
Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 114- (1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
GEREKÇE:
Madde metninde, siyasî hakların kullanılmasını engelleme fiillerinin bazıları suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu suç tanımında çeşitli seçimlik hareketlere yer verilmiştir. Bu hareketlerin suç olarak tanımlanmasıyla, kişilerin siyasî hak ve hürriyetleri güvence altına alınmak istenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre, bir kimseye karşı cebir veya tehdit kullanılarak, bir siyasî partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasî partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya ya da siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlanması, suç oluşturmaktadır. Bu suçun tamamlanmış şekline göre cezaya hükmedilebilmesi için, cebir veya tehdide maruz kalan kişinin siyasî partiye üye olması veya olmaktan vazgeçmesi, siyasî partinin faaliyetlerine katılması veya katılmaktan vazgeçmesi ya da siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılması gerekmemektedir. Bu amaçlarla, kişiye karşı cebir veya tehdit kullanılması, söz konusu suç tamamlanmış gibi cezalandırılabilmek için yeterlidir. Bu bakımdan söz konusu suç, bir teşebbüs suçu niteliği taşımaktadır.
Birinci fıkranın (b) bendinde, bir kimseye karşı cebir veya tehdit kullanılarak, seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlanması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu bentte tanımlanan seçimlik hareket açısından da söz konusu suç, bir teşebbüs suçu niteliği taşımaktadır. Bu itibarla, söz konusu suçun tamamlanmış şekline göre cezaya hükmedilebilmesi için, cebir veya tehdide maruz kalan kişinin bu nedenle seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmaktan vazgeçmesi veya seçildiği görevi bırakması gerekmemektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasî partinin faaliyetlerinin engellenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkra hükmüyle, siyasî hakların toplu olarak kullanılmasının engellenmesi ceza yaptırımı altına alınmıştır. Bir siyasî partinin faaliyetlerinin cebir veya tehditle ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmiş olması hâlinde, suç tamamlanmış olur.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 174 – (Değişik: 5.1.1961 – 235/2 md.)
Her kim şiddet veya tehdit göstererek veya nümayiş veya gürültü yaparak birini tamamen veya kısmen siyasi haklarını kullanmaktan men ederse kanunun başka ceza vermediği hallerde yedi aydan otuz aya kadar hapis ve beş yüz liradan beş bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Eğer fail, Devlet memurlarından olup da memuriyeti nüfuzunu suistimal suretiyle bu cürmü işlemiş bulunursa bir seneden beş seneye kadar hapsolunur. Ayrıca bir seneden üç seneye kadar memuriyetten mahrumiyet cezasına da uğrar.
AÇIKLAMALAR
Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi: Türk Ceza Kanunu Madde 114 Analizi
Özet
Siyasi haklar, demokratik toplumların temel taşlarından biri olup, bireylerin siyasi katılım hakkını güvence altına almaktadır. Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 114, bu hakların kullanılmasını cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışlarla engelleyenlere yönelik yaptırımları düzenlemektedir. Bu makalede, Madde 114 kapsamındaki suç tipleri, yaptırımları, hukuki unsurları ve uygulamadaki yansımaları detaylı biçimde ele alınacaktır. Ayrıca, uluslararası hukuk ve karşılaştırmalı hukuk perspektifinden konuya ilişkin değerlendirmeler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler
Siyasi haklar, cebir, tehdit, Türk Ceza Kanunu, siyasi partiler, seçim, hukuki koruma
Giriş
Demokrasinin işleyişinde, bireylerin siyasi haklarını özgürce kullanabilmesi temel bir gerekliliktir. Bu haklar, anayasal güvence altındadır ve bu hakların engellenmesi hukuki yaptırımlarla önlenmektedir. Türkiye’de bu koruma, başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere çeşitli mevzuat hükümleri ile sağlanmaktadır. TCK Madde 114, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesine ilişkin özel hükümleri düzenlemekte ve cebir, tehdit ya da hukuka aykırı davranışlarla bu hakları engelleyenlere yaptırımlar getirmektedir.
Madde 114’ün Hukuki Analizi
1. Suçun Konusu ve Korunan Hukuki Yarar
Madde 114, siyasi hakların kullanılmasını korur. Burada korunan hukuki yarar, bireylerin siyasi parti üyeliği, siyasi partinin faaliyetlerine katılım, seçimle gelinen kamu görevlerine aday olma ve seçilmiş görevlerden ayrılmama gibi temel siyasi haklarıdır (Kepenek, 2019).
2. Suçun Unsurları
- Maddi Unsur: Bir kişiye karşı cebir, tehdit ya da hukuka aykırı davranış kullanılması suretiyle siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi veya siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi.
- Manevi Unsur: Suçun işlenmesi kastıyla hareket edilmesi gerekir; yani fail siyasi hakların engellenmesi amacıyla cebir veya tehdit kullanmalıdır.
- Fail: Herkes bu suçu işleyebilir; özel bir sıfat şartı yoktur.
3. Suç Tipleri
a) Bireysel Siyasi Hakların Engellenmesi:
- Siyasi partiye üye olma veya olmama, siyasi partinin faaliyetlerine katılma veya katılmama, siyasi partiden veya parti yönetimindeki görevden ayrılmaya zorlamak.
- Seçim yoluyla gelinen kamu görevlerine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlamak.
- Bu fiiller cebir veya tehdit yoluyla yapılmalıdır.
b) Siyasi Partinin Faaliyetlerinin Engellenmesi:
- Cebir, tehdit veya hukuka aykırı başka davranışlarla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi.
4. Cezai Yaptırımlar
- Bireysel hakların engellenmesi halinde, fail bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çıkar.
Uygulama ve Yargıtay Kararları
Yargıtay kararları, Madde 114 kapsamında suçun oluşması için cebir ve tehdidin somut ve yeterli düzeyde olmasını aramaktadır. Örneğin, siyasi partinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin zorla engellenmesi somut cebir eylemi olarak değerlendirilmiş ve fail hakkında hapis cezası verilmiştir. Ayrıca, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi eyleminin demokratik toplum düzenine ve Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı olduğu vurgulanmaktadır.
Uluslararası Hukukta Siyasi Hakların Korunması
Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (BMMSHS) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), bireylerin siyasi haklarının korunmasını güvence altına alır (Özbudun, 2017). Bu sözleşmeler, siyasi hakların ancak kanunda öngörülen ve demokratik toplum düzeniyle uyumlu sınırlamalarla engellenebileceğini belirtir. Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri, TCK Madde 114’ün yorumunda dikkate alınmaktadır.
Sonuç
Türk Ceza Kanunu Madde 114, demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olan siyasi hakların korunmasında önemli bir hukuk normudur. Cebir, tehdit veya hukuka aykırı davranışlarla siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, hem bireysel haklara hem de toplumsal demokrasiye zarar vermektedir. Bu nedenle, Madde 114 kapsamındaki suçların etkin bir şekilde cezalandırılması, siyasi hakların güvence altına alınması bakımından büyük önem taşımaktadır. Yargıtay kararları ve uluslararası hukuk normlarıyla desteklenen bu düzenleme, siyasi katılımın önündeki engelleri kaldırmayı hedeflemektedir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.