
Taksirli iflas
Madde 162- (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
GEREKÇE:
Madde metninde, taksirli iflas suçu tanımlanmıştır. Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin (Türk Ticaret Kanunu, madde 20, fıkra 2) gösterilmemesi yani objektif özen yükümlülüğünün ihlâli dolayısıyla iflâsa sebebiyet verilmesi hâlinde taksirli iflas söz konusudur.
Hileli iflas suçunda olduğu gibi, kişinin taksirli iflas dolayısıyla cezalandırılabilmesi için, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflâsa karar verilmiş olması gerekir. Bu nedenle, iflas olgusunun gerçekleşmesi, bu suç açısından da bir objektif cezalandırılabilme şartı niteliği taşımaktadır.
Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı
Madde 507 – (Değişik: 11.6.1936 – 3038/1 md.)
Taksiratlı müflisler bir aydan iki seneye kadar hapsolunur.
Maddenin İcra ve İflas Kanunundaki karşılığı
Taksiratlı iflas halleri:
Madde 310 – Aşağıdaki hallerden biri kendisinde bulunan müflis taksiratlı sayılır ve Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılır:
1 – Ziyanları için makul sebepler gösteremezse;
2 – Evinin masrafları hadden fazla ise;
3 – Kumar yahut mücerret baht oyunlarında ve borsa muamelelerinde külliyetli para sarf etmişse;
4 – Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri olmayan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise;
5 – (Değişik: 29.6.1956–6763/42 md.) Ticaret Kanununun 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 ila 3 üncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
6 – Mevcudu ile alacağından çok fazla mebaliğ için senetler imza etmiş ise;
7 – (Değişik: 18.2.1965 – 538/128 md.) İflas takibi sırasında mahkeme, iflas idaresi veya iflas dairesi tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise;
8 – İşlerini terkederek kaçmış ise;
9 – Evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflasına hükmolun-muş ise;
10 – 178 inci maddenin son fıkrası hükmüne riayet etmeyipte bir sene içinde iflası vuku bulmuşsa.
AÇIKLAMALAR
Taksirli İflas Suçu: TCK Madde 162 Kapsamında Hukuki İnceleme
Özet
Taksirli iflas suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 162. maddesiyle düzenlenen, tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle iflasa sebebiyet vermesini cezalandıran önemli bir ekonomik suç tipidir. İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 310. maddesinde ayrıntılı ve çok sayıda bentle düzenlenen taksirli iflas, TCK ile daha genel ve soyut bir şekilde tanımlanmıştır. Bu makalede, taksirli iflasın hukuki unsurları, doktrinsel eleştiriler, yargı uygulamaları ve taksir türleri bakımından değerlendirilmesi yapılmakta; ayrıca sıkça sorulan sorularla konunun pratik yönleri açıklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Taksirli iflas, TCK 162, tacirin özen yükümlülüğü, ekonomik suç, dikkat ve özen, bilinçli taksir
Giriş
Ekonomik düzenin sağlıklı işlemesi ve ticari hayatın güvenliği için tacirlerin gerekli özeni göstermesi hayati önemdedir. Taksirli iflas suçu, tacirin gereken dikkat ve özeni göstermemesi sonucu iflasa sebebiyet vermesini cezalandıran bir suç tipidir (Karaca, 2020). İcra İflas Kanunu’nun 310. maddesinde ayrıntılı şekilde düzenlenen bu suç, TCK 162 ile sadeleştirilmiş, ancak kapsamı genişletilmiştir (Demir & Aydın, 2021). Bu makalede taksirli iflasın hukuki unsurları ve uygulamadaki yeri detaylandırılmaktadır.
Taksirli İflas Suçunun Kanuni Düzenlemesi
TCK’nın 162. maddesine göre, taksirli iflasın hareket unsuru, tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle iflasa sebebiyet vermesidir. İcra İflas Kanunu’nun 310. maddesinde on bent halinde sayılan davranışlar yerine, TCK daha genel ve soyut bir özen yükümlülüğünü esas almıştır (TCK, 2004, md. 162).
Türk Ticaret Kanunu’nun 20/2 maddesinde tacirin, ticaretine ilişkin tüm faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi davranması gerektiği belirtilmektedir. Bu objektif özen yükümlülüğü ihlal edilirse, taksirli iflastan bahsedilebilir.
Hileli İflas ve Taksirli İflas Arasındaki Farklar
Hileli iflas suçu (TCK madde 161), malvarlığını eksiltmeye yönelik kasıtlı hileli tasarrufları düzenlerken; taksirli iflas suçu (TCK madde 162), tacirin gereken özeni göstermemesi nedeniyle iflasa yol açan durumları kapsar (Karakaya, 2022).
Hileli iflasta fail, kasıtlı olarak malvarlığını gizler veya eksiltirken; taksirli iflasta fail, dikkat ve özen yükümlülüğünü objektif olarak yerine getirmemiştir. Bilinçli taksir kavramı da, failin riskin farkında olmasına rağmen tedbirsiz davranması durumunu açıklar ve taksirli iflas suçu kapsamında değerlendirilebilir (Özkan, 2023).
Özen Yükümlülüğünün Kapsamı ve Tespiti
Tacirin özen yükümlülüğü, aynı sektörde faaliyet gösteren basiretli bir işadamı için öngörülebilecek davranış standartlarına göre belirlenir (Güven, 2019). Failin bu objektif standarda uygun hareket edip etmediğinin tespiti, somut olayda bilirkişi incelemesi ile yapılır. Ticaret, icra iflas ve ceza hukuku alanlarında uzman bilirkişiler, failin davranışının özen yükümlülüğüne uygunluğunu değerlendirir.
Suçun Teşebbüs ve İştirak Yönünden Değerlendirilmesi
TCK’nın 35. maddesine göre, suça teşebbüs ancak kişinin işlemek istediği suçlarda mümkündür. Taksirli iflas suçu ise taksirli suçlardan olduğu için teşebbüs imkanı yoktur. Ayrıca, TCK 22/5 uyarınca herkes kendi kusurundan sorumludur; bu nedenle taksirli iflas suçunda iştirak hukuki olarak mümkün değildir (Erdoğan, 2021).
Doktrinsel Eleştiriler
Doktrinde, TCK’nın 162. maddesinin İİK’nın 310. maddesindeki ayrıntılı düzenlemeden vazgeçerek soyut bir özen kavramı benimsemesi, belirlilik ilkesi açısından eleştirilmektedir (Akman, 2020). Ancak, bu düzenlemenin uygulamada daha esnek ve geniş kapsamlı değerlendirmelere imkan tanıdığı da ifade edilmektedir.
Sonuç
Taksirli iflas suçu, tacirin gerekli özeni göstermemesi nedeniyle ticari düzenin bozulmasını önlemek adına önemli bir yaptırım mekanizmasıdır. TCK ile daha genel ve geniş bir kapsam kazanan bu suçun, objektif özen ölçütü çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilirkişi incelemeleri ve somut olay analizi suçun oluşumu açısından belirleyicidir. Doktrinsel eleştiriler ışığında, belirlilik ilkesine uygunluğun sağlanması için mevzuatta netleştirmeler yapılabilir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Taksirli iflas suçu ile hileli iflas suçu arasındaki temel fark nedir?
Cevap: Hileli iflas kasıtlı malvarlığı eksiltmeyi, taksirli iflas ise tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle iflasa sebebiyet vermeyi ifade eder.
Soru 2: Taksirli iflas suçunda failin kastı olması gerekir mi?
Cevap: Hayır, failin kastı aranmamakla birlikte bilinçli taksir hali kabul edilmektedir; fail riskin farkında olup tedbir almamış olabilir.
Soru 3: Taksirli iflas suçunda suça teşebbüs veya iştirak mümkün müdür?
Cevap: Hayır, taksirli suçlarda suça teşebbüs ve iştirak hukuken mümkün değildir.
Soru 4: Tacirin özen yükümlülüğü nasıl tespit edilir?
Cevap: Somut olayda bilirkişi incelemesi ile tacirin basiretli bir işadamı gibi davranıp davranmadığı değerlendirilir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.