
Tefecilik
Madde 241- (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek:14/4/2020-7242/14 md.) Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
GEREKÇE:
Madde metninde tefecilik fiili suç olarak tanımlanmıştır. Faiz veya başka bir namla da olsa kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesi, tefecilik suçunu oluşturur. Tefecilik suçu, iktisadi hayatımızda, “senet kırdırma” denen usulle de işlenebilir. Örneğin henüz vadesi gelmemiş bir bononun vadesinden önce başkasına verilerek karşılığında bono üzerinde yazılı meblağdan daha az bir paranın alınması durumunda tefecilik suçu oluşur. Çünkü, bu durumda bononun el değiştirmesi, kişiler arasında doğmuş olan bir alacak borç ilişkisine dayanmamaktadır. İfade yerinde ise, bu durumlarda, birer ödeme aracı olan bononun veya çekin kendisi satılmakta ve satın alınmaktadır.
İzlenen suç politikası gereğince, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi cezalandırılmaktadır. Buna karşılık, ödünç para alan kişi cezalandırılmamaktadır.
Maddenin karşılığı
3.6.1933, 2279 sayılı Ödünç Para verme işleri Kanununun 17’nci maddesi:
MADDE 17-(Değişik 14.7.1960 S.K) Tefecilik edenlerle Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilen nispetler üstünde menfaat teminine müncer olabilecek herhangi bir fiil ve harekette bulunanlar veya alınacak faiz nispeti hususunda hükümetçe ittihaz olunacak tedbir ve kararlarla her ne suretle olursa olsun aykırı hareket edenler altı aydan iki seneye kadar hapis cezasıyla birlikte yüz bin liradan bir milyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Kabul ettikleri mevduata dokuzuncu madde gereğince tespit edilen nispetler üzerinden faiz verenler mezkur madde gereğince tayin olunan esaslar haricinde herhangi bir menfaat sağlayan hükümetçe ittihaz olunan tedbir ve kararlara ne suretle olursa olsun aykırı hareket edenler hakkında da yukarıdaki fıkralarda yazılı cezalar tatbik olunur. Bu suçların tekerrürü halinde cezalar üç misline çıkarılarak hükmolunur.
Mezkur suçların hükmü şahsiyeti haiz ve teşekkül tarafından işlenmesi halinde para cezaları bu teşekküle, diğer cezalar ise idare meclisi veya idare komitesi reis ve azalarından veya imzaları ile o müesseseyi ilzama selahiyetli müdür veya memurlarından cezayi müstelzim fiili işlemiş veya buna iştirak etmiş veya buna emir vermiş olanlara uygulanır. Bankalar Kanununun 80’inci maddesi hükmü mahfuzdur.
11.9.1981, 2520 sayılı 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3’üncü maddesi:
MADDE 3 -.Geçici maddeler dahil olmak üzere bu Kanunda yazılı zorunluluk ve yükümlülüklere uymayanlar hakkında 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Kanununun 17 nci maddesinde gösterilen hapis cezası ile birlikte 100 bin liradan 1 milyon liraya kadar ağır para cezası uygulanacağı gibi, yargı yoluna başvurma hakları saklı olmak üzere, işyerleri Maliye Bakanlığı’nın talebi üzerine valilerce 1 ay süreyle geçici olarak kapatılır.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanununun ilgili hükümleri:
İzinsiz faaliyette bulunmak
MADDE 46- (1) Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın finansal kiralama, faktoring ve finansman faaliyetlerinde bulunan kişiler, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun yararına olarak işlendiği tüzel kişi hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Ayrıca, bu suçun bir iş yeri bünyesinde işlenmesi hâlinde bu iş yerlerinin bir aydan bir yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar verilebilir.
(2) Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın ticaret unvanlarında, her türlü belge, ilan ve reklamlarında veya kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda şirket gibi faaliyet gösterdikleri izlenimini uyandıracak söz ve deyimleri kullanan kişiler, üç aydan bir yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu iş yerlerinin bir aydan bir yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar verilebilir.
(3) Birinci ve ikinci fıkralara aykırılık hâlinde Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine, sulh ceza hâkimince, dava açılması hâlinde davaya bakan mahkemece iş yerlerinin faaliyetleri ve reklamları geçici olarak durdurulur, ilanları toplatılır. Bu tedbirler, hâkim kararıyla kaldırılıncaya kadar devam eder. Bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır.
Yetkili merciler ile denetim görevlilerince istenen bilgi ve belgeleri vermemek ve görevlerini yapmalarını engellemek
MADDE 47- (1) Bu Kanunla yetkilendirilen mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi ve belgeleri vermeyen kişiler bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş yüz günden bin beş yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu Kanunla yetkilendirilen denetim görevlilerinin görevlerini yapmalarına engel olan kişiler iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak
MADDE 48- (1) Şirketin bu Kanunda gösterilen merciler ile denetim görevlilerine ve mahkemelere verdiği veya yayımladığı belgelerdeki gerçeğe aykırı beyanlardan dolayı, bunları ve bunların düzenlenmesine esas teşkil eden her türlü belgeleri imza edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin beş yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 52- (1) 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile 30/9/1983 tarihli ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmıştır.
(2) Diğer kanunlarda, 3226 sayılı Kanun ile 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye yapılan atıflar, bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.
İkrazatçılarla ilgili hükümler
GEÇİCİ MADDE 5- (1) 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden aldıkları yetkiye istinaden ikrazatçılık faaliyetinde bulunanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde bu Kanunda sayılı faaliyetlerden birini yürütmek amacıyla Kuruma başvuruda bulunabilirler. Bu süre içinde mevcut sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarının tahsiline yönelik işlemler dışında yeni bir ikrazatçılık faaliyetinde bulunamazlar. Kuruma başvuruda bulunan ikrazatçılar Kuruldan gerekli izinleri almak suretiyle faaliyetlerine faktoring, finansal kiralama veya finansman şirketi olarak devam edebilirler. Kurulacak bu şirketler bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan sermaye yükümlülüğünü üç yıl içinde yerine getirmek zorundadır. Kuruma başvuruda bulunmayan veya başvurduğu halde Kuruldan gerekli izinleri alamayanların ikrazatçılık faaliyet izinleri başka bir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer.
AÇIKLAMALAR
Tefecilik Suçu (TCK m. 241)
Giriş
Tefecilik, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 241. maddesinde düzenlenmiş olup, kazanç elde etme amacıyla başkasına ödünç para verme fiilini cezalandıran bir suç tipidir. Bu düzenleme, ekonomik düzenin korunması, bireylerin mali yönden sömürülmesinin önlenmesi ve finansal sistemin hukuka uygun işlemesini sağlamak amacı taşır. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde yaygınlaşan tefecilik, hem bireyler hem de toplum açısından ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır.
I. TCK m. 241’in Hukuki Düzenlemesi
Madde metni:
(1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu düzenlemeye göre suçun unsurları şunlardır:
- Ödünç para verme: Hukuka uygun bir kredi veya finansman yöntemi yerine, bireyler arasında, kayıt dışı şekilde ve genellikle yüksek faiz oranlarıyla para verilmesi.
- Kazanç elde etme amacı: Faiz, komisyon veya başka ad altında haksız menfaat sağlama niyeti.
- Fail: Herkes bu suçun faili olabilir; belirli bir meslek veya sıfat şartı aranmaz.
- Mağdur: Parayı ödünç alan kişi veya kişiler.
II. Suçun Unsurları ve Yargıtay Uygulamaları
1. Maddi Unsur
Tefecilik suçunun maddi unsuru, ödünç para verme fiilinin kazanç elde etme amacıyla gerçekleştirilmesidir. Yargıtay, kazanç unsurunun belirlenmesinde sözleşme, faiz oranı, tarafların beyanı ve para transferine ilişkin delilleri dikkate almaktadır.
2. Manevi Unsur
Suç, doğrudan kast ile işlenebilir. Failin amacı kazanç elde etmektir; bu amaç yoksa örneğin ihtiyaç nedeniyle faizsiz borç verme durumunda suç oluşmaz.
3. Örgüt Faaliyeti Kapsamında İşlenme
7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, suçun bir suç örgütü faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde cezanın bir kat artırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu durum, hem hapis hem de adli para cezasının ciddi ölçüde artmasına neden olur.
III. Yargıtay Kararlarında Tefecilik
Yargıtay, tefecilik suçunda para alışverişinin ispatı için tanık beyanları, banka hesap hareketleri, senetler ve iletişim kayıtları gibi delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Yargıtay uygulamalarında, yalnızca tek seferlik borç verme ve faiz alma durumunun da tefecilik kapsamında değerlendirilebileceği, ancak kazanç amacının somut olarak ortaya konulması gerektiği kabul edilmektedir.
IV. Tefecilik Suçunda Tarafların Hak ve Yükümlülükleri
A. Suç isnat edilen kişi (Şüpheli/Sanık) açısından
- Savunma stratejisi: Tefecilik suçlamasında, kazanç elde etme amacının bulunmadığı veya paranın farklı bir hukuki ilişki kapsamında verildiği ispatlanmaya çalışılmalıdır.
- Delil toplama: Banka dekontları, borcun faizsiz olduğunu gösteren yazılı belgeler ve tanık beyanları savunmada önemlidir.
- Avukat desteği: Ceza hukuku uzmanı bir avukat, hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında hak kayıplarının önlenmesi açısından kritik rol oynar.
B. Mağdur/Müşteki açısından
- Şikâyet hakkı: Tefecilik re’sen takip edilen bir suçtur; ancak mağdur, delillerini sunarak sürecin hızlanmasına katkı sağlayabilir.
- Delil sunma: Faiz oranlarını gösteren senetler, borç sözleşmeleri, para transfer kayıtları.
- Avukat desteği: Hakların korunması, alacakların geri alınması ve sürecin doğru yönetilmesi için uzman avukat desteği önemlidir.
V. Cezalar ve Yaptırımlar
- Temel ceza: 2–6 yıl hapis + 500–5000 gün adlî para cezası.
- Örgüt kapsamında işlenmesi: Cezanın bir kat artırılması.
- Adlî para cezası hesabı: Gün sayısı x günlüğün parasal karşılığı şeklinde hesaplanır (TCK m. 52).
VI. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
- Delil yetersizliği nedeniyle beraat kararları.
- Faizsiz borcun tefecilik zannedilmesi.
- Aile içi borç ilişkilerinin yanlış yorumlanması.
- Örgüt bağlantısının ispatında güçlükler.
VII. Hukuki Destek Almanın Önemi
Tefecilik suçunda hem şüpheliler hem de mağdurlar için süreç karmaşık ve teknik hukuki bilgiler gerektirir. Yanlış beyanlar, eksik delil sunumu veya usule aykırı işlemler hak kaybına yol açabilir. Bu nedenle, ceza hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki destek alınması sürecin en sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlar.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Tefecilik suçu şikâyete tabi midir?
Hayır. Re’sen takip edilir.
2. Yalnızca bir kez faizli borç vermek tefecilik sayılır mı?
Evet, kazanç amacıyla yapılmışsa tek seferlik işlem de tefecilik kapsamına girer.
3. Bankadan alınan kredi tefecilik midir?
Hayır. Bankacılık mevzuatı çerçevesinde verilen krediler hukuka uygundur.
4. Tefecilikte mağdur, ödediği faizi geri alabilir mi?
Evet, hukuka aykırı alınan faiz bedelleri iade talep edilebilir.
5. Örgüt faaliyeti içinde tefecilik yapanlara ne olur?
Ceza bir kat artırılır; ayrıca örgüt kurma veya üyesi olma suçundan da ayrıca ceza verilebilir.
Sonuç
Tefecilik suçu, hem bireysel mağduriyetlere hem de ekonomik düzenin bozulmasına yol açan ciddi bir suç tipidir. TCK m. 241’de düzenlenen bu suçun unsurları, cezaları ve yargısal uygulamaları dikkate alındığında, tarafların hak kaybına uğramamak için süreci hukuki destekle yönetmesi zorunludur. Özellikle Yargıtay’ın aradığı delil standartları ve suçun manevi unsuru göz önünde bulundurulduğunda, uzman ceza avukatından yardım alınması en güvenli yoldur.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.