
Suç için anlaşma
Madde 316- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmez.
GEREKÇE:
Madde, Devletin ülkesine, egemenliğine, birliğine ve Anayasa düzenine karşı suçlardan herhangi birini işlemek üzere gerçekleştirilecek birleşmeleri önlemek maksadıyla caydırıcı bir tehlike suçunu meydana getirmiş bulunmaktadır. Bu maddede yer alan suç sadece bir anlaşmanın gerçekleştirilmesiyle oluşmaktadır.
Anlaşmadan maksat, iki veya daha fazla kişinin madde metninde gösterildiği üzere, maddî olgularla belirlenen bir biçimde, bir irade birleşmesine varmış olmalarıdır. Suçun işlenmesinde kullanılacak vasıtalar hakkında da anlaşmanın gerçekleşmesi gereklidir.
765 sayılı Türk Ceza Kanununun 171 inci maddesinde “gizlice ittifak” sözcükleri kullanılmıştır. Gizlice sözcüğü Kaynak Kanunda yoktur ve anlamsızdır. Bu nedenle yeniden meydana getirilen suç tanımında bu kelimeye yer verilmemiştir. Anlaşmanın açıkça yapılmış bulunması hâlinde fiilin suç teşkil etmemesinin anlamı olamaz.
Anlaşma konularından birisini oluşturan “elverişli vasıta”dan suçun işlenmesinde kolaylık sağlayan her türlü gereçleri anlamak gereklidir. Ancak suçun işlenmesinde anlaşanların, vasıtayı da saptamış olmaları gerekir.
Maddede yer alan anlaşmanın “maddî olgularla belirlenen bir biçimde olması” ibaresi, suçun oluştuğunu kabul edebilmek için bulunması gerekli delillerin niteliğine işaret etmektedir.
Bir suçun işlenmesi için sadece anlaşmaya varmak, anlaşma konusu suç açısından bir hazırlık hareketidir. Eğer anlaşma konusu suçun icrasına başlanmamışsa, bu anlaşma dolayısıyla iştirak ve teşebbüs hükümlerinden hareketle cezaya hükmedilemeyecektir. Ancak, bu madde kapsamına giren suçlar açısından farklı bir yol izlenmiştir. Madde kapsamına giren suçların işlenmesi hususunda anlaşmaya varılması, bu suçlardan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu madde kapsamına giren suçların icrasına başlanmamış olsa bile, bu suçları işlemeye yönelik bir hazırlık hareketi mahiyetindeki anlaşma dolayısıyla cezaya hükmedilebilecektir.
Anlaşmaya varanların sayı bakımından yeterli olup olmadıkları, anlaşanların toplumda işgal ettikleri yer, kişilikleri, temsil ettikleri güç bakımlarından neticeyi alabilecek durumda olup olmadıkları hâkim tarafından takdir edilecek ve saptanacaktır.
Maddenin ikinci fıkrası ile cezasızlığı sonuçlayan bir etkin pişmanlık hâli getirilmiştir: İşlenmesi kararlaştırılan suçun icra hareketlerine geçilmesinden önce ve soruşturmaya başlamadan ittifaktan yani anlaşmadan çekilme hâlinde, çekilene ceza verilmeyecektir. Ancak, soruşturmaya başlandıktan sonra anlaşmadan çekilme hâlinde, bu etkin pişmanlık hükmü uygulanamayacaktır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 171 – (Değişik: 11/6/1936 – 3038/1 md.)
125, 131, 133, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümlerden birini veya bazılarını hususi vasıtalarla işlemek üzere bir kaç kişi aralarında gizlice ittifak ederlerse bunlardan her biri aşağıda yazılı cezaları görür.
1 – Yukarıdaki fıkrada yazılı ittifak 125, 131, 133 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümlerin yapılmasına dair ise sekiz seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.
2 – Bu ittifak 146 ve 147 nci maddelerde gösterilen cürümlerin icrasına müteallik ise dört seneden on iki seneye ve 149 uncu maddede gösterilen cürümlerin icrasına aid ise üç seneden yedi seneye kadar ağır hapis cezası verilir.
Cürmün icrasına ve kanuni takibata başlanmazdan evvel bu ittifaktan çekilenler ceza görmezler.
AÇIKLAMALAR
Suç İçin Anlaşma (TCK m.316) ve Hukuki Boyutları
Giriş
Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında suç işlemek amacıyla kişiler arasında yapılan anlaşmalar, suç için anlaşma olarak nitelendirilir ve TCK m.316 ile düzenlenmiştir. Bu madde, özellikle örgütlü suçlar ve ağır suçların önlenmesi amacıyla oluşturulmuş olup, suç planlamasına yön veren eylemlere karşı önleyici bir hukuki mekanizma sağlar.
Suç için anlaşma, ceza hukuku açısından fail ve mağdur açısından kritik sonuçlar doğurur, bu nedenle hem isnat edilen kişilerin hem de mağdurların haklarını koruyabilmek için doğru hukuki süreçleri bilmeleri ve alanında uzman ceza avukatlarından destek almaları önemlidir.
TCK m.316’ın Düzenleyici Kapsamı
Madde Metni
Madde 316-
(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmez.
Hukuki Nitelik
TCK m.316, suç hazırlığı ile doğrudan suç arasında kalan bir aşamayı düzenler. Bu bağlamda, suçun fiilen işlenmiş olması şart değildir; fail veya faillerin maddi olgularla belirlenen bir anlaşma yapması, ceza sorumluluğunu doğurur.
- Suçun ağırlık derecesi: Suçun türü ve failin rolüne göre ceza aralığı üç yıldan on iki yıla kadar değişir.
- Cezadan muafiyet: Amaçlanan suç henüz işlenmemiş veya soruşturma başlamamışsa, anlaşmadan çekilen kişi ceza almaz.
Suçtan Zarar Görenlerin Hakları ve Yapması Gerekenler
Mağdur veya müşteki konumunda olan kişiler, TCK m.316 kapsamında suç işleme amacıyla yapılan anlaşmalardan etkilenebilir. Bu durumda izlenecek adımlar şunlardır:
- Hemen polise veya savcılığa başvuru: Suç için anlaşmayı öğrenir öğrenmez, resmi mercilere bildirimde bulunmak, soruşturmanın başlatılmasını sağlar.
- Delil toplama ve güvence: Elektronik yazışmalar, tanık ifadeleri ve şüpheli hareketler gibi olgular kaydedilmelidir.
- Hukuki destek alma: Alanında uzman bir ceza avukatı, mağdur haklarının korunması ve tazminat taleplerinin etkin bir şekilde sunulması açısından önemlidir.
- Koruma tedbirleri: Bazı durumlarda mağdurlar için kolluk kuvvetleri veya mahkemeler aracılığıyla geçici koruma tedbirleri alınabilir.
Suç isnat olunan kişilerin hak ve yükümlülükleri
Suç için anlaşma iddiasıyla karşı karşıya kalan kişiler, hukuki süreç boyunca aşağıdaki adımları takip etmelidir:
- Susma hakkının kullanılması: Ceza soruşturması sürecinde kendilerini savunmak için susma haklarını kullanabilirler.
- Savunma stratejisi oluşturma: Alanında uzman bir ceza avukatı ile işbirliği yaparak, suç isnadına karşı etkili savunma geliştirilmelidir.
- İtiraf ve işbirliği: Eğer kişi anlaşmadan çekilmişse veya suç işlenmemişse, bu durumun soruşturma mercilerine doğru şekilde bildirilmesi ceza sorumluluğunu ortadan kaldırabilir.
- Delillerin korunması ve sunulması: Kendi lehine olan delillerin düzenli ve hukuka uygun şekilde savunma makamına sunulması gerekir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Suç için anlaşma cezası her zaman uygulanır mı?
Hayır, suç fiilen işlenmeden veya soruşturma başlamadan anlaşmadan çekilen kişiler cezadan muaf tutulur (TCK m.316/2).
2. Suç için anlaşma ile örgüt kurmak arasında fark nedir?
Örgüt kurmak fiilen devam eden bir yapıyı gerektirirken, suç için anlaşma yalnızca belirli bir suçun işlenmesi amacıyla yapılan planlamayı ifade eder.
3. Mağdur olarak nasıl korunabilirim?
Polise başvuru yapmak, delil toplamak ve bir ceza avukatı ile çalışmak en etkin yöntemlerdir.
4. Suç için anlaşma iddiasıyla karşı karşıya kalan bir kişi hemen tutuklanır mı?
Tutuklama, delil durumu ve suçun ağırlığına göre hâkim tarafından değerlendirilir. Suç işlenmeden çekilen kişiler ceza almaz.
Sonuç ve Öneriler
TCK m.316 kapsamında suç için anlaşma, hem suçun önlenmesi hem de suçtan zarar görenlerin haklarının korunması açısından önemli bir düzenlemedir.
- Suç isnadıyla karşı karşıya kalan kişiler, uzman ceza avukatı desteği almalı, haklarını ve savunmalarını hukuka uygun şekilde kullanmalıdır.
- Mağdurlar, suç planını öğrendiklerinde derhal mercilere bildirimde bulunmalı ve delil güvenliğini sağlamalıdır.
Bu bağlamda, hukuki danışmanlık almak, hem mağdur hem fail açısından sürecin sağlıklı yürütülmesi için zorunludur.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.