Hukuki Makaleler

Tasarlayarak Öldürme, Canavarca His Saikiyle Öldürme, Bir Suçun Delillerini Ortadan Kaldırmak Maksadıyla Öldürme Suçları: Ankara, Ceza Hukuku – Avukat Necmettin İlhan

Tasarlama ve Canavarca His Saikiyle Kasten Öldürme Suçu: Hukuki Çerçeve ve Uygulama Sorunları

Giriş

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) kasten öldürme suçunun nitelikli halleri 82. maddede düzenlenmiştir. Bu kapsamda “tasarlayarak öldürme” ve “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” nitelikli halleri, cezanın ağırlaştırılmasına neden olmaktadır. Ancak uygulamada bu iki kavramın sınırlarının belirlenmesi, Yargıtay içtihatlarında da görüldüğü üzere, oldukça karmaşık ve tartışmalıdır. Bu makalede, tasarlama ve canavarca his saikiyle öldürme kavramları ayrıntılı biçimde incelenecek, Yargıtay kararlarından süzülen ölçütler değerlendirilecek ve tarafların (sanık, mağdur, müşteki) süreçteki hukuki hak ve yükümlülükleri ele alınacaktır.


Tasarlama Suretiyle Öldürme

Tasarlamanın Unsurları

Öğreti ve içtihatlara göre tasarlamanın varlığından söz edebilmek için şu koşulların bulunması gerekir:

  • Şarta bağlı olmayan öldürme kararı alınmış olmalıdır.
  • Karar ile icra arasında ruhsal dinginlik sağlayacak makul bir süre geçmiş olmalıdır.
  • Fail, bu süre sonunda kararından dönmemiş, kararlılığını sürdürmüş olmalıdır.
  • Öldürme fiili, planlı bir hazırlık ve sebat ile gerçekleştirilmiş olmalıdır.

Dolayısıyla, ani öfke veya fevri davranışlarla gerçekleşen öldürme fiillerinde tasarlamadan bahsedilemez.


Canavarca His Saikiyle Öldürme

Kavramın Tanımı

“Canavarca his,” failin insani duygularını yitirmiş şekilde, acıma duygusundan yoksun olarak ve sırf öldürmekten zevk alarak hareket etmesidir. Toplum vicdanında en ağır şekilde kınanan, alçakça güdülerle işlenen öldürme fiilleri bu kapsamda değerlendirilir.

Öğreti ve Uygulamada Ölçütler

  • Failin manevi durumu esas alınır.
  • Öldürme kastı yanında, öldürme fiilinden haz alma veya insani değerleri reddetme söz konusudur.
  • Eylemin işleniş tarzı değil, failin saiki belirleyici unsurdur.

Eziyet Çektirerek Öldürme

Kavramın Sınırları

Eziyet çektirerek öldürmede, mağdura öldürme için zorunlu olmayan acı ve ıstırap çektirme söz konusudur. Fail, ölüm sonucunu hemen gerçekleştirebilecekken mağdura gereksiz acılar yaşatır, süreci bilinçli olarak uzatır.

Hukuki Dayanak

TCK m. 96 gerekçesinde eziyet, “kişiye insan onuruyla bağdaşmayan, bedensel veya ruhsal yönden acı ve aşağılanma yaşatan davranışlar” olarak tanımlanmıştır.


Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, tasarlama ile canavarca his/eziyet çektirerek öldürme arasında ayrım yaparken, kesin ve inandırıcı delil aramaktadır. Failin yalnızca çok sayıda darbe vurmuş olması ya da fiilin vahşi görünmesi, tek başına “canavarca his saikiyle” hareket ettiğini göstermez. Aynı şekilde, öldürmenin tasarlama kapsamında kabul edilebilmesi için failin kararında ısrar ve sebat göstermesi aranır.

TASARLAMA-CANAVARCA HİS SAİKİ İLE ÖLDÜRME

Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin içtihatlarında açıklandığı üzere; tasarlama halinin kabulü için, öldürme kararının  şarta  bağlı  olmadan  alınması, ruhsal dinginliğe ulaşıldığını kabule elverişli makul bir süre geçmesine rağmen eylem kararlılığından dönülmemesi, belli bir hazırlıkta sebat ve ısrar tahtında öldürme fiilinin gerçekleştirilmesi gerektiği gözetilerek yapılan değerlendirmede; yukarıda kabul edilen oluş çerçevesinde, suça sürüklenen çocukların olaydan bir gün önce akşam saatlerinde maktuleyi her hangi bir şarta bağlı olmaksızın öldürme kararı aldıkları, ruhsal dinginliğe ulaşıldığını kabule elverişli makul süre geçmesine rağmen suça sürüklenen çocukların kararlarından dönmedikleri ve bu kararlarında sebat ve ısrar ederek öldürme eylemini gerçekleştirdikleri anlaşıldığından olayda tasarlamanın koşullarının bulunduğu kanaatine varılmıştır.

Olayda “Bir suçun delillerini ortadan kaldırmak maksadıyla öldürme” suçunun yasal unsurları itibariyle oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde;

 Suça sürüklenen çocuk E savunmalarında; B ile aralarında eşcinsel ilişki bulunduğunu, olay tarihinden bir gün önce B’nin ailesinin evinde bu tarzda ilişki sırasında maktulenin kendilerini görmesi ve “sizi söyleyeceğim” deyip kaçması üzerine, gördüklerini kimseye anlatmaması için B’nin maktuleyi öldürme yönündeki teklifini kendisinin de kabul ettiğini belirtmiş ve öldürme kararı verildiği andan itibaren yaklaşık 1 gün geçtikten sonra öldürme eyleminin gerçekleştiği yukarıda da açıklandığı üzere Mahkememizce kabul edilmiştir. Bozma öncesi kurulan hükümde, E’nin savunmasında olayın nedenine ilişkin öne sürdüğü B ile eşcinsel ilişki konusundaki anlatımının tutarlı olmadığı ve  olayın nedenini gizlediği kabul edilmiş, bozma öncesi suça sürüklenen çocukların birbirlerine yönelik üzerlerine yüklenen “Irza Geçme” suçundan beraatlerine ilişkin bozma öncesi kurulan hükümler temyiz dışı kalarak kesinleşmiş ise de; ceza hukukunda ikrarın bölünmezliği ilkesi de gözetilerek E’nin aşamalarda bu yöndeki açıklamasının tutarlı olduğu, öldürme nedeni olarak başka bir hususu ileri sürmek yerine kendi namus ve şerefini ortaya atarak bu yönde gerçek dışı açıklama getirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varılarak, olay öncesinde suça sürüklenen çocuklar arasında cinsel yakınlaşma yaşandığı,  E’nin bir kısım savunmalarında bu ilişkinin nitelikli şekilde olmadığını belirtmesi ve E’de fiili livataa bulgusu bulunmadığının raporla tespit edilmesi karşısında, cinsel yakınlaşmanın tasaddi boyutunda olduğu ve buna göre; suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk B’nin, 12-15 yaş grubunda bulunan E’ye yönelik eyleminin suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 416/1 maddesi kapsamında Irza Tasaddi suçunu oluşturduğu kanaatine varılmış, bu durum karşısında; suça sürüklenen çocukların eylemlerini 5237 sayılı TCK.nun 82/1-h maddesi kapsamında bir suçun (ırza tasaddi)  delillerini ortadan kaldırmak maksadıyla gerçekleştirdikleri, E’nin bahse konu suçun (ırza tasaddi) mağduru olmasının bu yönüyle hukuki durumunu etkilemeyeceği kanaatine varılmıştır.

Suça sürüklenen çocukların eylemlerinin Canavarca Hisle Ve/Veya Eziyet Çektirerek öldürme suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunun değerlendirilmesinde;

 “Canavarca hisle öldürme” ve “eziyet çektirerek öldürme” eylemleri farklı nitelikli suçlardır. Canavarca his kişinin manevi durumuna, eziyet çektirmek ise suçun işleniş biçimine göre belirlenmelidir.

Öğretide ve uygulamada açıkladığı gibi, “canavarca his,” insan yaşamını ortadan kaldırmadan zevk almak ya da maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere, kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hali şeklinde tanımlanabilir. Uygulamada bu konuda şöyle denilmiştir: “Toplumun ortak bilincinin, duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı, alçakça bir güdü/içtepi ve amaç itibariyle tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimi sergileyerek öldürmektir” (1.CD. 29.12.2004 t. 2994 – 4402 s.).  Eylemin canavarca his şevki ile işlenmesi başka şey, işleniş tarzının canavarca olması başka şeydir. TCK bu suçta hareketi değil, his/duygu itibariyle içtepiyi/güdüyü ağırlaştırıcı neden olarak benimsemiştir (CGK. 17.12.2002 t. 294–425 s.)

Eziyet çektirerek öldürme, failin mağdura maddi ve manevi acılar çektirerek ve ağırlığı ve süresi bakımından öldürme için gerekli olan ölçünün ötesindeki eziyet ile mağduru öldürmesi halinde söz konusu olur. Eziyet çektirme olgusu, TCK.nun 96. maddesinin gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: “bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması eziyettir.” Her an için ölüm sonucunu gerçekleştirebilme olanağı bulunan failin, mağdura acı vermek için bu hareketleri tekrarlaması ve ölüm neticesini yavaş yavaş gerçekleştirmesi” durumunda eziyet çektirerek öldürmenin varlığını kabul etmek gerekir. Uygulamada eziyet niteliğindeki hareketlerin ölüm sonucu için gerekli olmadığına dikkat çekilmiştir.

 Bu açıklama ışığı altında örnek olay değerlendirildiğinde;

Her ne kadar bozma öncesi Mahkememizce kurulan hükümde, suça sürüklenen çocukların eylemlerini canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ise de; suça sürüklenen çocukların sırf öldürme kastına yönelik olmak üzere otopside belirtilen yaraları meydana getirmelerinin canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme amacını güttüklerini tek başına ortaya koymayacağı gibi, bu amaçla hareket ettiklerine ilişkin kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden, olayda canavarca his saikiyle veya eziyet çektirerek öldürme suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı kanaatine varılmıştır.


Somut Olayın Değerlendirilmesi

Örnek olayda, faillerin maktulü öldürme kararı olaydan bir gün önce alınmış, makul sürede bu karardan dönülmemiş ve planlı şekilde fiil gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle tasarlamanın koşulları oluşmuştur.

Buna karşılık, otopsi raporunda tespit edilen yaraların varlığı tek başına faillerin “canavarca hisle” ya da “eziyet çektirerek” öldürdüğünü göstermemektedir. Bu yönde kesin kanıt bulunmadığından, Yargıtay canavarca his veya eziyet çektirerek öldürme unsurunun oluşmadığını kabul etmiştir.


Tarafların Hukuki Hak ve Yükümlülükleri

Sanık ve Müdafi Açısından

  • Sanıkların savunmalarını olay öncesi, sırası ve sonrasındaki irade süreçlerine dayandırmaları önemlidir.
  • “Tasarlama” ve “canavarca his” gibi ağırlaştırıcı nedenlerin oluşmadığını ortaya koymak için uzman ceza avukatı yardımı alınmalıdır.
  • Sanıklar, sorgularında çelişkili beyanlardan kaçınmalı ve ceza sorumluluğunu ağırlaştırabilecek ikrarlara karşı dikkatli olmalıdır.

Mağdur/Müşteki Açısından

  • Mağdur yakınları, davaya katılma talebinde bulunarak sürece aktif şekilde katılabilir.
  • Ağırlaştırıcı nedenlerin varlığını ortaya koymak için delillerin eksiksiz toplanması yönünde talepte bulunmalıdır.
  • Hak kayıplarını önlemek için alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek alınması önemlidir.

Suçtan Zarar Görenler İçin

  • Maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
  • Ceza davasındaki bulgular, hukuk davasında da etkili olabileceğinden sürecin yakından takip edilmesi gerekir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Tasarlama ile canavarca his arasında fark nedir?
Tasarlama, failin önceden plan yapıp öldürme kararında sebat etmesini ifade eder. Canavarca his ise failin öldürme fiilinden haz alarak, insanlık dışı bir güdüyle hareket etmesidir.

2. Çok sayıda darbe varsa otomatik olarak canavarca his kabul edilir mi?
Hayır. Çok sayıda darbe, öldürme kastının yoğunluğunu gösterir ancak tek başına “canavarca his” için yeterli değildir.

3. Mağdur yakınları davada nasıl haklarını koruyabilir?
Mağdur yakınları davaya katılmalı, delil toplama taleplerini mahkemeye sunmalı ve hak kayıplarını önlemek için ceza avukatı ile süreci yürütmelidir.


Sonuç

Tasarlama, canavarca his ve eziyet çektirerek öldürme suçun manevi ve maddi unsurlarını ağırlaştıran hallerdir. Ancak bu kavramların uygulanabilmesi için kesin ve inandırıcı delillerin bulunması şarttır. Uygulamada, tasarlama daha kolay tespit edilebilmekte, canavarca his ve eziyet çektirme ise çoğu zaman ispat zorlukları nedeniyle kabul edilmemektedir.

Bu nedenle, gerek sanıkların savunmalarının doğru şekilde hazırlanması gerekse mağdur yakınlarının haklarını etkili biçimde kullanabilmesi için uzman bir ceza avukatından profesyonel destek alınması büyük önem taşımaktadır.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir