
Haksız Tahrik ve Taksirli Fiil: Ceza Hukukunda Uygulama ve Analiz
Özet
Haksız tahrik, failin haksız bir fiilin yarattığı öfke veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesini ifade eden, Türk Ceza Hukuku’nda önemli bir indirim nedeni olarak düzenlenmiş bir kavramdır. Bu makalede haksız tahrik hükümlerinin kapsamı, taksirli fiil ile ilişkisi, uygulanma koşulları, şüpheli/sanık ve mağdur açısından yükümlülükler, sıkça sorulan sorular ve Yargıtay içtihatları ışığında detaylı bir analiz sunulmaktadır.
1. Haksız Tahrik Kavramı
Haksız tahrik, failin suç işleme yönünde önceden karar vermeksizin, dışarıdan gelen bir etkiden kaynaklanan ruhsal karışıklık sonucunda suç işlemesini ifade eder. Haksız tahrik, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m.29’da düzenlenmiş olup, failin cezasında 1/4 ile 3/4 arasında indirim yapılmasına imkân tanır.
Haksız tahrik durumunda failin suç işleme kararı tamamen bağımsız ve önceden tasarlanmış olmayıp, mağdurun eylemi nedeniyle oluşan yoğun duygusal tepkiye bağlıdır.
2. Haksız Tahrik Koşulları
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için aşağıdaki şartlar aranır:
- Tahriki Oluşturan Bir Fiil Olmalı: Failin öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmasını sağlayan bir fiil olmalıdır.
- Fiil Haksız Olmalı: Hukuk düzeni tarafından tasvip edilmeyen davranışlar haksız fiil olarak kabul edilir. Bu fiil suç teşkil edebileceği gibi, borçlar hukuku kapsamında haksız fiil niteliğinde de olabilir.
- Failin Ruhsal Durumu: Fail, öfke veya şiddetli elem etkisi altında hareket etmelidir.
- Suç ile Ruhsal Durum Arasında Nedensellik: Failin işlediği suç, söz konusu ruhsal durumun bir tepkisi olmalıdır.
- Tahrik Eylemi Mağdurdan Gelmeli: Tahrik oluşturan fiil, suçtan zarar gören kişi tarafından gerçekleştirilmelidir.
Önemli Not: Tahrik oluşturabilecek fiilin niteliği ve şiddeti, olayın özel koşulları, kişisel ilişkiler ve zaman-mekan faktörleri göz önünde bulundurularak değerlendirilir (Dönmezer & Erman, 2017).
3. Taksirli Fiil ve Haksız Tahrik
Haksız tahrik genellikle kasten işlenen fiillerle ilişkilendirilse de, taksirli fiillerin de haksız tahrik niteliği taşıyabileceği kabul edilmektedir.
Örneğin; trafik kazası sonucu bir yakınının ölümü veya yaralanması, failin öfke veya şiddetli elemi tetikleyerek başka bir eyleme yönelmesine neden olabilir. Bu durumda, fail lehine haksız tahrik hükümleri uygulanabilir ve TCK m.29 kapsamında ceza takdiren 1/4 ile 3/4 oranında indirilebilir.
Haksız tahrik, failin haksız bir fiilin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesini ifade eder ki, bu durumda fail suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında yarattığı karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir.
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan bir fiil olmalı,
b) Bu fiil haksız bulunmalı,
c) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
d) Failin işlediği suç bu ruhi durumun tepkisi olmalı,
f) Haksız tahrik teşkil eden eylem, mağdurdan sadır olmalıdır.
Tahrik oluşturan eylemin taksirli fiil olması durumunda haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinde;
Haksız tahrikten söz edebilmek için her şeyden önce haksız bir fiilin varlığı gerekir. Yasada fiilin yalnızca haksız olması niteliğinden bahsedilmiş hangi fiillerin tahrik niteliğinde olduğuna dair belirlemede bulunulmamıştır. Bir fiilin tahrik edici niteliğe haiz olup olmadığı değişik kıstaslara göre; örneğin tahrik edildiği ileri sürülen kişinin kişisel niteliklerine, tahriki oluşturan fiili yapan kişinin durumuna, bu kişiler arasındaki ilişkiye, zaman ve yer şartlarına göre takdir edilmelidir (Dönmezer/Erman, II, (12), no:1095). Tahriki oluşturan fiil haksız olmalıdır. Haksız fiil terimi, bir davranışın hukuk düzenince tasvip edilmediği anlamına gelir. Fiilin haksız olup olmadığının değerlendirilmesi yapılırken hukuk düzeninin bütünü göz önünde tutulacaktır. Fiilin haksız sayılması için suç teşkil etmesi veya borçlar hukuku anlamında bir haksız fiil oluşturması şart değildir. Haksız tahriki oluşturan fiilin aynı zamanda suç teşkil ettiği hallerde bunun kasten veya taksirle işlenebilen bir haksızlık olması arasında her hangi bir fark yoktur. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 07.02.1995 tarih ve 1994/4368-1995/251 karar sayılı kararında da “olayda maktul dikkatsizlik ve tedbirsizlik teşkil eden haksız hareketi sonucu sanıkların aracında hasara nede olduğuna göre, sanıklar lehine tahrik hükmünün kabulü yasal düzenleme gereği …” olduğuna işaret edilmiştir, (Centel/Zafer/Çakmut (4) s.438), Koca/Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri s. 266).
Örnek olay üzerinden yapılan değerlendirmede; taksirli fiilin de haksız fiil niteliğinde olduğu, sanığın haksız fiil niteliğinde olan mağdurdan kaynaklanan taksirli fiilin yarattığı öfke veya şiddetli elemin etkisi altında eylemini gerçekleştirmesi halinde sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Buna göre; olay öncesinde mağdurun kusurlu eylemiyle neden olduğu trafik kazasında sanık Ali’nin babası ve diğer sanık Özcan’ın dedesi olan İsmail’e aracıyla çarparak ölümüne neden olmasının sanıklar lehine haksız tahrik nedeni oluşturduğu kabul edilmiş, verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirim öngören 5237 sayılı TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında mağdur hakkında Taksirle Ölüme Neden Olma suçundan kamu davası açılmış olması, hak ve nesafet kuralları gözetilerek sanıkların cezalarından takdiren ¼ oranında indirim yapmak gerekmiştir.
4. Şüpheli/Sanık Açısından Öneriler
Haksız tahrik kapsamında ceza indirimi talep eden sanıkların dikkat etmesi gereken hususlar:
- Hukuki Destek: Konuya hakim ceza avukatından yardım alınması, savunmanın etkinliği açısından kritik öneme sahiptir.
- Olayın Belgelenmesi: Tahriki oluşturan eylemin hukuka aykırılığı ve failin ruhsal durumu mahkemeye ayrıntılı şekilde sunulmalıdır.
- Tanık ve Delil Toplama: Olay yerinde bulunan tanık ifadeleri, kamera kayıtları ve adli raporlar mahkemeye sunulmalıdır.
- Psikolojik Etki: Failin olay anındaki psikolojik durumu, adli psikiyatri raporları ile desteklenebilir.
5. Mağdur/Şikayetçi Açısından Öneriler
Haksız tahrik iddialarının değerlendirilmesinde mağdur veya zarar gören tarafın rolü de önemlidir:
- Olayın Detaylı Kaydı: Haksız fiilin niteliğini ortaya koyacak delillerin ve belgelerin korunması gerekir.
- Hukuki Destek: Mağdur avukatı ile iş birliği, tahrik savunmasının etkilerini minimize etmek açısından önemlidir.
- Adli Başvuru: Gerekli durumlarda suç duyurusunda bulunmak ve olayın resmi kayıtlara geçmesini sağlamak gereklidir.
6. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
S1: Haksız tahrik her durumda ceza indirimi sağlar mı?
Hayır. Haksız tahrikin varlığı, mahkeme takdirine bağlıdır ve cezada 1/4 ile 3/4 arasında indirime yol açabilir.
S2: Taksirli fiillerde haksız tahrik uygulanabilir mi?
Evet. Taksirli bir fiilin failde öfke veya şiddetli elem yaratması durumunda haksız tahrik hükümleri uygulanabilir.
S3: Tahriki oluşturan eylemin mağdura karşı suç teşkil etmesi gerekir mi?
Hayır. Önemli olan fiilin haksız olmasıdır; suç teşkil edip etmemesi zorunlu değildir.
S4: Haksız tahrik için avukat desteği şart mıdır?
Kesinlikle önerilir. Hukuki süreç karmaşık olup, uzman avukat yardımı savunmanın etkinliği açısından kritik öneme sahiptir.
7. Sonuç
Haksız tahrik, Türk Ceza Hukuku’nda failin ruhsal durumunu dikkate alarak ceza indirimi imkânı sunan önemli bir kurumdur. Taksirli fiillerin de haksız tahrik kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. Hem şüpheli/sanık hem de mağdur açısından hukuki hakların etkin korunması ve süreçlerin doğru yönetilmesi için alanında uzman ceza avukatından destek alınması kritik öneme sahiptir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.