
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
Madde 282- (1) (Değişik: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
(4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
MADDE GEREKÇESİ:
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerine meşruiyet görüntüsü verilerek ekonomik sisteme sokulması, suç işlemenin kazanç elde etme açısından cazip bir yol olarak görülmesine neden olmaktadır.
Suç işlemek suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olan ekonomik değerlerin meşruiyet görüntüsü kazandırılarak ekonomik sisteme sokulması, aynı zamanda suç delillerinin değiştirilmesi, gizlenmesi ve dolayısıyla, suçlunun kayrılması sonucunu doğurmaktadır.
Bu düşüncelerle, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin, yurt dışına transfer edilmesi veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu suçun konusunu suçtan kaynaklanan malvarlığı değerleri oluşturmaktadır. Bu malvarlığı değerlerinin elde edildiği suçun türü veya mahiyeti önemli değildir. Önemli olan, bu suçun konusunu oluşturan ekonomik değerlerin, başka bir suçun işlenmesi suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olmasıdır.
Söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmıştır. Birinci seçimlik hareket, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin yurt dışına transfer edilmesidir. Bu seçimlik hareketin gerçekleştirilişi sırasında, yurt dışına transfer edilen malvarlığı değerlerinin suçtan elde edilmiş olduğunun bilinmesi gerekir. Başka bir deyişle, bu seçimlik hareket açısından kastın varlığı yeterlidir.
İkinci seçimlik hareket ise, serbest hareket olarak belirlenmiştir. Bu hareketler açısından önemli olan, bunların gerçekleştirilişi sırasında güdülen amaçtır. Başka bir deyişle, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin, gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması gerekir. Bu işlemler, değişik şekillerde gerçekleşebilir. Örneğin, yurt dışında işlenmiş olan bir suçtan kaynaklanan gelirin, meşru yolla elde edilmiş bir para görüntüsüyle yabancı sermayeyi teşvik mevzuatı çerçevesinde ülkeye sokulması hâlinde de bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli düzenlenmiştir. Buna göre, söz konusu suçun kamu görevlisi tarafından görevini yaparken ve görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak ya da belli bir meslek sahibi kişi tarafından mesleğinin icrası sırasında ve sağladığı kolaylıktan yararlanarak işlenmesi hâlinde, ceza artırılacaktır.
Üçüncü fıkrada, bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza belli oranda artırılması öngörülmüştür. Ancak, belirtilmelidir ki, bu suçtan dolayı verilecek artırılmış ceza, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı ayrıca cezalandırılmaya engel teşkil etmemektedir.
Dördüncü fıkraya göre, bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacaktır.
Maddenin beşinci fıkrasında bu suçla ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini gizleme nedeniyle kovuşturma başlamadan önce, bu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu suç nedeniyle cezaya hükmolunmayacaktır.
5918 sayılı Kanunla Maddenin ilk fıkrasında Yapılan Değişiklik ve İlave Edilen İkinci Fıkraya İlişkin Tasarı Gerekçeleri :
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerine meşruiyet görüntüsü verilerek ekonomik sisteme sokulması, suç işlemenin kazanç elde etme açısından cazip bir yol olarak görülmesine neden olduğundan, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması, Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde suç olarak tanımlanmıştır. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun (Türkiye Büyük Millet Meclisi S. Sayısı: 353) öncül suçu bakımından eşik sistemi benimsenmiş ve alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçların, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçunun öncül suçları oduğu kabul edilmiştir. Ancak, OECD bünyesinde çalışmalarını yürütmekte olan FATF tarafından yayımlanan 40 Tavsiye’ye göre; eşik sistemini benimseyen ülkelerin alt sınırı altı ay hapis cezasını gerektiren suçları öncül suç kapsamına almaları gerekmektedir. Bu nedenle, Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, FATF Tavsiyelerine uyum sağlamak amacıyla, öncül suçlara ilişkin bir yıl olarak düzenlenen eşik, altı aya indirilmiştir.
Ayrıca, maddenin birinci fıkrasında öngörülen ve yurt dışına çıkarma dışında kalan tüm fiiller için iki ayrı amacı birlikte arayan “gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak” şeklindeki manevî unsur bağlamındaki amaca açıklık getirmek düşüncesiyle, söz konusu ibarede yer alan “ve” bağlacı “veya” olarak değiştirilmiştir. Öte yandan, izlenen ceza siyasetinin gereği olarak söz konusu suçun ceza miktarları artırılmış ve bu suretle OECD üyesi diğer ülkelerin mevzuatındaki yaptırım miktarları arasında yeknesaklığın sağlanması amaçlanmıştır.
Maddeye ikinci fıkra olarak eklenen hükümle yeni bir suç ihdas edilmiştir. Buna göre, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçunun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak fiilleri ayrı bir suç oluşturacaktır. Ancak, seçimlik hareketli bu suç dolayısıyla failin cezalandırılabilmesi için, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenişine iştirak etmemiş olması gerekmektedir. Bu suçun öncül suçunu sadece maddenin birinci fıkrasındaki suç, yani suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu oluşturacaktır. Bu yeni suç ile Türk Ceza Kanununun 165 inci maddesinde tanımlanan suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçu arasında bir özel norm – genel norm ilişkisi söz konusu olacaktır.
Tanımlanan bu yeni suç, suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçundan farklı olarak, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Yani failin, satın aldığı, kabul ettiği, bulundurduğu veya kullandığı malvarlığı değerinin, suçtan kaynaklanan ve aklama işlemlerine tabi tutulan malvarlığı değeri olduğunu muhakkak surette bilmesi gerekmektedir.
İkinci fıkrada yapılan bu suç tanımı ile, 1988 tarihli Viyana Sözleşmesinin 3 (1) (c) (i) ve Palermo Sözleşmesinin 6(1)(b)(i) maddelerindeki aklama suçunu oluşturan “bulundurma” ve “kullanma” fiillerinin karşılığına mevzuatımızda yer verilmiş olmaktadır. Söz konusu Sözleşmelere göre, “satın alma, kabul etme, bulundurma ve kullanma fiillerinin suç oluşturabilmesi için, malvarlığı değerlerinin, bu fiillerin işlendiği sırada suçtan kaynaklanan ve aklama işlemlerine tabi tutulan malvarlığı değerleri olduğunun fail tarafından muhakkak surette bilinmesi gerekmektedir. Bu suretle, söz konusu Sözleşmelerden kaynaklanan uluslararası yükümlülüğümüzün karşılanması amaçlanmaktadır.
Söz konusu maddede yapılan değişikliklerle aynı zamanda 2005/60 sayılı Karapara Aklama ve Terörün Finansmanı Amacıyla Mali Sistemlerin Kullanılmasının Önlenmesine Dair Avrupa Birliği Direktifi başta olmak üzere AB müktesebatı ile uyum sağlanmış olacaktır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Bu maddenin karşılığı bulunmamaktadır.
AÇIKLAMALAR
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama (TCK m.282) ve Hukuki Boyutu
Özet
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, hem ulusal hem de uluslararası hukuk açısından ciddi sonuçlar doğuran bir mali suç türüdür. Türk Ceza Kanunu (TCK) m.282’de düzenlenen bu suç, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin yasal görünüm kazanmasını sağlayan her türlü eylemi kapsamaktadır. Bu makalede, suçun unsurları, fail ve mağdur açısından hukuki sorumluluk, uygulanacak cezalar, önleyici tedbirler ve hukuki danışmanlık önemi detaylı şekilde ele alınacaktır.
1. Suçun Tanımı ve Hukuki Niteliği
TCK m.282 uyarınca suç, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin;
- Yurt dışına çıkarılması,
- Gayrimeşru kaynağının gizlenmesi,
- Meşru bir yolla elde edildiği izleniminin verilmesi amacıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması
hallerinde oluşur.
Suç, doğrudan failin kendisi tarafından işlenebileceği gibi, bu malvarlığı değerlerini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişiler açısından da suç teşkil eder. Suçun işleniş biçimi ve failin mesleki statüsü, uygulanacak cezanın belirlenmesinde artırıcı unsurlar olarak değerlendirilir (ör. kamu görevlisi veya meslek sahibi kişi, suç örgütü faaliyeti).
2. Suçun Unsurları
2.1 Maddi Unsur
- Malvarlığı değerleri: Para, menkul kıymet, taşınmaz veya taşınabilir değerler.
- İşlemler: Yurt dışına transfer, mülkiyet devri, saklama, dönüştürme veya yatırım gibi fiiller.
2.2 Manevi Unsur
- Failin amacı, malvarlığı değerlerinin suçtan kaynaklandığını gizlemek veya meşru görünmesini sağlamaktır.
- Suç, kast unsuruna dayalıdır; yani failin bilinçli hareket etmesi gerekir.
2.3 Özel Durumlar
- Kamu görevlisi veya belli meslek sahibi kişi tarafından işlenmesi cezanın yarı oranında artırılmasını gerektirir.
- Suç örgütü çerçevesinde işlenmesi, cezanın bir kat artırılmasını gerektirir.
3. Cezai Yaptırımlar ve Tedbirler
- Hapis Cezası: 3 yıldan 7 yıla kadar
- Adli Para Cezası: 20.000 güne kadar
- Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
- Suç konusu malvarlığının kovuşturma öncesinde ele geçirilmesi durumunda, fail cezadan muaf tutulabilir (madde 282/6).
4. Suç İsnat Edilen Kişilerin Hak ve Yükümlülükleri
Suç isnat edilen kişiler açısından dikkat edilmesi gereken hukuki adımlar:
- Hukuki Destek Almak: Alanında uzman bir ceza avukatı ile hemen iletişime geçilmelidir.
- Delillerin Toplanması: Suçlamaya karşı kendini savunacak belgeler, banka kayıtları ve işlem dokümanları avukat eşliğinde derlenmelidir.
- İfade Hakkının Kullanımı: Savunma, adli makamlar önünde avukat rehberliğinde yapılmalıdır.
- Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerinin Bildirilmesi: Kovuşturma öncesinde malvarlığı değerlerini yetkili makamlara bildirmek, cezadan muafiyet sağlayabilir (TCK m.282/6).
5. Mağdurların Hak ve Yükümlülükleri
Suçtan zarar gören veya malvarlığı değeri aklanan kişiler, mağdur haklarını korumak için:
- Durumu Yetkili Makamlara Bildirmek: Savcılık veya polis birimlerine suç duyurusunda bulunmak.
- Delil Toplamak: Malvarlığına ilişkin belgeler, sözleşmeler ve işlem kayıtları korunmalıdır.
- Avukat Desteği Almak: Mağdur haklarının etkin bir şekilde korunması için ceza hukuku alanında uzman avukattan danışmanlık alınmalıdır.
- Tazminat Talepleri: Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin iadesi veya tazminat talebinde bulunmak.
6. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Malvarlığı değeri bilmeden mi suç teşkil eder?
Cevap: Hayır, TCK m.282/2 uyarınca, malvarlığı değerinin kaynağını bilmek şarttır. Bilinçsiz hareket suç oluşturmaz.
Soru 2: Suç örgütü çerçevesinde işlenirse ceza ne olur?
Cevap: Cezada bir kat artırma uygulanır.
Soru 3: Kamu görevlisi bu suçu işlerse ceza nasıl değişir?
Cevap: Hapis cezası yarı oranında artırılır.
Soru 4: Kovuşturma öncesi malvarlığı değeri yetkili makamlara bildirilirse ne olur?
Cevap: Fail, TCK m.282/6 uyarınca cezadan muaf tutulabilir.
7. Hukuki Danışmanlık ve Önleyici Tedbirler
- Ceza Avukatı Rolü: Hem fail hem mağdur açısından hukuki sürecin doğru yönetilmesi için uzman avukat şarttır.
- Önleyici Tedbirler: Mali işlemlerin şeffaf tutulması, belge ve kayıtların korunması, yasal danışmanlık alınması.
8. Sonuç
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, sadece fail açısından değil, toplum ve mali düzen açısından da ciddi sonuçlar doğurmaktadır. TCK m.282 kapsamında hem cezai yaptırımlar hem de önleyici tedbirler açıkça düzenlenmiştir. Suç isnat edilen kişiler ile mağdurların doğru hukuki adımlar atması ve uzman avukattan destek alması, hem hak kaybını önler hem de yasal süreçlerin doğru yönetilmesini sağlar.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.