Hukuki Makaleler

Sanığın veya Hükümlünün Ölümü (5237 sayılı TCK. madde 64): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Sanığın veya hükümlünün ölümü

Madde 64- (1) Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.

(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.

GEREKÇE:

Bu maddede yapılan düzenleme ile sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesi hüküm altına alınmıştır. Ancak niteliği itibarıyle müsadereye tabi eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin yargılamaya -sanığın ölümüne rağmen devam edilmesinin mümkün olduğu hâllerde- devam edilip hasıl olan neticeye göre bir karar verilecektir.

Hükümlünün ölümü henüz infaz edilmemiş hapis ve adli para cezasını ortadan kaldırır. Ancak adli para cezası kısmen veya tamamen infaz edilmiş ise artık devletten geri istenemez. Buna karşılık hükümlünün sağlığında verilmiş olup kesinleşen müsadere ve yargılama giderleri hükümlünün mirasçılarından istenebilir.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 96 – Maznunun vefatı hukuku amme davasını ortadan kaldırır.

Mahkümun vefatı ceza mahkümiyetini ve hatta henüz icra edilmemiş olan ağır ve hafif cezayı nakdi hükümlerini bütün neticeleriyle beraber ortadan kaldırır. Ancak eşya zabt ve müsaderesi ve muhakeme masrafları için sadır olup mahkümun vefatından evvel katiyet kesbeden hükümler tenfiz olunur.

AÇIKLAMALAR

TCK m. 64 Kapsamında Şüpheli, Sanık ve Hükümlünün Ölümü ile Mağdurun Ölmesinin Ceza Muhakemesi Üzerindeki Etkileri

I. Giriş

Ceza hukukunda suç ve cezaların şahsiliği ilkesi, failin ölümünün, ceza sorumluluğunu sona erdirmesi gerektiğini öngörür. Bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 64. maddesi, sanığın veya hükümlünün ölümü halinde dava ve cezanın düşmesini düzenler. Bu yazıda, şüpheli, sanık ve hükümlünün ölümü ile mağdurun ölümünün, ceza muhakemesi sürecine etkileri detaylı şekilde incelenecektir.


II. Şüphelinin Ölümü

1. Tanım ve Hukuki Statü

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 2 uyarınca, soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişi “şüpheli”dir. Şüphelinin soruşturma aşamasında ölmesi halinde, hakkında kamu davası açılması mümkün değildir.

2. Hukuki Sonuç

CMK m. 172 gereği, ölü şüpheli hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verilmelidir. Buna rağmen iddianame düzenlenmişse, CMK m. 174 uyarınca iade edilmelidir. Çünkü ölü kişi hakkında dava açılamaz; sağ olmak, kamu davasının koşuludur.


III. Sanığın Ölümü

1. Genel Esaslar

Sanığın ölmesi halinde, TCK m. 64/1 uyarınca kamu davası düşürülür. Bu karar re’sen alınır; ölüm sebebinin doğal, kasten ya da intihar yoluyla olması sonucu değiştirmez.

2. Müsadere ve Yargılama Giderleri

Müsadereye tabi eşya veya kazanç bulunması hâlinde davaya devam edilerek eşyanın niteliği araştırılır:

  • TCK m. 54/4’e göre suçun konusu, vasıtası veya sonucu olan eşya varsa müsadereye karar verilebilir.
  • Aksi hâlde, eşya mirasçılara iade edilir.
  • Mirasçılar davadan haberdar edilmeli ve karara karşı temyiz hakkı sağlanmalıdır.

3. İştirak Halinde Suçlar ve Görevli Mahkeme

Sanığın ölmesi, diğer sanıklar yönünden yargılamayı etkilemez. Görevli mahkeme belirlenirken sanığın sıfatına göre yetki kazanılmışsa (örneğin Yargıtay’da yargılanma), sanığın ölümü hâlinde diğer sanıklar için yetkisizlik kararı verilir, eğer özel yetkili mahkeme söz konusuysa. Aksi hâlde yargılama genel görevli mahkemede devam eder.


IV. Hükümlünün Ölümü

1. İnfazın Sona Ermesi

Hükümlünün ölümü, yalnızca infaz ilişkisini sona erdirir. Ceza terekeden tahsil edilmez; mirasçılar infaz edilmiş ceza için tazminat talep edemez.

2. Müsadere ve Giderler

  • Kesinleşmiş müsadere kararları infaz edilir.
  • Mahkeme kararıyla hükmedilen yargılama giderleri terekeden alınır (CMK m. 324).
  • Vekâlet ücreti de bu kapsamdadır.

3. Yargılamanın Yenilenmesi

CMK m. 313’e göre hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesi talebine engel değildir. Eş, altsoy, üstsoy veya kardeşler bu talepte bulunabilir.


V. Ölümün İspatı

1. Beyin Ölümü ve Tıbbi Kriterler

Modern tıpta beyin ölümü, ölümün kabulü için yeterlidir. 2238 sayılı Organ Nakli Kanunu ve ilgili yönetmelikler, tıbbi ölümün tanımlanmasını uzman hekimler kuruluna bırakmıştır.

2. Gaiplik ve Ölüm Karinesi

Gaiplik kararı, ölüm karinesinden farklıdır:

  • Ölüm karinesi (TMK m. 31, 44; NHK m. 32): Ölümüne kesin gözle bakılacak hâlde kaybolan kişi için ölü kaydı düşülür.
  • Gaiplik kararı (TMK m. 32, 45): Bu sadece gaiplik kaydıdır; kişi “ölü” sayılamaz.
  • Ceza yargılamasında, yalnızca ölüm karinesiyle ölüm ispatlanabilir, gaiplik kararı yeterli değildir.

3. Delil Standardı

Şüpheli, sanık veya hükümlünün ölümünün resmî nüfus kaydıyla ispatı gerekir. Tanık beyanları veya yalnızca zabıta araştırması yeterli kabul edilmez.


VI. Mağdurun Ölümü

1. Soruşturma Aşamasında Ölüm

  • Şikayete tabi suçlarda, mağdur şikayet etmeden ölmüşse, şikayet hakkı mirasçılara geçmez.
  • İstisna: TCK m. 131 gereği, hakaret suçunda ikinci dereceye kadar yakınlar şikayetçi olabilir.

2. Kovuşturma Aşamasında Ölüm

  • Mağdur davaya katılmamışsa, mirasçılar davaya katılamaz.
  • Katıldıktan sonra ölürse, CMK m. 243 uyarınca mirasçılara katılma hakkı tanınır.

3. İnfaz Aşamasında Ölüm

Mağdurun ölümü, infaz sürecini etkilemez. Çünkü infaz ilişkisi, fail ile devlet arasında kurulur.


VII. Sonuç

Ceza hukukunda failin ölümü, ceza sorumluluğunu ve infazı sona erdiren önemli bir nedendir. TCK m. 64 ile getirilen düzenleme, insan onuru ve kusur sorumluluğu ilkesine uygun olarak davanın düşmesini ve infazın sonlanmasını öngörmektedir. Şüpheli, sanık veya hükümlünün ölümü hâlinde delil standardı yüksek tutulmalı, resmî nüfus kayıtları esas alınmalı ve sürece taraf olan mirasçılara usul güvenceleri sağlanmalıdır. Mağdurun ölümü ise çoğunlukla sanık lehine bir hukuki sonuç doğurmaz; yalnızca katılma ve şikayet hakları bağlamında etkili olabilir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir