım Süresi
TCK’nın 73. maddesine göre şikayet hakkı, fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde kullanılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğindedir ve zamanaşımı süresini geçemez (Karakaya, 2020: 134).
1. Fiil ve Failin Öğrenilmesi
Şikayet süresinin başlaması için şikayete yetkili kişinin fiilin ve failin kimliğinin her ikisini de öğrenmiş olması gerekir. Sadece fiilin ya da sadece failin bilinmesi sürenin başlaması için yeterli değildir (Akyüz, 2018: 75).
Fiilin öğrenilmesi, hareketin ve sonucunun farkına varılmasıdır. Örneğin konut dokunulmazlığını bozma suçunda, failin hırsızlık yaptığını ancak daha sonra öğrenmek şikayet süresinin başlamasında önemlidir.
2. Mütemadi Suçlar ve Zincirleme Suçlar
Mütemadi suçlarda, yani sürekli suçlarda, şikayet süresi temadi veya teselsülün sona erdiği tarihten itibaren başlar. Ancak suçun işlendiğinin öğrenilmesiyle şikayet hakkı kullanılabilir (Yavuz, 2018: 90).
Zincirleme suçlarda ise her suç bağımsız olduğundan her suç için şikayet süresi ayrı ayrı başlar (Demir, 2021: 110).
3. Suçun Birden Fazla Faili
Suçun failleri birden fazla ise, herhangi bir failin öğrenilmesiyle tüm fail hakkında şikayet süresi işlemeye başlar (TCK m.73/3) (Çakır, 2020: 150).
4. Özel Durumlar
- Yurt dışında işlenen ve cezası 1 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlarda, şikayet süresi mağdurun Türkiye’ye giriş tarihiyle başlar.
- Şikayet süresi 6 ay olup hak düşürücü süre olarak değerlendirilir; durması, kesilmesi veya uzaması mümkün değildir (Karakaya, 2020: 136).
VIII. Şikayetin Usulü
Türk Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.158 uyarınca şikayet, yazılı olarak veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü şekilde yapılabilir. Şikayet, Cumhuriyet Başsavcılığına, kolluk birimlerine, valiliklere, kaymakamlıklara veya mahkemelere yapılabilir. Bu mercilere yapılan ihbar veya şikayet, doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına iletilir (Gürkan, 2019: 120).
1. Şikayet İçeriği
Şikayette, suçun nasıl işlendiği, fiilin ne olduğu, tarih ve fail bilgileri yer almalıdır. “Şikayetçiyim”, “faillerin cezalandırılmasını istiyorum” gibi ifadeler şikayetin varlığını gösterir.
2. Şikayetin Geçerliliği ve Sonrası
Şikayet bir kez yapıldığında, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında mağdurun ulaşılmaması ya da ölmesi halinde dahi geçerliliğini korur (Özkan, 2017: 222).
Şikayete bağlı olmayan suçlarda mağdurun şikayeti, ihbar niteliğindedir. Ancak kovuşturma aşamasında suçun şikayete bağlı olduğu anlaşılırsa, yapılan ihbar şikayet yerine geçer (Kuru, 2022: 59).
IX. Şikayetten Vazgeçme ve Şikayetten Feragat: Hukuki Analiz ve Uygulama
Özet
Ceza hukukunda şikayetten vazgeçme ve şikayetten feragat kurumları, suçtan zarar görenin dava sürecindeki irade beyanlarını düzenleyen önemli hukuki mekanizmalardır. Bu makalede, şikayetten feragat ile şikayetten vazgeçme kavramları arasındaki farklar, hukuki sonuçları, koşulları ve uygulamadaki yansımaları ayrıntılı şekilde incelenmektedir. Ayrıca bu kurumların Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirilmesi yapılmaktadır.
Giriş
Suçtan zarar görenin şikayet hakkı, suçun kamu davasına konu edilmesi bakımından kritik bir rol oynar. Ancak bu hakkın kullanılması, feragat edilmesi veya vazgeçilmesi gibi irade beyanları, dava sürecini etkileyebilir. Hukukumuzda “şikayetten feragat” ve “şikayetten vazgeçme” farklı kavramlar olarak yer almakta ve ayrı hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bu makalede, bu iki kavram arasındaki ayrımlar, yasal düzenlemeler, yargı uygulamaları ve hukuki değerlendirmeler irdelenmiştir.
1. Şikayetten Feragat
1.1. Kavramsal Tanım
Şikayetten feragat, suçtan zarar görenin şikayet hakkını kullanmadan önce, bu haktan tamamen vazgeçtiğini yetkili makamlara bildirmesidir (Gökcan, 2015). Bu, şikayet hakkını baştan itibaren kullanmama iradesinin açık beyanıdır.
1.2. Şikayetten Feragat ile Şikayetten Vazgeçme Arasındaki Fark
Feragat, şikayet hakkı doğduktan sonra ancak kullanılmadan önce gerçekleşirken; vazgeçme, şikayet yapıldıktan sonra şikayetin geri alınmasıdır (Taşkın, 2018). Feragat usulüne ilişkin Türk Ceza Kanunu’nda (5237 sayılı TCK) açık düzenleme yoktur; ancak uygulamada geçerli kabul edilmektedir (Akyürek, 2020).
1.3. Hukuki Niteliği ve Sonuçları
Şikayetten feragat ancak şikayet süresi dolmadan mümkündür. Feragat, şikayet hakkının tamamen kullanılmaması anlamına gelir ve bu irade beyanından dönülemez. Feragat, açık ya da örtülü olabilir. Örtülü feragatin örnekleri arasında mağdurun faille barışması ya da affettiğini ilan etmesi yer alır (Çelik, 2019). Ancak şikayetten feragat koşulsuz ve kayıtsız olmalıdır.
2. Şikayetten Vazgeçme
2.1. Tanım ve Kapsam
Şikayetten vazgeçme, şikayet hakkının kullanılmasından sonra, yani şikayet yapıldıktan sonra, şikayetin geri alınmasıdır (TCK m. 73). Vazgeçme, hem ceza hukuku hem de yargılama hukuku açısından önemli sonuçlar doğuran çift taraflı bir işlemdir (Kahveci, 2021).
2.2. Hukuki Dayanak ve Sistem
5237 sayılı TCK’nın 73. maddesi tüm şikayete bağlı suçlarda şikayetten vazgeçmenin mümkün olduğunu kabul eder (Kara, 2022). Kanun, istisnaları belirtmediği sürece, şikayetten vazgeçme hakkının kullanılması geniş bir alan bulmaktadır.
2.3. Şikayetten Vazgeçme Zamanı
Şikayetten vazgeçme, şikayetin yapıldığı andan kesinleşmiş hükmün verilmesine kadar mümkündür (Keleş, 2019). Kesinleşmiş hüküm sonrası ise ancak kanunda aksine hüküm varsa şikayetten vazgeçme geçerli sayılır (TCK m. 73/5).
2.4. Şikayetten Vazgeçebilecek Kişiler
- Suçtan doğrudan zarar görenler: Reşit olanlar tek başına, evli bile olsalar eşin rızasına gerek olmaksızın vazgeçebilir.
- Reşit olmayanlar: 15 yaşından büyük, akıl sağlığı yerinde ise hem kendisi hem veli birlikte vazgeçebilir.
- Veli, vasi veya kayyım: Küçük ya da akıl hastası zarar görenler için vazgeçme yetkisi onlara aittir.
- Tüzel kişiler: Yetkili temsilcileri vasıtasıyla şikayetten vazgeçebilirler.
- Vekiller: Vekaletnamede açık yetki varsa şikayetten vazgeçebilirler (Özdemir, 2017).
- Şikayetten vazgeçme hakkı mirasçılara geçmez.
2.5. Şekli
Şikayetten vazgeçme açık veya yazılı olarak yapılabilir. Yazılı dilekçelerle yetkili makamlara başvurma veya duruşmada sözlü beyan geçerlidir. Vazgeçme iradesinin kesin ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanması zorunludur (Güney, 2020).
2.6. Sirayeti
Şikayetten vazgeçme, iştirak halinde işlenen suçlarda bütün failler için geçerlidir. Ancak suçlar ayrı ayrı ise, sadece ilgili fail için geçerlidir (TCK m. 73/5).
2.7. Şarta Bağlanması ve Kabulü
- Şikayetten vazgeçme şarta bağlanabilir ancak Yargıtay, şikayetten vazgeçmenin şarta bağlanamayacağını, şarta bağlanması halinde vazgeçmenin geçersiz olduğunu belirtmektedir.
- Vazgeçmenin hukuki sonuç doğurabilmesi için şikayet edilenin kabulü gerekir (çift taraflı işlem). Kabul edilmeyen vazgeçme yargılamaya engel olmaz.
3. Şikayetten Vazgeçme ve Feragat Arasındaki Farkların Önemi
Özellik | Şikayetten Feragat | Şikayetten Vazgeçme |
Zaman | Şikayet hakkı doğduktan sonra, şikayet yapılmadan önce | Şikayet yapıldıktan sonra |
Hukuki İşlem Türü | Tek taraflı | İki taraflı (şikayet eden + kabul eden) |
Yasal Düzenleme | TCK’da açık düzenleme yok | TCK m. 73 |
Dönülme İmkanı | Yok | Genellikle yok (istisnalar hariç) |
Şikayetçinin Hakları | Şahsi haklardan feragat anlamına gelebilir | Şahsi haklardan feragat anlamına gelmez |
Sirayet | Failler arasında sirayet yok | Failler arasında sirayet vardır |
4. Uygulamadaki Problemler ve Yargıtay İçtihatları
Yargıtay uygulamasında feragat ve vazgeçmenin birbirine karıştırılmaması gerektiği, feragat edenin yeniden şikayetçi olamayacağı kabul edilmektedir. Ayrıca, şikayetten vazgeçmenin kabulünün şüphelinin veya sanığın iradesine bağlı olması, adil yargılanma ve ceza hukukunun koruyucu işlevleri açısından önem taşımaktadır (Demir, 2019).
X. Şikayetten Vazgeçmeden Vazgeçme ve Şikayetten Vazgeçmenin Hukuki Sonuçları
Giriş
Ceza yargılamasında şikayetten vazgeçme kurumu, mağdurun kamu davasını durdurma imkânı sağlayan önemli bir mekanizmadır. Ancak, bu kurumun uygulamasında sıklıkla karşılaşılan ve hukuki sonuçları itibarıyla kritik öneme sahip olan bir başka kavram da şikayetten vazgeçmeden vazgeçme yani şikayetten vazgeçme teklifinin geri alınmasıdır. Bu makalede, hem bu kavram detaylandırılacak hem de vazgeçmenin sonuçları ve uygulamadaki etkileri kapsamlı şekilde incelenecektir.
1. Şikayetten Vazgeçmeden Vazgeçme: Kavramsal Çerçeve
Şikayetten vazgeçme, iki taraflı (şikayetçi ve şüpheli/sanık) bir işlemdir. Bu nedenle, şikayetçi tarafından yapılan şikayetten vazgeçme teklifi, karşı taraf olan fail tarafından kabul edilene kadar geri alınabilir. Bu durum, tek taraflı irade beyanı olan feragatten ayrılır. Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, fail şikayetten vazgeçme teklifini kabul ettikten sonra şikayetçi, vazgeçme işlemini geri alamaz. Ancak, fail teklifi kabul etmezse, şikayetçinin vazgeçme teklifini geri alma hakkı devam eder ve bu aşamada vazgeçmenin geri alınması hukuken mümkündür (Erman, 2020: 415).
2. Şikayetten Vazgeçmenin Hukuki Sonuçları
2.1 Kovuşturma Aşamasındaki Sonuçlar
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 73/4. maddesi uyarınca, kovuşturma yapılan ve şikayete bağlı suçlarda, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmesi, aksi kanunda belirtilmediği sürece, davanın düşmesine yol açar. Ancak, bu hüküm, hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçmelerde cezanın infazına engel olmaz (TCK m.73/4). Bu nedenle;
- Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçme ve kabulü halinde, kovuşturmaya geçilmez (Özbek, 2019: 220). Savcının ısrarla iddianame düzenlemesi durumunda iddianamenin iadesi söz konusudur.
- Kovuşturma aşamasında ise, sanıkların kabulü halinde dava düşer ve yargılamaya son verilir. Sanık kabul etmez ise, yargılamaya devam olunur. Bu durumda mahkeme, suçun sabit olması halinde beraat kararı veya ceza verilmesine yer olmadığı kararını verebilir.
2.2 Şikayetten Vazgeçmenin Sanık Kabulü
Şikayetten vazgeçmenin sonuç doğurması için, vazgeçmenin sanık veya sanıklarca kabul edilmesi zorunludur. Kanun, sanıkların kabul etmemesi halinde şikayetten vazgeçmenin onları bağlamayacağını açıkça belirtmektedir (TCK m.73/6). Bu düzenleme, sanığın savunma hakkı ve adil yargılanma ilkesi açısından önem taşır (Çakır, 2022).
2.3 Şikayetten Vazgeçme ve Şarta Bağlama
Doktrinde tartışmalı olmakla birlikte, Yargıtay görüşleri şikayetten vazgeçmenin şarta bağlanamayacağı yönündedir. Şikayetten vazgeçme kayıtsız şartsız olmalı, aksi durumda geçersiz sayılmalıdır.
2.4 İnfaz Aşamasında Şikayetten Vazgeçme
Genel kural olarak, hüküm kesinleştikten sonra yapılan şikayetten vazgeçme ceza infazını engellemez. Ancak, kanunda özel düzenleme varsa (örneğin 5941 sayılı Kanun), infaz durdurulabilir veya başlamamışsa engellenebilir. Ayrıca, cezanın infaz edilen kısmı için tazminat talep edilemez (Öztürk, 2021).
3. Şikayetten Vazgeçmenin Özel Durumları ve Uygulama Sonuçları
- Çocuklar ve Şikayetten Vazgeçme: 2253 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 24. maddesi kaldırılmış olsa da, yeni TCK döneminde çocukların şikayete bağlı suçlarda şikayetten vazgeçmesi hâlinde kamu davası düşer (Atalay, 2020).
- Fikri İçtima Durumu: Bir fiille birden fazla suçun oluştuğu durumlarda, şikayete bağlı suçlarda vazgeçme, şikayete bağlı olmayan suçun takibini etkilemez (Kara, 2021).
- Şahsi Haklardan Vazgeçme: 765 sayılı TCK döneminden farklı olarak, yeni TCK’da (m.73/7) şikayetten vazgeçme, şahsi haklardan vazgeçmeyi doğurmaz. Şikayetçi açıkça şahsi haklardan da vazgeçtiğini belirtmediği sürece, hukuki haklarını ileri sürme hakkını kaybetmez (Akıncı, 2019).
XI. Sonuç
Şikayet hakkı, Türk ceza hukukunun temel unsurlarından biridir ve suçtan zarar görenin korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Kanunda açıkça belirtilen takibi şikayete bağlı suçlarda, mağdurun şikayeti olmadan ceza davası açılamaz ve soruşturma yapılamaz. Bu nedenle, şikayetin usulüne uygun şekilde yapılması, sürelerine dikkat edilmesi ve hakların bilinmesi gerekir.
Şikayetten vazgeçme ve vazgeçmeden vazgeçme kurumları, ceza hukukunda mağdurun haklarının korunması ve kamu davasının seyrinin belirlenmesinde merkezi öneme sahiptir. Vazgeçme teklifinin fail tarafından kabulü, işlemin hukuki sonuçlarını belirlerken, şikayetçinin teklifini geri alma hakkı bu kabulden önce geçerlidir. Vazgeçmenin etkileri, ceza muhakemesi sürecinin hangi aşamasında gerçekleştiğine bağlı olarak farklılık gösterir. Yeni TCK uygulamasında, şahsi haklardan vazgeçme ancak açıkça belirtilirse kabul edilirken, aksi durumda mağdurun hukuk yolları saklı kalmaktadır. Şikayetten feragat ve şikayetten vazgeçme, ceza muhakemesinde mağdurun haklarının kullanımı bakımından kritik kurumlardır. Aralarındaki farkların doğru anlaşılması, hak kayıplarının önlenmesi ve ceza adaletinin sağlanması açısından önem taşımaktadır. Yasal düzenlemeler ve yargı kararları bu kavramların netlik kazanmasını sağlamış, ancak uygulamada bazı tartışmalar devam etmektedir. Gelecekte, mevzuatta feragat kurumuna ilişkin açık düzenlemeler yapılması, uygulama birliğine katkı sağlayacaktır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.